BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,75 -0,85 362.700.000.000,00
ALBRK 8,64 0,70 21.600.000.000,00
GARAN 142,20 0,21 597.240.000.000,00
HALKB 27,44 2,62 197.150.309.472,48
ISCTR 14,99 0,27 374.749.550.300,00
SKBNK 6,98 -2,79 17.450.000.000,00
TSKB 13,55 -0,07 37.940.000.000,00
VAKBN 28,02 0,72 277.844.121.074,46
YKBNK 34,20 -0,18 288.889.153.912,80

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaTL'DE DEĞERLENME NEREYE KADAR?----

TL'DE DEĞERLENME NEREYE KADAR?

TL'DE DEĞERLENME NEREYE KADAR?
22 Temmuz 2009 - 17:26 www.finansingundemi.com

Servet Yıldırım Referans Gazetesi'ndeki köşesinde TL'deki değerlenmeyi iinceledi. İşte o yazı...

TL'de değerlenme nereye kadar? Servet Yıldırım Türk Lirası bu yıl hiç bu kadar değerli olmamıştı. Dolar kuru, bu yazı yazıldığı sırada 1.51'in altındaydı. Akla hemen birkaç soru geliyor. Birincisi, ne oldu da TL böylesine değerlendi. İkincisi, 1.50'nin altı kalıcı bir şekilde görülür mü? Üçüncüsü, Türk Lirası'nın bu kadar değerlenmesi neye yarar, neye yaramaz? Birinci sorudan başlayalım. Uluslararası Para Fonu (IMF) beklentisi falan diyorlar ama TL, bence büyük ölçüde yurtdışı kaynaklı bir değerlenme yaşadı. Önce Amerika'da resesyonun sonunun görüldüğü yolunda ABD Merkez Bankası'ndan (FED) ve diğer bazı bankalardan kadar gelen yorumlar havayı değiştirdi. TL kağıtlara iştah artıyor Ardından Amerika'da açıklanan şirket bilançoları beklenenden daha iyi çıktı, New York'ta endeksler yükseldi. Bu arada dolar da euro karşısında son altı haftanın en düşük düzeyine geriledi. Bu dış faktörlere ek olarak Türk Lirası cinsinden hazine bonosu ve devlet tahvillerinin reel olarak dünyadaki pek çok alternatifinden daha yüksek getiri sağlaması gibi her daim lehimize çalışan bir faktör var. Bu getiriyi tahvillerin geri ödenmeme riski ile karşılaştırdığınızda yatırımcıların TL kağıtlara olan iştahı artıyor. TL'nin değerlenmesinde başrolü oynayan nedenler bunlar. Listeyi uzatmak mümkün. Halkın borçluluk oranı düşük Mesela cari işlemler sorunu kriz nedeniyle ortadan kalktı. Finans sektörü sağlam. Kamunun borç rasyoları o kadar kötü değil. Ve halkın borçluluk oranı düşük. Eğer bir de ülkenin resesyondan çıktığı ya da çıkmak üzere olduğu varsayılıyorsa, o zaman TL neden değerlenmesin. İkinci soruya, yani 1.50'nin altının kalıcı bir şekilde görülüp görülmeyeceğine ilişkin tahminler biraz daha karışık. Burada önemli olan, kurun 1.50'nin altına kısa süreli olarak gelmesi değil, orada kalabilmesi. Piyasadaki oyuncuların büyük bir bölümü, dün sabah saatleri itibariyle 1.50'nin kırılabileceğini düşünüyorlardı. Bırakın dünü, geçen haftadan bu tahmini dillendirenler bile vardı. Mesela yabancı kuruluşlardan Nomura'nın geçen haftaki bir raporunda, kurun 1.45'e kadar gerileyebileceği öngörülüyor ve "Dolarlarınızın yarısını şimdi satıp TL'ye geçin" tavsiyesi yapılıyordu. Tavsiyeye uyanlar kazandı. Rapor yazıldığı gün 1.55'e yakın seviyeden dolarlarını satanlar 1.45'i beklemeseler bile bu hafta 1.51'in altından o dolarları yerine koyma şansı yakaladılar. Dört-beş gün içinde yüzde 2,5'lik bir getiri hiç fena değil. Önümüzdeki dönemde de böylesi fırsatlar olacaktır. Dolarda 1.40 seviyesi zora sokar Ancak daha orta vadeli bir bakışla kuru tekrar 1.50'nin üzerinde görenler de var. Merrill Lynch'in dolar tahmini eylül sonu için 1.70 ve 2009 sonu içinse 1.65 lira. Goldman Sachs'a göreyse 3 ay sonra 1.50 ve altı ay sonrası içinse 1.55 makul görülüyor. Her ne kadar yabancı yatırım bankalarının tahminlerine şüpheyle yaklaşsak da bu iki kuruluşun kur tahminleri "ciddiye alınabilir" görülüyor. Bu tahminleri değiştirecek ve tekrar 1.40'lı seviyelere daha sıcak bakmayı gerektirecek gelişme IMF olacaktır. Bu analizlere, IMF ile olası bir anlaşmanın ne ölçüde dahil edildiği belli değil. Eğer IMF ile bir düzenleme konusunda anlaşmaya varılır ve bu düzenleme yüklü bir krediyle desteklenirse (euro/dolar paritesinin de çok büyük değişim göstermeyeceği bir ortamda) 1.40'lı seviyeleri de görmek mümkün olabilir. O nedenle yabancı bankaların yatırım sepetlerinde Brezilya Reali ve Polonya Zlotisi'nin yanı sıra TL cinsi kağıtlar da artan bir ağırlıkla dahil ediliyor. Ancak 1.40'lı seviyelere inilmesi bizim için çok arzu edilebilir bir gelişme değil. Tek faydası, zaten düşüş eğiliminde olan enflasyona olabilir ki o da resesyondan çıkmaya çalışan ekonomimizin şu andaki öncelikleri arasında yer almıyor. Bu düzeyler, küresel talep çöküşü nedeniyle zaten ıstırap çeken ihracatçıyı ve ihracata yönelik üretim yapan sanayiciyi zorlar. İthalatın cazibesini artırıp, krizle boğuşan pek çok sektördeki yerli üreticiye dükkan kapattırabilir. Böylesi bir durumda Merkez Bankası'nın tekrar piyasaya girmesi şart olur. Düzenli döviz alım ihalelerinin yanı sıra diğer ek adımlara başvurulması gerekebilir. Merkez Bankası'nın alım ihalelerine başlamak için 1.40'lara inilmesini bekleyip beklememesi gerektiği bile tartışılabilir.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!