TEKNOLOJİ VE FİNANS HİSSELERİNE DİKKAT
ABD şirketlerinden gelen kar açıklamalarının beklentilerden iyi olması ve özellikle İngiltere ve ABD konut piyasalarında yavaş yavaş toparlanmaların görülmesi, bu hafta uluslararası piyasalarda olumlu etki oluşturdu.
SELİM IŞIKLAR / ZAMAN
Avrupa ve ABD borsa endeksleri yüzde 4-5 yükselirken, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası endeksi de 40 bin puana iyice yaklaştı ve haftayı yüzde 4,42'lik artışla 39,395 puandan kapattı. Genel olarak haftayı değerlendirecek olursak, 2009 yılı için daha önce sürekli kötümser analizler yapan Rubini, en kötünün geride kaldığını ima ederken, 2010-2011 yılları için yeni durgunluk tehlikesi uyarısından da geri durmadı. ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Bernanke de 2010'un ekonomide kademeli olarak toparlanmaların yaşanacağı bir yıl olacağını vurguladı ve özellikle konut sektörüne ilişkin olumsuzluğun yavaş yavaş ortadan kalktığına dikkat çekti. Ayrıca işsizliğin 2011 yılına kadar problem olmaya devam edeceğini de ekledi.
Haftanın ilk gününden itibaren yükseliş eğiliminde olan borsalar, açıklanan bilanço ve ekonomik verileri takip ederek iyi sayılabilecek bir sürece girdi. ABD haziran ayı ikinci el konut satışlarının beklentilerden iyi çıkması, otomotivde Ford, finansta Wels Fargo gibi şirketlerden gelen iyi rakamlar, dış borsalarda ciddi artışlar sağladı. ABD borsaları, uzun bir aradan sonra ilk kez belli noktaları aşarak yükselişlere devam etti. Yıl içinde bir ara 1.200 puana kadar gerileyen teknoloji endeksi Nasdaq neredeyse 2.000 puana ulaştı ve Kasım 2008 seviyesini yakaladı.
Bankacılık endeksi Standard and Poors ise 950'de bulunan direnç noktasını aşarak yine Kasım 2008'de gördüğü 1.000 puana iyice yaklaştı. Dow Jones sanayi endeksi ise diğer iki endekse göre daha ağır hareket etmesine rağmen yıl başında bulunduğu seviyeyi ilk kez geçerek iyimser havayı destekledi. Tüm bu gelişmelerden olumlu etkilenen İMKB, özellikle bankacılık sektörü hisselerinin sürüklemesiyle 40 bin puana uzun bir süreden sonra ilk kez bu kadar yaklaştı.
Borsa, en son Lehman'ın iflası öncesi Eylül 2008'de 40 bin puanı görmüştü. Yabancı yatırımcıların ilgisinin artarak sürmesi, piyasalardaki iyimser havanın süreceği beklentileri ve en önemlisi de hisse senedi piyasalarının halen alternatifsiz olması, en azından 2009 yılının sonlarına kadar borsaların yükselişlerinin devam edebileceğini gösteriyor. Ekonomilerin 2009 yılının son çeyreğinden itibaren toparlanmaya geçecek olması, başta ABD Merkez Bankası olmak üzere düşük faiz politikalarının devam etmesi, hisse fiyatlarındaki yükselişi destekliyor. Veriler olumlu gelmeye devam ettiği sürece ABD borsaları eski seviyelerine kadar olmasa da yükselişi sürdürebilir. Aynı şekilde bankacılık hisselerinin sürüklemesiyle 40 bin puana yaklaşan İMKB'de halen ciddi bir kar satışının olmamasında 6 aylık bilanço beklentileri ve dış borsalardaki olumlu performanslar etkili.
Son yükseliş dalgasında genele yayılan bir yükselişten henüz bahsedemiyoruz. Hatta bazı İMKB 100 hisseleri endekse göre hala yüzde 50 ucuz konumdalar. Son yükseliş dalgasında bankacılık sektörünün yüksek karlılık performansı şu ana kadar daha çok finans kesimi hisseleriyle yükselişi sınırladı. Ancak önümüzdeki dönemde özellikle bilançoların yavaş yavaş ulaşmasıyla, ucuz kalan hisselere dönük yabancı alımlarını ve raporlarını da görebileceğimizi düşünüyorum. Zira yabancı yatırımcının alacak banka hissesi neredeyse tükenmek üzere. Adeta takastaki payın yüzde 95'ine ulaşmış durumdalar.
Eğer ilgileri devam edecek olursa, bir süre sonra ister istemez ucuz kalmış ve derinliği olan hisselere de yöneldiklerini göreceksiniz. Hisse odaklı hareket ederek 2007 yılı zirvelerinden hala çok uzaklarda kalmış, derinliği olan ve yabancı yatırımcılar tarafından bir zamanlar sevilmiş hisselerin de atağa kalkacağı bir sürece giriyoruz. Teknoloji ve finans önümüzdeki ayların favori hisseleri olacaktır ama asıl büyük kazançlar hiç beklemediğimiz hisselerde gözlenecek. Önümüzdeki hafta için teknik bir yol gösterecek olursak, kısa vadeli göstergelerin zirvede olduğu, ama orta ve uzun vadeli göstergelerin henüz alım sinyali verdiği, bu açıdan sert dalgalanmaların olabileceği bir haftaya giriyoruz. Özellikle 6 aylık denetimden geçmiş bilançoları iyi analiz ederek 2009 yılı sonuna kadar yüksek performans gösterecek şirketleri bulabiliriz. Bu sebeple seçici hareket, endekse göre daha kazançlı olmanızı sağlayacaktır.
Dolar, TL karşısında 8 ayın en düşük düzeyinde
2009 yılı Mart ayında TL karşısında rekor bir fiyata ulaşarak 1,8 lirayı test eden dolar, o tarihten bu yana yüzde 17 düşerek en son Kasım 2008'de gördüğü 1,488 lira seviyelerine kadar geriledi. Doların TL karşısında bu denli kayıp yaşamasında elbette uluslararası piyasalarda yaşadığı kayıplar etkili. Ama en önemlisi, gerek hisse gerekse bono piyasasına yönelerek döviz bozduran yabancı yatırımcının katkısı da inkar edilemez. Doların 1,5 lirada bulunan psikolojik sınırının altına gerileyerek 8 ay öncesine dönüş yapmasının ardından düşüşü devam edebilir mi? Yoksa bu noktadan itibaren yükselişe geçebilir mi? Bu noktada teknik veriler ışığında doların gerçekten kritik bir noktada kapanış yaptığını söylemek mümkün. Euro karşısında bir ara 1,43 seviyelerine kadar gerileyen dolar, 1,42 seviyelerinde bulunuyor. Bu açıdan öncelikle bu noktanın üzerine doğru bir hareket olacak mı, bunu izlemek gerekir. Eğer Euro/dolar paritesi bu noktalarda kalırsa dolar kesinlikle 1,5 lira üstüne atacaktır kendisini. İyimser haberler gelmeye devam edip paritenin dolar aleyhine gelişmeye devam etmesi halinde bu defa 1,46-1,43 seviyelerine kadar gerileme ihtimali bulunuyor. Eğer gerileme 1,43'e kadar sürerse göstergelerde ciddi değişiklikler olacağından, bu düşüşü olumlu değerlendirilemez.
26 Temmuz 2009, Pazar