BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 59,45 -4,80 309.140.000.000,00
ALBRK 7,98 -3,62 19.950.000.000,00
GARAN 135,70 -3,42 569.940.000.000,00
HALKB 28,66 -1,92 205.915.738.683,72
ICBCT 17,10 0,18 14.706.000.000,00
ISCTR 13,23 -5,16 330.749.603.100,00
SKBNK 6,91 2,83 17.275.000.000,00
TSKB 12,87 -3,67 36.036.000.000,00
VAKBN 25,84 -1,60 256.227.412.154,32
YKBNK 32,44 -5,09 274.022.343.652,96

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaGündemİsrail'in alıkoyduğu Türk aktivistler yurda getirildi----

İsrail'in alıkoyduğu Türk aktivistler yurda getirildi

İsrail'in alıkoyduğu Türk aktivistler yurda getirildi
04 Ekim 2025 - 11:42 www.finansingundemi.com

İsrail tarafından alıkonulan 36 Türk aktivist THY uçağıyla yurda döndü. Aktivistler, İsrail askerlerinin kendilerini "aç bıraktığını, ilaçlarını çöpe attığını" anlattı. Çıplak arama ve psikolojik baskıya maruz kaldıklarını belirttiler

Küresel Sumud Filosu içerisinde yer alan 36 Türk aktivist yurda geri getirildi.

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, konuyla ilgili yaptığı açıklamada "İsrail güçlerince uluslararası sularda el konulan Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan vatandaşlarımızdan 36’sının bugün öğleden sonra özel bir uçak seferiyle ülkemize dönmesi öngörülmektedir" ifadelerini kullandı.

Nihai rakamın henüz kesinleşmediğini vurgulayan Keçeli, "Kalan vatandaşlarımızın işlemlerinin en kısa sürede tamamlanarak Türkiye’ye gelmeleri için çalışmalarımız sürmektedir. Söz konusu uçakta üçüncü ülkelerin vatandaşlarının da yer alması planlanmaktadır" dedi.

Türk aktivistler İstanbul'a geldi

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistleri getiren Türk Hava Yolları (THY) uçağı İstanbul Havalimanı'na indi.

İsrail'in Eilat kentindeki Ramon Havalimanı'ndan hareket eden THY uçağı saat 15.50'de havalimanına ulaştı.

Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan, aralarında 36'sı Türk, 23'ü Malezyalının olduğu toplam 137 kişi bu seferle İstanbul'a geldi.

Aktivistler, İstanbul Havalimanı VIP Salonu'nda bazı yetkililer ve çok sayıda kişi tarafından karşılandı.

Aktivistlerin ifadelerine başvurulacak

Uçaktaki aktivistlerin, Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nda sağlık kontrolünden geçirileceği öğrenildi.

Ayrıca aktivistler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na saldırısının ardından uluslararası sularda Türk vatandaşlarının alıkonulmasına ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında ifadelerine başvurulması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülecek.

Dışişleri Bakanlığı'nın açıkladığı bilgilere göre, aktivistler için tahsis edilen THY uçağı ile 36 Tük vatandaşının İstanbul'a götürüleceği aktarılmıştı.

Ayrıca Dışişleri Bakanlığı kaynakları, Türk vatandaşlarının yanı sıra, ABD, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Fas, İtalya, Kuveyt, Libya, Malezya, Moritanya, İsviçre, Tunus ve Ürdün vatandaşlarının da söz konusu uçakla İstanbul'a götürüleceğini bildirmişti.

Küresel Sumud Filosu, bugüne kadar Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için toplu şekilde yola çıkan en büyük filo olma özelliğini taşıyor.İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulan Küresel Sumud Filosu'nda yer alan aktivistler, İsrail'in filodaki teknelere saldırısında ve alıkonuldukları süreçte yaşadıklarını anlattı.

Türk Hava Yollarının (THY) uçağıyla İstanbul Havalimanı'na getirilen aktivistlerden İkbal Gürpınar, İsrail'in ne kadar zavallı olduğunu dünya kamuoyuna bir kez daha sergilediğini ve gerçek yüzünü gösterdiğini söyledi.

İtalyan milletvekiliyle aynı koğuşta kaldığını dile getiren Gürpınar, şöyle devam etti:

"Bir gecede odası bir inanın 3-4 kere değiştirilir mi? Geliyorlar, o koğuştan o koğuşa, o koğuştan o koğuşa ve hayvan gibi sesler çıkarıyorlar. Özellikle İsrailli kadın askerler, erkeklerden çok daha zalimlerdi. Bize olmadık şeyler yaptılar. Köpek muamelesi yaptılar. Ağlamamızı istediler ama hiç ağlamadık, bilakis güldük. Şarkılar söyledik, ilahiler okuduk. Onlar şoka girdi, 'Bunlar nasıl hala böyle mutlu olabiliyorlar?' diye. Bizi aç bıraktılar. 14 kişilik odaya bir tabak bir şey veriyorlar, bir kaşık düşmez, öyle diyeyim ve sıfır kalorili şeyler.

Allah'ıma şükürler olsun, Rabb'im karnımızı acıktırtmadı. Çok susamadıkça da su içmedik çünkü su tuvaletteki suydu. Tuvalet musluğundan akan suyla susuzluğumuzu gidermeye çalıştık. Yalvarmamıza rağmen su vermediler. İlaçlarımızın hepsini aldılar. Gözümüzün içine baka baka çöpe attılar. Her şeyimizi çaldılar. Askerler kendi çantalarına notebookları, telefonları koydu, powerbankleri çaldı. Adamların varoluş sebebi o, hırsızlık. Vatanlarını çaldılar onların (Filistinlilerin)."

Gürpınar, İsrail'in artık sona geldiğini ve bütün dünyanın onlardan nefret ettiğini vurgulayarak, "İtalyan milletvekili, 'Siz çok nankörsünüz. Tarihinize bakarsanız geçmişte sizi biz koruduk. Gidince gerçek yüzünüzü herkese anlatacağım.' dedi. Herkes bilenmiş vaziyette. Herkes memleketine döndüğü andan itibaren İsrail antipropagandası yapacak inşallah." diye konuştu.

"İsrail, kendi sonunun başlangıcını histeri nöbetleriyle getirdi"

Aktivist Zeynep Dilek Tekocak da İsrail'in 72 milletin olduğu bir yerde bu kadar histeri nöbeti geçirmesini beklemediklerini kaydetti.

Gözaltına alınmalarının ardından bazı kişilere şiddet uygulandığını aktaran Tekocak, "Soykırım Bakanı Itamar Ben-Gvir'in konuşmasında protestodan sonra şiddetin dozunu artırdılar zaten. Biz slogan attık, konuşturmadık onu çok fazla. Bayağı sinirlendi, açık söyleyeyim. Kendi askerlerinin çocuklarının onların yolunu gözlediğini falan söyledi. Ama çok da konuşturmadık. Buna çok öfkelendi, sinirlendi anladığımız kadarıyla çünkü ondan sonraki süreçte psikolojik baskı daha fazla yapmaya çalıştılar." ifadelerini kullandı.

Tekocak, Gazze'ye çok yakın bir bölgedeki hapishaneye gönderildiklerini belirterek, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Öncesinde toplama alanı vardı. O toplama alanında diğer gemilerdeki hanımların olduğu yerde bir araya geldik. Ondan sonra bizi yeni yapılan hapishaneye götürdüler. Götürürken bize, 'Sizi zaten Gazze'ye götürüyoruz. Gazze'ye çok yakın bir yere götürüyoruz.' dediler. Dalga geçtiler yani akıllarınca. Ama şunu hesap edemediler bir türlü: 72 milletten insan vardı. Birçok milletvekili, sendika başkanları, aktivistler, avukatlar, her meslek grubundan insan vardı. Aynı koğuşta kaldığımız zaman onların söylediği tek şey, 'Ülkelerimize gittiğimiz zaman İsrail'in gerçek yüzünü anlatacağız.' Bunu belki Türkiye olarak biliyorduk ama Avrupa'da çok farklı tanınıyorlardı. Bundan sonra İsrail'in bütün imajı yerle bir oldu. İsrail, kendi sonunun başlangıcını histeri nöbetleriyle getirdi."

"Tepkimizi gösterince şiddetlerini daha çok artırdılar"

Aktivist Osman Çetinkaya ise Amiral gemisinde olduğunu, ilk bu geminin durdurulduğundan bahsetti.

Gemi durdurulduktan sonra İsrail askerlerinin gemiyi kendi limanlarına çektiğini ifade eden Çetinkaya, "Limanlara çektikten sonra baskı şeklinde, ellerimizi kelepçeleyerek bizi sözde kendilerince aşağılayabileceklerini sandılar. Biz tepkimizi gösterince şiddetlerini daha çok artırdılar. Daha sonra bizi toplama kampına alıp cezaevine gönderdiler. En önemlisi bizim kişisel eşyalarımızı bir nevi çaldılar, bizden aldılar." dedi.

Çetinkaya, hapishanede de sürekli baskı altında tutulmaya çalıştıklarını, gece boyu kaldırıldıklarını ve yerlerinin değiştirildiğini söyledi.

"Biz elimizden geldiğince tepkilerimizi, onlardan korkmadığımızı gösterdik ve bunu hissettirdiğimizi düşünüyorum. Onların da gözlerinden zaten okunuyordu." diyen Çetinkaya, Gazze'ye tam ulaşamadıklarını ama tüm dünyaya İsrail'in iç yüzünü gösterdiklerini anlattı.

"Son derece ahlaksızca işler yaptılar"

Aktivistlerden Ayçin Kantoğlu, "Yapılması gerekeni yaptık ve geldik. Korkmuyoruz onlardan. Son derece ahlaksızca işler yaptılar. Bizi yani kadın mahkumları koydukları yere büyük bir bez pankart hazırlatmışlar. Üzerine Gazze'nin son halini bastırmışlar. 'Gazze'ye hoş geldiniz' yazmışlar, bu kadar ahlaksızca bir işti. Adeta suçlarını üzerlerinde taşıyorlar." diye konuştu.

Kantoğlu, müdahaleden sonra limana indirildiklerini ve kendilerini oldukça iyi Türkçe konuşan kişilerin karşıladığını belirtti.

Bu kişilerden biriyle aralarında geçen diyaloğu aktaran Kantoğlu, "Biri bana, nereden geldiğimizi ve nerede olduğumuzu sordu, Muğla'dan geldiğimi söyledim. 'Şimdi nerede olduğunu biliyor musun?' dedi. 'Beni kaçıran sensin. Dolayısıyla nerede olduğumu senin söylemen lazım, neredeyiz?' dedim. 'İsrail'desin, artık Gazze Mazze yok farkında mısın?' dedi. Ben de şöyle bir müstehzi (alaycı) ona güldüm." ifadelerini kullandı.

Kantoğlu, aynı günün akşamı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in kendilerini görmeye geldiğini anlatarak, şunları söyledi:

"Bizi bir kafese kapatmışlardı. Gerçekten bir hayvan, bir köpek kafesiydi, kadınlar hep beraber orada duruyorduk. Ben-Gvir yanımıza gazetecilerle geldi ve beyanat vermeye çalıştı. Anlayabildiğim kadarıyla 'Bunlar Kudüs'ün çocuklarına acımıyor.' vesaire dedi. Biz, Ben-Gvir'i 'O koca çeneni kapat soykırımcı pislik.' diyerek protesto ettik. O, hapishane koşullarımızı daha çetrefilli hale getiren bir slogandı. Hiç pişman değilim o sloganı attığımız için. Bence doğrusunu yaptık. 5 kişilik hücrelerde 15 kişi kaldık. Duvarlarda kanla yazılmış yazılar vardı, hepsini okuduk. Annelerin, hücrelerin duvarlarına evlatlarının ismini yazdığını gördük. Aslında Filistinlilerin yaşamış olduğu şeyleri bir nebze olsun yaşamış olduk. Temiz su vermediler, tuvaletlerden su içmemizi söylediler, 40 saate yakın yemek almadık."

Kantoğlu, İsrail askerlerinin kendileriyle birlikte alıkonulan iklim aktivisti Greta Thunberg'e vurduğunu görenlerin olduğunu, Thunberg'in elleri arkadan İsrail bayrağıyla bağlanarak yürütüldüğünü aktardı.

"Çıplak arama da yapıldı"

İsrail askerlerinin alıkonulan başörtülü kadınların başlarını açmaya çalıştığı iddialarının sorulması üzerine Kantoğlu, şunları kaydetti:

"Çıplak arama da yapıldı, her şeyi çıkardılar. Hemen hemen her kontrol noktasında defalarca arandık. Ağzımızın içine, dişlerimizin arasına baktılar. Bize terörist muamelesi yapmaya çalıştılar ama bizler suçlu olmadığımızı her seferinde onların yüzlerine haykırdık. Bizlerin suçlu olmadığını, herhangi bir yasayı çiğnemediğimizi, aksine yasayı çiğneyen tarafın onlar olduğunu, bizi kaçırdıklarını yüzlerine söyledik. Eğer arzu ettikleri bizi sindirmekse o konuda başarılı olamadılar. Son ana kadar sloganları kesmedik. Bizi attıkları yerin yüksek korunaklı bir cezaevi olduğu söyleniyor. Orayı da sloganlarla inlettik."

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan açıklama

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, sosyal medya hesabından "Global Sumud Flotilla" etiketiyle yaptığı paylaşımda şunları kaydetti:

"Küresel Sumud Filosu'nda yer aldıkları için siyonist İsrail tarafından alıkonulan vatandaşlarımız sağ salim ülkemize döndü. Gazze'nin masum ve mazlum halkının yanında yer alan insanlık cephesinin korkusuz kahramanları bu değerli kardeşlerimize yürekten teşekkür ediyorum. Milletimiz, dünyanın neresinde olursa olsun, mazlum ve masumların yanında olmaya devam edecektir. Filoda yer alan her bir kahramana selam olsun."

Dışişleri Bakanı Fidan'dan Sumud Filosu katılımcılarına "hoş geldiniz" mesajı

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, NSosyal hesabından yaptığı paylaşımda, İsrail güçlerince el konulan Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan Türk vatandaşlarını ve çeşitli ülkelerden filo katılımcılarını taşıyan Türk Hava Yolları (THY) uçağının İstanbul’a ulaştığını hatırlattı.

Paylaşımda "Kalan vatandaşlarımızın da en kısa sürede yurda dönüşleri için çalışmalarımız sürüyor." diyen Fidan, "İnsanlığın vicdanına ses olan yürekli insanlar, cesaretleri ve kararlılıklarıyla zulme karşı onurlu bir duruş sergilediler, adalet ve insani değerler adına verdikleri mücadele ile mazlumların sesi oldular. Hoş geldiniz!" ifadelerine yer verdi.

Yurda dönen aktivistler Adli Tıp Kurumunda

İsrail tarafından uluslararası sularda saldırıya uğrayıp alıkonulduktan sonra Türkiye'ye dönüşleri sağlanan Küresel Sumud Filosu aktivistleri, Adli Tıp Kurumu Başkanlığına götürüldü.

Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan, aralarında 36 Türk, 23 Malezyalı bulunan toplam 137 kişi THY uçağıyla geldikleri İstanbul Havalimanı'ndaki karşılamanın ardından buradan ayrıldı.

Aktivistler, Türk vatandaşlarının uluslararası sularda alıkonulmasına ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında sağlık kontrolünden geçirilmek ve ifadeleri alınmak üzere Bahçelievler'deki Adli Tıp Kurumu Başkanlığına otobüslerle getirildi.

Aktivistlere destek olmak için ellerine Türk ve Filistin bayraklarıyla Adli Tıp Kurumu önünde toplanan vatandaşlar, otobüslerin içeri girdiği sırada tekbir getirerek İsrail aleyhine sloganlar attı.

Aktivistlerin ifadeleri İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına görevlendirilen 10 savcı tarafından alınacak.

Suçun uluslararası suç kapsamında kalması nedeniyle Türk vatandaşı olmayan aktivistler de isterlerse ifade verebilecek.

İsrail'in Küresel Sumud Filosu'na saldırısı

İsrail'in ablukasını kırmak ve Gazze’ye insani yardım ulaştırmak için yol alan Küresel Sumud Filosu, 1 Ekim akşamı Gazze sularına yaklaştı.

Filoya saldıran İsrail ordusu, onlarca tekne ve gemiyi yasa dışı şekilde ele geçirerek yüzlerce yolcusunu alıkoydu.

Küresel Sumud Filosu’nda alıkonulan İtalyanlar serbest bırakıldıKüresel Sumud Filosu’nda alıkonulan İtalyanlar serbest bırakıldı

 

Sumud Filosu saldırısı ve F-35 krizine Özel’den tepkiSumud Filosu saldırısı ve F-35 krizine Özel’den tepki

 

TBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Sumud Filosu'na destekTBMM Başkanı Kurtulmuş'tan Sumud Filosu'na destek

 

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!