Piyasalarda karamsarların sesi kısılıyor
Dünya tarihinin en ağır ekonomik krizi, alınan olağanüstü önlemler sayesinde atlatılıyor. 2010 için yazılan kıyamet senaryoları geri plana itilmeye başlandı
Dünya piyasalarının 1929dan sonra gördüğü en derin krizin yarattığı 2009 ekonomi tarihine geçecek bir yıl olarak hatırlanacak. Küresel krizin kaynağı ABDnin krizden çıkmak için aldığı kararlar yıla damgasını vurdu. Kapitalizmin beşiği ABDnin özellikle ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernankenin izlediği politika ilk başlarda büyük eleştiri aldı. FED faizleri sıfıra çekerken, piyasaya bol para pompalaması daha sonra diğer ülkeler tarafından da benimsendi ve küresel krizin dipten dönüşü başladı. 2009da olduğu gibi bu yıl da FEDin faiz politikası ve fazla dolarları çekerken izleyeceği yol büyük önem taşıyor. Küresel ekonomi için krizden çıkış ve toparlanma yılı olarak gösterilen 2009 yılı ekonomi açısından kötü, piyasalar açısından çok iyi bir yıl oldu. 2010a yönelik beklentiler ise piyasalar açısından biraz daha temkinli gözleniyor. Geleceğin satın alındığı piyasalarda bu yıl dalgalı bir seyir beklenirken, genelde 2009 kadar olmasa da olumlu beklentiler ağırlık kazanıyor.
ALTININ YILDIZI 2009DA PARLADI
Piyasalara yön veren küresel ekonomi açısından bakıldığında 2009 yılı depresyon ve deflasyon gibi uç senaryoların ortadan kalktığı, resesyondan çıkışın başladığı bir yıl olarak hatırlanacak. Bu yıl ise toparlanmanın devam ettiği, ekonomilerde çift dip korkusunun azaldığı, ülkelerin ekonomik performanstaki ayrışmasının güçlendiği, bu doğrultuda krizle mücadelinin ikinci plana düştüğü bir yıl olmaya aday gösteriliyor. Piyasaların çok iyi performans gösterdiği 2009a özetle bakıldığında en göze çarpan rekor üstüne rekor kıran altın ve düşük dolar dikkat çekti. Küresel ekonomide toparlanmanın gelişimine bakıldığında, 2009da, krizin patlak verdiği ABD ekonomisinin krizden çıkışının geç olacağı ve sıfır faiz politikasını uzun süre sürdüreceği beklentisi doların yıl genelinde düşük seyretmesine neden oldu. Hatta Euro/dolar paritesinin bir ara 1.60a kadar yükseleceği beklentileri bile oluştu. Ancak aralıkta dolar güçlendi ve parite 1.43e geriledi. 2009un son haftalarındaki doların gücü dikkate alınmadığında zayıf dolar risk iştahının artmasına paralel borsalarda yükselişe neden olurken, altının onsunun 1.200 doları geçmesine neden oldu.
Türkiye 2010da yüzde 4-5 büyür
⢠Merrill Lynch: Yüzde 4.5 büyüme öngörüyor. Merkez Bankası proaktif kalacak. Kredi büyümesi kuvvetli olacak. Krizin Türkiyeye getirdiği daha düşük cari açık, düşük reel faiz ve düşük enflasyon ortamı Türkiye için bir yeniden değerlendirme fırsatı yaratabilecek. Önümüzdeki 5 yıl içinde yüzde 4-5 reel faizle sürmesi durumunda ciddi büyüme potansiyeli var.
⢠Goldman Sachs: Büyüme tahmini yüzde 5.5, enflasyon tahmini yüzde 6.4.
⢠Nomura: IMF ile anlaşma halinde yüzde 5.5 ve 2011de yüzde 5.6 büyüme olur. Geniş tabanlı dezenflasyon sürüyor. Enflasyon tahmini yüzde 5.5.
⢠JP Morgan: IMF ile stand-by anlaşması yapması halinde yüzde 5 büyümesi bekleniyor. Yıl sonunda dolar 1.35 TLye gerileyebilir. Not artırımı olur. Enflasyon 2010da yüzde 5.1 olur.
Türkiye notu ve IMFyi izleyecek
Yurt içi piyasalar için ise 2010u, yurt dışından ayıran en önemli gelişme siyaset olacak. 2011deki genel seçimlere yönelik beklentiler, olası erken seçim söylentileri piyasada yön belirleyebilir. Ekonomi açısından bakıldığında ise Türkiyenin bölgede krizde en az hasar alan ekonomilerin başında gelmesi, rating kuruluşlarından 2010un ilk aylarında beklenen not artırımları ve Türkiyenin not açısından yatırım yapılabilir seviyeye çıkması, IMF anlaşması en önemli beklentiler olarak gösteriliyor. Bu yüzden yurt içi piyasalarda yılın ilk çeyreğinde yükseliş trendinin sürmesinin yüksek olasılık olduğunu belirten uzmanlar, yıl sonuna doğru Merkez Bankasının 1-2 puanlık faiz artırımına gideceği tahminleriyle faizlerin yüzde 12ye çıkması bekleniyor.
Dünyanın gözü FEDde olacak
Piyasalar açısından hayli iyi bir yılı geride bırakılırken yeni yılda en büyük risk kar realizasyonu olarak gösteriliyor. Piyasa uzmanları, 2010 yılında dalgalı bir seyir beklense de gelecek kar satışlarının yükseliş trendini fazla değiştirmesini beklemiyorlar. 2010 yılında dünya piyasalarına yön verecek ya da piyasaların yakın takip edeceği en birincil konunun şüphesiz ABD Merkez Bankası FEDin izleyeceği faiz politikası olacak. FEDin sıfır faiz politikasından ne zaman vazgeçeceğinin önemine dikkat çeken analistler, bu politikadan çıkışta faizlerde ani ve hızlı yükselişe yol açmadan uygulama becerisinin piyasalarda oluşturacağı dalga boylarını belirleyeceğini kaydediyorlar. Merkez Bankalarının küresel krizde piyasalara pompaladığı dolarları geriye nasıl çekeceği de piyasalar açısından önemli olarak gösteriliyor. 2009da süreklilik arz etmese de ekonomik verilerde gözlenen iyileşme umutlarının 2010daki seyri de yakından izlenecek. Genel kanı ise 2010da ekonomilerde artık büyüme rakamlarının gelmeye başladığı bir yıl olacağı.
Faiz 2010un son çeyreğinde yükselir
Merkez Bankasının aralık ayında son verdiği ve yüzde 6.5te bıraktığı faiz indirimi sürecinin sonuna gelinmesi, faizlerdeki düşüş trendini de durdurdu. Merkez Bankasının 2010da faizleri bu seviyede tutarak yılın son çeyreğinden itibaren artışa geçmesini bekleyen uzmanlar, gecelik faizlerde 2010 sonunda 1-2 puanlık artış bekliyorlar. 2011de de Merkez Bankasının 2 puan civarında bir artış yapacağı öngörülüyor. Merkez Bankasının faizlerde yılın son çeyreğinde artırıma gidecek olmasına rağmen, uzun vadeli faizlerde yükselişin daha önce başlayacağı tahmin ediliyor. Yılın ilk çeyreğinde gösterge faizin yüzde 10a çıkması bekleniyor. Daha sonra kademeli olarak yüzde 11-12 aralığına çıkacağı tahminleri yapılıyor. Faizlerdeki artış, dolayısıyla bireysel kredi faizlerine ve şirketlerin kredi maliyetlerine yansıyacağı belirtiliyor.
Borsada dalgalı yükseliş sürecek
Dünya borsalarında ekonomik toparlanmanın hızı izlenecek olan bu yıl İMKBde de dalgalı ancak yukarı seyir bekleniyor. 2009un ilk yarısında krizde en kötünün geride kaldığı yönündeki işaretlerle birlikte, ekonominin sonraki dönemde normalleşeceği borsada satın alındı. İMKB de 2009da yüzde 90ını aşan yüksek bir performans gösterdi. İMKBde bu yıl 2009da yaşandığı gibi genel bir yükseliş beklenmiyor. Üretim ve büyüme verilerine bağlı olarak sanayi hisselerinde hareketlilik söz konusu olabilir.
Kurda hareket yok yatay seyreder
Kizden çıkış ve finansal piyasalarda işlerin normalleşmesine bağlı olarak risk iştahının kademeli olarak canlanması bekleniyor. Risk iştahındaki artış özellikle aralarında Türkiyenin de olduğu gelişmekte olan ülkelerin paralarında değerlenmeyi gündeme getirebilir. Orta Vadeli Programda 2010 sonunda doların 1.61 lira olması öngörülmesine rağmen, yabancı yatırım bankalarının analistlerinin tahmini daha düşük. Bazı analistler dolar kuru tahmini 1.35 lira seviyelerine kadar düşürüyor. Yurt dışında FEDin faiz artırımına geçme beklentisi ve piyasalardaki fazla doların çekilmesine bağlı doların Euro karşısında değerlenmesi bekleniyor.
Merkez bankaları fazla dolarları çekecek
Merkez bankaları, aksak bankalara ve borçlu hükümetlere verdikleri trilyonlarca dolarlık parasal destekleri 2010dan itibaren geri çekmeye hazırlanıyor. Çıkış stratejisinin gerçekleşmesi, en az kurtarma operasyonları kadar ürkütücü risklerle dolu olabileceği belirtiliyor.
Paritede rüzgar dolardan yana
Analistler, doların bu yıl, 2009 Aralık ayında sağladığı yüzde 5 artışın üzerine, ABD ekonomisinin düzelmesi ve FEDin para musluklarını kısmaya başlaması beklentilerini de koyacak bir trend izleyeceğini söylüyorlar. Doların rotasını, Euro, sterlin ve yenin gücü de belirleyecek. Analistler ayrıca doların, ekonomileri emtia ticaretine dayanan, Kanada, Avustralya ve Brezilya gibi ülkelerin para birimlerine karşı zayıf kalmasını, ancak Japonya, İngiltere ve Euro Bölgesinde güçlü olmasını bekliyorlar. Doları destekleyecek diğer bir gelişmenin de, yatırımcıları dolar bozdurup altın almaya yönelten altındaki rallinin sonuna gelmesi olduğu öne sürülüyor. ABD ekonomisinin bundan sonra kredi piyasasındaki şoklara daha dayanıklı olmasının da beklendiğini söyleyen analistler, bunun sonucu doların güvenli liman olma özelliğinin hatırlatacağını kaydediyorlar. FEDin faizi yıl ortasından önce arttırması beklenmiyor, ancak para arzını arttırmak için başladığı uygulamaları ilk çeyrekte sona erdirebileceği konuşuluyor.