BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 51,95 2,47 270.140.000.000,00
ALBRK 6,48 2,05 16.200.000.000,00
GARAN 113,30 2,91 475.860.000.000,00
HALKB 21,56 1,03 154.903.814.585,52
ICBCT 13,92 -2,86 11.971.200.000,00
ISCTR 10,97 2,43 274.249.670.900,00
SKBNK 5,11 2,20 12.775.000.000,00
TSKB 11,44 3,25 32.032.000.000,00
VAKBN 23,36 1,57 231.635.926.777,28
YKBNK 26,68 5,71 225.367.328.257,12

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiUzun vadede Türkiye kazanacak!----

Uzun vadede Türkiye kazanacak!

Uzun vadede Türkiye kazanacak!
06 Nisan 2016 - 14:09 www.finansingundemi.com

Nomura'nın ekonomisti Tımothy Ash, Türkiye ekonomisi konusundaki iyimserliğin süreceğini bildirdi

"Kısa vadede herkes Türkiye konusunda negatif düşündüğü için ben onlara göre biraz daha pozitif kalıyorum." Uluslararası medyanın gelişmekte olan piyasalarla ilgili görüşlerine en çok itibar ettiği isimlerden, Nomura'nın ekonomisti Tımothy Ash, Türkiye ekonomisi konusundaki iyimserliğini bu cümleyle özetliyor. Orta ve uzun vadede Türk ekonomisinin büyümede eski güzel günlere dönebileceğinin sinyalini veren Ash ile çok yönlü jeopolitik risklerin hem Türkiye hem de bölge ekonomisini nasıl şekillendirebileceğini konuştuk.

Bugün küresel ekonomiyi en fazla tehdit eden unsurlar arasında petrol fiyatları MİB|, ve jeopolitik riskler ilk sıraları paylaşıyor. Türkiye ise düşük petrol fiyatlarından göreceli olarak faydalanırken, jeopolitik risklerle neredeyse eş anlamlı anılıyor.

Riskler çok yönlü ve durum bunca karmaşık iken biz de dünyadaki gelişmeler ışığında Türk ekonomisinin yönünü buraları iyi bilen bir isimle konuşmak istedik. Ve şu sıralar Japonya'nın en önemli yatırım bankası Nomura International için Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'dan (CEEMEA) sorumlu baş stratejist olarak görev ya­pan Timothy Ash'in kapısını çaldık. Uluslararası medyanın gelişmekte olan piyasalarla ilgili en sık görüşüne başvurduğu isimlerden olan Ash, No­mura International'a transfer olmadan önce Stan­dard Bank Gelişmekte Olan Piyasalar Araştırma Bölümü'nün genel müdürlüğünü yapıyordu.

Ash, petrol fiyatlarının aslında söylenen ka­dar yüksek olmadığını, Suudi Arabistan ve Rusya gibi hammadde ihracatçısı ülkelerin bu ekono­mik testi ancak reform yaparak geçebileceğini söylüyor. Ash'e göre yabancı yatırım açısından önümüzdeki dönemin yükselen yıldızları Polon­ya, Sırbistan gibi gelişmekte olan Avrupa eko­nomileri olacak. "Ben oraya yatırım yapardım" diyen Ash, çoğunluğun aksine Türkiye için de uzun vadede çok iyimser. "Yapısal reformlar ya­pılır ve istikrar sağlanırsa Türkiye bu iyi gruba girebilir" diyor.

İran'ın dünya ile entegre olmasının da Türki­ye için zorlayıcı bir rekabet unsuru olmaktan öte Türk mallarına talebi artıracak büyük bir fırsat olduğu görüşünde. Kimilerinin Türk ekonomisi­ne bir yük olarak gördüğü mültecilerin ise ülke­nin ödeme dengesine büyük fayda sağladığını anlatıyor.

Ash ile Türkiye, bölge ve dünya ekonomisi­nin gidişatını konuştuk. İşte sohbetimizden sa­tırbaşları:

Nomura'daki yeni görevinizde Orta ve Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Afrika'dan sorumlu­sunuz. Bu bölgelerden gelen en önemli ekono­mik sinyaller neler?

AB'ye ihracat yapan gelişmekte olan Avru­pa, Baltık ülkeleri, Balkanlar ve Orta Avrupa, AB toparlandığı için fena gitmiyor. Bu ülkeler temel olarak iyi görünüyor. Finanse etmeleri gereken bir cari açıkları ve Çin'le büyük bir ticari ilişki­leri yok. Türkiye de bu bölgeye dahil olabilir. Sonuçta Türkiye, hammadde ve enerji ithalatçı­sı ve ihracatının çoğunu AB bölgesine yapıyor. Türkiye'nin ekonomik büyümesi de fena değil, ancak finansal piyasalar iç siyasi durumdan biraz rahatsız. Buna rağmen Türkiye de bu başarılı gruba dahil denilebilir.

Petrol fiyatlarının düşüşü Arap ülkelerinin ve Rusya'nın ekonomik geleceğini nasıl etkile­yecek?

Aslına bakarsanız varil başına 30 dolar illa da düşük bir fiyat değil. Kazananlar ve kaybe­denler var. Hammadde ithalatçıları kazanıyor, ihracatçıları kaybediyor. Nihai olarak bu bir test, temelde güçlü bir ekonominiz var mı, hükümeti­niz reform yapmaya istekli mi?
Reform yapmayanlar çok zorlanacak. Bu fiya­ta bakıp "Reform yapmamız, değişmemiz gerek" diyenler ise daha dayanıklı olacak. Yani 30 do­larlık fiyat iyi ülkelerle kötü ülkeleri birbirinden ayıracak.

Düşük petrol fiyatları Türkiye'yi ve dünyayı nasıl etkileyecek? Petrol fiyatlarıyla ilgili olarak önümüzdeki 10 yılda beklentileriniz nedir?

Uzun vadeli düşünürsek 30 dolar, 100 yıl­lık bir süre için reel olarak ortalama fiyat. Ben­ce sadece beklenmedik derecede yüksek petrol fiyatlarına alıştık, aslında 100 dolar, petrol için inanılmaz derecede yüksek bir fiyat. 30 dolar zorlayıcı olabilir ama bir yandan da hammad­de ithalatçılarına faydalı, gelişmiş ülkelerdeki ve Türkiye'deki tüketicilerin cebinde harcamak için daha fazla para bırakıyor. Bu da iç talebi artıra­caktır. Yüksek petrol fiyatları belki de bazı petrol üreten ülkeler için bile zararlıydı, reform yapmıyorlardı. Uzun süre düşük kalan bir petrol fiyatı bir­çok ülkeyi petrol fiyatları yüksek kalsaydı yapmayacakları reform­ları yapmaya itecek.

Rusya ve Türkiye arasında­ki ikili ilişkiler Suriye krizi yüzün­den tarihin en kötü dönemlerin­den birini yaşıyor. Bu da ülkeler arasındaki ticaretin ve turizmin çok azalmasına yol açtı. Sizce bu, Türk ekonomisi için ciddi bir teh­dit mi?

Kısa vadede bu kesinlikle sıkıntı verici bir durum. Rusya Türkiye için önemli bir ticari ortak ve Rus turistler Türkiye'nin ödemeler dengesi için önemli. Ancak, Türkiye dayanıklı bir ülke ve uzun vadede bu işten daha çok zarar görecek olan taraf Rusya... Türkiye Rusya'nın en önemli enerji müşterilerinden biri ve bu çatışma Türkiye'yi başka tedarikçiler bul­maya yöneltecek.
Ayrıca Türkiye'yi AB'ye tekrar yaklaştıracak ve AB üyeliği sürecine faydalı olacak. Bunun Kıb­rıs sürecine de faydalı olacağını düşünüyorum. Bu olaylar olmasaydı Türk hükümetinin Kıbrıs'ta barış konusunu tartışacağını düşünmüyorum, ta­bii bir yandan da Güney Kıbrıs'ın İsrail'e enerji koridoru oluşturması var.
Kısacası evet, bu olay ödemeler dengesi üze­rinde bir baskı yaratacak, belki büyüme de biraz etkilenebilir, belki bazı turizm ve inşaat şirket­lerinin negatif etkilendiğini göreceğiz ama uzun vadede bu olay Türkiye'nin Rusya'ya enerji ba­ğımlılığını azaltmak gibi pozitif adımlar atmasını sağlayacak.

Irak ve Suriye tarihsel olarak Türkiye'nin önemli ticaret ortaklarıydı. Sizce Türkiye bu iki ülkeyle bir zamanlar olan ticaretinin yerine bir şey koyabilecek mi?

ü Elbette zor olacak ama öte yandan da İran dünyaya açılıyor ve ambargonun kalkması Türkiye'ye çok faydalı olacak. Türkiye bölgede dayanıklı tüketim malı üreten tek ülke ve İran'ın bu mallara talebi yüksek olacaktır. Türk sanayi sektörü epey esnek, Türk ihracatçılarının Rus­ya pazarından AB'ye kayacağını düşünüyorum. AB'nin büyümesi hızlandı ve Türkiye'nin bundan faydalanacağına inanıyorum.

İran'ın dünya ekonomisine entegre olması Türkiye için bir tehdit mi yoksa bir fırsat mı?

Nihai olarak bir fırsat olmalı. İran 70 mil­yonluk büyük bir pazar ve Türkiye için doğal bir ticari ortak... İyi olacak. Türk mallarına talep artacak. Türkiye enerji ihtiyacını Rusya yerine İran'dan karşılamayı düşünebilir.

Sizce şu anda Türk ekonomisindeki en bü­yük risk nedir?

Bölgedeki jeopolitik risk ve Suriye'deki ça­tışmanın artarak Türkiye'yi içine alması... Bunun yanında Kürt sorunu veya Suriye yüzünden ülke içindeki güvenlik durumunun kötüleşerek turizm ve ticarete zarar vermesi de en önemli riskler ola­rak sıralanabilir.

Türkiye tekrar hızlı büyüyebilmek için ne gibi adımlar atmalı?

Türkiye'nin iyi bir bankacılık sistemi, dış finansmana erişim, genç bir nüfus, çalışkan işa­damları, girişimci bir kültür gibi avantajları var.
Bunlar Türkiye'ye çoğu kişinin görmediği bir da­yanıklılık sağlıyor.
TL şu anda reel olarak 2003'ten beri en düşük seviyede. Enerji ithalatı da azaldı. Enerji çeşitlen­dirmesi, eğitim reformu, tasarrufu artırmak gibi ülkenin rekabet gücünü artıracak bazı yapısal reformlar yapılması gerekiyor.
Mehmet Şimşek'in açıkladığı reform programı iyi bir program. Ancak bu programı uygulamak ve uygulamak için de siyasi bir irade koymak lazım.

Merkez Bankası'nın yeni başkanının bu ay içinde seçilmesi bekleniyor. Bankanın bağımsız­lığı konusundaki bir tartışma uzun süredir gün­demde. Bu konudaki görüşleriniz nedir?

Başçı'nın bir dönem daha bu görevde kal­ması pek olası değil gibi. Başbakan ve Cumhur­başkanı arasında bu konuda bir uzlaşma olaca­ğını düşünüyorum. Başbakan ve onun ekonomi kurmayları olan Mehmet Şimşek ve Ali Babacan piyasa dostu birini istiyor.
Bana öyle geliyor ki piyasa açısından nötr bir isim olacak. Piyasaya çok negatif gelecek bir is­min atanacağını düşünmüyorum.
Sonuçta da para politikasının çok değişece­ğini zannetmiyorum çünkü zaten muhafazakâr olmayan bir para politikası uygulanıyor ve hem Başçı hem de merkez bankasının bağımsızlığı konusunda zaten birçok soru işareti var. Büyük bir değişiklik olacağını zannetmiyorum.

Yakın gelecekte Türkiye'nin ekonomik büyümesinin nereden geleceğini düşünüyorsu­nuz? Örneğin Afrika Türkiye için bir fırsat su­nabilir mi?

Çeşitlendirme hep iyidir ve Afrika'ya yö­nelmenin zekice bir hareket olduğunu düşünü­yorum. Ancak nihai olarak Avrupa'ya bir geri dönüş olacaktır. Avrupa piyasaları iyileşiyor, AB tekrar büyüyor, lira çok ucuz ve bu nedenle Türk mallan rekabetçi. Avrupa'yla daha derinden bir yakınlaşma olacağını düşünüyorum.

Neden son yıllarda yatırımcının ilgisi geliş­mekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere kaydı?

Daha yüksek getiri peşinde koşulması ve gelişmiş ülkelerin merkez bankalarının ucuz para politikaları gelişmekte olan ülkelere olan yatırım­cı ilgisini açıklıyor.

Sizce Türkiye hala doğrudan yatırım çeki­yor mu?

Geçen yıl rakamlar gayet iyiydi, net ola­rak 11 milyar dolar. Avantajlar ucuz para birimi, rekabetçi iş gücü, büyük iç pazar, iyi üretim ve bankacılık sektörleri... Türkiye hem iç pazara hem de ihracata yönelik üretim yapmak için iyi bir yer. Coğrafi olarak da avantajlı, Avrupa'ya da Afrika'ya da eski Sovyet ülkelerine de ihracat ya­pabilirsiniz.

Doğrudan yatırım konusunda Türkiye'nin rakibi olan ülkeler hangileri? Türkiye bu ülkelere göre ne durumda?

Problem şu ki global olarak her yerde daha az doğrudan yatırım var. Avrupa'ya gelen doğru­dan yatırıma bakarsanız, son 10 yılda yarı yarı­ya azaldığını görürsünüz. Pasta küçüldü ve pas­tadan aynı payı almak için çok daha fazla çaba göstermeniz gerek. Türkiye aslında iyi durumda. 2015'teki 11 milyar dolar doğrudan yatırım iyi bir rakam. Sanırım en yüksek rakam 2007'deki 20 milyar dolardı. Doğrudan yatırımı GSMH'ye oranlarsak da Türkiye Polonya ve Macaristan'la aynı yerde.

Türk lirası son 12 ayda çok değer kaybetti. Bu sizce Türk ihracatçıları için sürdürülebilir bir rekabetçi avantaj mı?

Kesinlikle faydalı. Elbette bir maliyeti de var, döviz borçlarınızı daha maliyetli hale geti­riyor. Lira ve birçok gelişmekte olan para birimi şu anda çok ucuz. Bu, büyümeye ve cari açığın azalmasına faydalı olmalı.

Döviz kurları için orta vadede tahminleriniz nedir?

Kısa vadede stabil olacağını düşünüyorum. İlla daha zayıf bir lira göreceğiz diye bir şey yok. Bence lira değer kazanabilir çünkü cari açık kapa­nabilir. Enerji fiyatları da buna yardımcı olacaktır.

Sizce Türk ekonomisi iyi yönetiliyor mu?

Daha iyi yönetilebilir. Çoğu yatırımcı mer­kez bankası politikanızın daha şeffaf ve daha mu­hafazakar olmasını tercih ederdi. Türkiye Merkez Bankası teknik olarak çok yetkin ama çok komp­like olmaya çalışıyor. Sanırım bu adil bir eleştiri.
Maliye politikalarınızı eleştirmek ise zor. GSMH'nin yüzde 1'i kadar bir açığınız var ve bu çok iyi. Kamu finansmanı ve politikaları genelde sağlam.
Merkez Bankası politikalarının daha basit ol­masını isterdim. Maliye politikası tarafı kesinlik­le Türkiye'nin güçlü olduğu bir alan. Bankacılık sektörü ve denetim mekanizmaları güçlü. Türkiye yapısal reforma odaklanmak, ama sadece reform programları yazmaya değil bu programlan uygu­lamaya da...

BRICs kavramının mucidi, Goldman Sachs’ın eski baş ekonomisti Jim O'Neill 2013'te Meksika, Endonezya, Nijerya ve Türkiye'nin yeni potansiyel yatırım destinasyonları olduğu savını içeren MINT kavramını ortaya attı. Sizce MINT iddiası adı geçen ülkeler için halen geçerliliğini koruyor mu?

Meksika, Endonezya ve Türkiye uzun va­dede bu iddiaya uygun bir tablo ortaya koyacak gibi gözüküyor. Hatta şu anda -Hindistan her ne kadar bir miktar daha iyi gözüküyor olsada BRICs (Brezilya Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) ülkelerinden daha iyi durumdalar.

ASH’E GÖRE TÜRKİYE'NİN ANALİZİ

1- Petrolde 30 doların çok düşük olduğunu düşünmüyorum. Uzun vadede reel bir fiyat.

2- Bu fiyat, Türkiye gibi ülkelerde tüketicilere harcama İçin para bırakıyor, bu da talebi artıracak.

3- Rusya ile sorunlar kısa sürede kesinlikle sıkıntı verici bir durum. Ödemeler dengesini olumsuz etkiler.

4- Uzun vadede Rusya'ya enerji bağımlılığını azaltmak gibi pozitif adımlara neden olacak.

5- Türkiye'yi AB'ye tekrar yaklaştıracak ve Kıbrıs sürecine de fayda sağlayacak.

6- AB'de büyüme var, Türk ihracatçıları AB'ye kayıp bu büyümeden yararlanacaklar.

7- İran'ın etkisini ise özellikle dayanıklı tüketim mallarında göreceğiz. Türkiye bu alanda bölgedeki en güçlü ülke.

8- TL'nin değerinin düşük olması da Türkiye'nin ekonomik gücünü destekleyecek.

9- İyi bir bankacılık, genç nüfus, girişimci işadamları gibi avantajları Türkiye'ye büyük bir dayanıklılık sağlıyor.

10- En büyük risk ise Kürt sorunu ve Suriye yüzünden güvenlik durumunun kötüleşmesi.

 

TÜRKİYE İÇİN 3 FARKLI GELECEK TAHMİNİ

KISA VADE
Kısa vadeye gelirsek herkes Türkiye konusunda negatif olduğu için ben onlara göre biraz daha pozitif kalıyorum. Piyasalara gelirsek de herkes Türkiye konusunda negatif.

ORTA VADE
Benim İçin tahmin etmesi en zor olan orta vade. Hükümet başkanlık tartışmalarından uzaklaşıp dikkatini reforma kaydırmalı. Mehmet Şimşek'in belirlediği yapısal reformlara odaklanmalılar. Bu yapılırsa uzun vade çok parlak.

UZUN VADE
Uzun vadede tahminlerim kesinlikle çok pozitif. Türkiye birçok pozitifi olan iyi bir ülke. Dinamik ve iş yapmaya iyi bakan bir kültürü var. Genç bir nüfusu ve coğrafi olarak iyi bir yeri var. Türkler çok çalışkan ve ticarete çok yatkın. Bunlar bana cesaret veriyor. İyi bir bankacılık sektörü ve kamu finansman yönetimi var.

AB'YE NE KADAR YAKIN OLURSANIZ O KADAR İYİ

GÖÇ FAYDALI
Kişisel olarak göçün ekonomiler için iyi olduğunu düşünüyorum. ABD ve İngiltere gibi ülkeler iç göçten ekonomik olarak fayda sağlıyor. Mültecilerin ekonomiye fayda sağlamadığı gibi bir inanç var ama Türkiye'deki 3 milyon Suriyeli mültecinin sadece 500 bini kamplarda, gerisi dışarıda ekonominin içinde. Hepsi de fakir değil.

TALEP ARTAR
Birçoğu ev kiralıyor, ev alıyor, tüketiyor, ileride çalışacaklar. Türkiye'nin ödeme dengesindeki net hata ve noksan kaleminin artıda olmasında mültecilerin büyük faydası olduğunu düşünüyorum. Göçmenler yeni fikirler, yeni bakış açıları getirir, talebi artırır, ücretlerin çok üzerindeki enflasyonu dizginler. Medya genelde göçmenleri ve göçü negatif resmeder ama göç bence çok faydalı da olabilir.

AVRUPA TECRÜBESİ
AB ve Türkiye arasındaki mülteci anlaşması da düşünüldüğünde AB'nin mülteci krizini çözmek için Türkiye'ye ihtiyacı olmasını umuyorum. Bu durum Türkiye'yi tekrar AB adaylık sürecine sokacak. Bazı başlıklar tekrar açılacak ve umarım vize konusu rahatlayacak. Bu Türkiye ve Avrupa arasında geçişleri artıracak ve umarım Türklerin Avrupa tecrübesi artacak. Daha fazla ticaret olma olasılığı var.

KIBRIS'TA ÇÖZÜM
3 milyar euroluk fon Türkiye'nin göçmenler için yaptığı harcamalara yardımcı olacak. Ayrıca bu olay Türkiye'nin Kıbrıs sorununa eğilmesini de sağlayacak. Türkiye AB'ye ne kadar yakın olursa o kadar iyi. Reform, demokrasi ve basın özgürlüğü konusunda biliyorsunuz soru işaretleri var. Tekrar AB'ye yaklaşmak umarım Türkiye'yi tekrar doğru yola sokacak.

“TÜRKİYE'NİN YILDIZI YENİDEN PARLAYABİLİR”

POLONYA, ROMANYA, SIRBİSTAN
Orta ve uzun vadede büyüme açısından gelişmekte olan Avrupa ülkeleri iyi görünüyor, ben oraya yatırım yapardım. Bu yükselen yıldızlar bence Polonya, Romanya, Baltık ülkeleri ve belki Sırbistan... Bu ülkeler enerji ithalatçısı konumunda, Avrupa'ya ihracat yapıyorlar ve ticaret bağlantıları az. Bu nedenle Çin'in ekonomik olarak yavaşlamasından az etkilenecekler.

GÜVENLİK, REFORM ŞART
Türkiye de bu iyi gruba girebilir. Ancak bunun İçin iç siyasi durumun sakinleşmesi, Türk merkez bankasının daha muhafazakâr para politikaları gütmesi (Merkez Bankası başkanının kim olacağı sorusunun cevaplanması) ve Kürt barış sürecinin tekrar başlatılarak güvenlik sorununun aşılması gerek. Bir de bence Mehmet Şimşek'in belirlediği reform programının gerçekten başlatılması ve uygulanması lazım.

(Aslı Sözbilir/Capital Dergisi)

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)