Kurdaki dalgadan korunma ve kazanma formülleri
Dövizdeki hareket kafaları karıştırıyor. Kimi kurların daha da düşeceğini, kimi ise aksine yükseliş başlayacağını iddia ediyor. Peki dövizle işi olanlar bu belirsizlikten nasıl korunabilir? Uzmanlara göre tek yolu forward yapmak...
BARIŞ BEKAR / para dergisi
DÖVİZ piyasalarındaki dalgalı seyir sürüyor. Dolar kuru geçen hafta 1.50 liranın altına indi. En son 3-4 Şubat tarihlerinde 1.49-1.50 lira seviyelerinde seyreden dolar, ardından 1.56 liraya kadar yükselmişti. O dönemlerde Bir daha 1.55 liranın altına inmez yorumu yapılıyordu. Ancak dolar kuru geçen hafta yine önemli bir seviye olan 1.50 liranın da altına indi.
Dolar, krizden önce 2008 yılı ağustos ayında 1.14 lira seviyelerine kadar inmiş, o zamanlarda da 1 dolar 1 lira olur mu tartışmaları başlamıştı. Kısacası kurun seviyesiyle ilgili tartışmalar her dönem yaşanıyor.
Uzunca bir süre ve kalıcı şekilde TL karşısında varlık gösteremeyen dolar, 2009 başından sonra, özellikle de küresel krizdeki derinleşmeyle birlikte artışa geçmişti. Bu hareketle birlikte, daha önce Mart 2003te görülen 1.77 lira zirvesi aşılmıştı. Dolar kuru, 9 Mart 2009 tarihinde 1.82 seviyesinin görülmesinin ardından gelen Merkez Bankası müdahalesiyle kademeli olarak tekrar yılın başındaki seviyelerine dönmüştü.
PARİTENİN SEYRİ BELİRLEYİCİ
Döviz kurlarının bu tür hareketlerinde iç piyasanın yanı sıra yurtdışındaki gelişmeler de önemli rol oynuyor. Özellikle euro/dolar paritesinin seyri, iç piyasada da doların TL karşısındaki fiyatında belirleyici oluyor.
Bilindiği gibi euro son dönemlerde dolar karşısında zayıf bir görüntü çiziyor. Euronun dolar karşısında zayıflamasının nedeni ise global piyasalarda azalan risk iştahı değil. Dolar, başta Yunanistan olmak üzere Euro Bölgesindeki bazı ülkelerdeki ekonomik problemlere bağlı olarak güçleniyor. Bu nedenle önümüzdeki dönemde paritenin seyrinde bu yöndeki gelişmelerin daha belirleyici olması bekleniyor.
Uzmanlara göre euro/dolar paritesi, önümüzdeki dönemde özellikle orta vadede 1.30-1.35 bandında seyretmeye devam edecek. 2008 krizinde yaşanan yüksek volatilite, piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak sert hareketler yaşanabileceğini gösteriyor. Halen 1.33 seviyelerinde seyreden parite, ekonomik veri ve gelişmelere bağlı olarak 1.30un altına gidebilir. Yani uzmanlar, doların güçlü kalmaya devam edeceğini düşünüyor.
YUNANİSTAN VE DİĞER ZAYIF HALKALAR
Peki parite yeniden 1.40 ve üzerini görebilir mi? Bunun için Yunanistanın yanı sıra Portekiz, İspanya gibi ülkelerin borçluluk durumuyla ilgili endişelerin ortadan kalkması gerekiyor. Şimdilik piyasalarda böyle bir ibare mevcut değil. Mevcut risk iştahı, aslında para birimlerinin dolar karşısında değer kazanmasını destekliyor. Bunun yanı sıra Avrupada halen zayıf kalan büyümenin canlanması ve Avrupa Merkez Bankasının (AMB) tekrar faiz artırma perspektifine dönmesi şart. Bu beklentiler gerçekleşir ve ABD bu ivmeye eşlik edemezse parite 1.40lara doğru hareketlenebilir. Ancak bu ikinci ihtimal daha zayıf görünüyor. Şu an için beklentiler, euronun ne kadar değer kaybedeceğini tahmin etmek üzerinde yoğunlaşıyor.
Ancak bütün bu zayıflama endişelerinin aslında mevcut parite seviyesine yansıdığı da uzmanlar tarafından kabul ediliyor. Bu nedenle daha kötü haberler gelmediği sürece paritedeki hareketin yatay hatta euro lehine düzeltmeler içermesi bekleniyor. Ancak Yunanistandaki bozulmanın devam etmesi veya İspanya ve Portekizle ilgili endişelerin artması, euro aleyhine bir zayıflama dalgası getirebilir.
DOLAR 1.45E DÜŞEBİLİR
Peki bütün bu gelişmeler ışığında dolar TL karşısında nasıl bir seyir izleyecek? 1.50 liranın altı tekrar görülebilir mi? Ya da bu seviyelerde kalıcı bir seyir izler mi? Uzmanlar, euronun değer kaybettiği durumlarda genelde TLnin sepet bazında zayıfladığını, ancak bu kez böyle olmadığını vurguluyor. Çünkü bu son parite hareketi global risk iştahının yüksek olduğu bir ortamda yaşandığı için TL bundan olumsuz etkilenmedi. Doğal olarak da sepet bazında değer kazanmaya devam etti. Ancak kurdaki gelişmelerin uzun vadeli etkileri düşünüldüğünde bu tablonun kalıcı olması zor görünüyor.
Euro zayıf devam ettiği sürece, Avrupanın önemli bir ticaret partneri olduğunu düşünürsek, Türkiye ekonomisi de bundan olumsuz etkilenmeye devam edecek. Bu nedenle euronun zayıf kaldığı durumda TLde de hem dolar hem sepet bazında bir düzeltme görülebilir. Ancak paritedeki düşüşü durduracak etkenler, TLnin de dolar karşısında 1.50nin altına kalıcı olarak gelmesini sağlayabilir.
Hisse senedi piyasalarında görülecek kar satışlarının da tek başına kur üzerinde olumsuz bir etki yapması beklenmiyor. Ancak bu kar satışlarının yaşandığı koşullarda, hisse senedi yatırımcısı olsun olmasın başka piyasa oyuncularının da TLde kar satışları yapması beklenebilir. Dolayısıyla borsadaki olası gerilemeye TLnin de zayıflaması eşlik edebilir.
Uzmanlara göre, piyasalar siyasetin kısa süreli olumsuzluklarından çok da fazla etkilenmiyor. Bu yüzden şu anda dolar için tavan belli oldu. Kısacası doların bir süre daha böyle seyir izlemeye devam etmesi bekleniyor. Eğer bu düşüş ve yabancı girişleri sürerse 1.45 TLye kadar gerileme olasılığı bulunuyor. Daha kısa dönemde ise 1.48-1.49 TL seviyeleri olası.
Bunlar tabii kısa dönem için geçerli beklentiler. Piyasalarda iyimserlikten kaynaklanan beklentiler kırılmış durumda. Mart ayında varlık portföylerinin artması ve yabancı yatırımcıların ilgisi Türkiyeye döviz girişi olduğunu gösteriyor. Piyasalardaki bu iyimserlikten dolayı dolarda 2 ay daha yatay bir hareket izlenmesi bekleniyor. Mayıstan sonra ise dolarda tekrar yukarı seyir görülebilir. Yatırımcı için 1.56-1.58 TL direnç, 1.49-1.45 TL aralığı ise destek bölgeleri olabilir. Tabii bu öngörüler yine kısa vade için geçerli.
FORWARD NASIL YAPILIR?
Peki piyasaların yön bulmakta zorlandığı, herkesin farklı senaryolar yazdığı, kurların bir ileri iki geri hareket ettiği böyle bir ortamda dövizle iş yapanlar ne yapmalı? Aslında özellikle ihracatçıların dalgalı kur sisteminden doğabilecek gelir kayıpları forward yaparak ortadan kaldırmaları mümkün. Neredeyse bütün bankaların yaptığı vadeli kur/forward işlemi, gelecekte oluşacak döviz akışının kur riskini almak istemeyen firmalar için ideal çözümler sunuyor. Kısacası forward, ileriki bir tarihte gerçekleşecek döviz alım/satım işleminin bugünden belirlenmesi ve anlaşmaya varılması esasına dayanan bir bankacılık ürünü.
Forward işlemleri, yapıldığı gün itibariyle tarafları (banka ile müşteriyi) ilgili vade için bağlayıcı bir anlaşma niteliği taşıyor. Nakit akışı ise belirlenen vadede gerçekleşiyor.
Forward işlemleri, piyasalardaki fiyat hareketlerinden korunma yöntemleri olan hedging (sigortalama) enstrümanları olarak da tanımlanabilir. Firmalar, forward yapmak istediği tarihte almak istediği döviz karşılığı parayı (TL olarak) bankaya getirerek bankayla forward sözleşmesi yapar. Örneğin, bugün (8 Nisan 2010) 31 Ağustos 2010 tarihine yönelik 50 bin dolarlık forward sözleşmesi yapan bir müşterinin, o tarih için 1.5440 lira dolar kuru veren bankaya 77 bin 200 lirayı yatırması gerekiyor. Banka, bu para karşılığında müşterisine 31 Ağustos 2010 günü 50 bin dolar öder. Yani müşteri vadesi geldiğinde bankaya yatırdığı para karşılığında 50 bin dolarını alır ve işlemi kapatır. Dolar kurunun çıkması ya da düşmesi bu durumu etkilemez.
Doların TL karşısında yavaş değer kazanması, alım işlemlerini TL, ihracatı ise dolar cinsinden yapan firmanın maliyetini yükseltiyor. Kur belirsizliğiyse dolarla işi olanların maliyet hesaplarını bozuyor.
Forward işleminde firmalar, ihracattan kazanacağı doların geleceği vadeye bugünden dolar satıp, TL alabilir. Örneğin, 6 ay sonra eline 50 bin dolar geçecek bir müşteri, bankayla sözleşme yaparak o tarihe ilişkin dolar kurunu fiyatlayabilir. O tarihte kur ne olursa olsun, alacağını bankanın 6 ay önceden verdiği kurdan bozdurabilir. Geliri döviz, gideriyse TL olan bir firma böylece aylık TL getirisini sabitleyebilir. Böylece doların değer kazancı TL faizlerinden düşük çıkması durumunda uğrayacağı potansiyel zarardan da kurtulmuş olur.
Yasin DEMİR / İş Yatırım Yurtiçi Piyasalar Müdür Yardımcısı
Euro zayıf kaldığı sürece TLde düzeltme olabilir
Pariteye yönelik spesifik beklentileri olmayanlara, TL pozisyonlarını tek başına euro veya dolara karşı almaktansa sepet tercih etmelerini öneririz. Kur riski taşıyanların, piyasada çeşitliliği artmış olan korunma enstrümanları (VOB, opsiyonlar) ile bu riski bertaraf etmelerinde fayda var.
Euronun değer kaybettiği durumlarda genelde TL de sepet bazında zayıflardı. Ancak bu son parite hareketi global risk iştahının yüksek olduğu bir ortamda yaşandığı için, TL bundan olumsuz etkilenmedi ve sepet bazında değer kazanmaya devam etti. Ancak kurdaki gelişmelerin uzun vadeli etkileri düşünüldüğünde bu tablonun kalıcı olması zor görünüyor. Euro zayıf devam ettiği sürece, Avrupanın önemli bir ticaret partneri olduğunu düşünürsek, Türkiye ekonomisi de bundan olumsuz etkilenecektir. Bu nedenle euronun zayıf kaldığı durumda TLde de hem dolar hem sepet bazında bir düzeltme görebiliriz.
Paritedeki düşüşü durduracak etkenler, TLnin dolar karşısında 1.50nin altına kalıcı olarak gelmesini sağlayabilir. Hisse senedi piyasalarında görülecek kar satışları tek başına kur üzerinde olumsuz etki yapmaz. Ancak bu kar satışlarının yaşandığı koşullarda, hisse senedi yatırımcısı olsun olmasın başka piyasa oyuncularının da TLde kar satışları yapmasını bekleyebiliriz. Dolayısıyla endeksteki böyle bir gerilemeye TLnin de zayıflaması eşlik edebilir.