Merkez 2010'a da yön verecek
2009'a damga vuran Merkez Bankası, 2010'a da yön verecek.
Türkiye ekonomisinin global krizden ağır bir darbe alarak girdiği 2009'u geride bırakmaya artık saatler kaldı. Ekonomide yüzde 6-6,5 oranında küçülmenin beklendiği 2009, reel sektör için olmasa da piyasalar açısından yüzlerin güldüğü bir yıl oldu. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) 20 binli seviyelerden 52 binlere geldiği bir yıllık süreçte Türkiye, kriz sayesinde tek haneli faiz seviyelerini gördü. Gerek Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) yıllık toplantılarına yapılan evsahipliği, gerekse yıl sonuna doğru Fitch'in not artırımının moralleri artırdığı piyasalarda, yıla damgasını vuran isim ise Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz'dı. Global krizde dünya merkez bankaları ile koordineli ama daha da cesur adımlar atarak, faiz indirim silahını en etkin kullanan isimlerden biri olan Durmuş Yılmaz, Euromoney dergisi tarafından da en iyi merkez bankası başkanı seçildi.
İndirimde en cesur ülke
Dünya ekonomilerinin krizle başetmeye çalıştığı 2009'da Yılmaz başkanlığındaki Merkez Bankası, yıl boyunca yaptığı 8,5 puanlık faiz indirimi yaptı. Merkez Bankası, Aralık 2008 yüzde 15 olan gecelik faizleri Aralık 2009'a kadar olan süre içerisinde 8.5 puan indirerek yüzde 6,50'ye kadar çekti. Böylece, kriz öncesinde en yüksek faiz uygulayan ülkeler sırlamasında 2. olan Türkiye 6. sıraya geriledi. Yıl içinde zaman zaman Yılmaz'a yönelik eleştirilerde bulunan uzmanlar yılsonuna gelindiğinde Fitch'in not artışında Merkez Bankası'nın uyguladığı para politikasının etkisinin büyük olduğu konusunda ortak görüş bildirmeye başladı. 2010'da da gözler bu kez Merkez Bankası'nın faiz artırımlarına ne zaman ve hangi koşulda başlayacağında olacak.
Merkez Bankası'nın kredi piyasasını çalıştırmak amacıyla yaptığı faiz indirimleri ikinci el bono piyasasına da yansıdı. Yılbaşında yüzde 17'nin üzerinde olan piyasa faizleri Merkez'in indirimlerine bağlı olarak eylül sonunda 7,74'lere kadar geriledi. Ancak bu seviyelerde kalıcı olamayan faizler, Hazine'nin 2010 yılı borçlanma programının belli olmasıyla yönünü yukarı çevirdi. Hazine'nin bu yıl olduğu gibi önümüzdeki yıl da ödemelerinin neredeyse tamamını piyasadan borçlanarak yapacak olması, piyasalarda huzursuzluk yaratınca faiz oranları da yüzde 9'un üzerine yükseldi.
DOLAR
YILSONUNDA BAŞLADIĞI YERE DÖNEN DOLARIN GÖZÜ MERKEZ BANKALARINDA
2009'un son çeyreğinde dünya piyasalarında "kriz geride kalıyor" beklentilerinin satın alınması içeride doları da yerle bir etti. Yıla 1.54 TL'den adım attıktan sonra dünya borsalarında dip seviyelerinin görüldüğü mart ayında 1.80 TL'nin üzerine fırlayan doların ateşi, aynı hızla söndü. Yılın son çeyreğinde uluslararası piyasada 1.49'a çıkan euro/dolar paritesinin de etkisiyle 1.45 TL'nin de altına inen doların yılsonuna kadar 1.40-1.42 TL bandına kadar gerileyebileceği tahmin ediliyordu. Ancak yılın son haftalarında yine parite etkisiyle tekrar 1.50'nin üzerine çıkan dolar yılı 1.50-1.51 TL bandında kapatıyor. Yani neredeyse yıla başladığı seviyede. Hatta doların daha hızlı düşmesini de engelleyen Merkez Bankası'nın ağustos ayından bu yana gerçekleştirdiği 95 adet döviz alım ihalesi oldu. 10 milyar liraya yakın döviz satış talebinin geldiği ihalelerde Merkez, 4.24 milyar liralık dolar aldı.
2010 yılında emtia fiyatlarında yaşanabilecek belirsizliklerin gölgesinde dahi dolar kurunda ciddi bir oynama beklenmiyor. Kuşkusuz, doların 2010 macerasında yine ABD'de uygulanacak para politikaları ve euronun gücü etkili olacak. Burada yakından izlenmesi gereken gelişme ABD ve Avrupa merkez bankalarının uygulamaları. Amerika'da başlayacak toparlanma ABD Merkez Bankası'nın (FED) ne kadar çabuk ve güçlü şekilde faiz artırmaya başlayacağında belirleyici olacak.
Ancak yılın son aylarında Merkez Bankası'nın indirimlerine rağmen faizlerin gelişmiş ülkelere göre hala çok cazip seviyelerde olmasıyla başlayan likidite girişinin devamı bekleniyor. Bu beklenti altında aracı kurumlar dolarda 2010 tahminlerini 1.55-1.60 TL seviyelerinde tutuyor.
BORSA
YATIRIMCI SAYISININ ARTTIĞI İMKB'NİN DEĞERİ 2'YE KATLANDI
Bu yıl yüzü en çok gülen, 2008'i yüzde 55'lik düşüşle kapatmış olan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) yatırımcılarıydı. 2008'in ağustos sonunda başlayarak tüm dünya ekonomisini yerle bir eden küresel krizin mart ayına kadar etkisi altında tuttuğu İMKB, 30 Aralık itibariyle 2008 sonuna göre yüzde 93,6 primli durumda. İMKB'nin piyasa değeri de bu dönemde 224.9 milyar dolara yükseldi. İMKB'nin tümünde yaşanan piyasa değeri artışı ise mart ayından itibaren 173.5 milyar liralı buldu. Mart ayında endeksin 23 bin 54 ile dip seviyesini gördüğü İMKB, bu tarihten sonra Merkez Bankası'nın hızlı faiz indirimlerinin etkisiyle banka hisselerine olan talep, yabancı yatırımcıların alımları ve toparlanmaya ilişkin beklentilerle yılı yaklaşık yüzde 95'lik bir artışla kapatacak.
İMKB'yi dipten alıp 50 bin puanın üzerine taşıyan bu harekette kuşkusuz, yılın ikinci yarısında risk iştahı artarak yatırım yapacak yer arayan yabancı fonların payı büyük oldu. Yılbaşında 6 bin 586 olan yabancı yatırımcı sayısının 7 bin 79'a çıktığı İMKB'de, 2008 sonunda 983 bin 267 olan yerli yatırımcı sayısı ise aradan geçen 11 aylık sürede 996 bin 258'e yükseldi. Bu dönemde toplam yatırımcı sayısı 1 milyonu aştı. Yabancıların yılbaşında 41.5 milyar lira olan portföylerinin piyasa değeri ise 2'ye katlandı. Bir yıllık süreçte yerli yatırımcıların da ellerindeki portföylerin değeri 20 milyar liradan 40 milyar liraya çıkarken, 2008 sonunda yüzde 32,54 olan payları ise yüzde 32,82'ye yükseldi. 2009'u halka arz kısırı olarak geçiren İMKB, Ran Lojistik ve Birko Mensucat'a kapılarını açarken, 2009'u İttifak Holding'in borsaya kotasyon gonguyla kapattı.
Yeni yılda da İMKB açısından yabancıların sergileyeceği tavır etkili olacak. İMKB'de 2010'da yeni bir ralli beklenmezken, artan siyasi ristlerin de gündeme alınmaya başlamasıyla oldukça volatil bir sürecin yaşanacağı tahminleri yapılıyor. Krizin etkilerinin azalmasıyla birlikte reel sektör şirketlerinin bilanço performansı ve faiz indirimlerinin durmasının ardından 2009'da bonodan yüklü miktarda kar eden bankaların 2010'da izleyeceği yol haritası da İMKB'de belirleyici önemli unsurlardan biri olacak.
2009 BORSADA ORTAK SATIŞIYLA GEÇTİ
Risk iştahı artan yabancı yatırımcıların ilgi odağı olan İMKB'de, 2009'da yerli yatırımcılardan gelen önemli satışlar da gözden kaçmadı. Başta Koç ve Sabancı'da aile bireylerinin hisse satışlarına sahne olan İMKB'de, yerli yatırımcıların hisse satışlarında aile içi ayrılıklar, ortaklar arasındaki kavgalar kadar kişisel yatırım tercihleri de etkili oldu. Sabancı Holding'teki satışlarda Sakıp Sabancı'nın vefatının ardından Şevket Sabancı ile oğlu Ali Sabancı ve kızı Emine Kamışlı, Hacı Sabancı'nın eşi Özcan ile kızı Demet ve oğlu Ömer Sabancı karar mekanizmasından uzaklaşması etkili olurken, Koç Holding'de başka alanlarda yatırım yapma amacı etkili oldu. 2009'da Enka İnşaat, Tüpraş, Van Et, Yataş, Goldaş, Logo Yazılım, Ceylan Giyim, Anadolu Efes, Borova Yapı ve Eczacıbaşı İlaç'ta ortak satışları yaşandı.
Hisse Satan ortak Tutar(Bin TL)
Koç Holding Ömer Koç 92.842.652
Bankasya Gerçek ve tüzel kişiler 66.969.176
Enka İnşaat Sevda Gülçelik 29.800.000
Arçelik Ali Koç 26.082.036
Van Et Galip Öztürk 23.602.552
Tüpraş Vehbi Koç Vakfı 19.479.930
Koç Holding Ali Koç 14.644.836
Van Et Fatma Öztürk Gümüşsu 11.920.585
Yataş Yılmaz Öztaşkın 4.880.803
Sabancı Holding Emine Kamışlı 4.025.000
Sabancı Holding Şevket Sabancı 2.800.000
Goldaş Goldart 2.514.300
Logo Tuğrul Tekbulut-Logo Yatırım-Turgay Aytaç 2.327.743
Ceylan Osman-Gönül Özdoğan 1.950.000
Anadolu Efes Nail Özkardeş 1.656.184
Bülent Adanır Akbank 625.805
Mensa Ulutaş Tekstil 620.000
Eczacıbaşı İlaç Erdal Karamercan 518.400
Borova Yapı Tayfun Uzunova 250.052
Referans