İşte şehit ormancıların hikayesi...

Eskişehir'in Seyitgazi ilçesinde başlayıp Afyonkarahisar'a sıçrayan orman yangını, yüreklere ateş düşürdü. Sakarya, Karabük, Manisa, Bilecik ve Eskişehir'de yürek yakan yangınlar sürerken, Seyitgazi'de yaşanan facia ülkenin dört bir yanında derin üzüntüye yol açtı. Yangına karşı canını siper eden 24 kişilik müdahale ekibi, rüzgarın yön değiştirmesiyle alevlerin ortasında mahsur kaldı. 14 kişi kurtulurken, 5’i orman personeli, 5’i ise AKUT gönüllüsü olmak üzere 10 kahraman şehit düştü. Alevlere karşı verilen mücadelede hayatını kaybedenlerden geriye yürek burkan hikâyeler kaldı…

Sarıcaova köyüne sıçrayan yangına müdahale ederken şehit olan orman işçisi 28 yaşındaki Tolunay Kocaman'ın şehadet haberinin annesi Hatice ve babası Hüseyin Kocaman'a verilmesinin ardından Seyitgazi ilçesine bağlı Kümbet Mahallesi'ndeki babaevine Türk bayrağı asıldı.

Mahalledeki camiden de sela okundu. Yaklaşık bir ay önce Kırka Orman İşletme Şefliği'nde göreve başladığı belirtilen ve 14 Temmuz'da evlenen Kocaman'ın, eşi Burcu Kocaman ile 3 gün önce balayından döndüğü öğrenildi.

"Çok korkusuz biriydi"

Tolunay Kocaman'ın çocukluk arkadaşı ve komşusu olan Eti Maden İşletmeleri itfaiyesinde görevli Arif Taş, 3 gün önce balayından dönen arkadaşının iki gün önce Bilecik'teki orman yangınına gittiğini ancak Eskişehir'deki yangın için aynı gün döndüğünü söyledi.

Seyitgazi ilçesindeki orman yangınının ilk günü birlikte görev yaptıklarını anlatan Taş, şöyle konuştu:

"Yaklaşık 1 ay önce göreve başlamıştı. Şehit olduğu gün, öğleden sonra yangın bölgesine erzak yardımı götürdüm. Tolunay geldi su takviyesi almak için. Aracından neşeyle indi. Hatta 'Açılın Tolunay geldi' dedi. Birbirimize sarıldık. Bana 'Seni bugün göremedim' dedi. Ona su verdim. Arabadaki biraz erzak vardı. Ona 'Acıkırsan yersin' diyerek verdim. Son anılarımızmış. Yangın sırasında telefonla da bir görüşme sağladık. Birbirimize bölgelerimizi sorduk. Bölgesindeki yangının çok kötü olduğunu söyledi. Çok korkusuz biriydi. 'Ben yaparım ederim" derdi."

Taş, Kocaman'ın şehadet haberini yetkililerin ailesine haber verdiğini kaydetti.

Doğa sevgisi nedeniyle ormancı oldu

Şehit olan orman işçilerinden evli ve 2 çocuk babası Eyüp Dereli’nin (37) evinde de yas var. Belediyede çalışan Dereli’nin 5 yıl önce doğaya olan sevgisi nedeniyle ormancı olduğu ve dozer operatörlüğü yaptığı belirtildi.

Eskişehir’in Mihalıççık ilçesinde görevli dozer operatörü olarak görev yapan 5 yıllık ormancı Eyüp Dereli de arkadaşlarıyla birlikte yangın söndürme çalışmalarında görevlendirildi.

Dereli, Sarıcaova köyü çevresindeki ormanda karadan yangını müdahale eden ekiple birlikte şiddetli rüzgarın bir anda yön değiştirmesi sonucu alevlerin ortasında kalarak 5’i AKUT gönüllüsü 9 arkadaşıyla birlikte şehit oldu.

Ailesine acı haber verildi

Eyüp Dereli’nin şehit olduğu haberi gece yarısı Tepebaşı ilçesi Çamlıca Mahallesi’nde oturan Salih ve Habibe Dereli çiftine verildi. Oğullarının orman yangınında şehit olduğunu öğrenen Dereli çifti ile şehidin ikizi Faik Dereli, eşi Eda Dereli gözyaşlarına boğuldu. Şehir Eyüp Dereli’nin daha önce belediyede dozer operatörlüğü yaptığı ve 5 yıl önce doğaya olan sevgisi nedeniyle orman teşkilatına geçiş yaptığı öğrenildi.

Şehit Eyüp Dereli’nin baba evinin olduğu Çamlıca Mahallesi’ndeki evinin önüne taziye çadırı kuruldu. İkiz kardeşi Faik Dereli, gözyaşlarıyla taziyeleri kabul ederken, Eyüp Dereli’nin ağaçları ve ormanı çok sevdiğini, görevini bu nedenle gururla sürdürmeye çalıştığını söyledi.

Şehit Dereli için ikindi namazının ardından kent merkezindeki Reşadiye Camii’nde cenaze namazı kılınacağı ve Kanlıpınar Şehitliği’nde toprağa verileceği belirtildi.

AKUT ile sayısız operasyonda görev almış

Sabah'tan Umay Sena Sümer'in haberine göre, yangında hayatını kaybeden alev savaşçılarından Muharrem Can'ın Türk Havacılık Uzay Sanayii A.Ş.'de (TUSAŞ) başmühendis olarak görev yaptığı ortaya çıktı. AKUT gönüllüsü Muharrem Can'ın arkadaşı Orhan Kızıltepe de acı haber üzerine soluğu Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı'nda aldı.

Muharrem Can'ın 20 yıllık arkadaşı olduğunu belirten Kızıltepe "Şehidimiz Muharrem, benim 20 yıllık dostumdu. Ankara'da yalnız yaşıyordu ve bekardı. 15 yılı aşkın süredir AKUT'ta gönüllüydü. Sayısız operasyonlara katıldı. Depremden yangına ve sel felaketine kadar her türlü operasyonda görev aldı. Aynı zamanda baş mühendis olarak görev yapıyordu. Önemli projelerde görev alıyordu orada da. Kendisine yakıştıramadık maalesef" dedi.

6 Şubat'ta deprem bölgesine koşmuş!

Can'ın hayalinin insanlara yardım etmek olduğunu belirten Kızıltepe, "6 Şubat depreminde de birçok ilde yine farklı illerde enkazda çalışmalar yaptı. Maddi ve manevi yardımını esirgemezdi. Gerçekten çok kıymetliydi. Bu vatan milleti adına çok faydalı bir insandı. Çok büyük bir kayıp gerçekten. Ölümü kendisine hiç yakıştıramıyorum" ifadelerini kullandı.

HÜRJET'te başmühendismiş!

Öte yandan TUSAŞ, orman yangında şehit olanlar için sosyal medya hesabından taziye mesajı yayımladı. Paylaşımda, TUSAŞ mühendisi Can'ın, şirketin geliştirdiği jet eğitim uçağı HÜRJET ile çektirdiği fotoğrafa yer verilerek, "Eskişehir'de meydana gelen yangını söndürme çalışmalarında şehit olan kahraman orman işçilerimiz ve AKUT gönüllülerimizin acısı kalbimizdedir. Bölgeye destek için giden AKUT gönüllüsü çalışma arkadaşımız Muharrem Can başta olmak üzere tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve baş sağlığı diliyoruz. Aziz milletimizin başı sağ olsun" denildi.

TUSAŞ Genel Müdürü Mehmet Demiroğlu da taziye mesajında, "Eskişehir'de çıkan yangına müdahale esnasında şehit olan HÜRJET başmühendislerimizden çalışma arkadaşımız Muharrem Can'a ve tüm şehitlerimize Allah'tan bir kere daha rahmet, aile ve sevdiklerine sabır ve baş sağlığı diliyorum" ifadelerini kullandı.

6 Şubat depreminde Adıyaman'a koşmuş!

Yangında şehit olan diğer AKUT gönüllüsü olan endüstri mühendisi Eren Arslan'ın hikayesi de milyonları ağlattı. Oğlunun Kahramanmaraş merkezli depremlerde de Adıyaman'a gönüllü giderek insanları kurtarmaya çalıştığını anlatan Arslan'ın babası Gürsel Arslan anlattı. Acılı baba Arslan, "Oğlum her yere gidiyordu. En son Adıyaman depremine gitti. Bir ay sonra geldi. Elleri tırnakları mosmordu. Evde hiç durmuyordu. Orman yangınına da bize haber vermeden gitti. Ulaşmaya çalıştık ulaşamadık. Yangınla ilgili bir söylemedi bize.

Endüstri mühendisiydi, yeni ofis açmıştı. Ofisi yeni açtığı halde 20 günlük Akut'un eğitimine katıldı. Oğlum bu işin yürümesi lazım dedim. Bana bu işi bir şekilde yürütürüm AKUT'un eğitimi daha önemli dedi. 20 günlük eğitim aldı. Hep böyle yardımseverdi. Böyle bir oğlumun olması gurur verici. Dün akşam kızımla konuştum, baba niye ağlıyorsun abim cennete gitti dedi. Bak kuşları, ağaçları kurtardı dedi. 16 yaşındaki kızım bizden metanetli duruyor ama biz duramıyoruz maalesef" diyerek ağladı.

Şehit oğluna son mesaj: Beni acil arar mısın...

Gürsel Arslan'ın, yangın sırasında oğluna ulaşamayınca 'Eren beni acil arar mısın?' şeklinde mesaj gönderdiği, ancak cevap alamadığı ortaya çıktı. Gürsel Arslan, "Hep insanlara bir şey yapardı, hiç kendisine bir şey yapmazdı. Motoru vardı sattırdık 'kaza yapar' diye araba aldırdık, böyle bir şey oldu" ifadelerini kullandı.

Alevlerin arasında kalan 10 orman görevlisi hayatını kaybetti

Özgür Özel'den Eskişehir tepkisi: Artık dünyada böyle ölümler yok