BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 50,95 -3,50 264.940.000.000,00
ALBRK 6,70 1,21 16.750.000.000,00
GARAN 105,90 -3,38 444.780.000.000,00
HALKB 19,46 -4,61 139.815.780.697,32
ICBCT 15,25 -3,79 13.115.000.000,00
ISCTR 10,75 -2,01 268.749.677.500,00
SKBNK 4,51 -4,65 11.275.000.000,00
TSKB 10,92 -4,46 30.576.000.000,00
VAKBN 22,46 -1,14 222.711.597.406,58
YKBNK 25,46 -1,93 215.061.925.690,64

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro Ekonomiİş dünyası yeni dünya düzeninde jeopolitik ve ekonomik dinamikleri tartıştı----

İş dünyası yeni dünya düzeninde jeopolitik ve ekonomik dinamikleri tartıştı

İş dünyası yeni dünya düzeninde jeopolitik ve ekonomik dinamikleri tartıştı
30 Mayıs 2025 - 18:07 www.finansingundemi.com

Maliye Hesap Uzmanları Vakfı'nın bu yılki panelinde Trump politikalarının küresel etkileri değerlendirildi. Sunumu vakıf başkanı Eren'in yaptığı panelde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Eski İngiltere Başbakanı Johnson ve Eski DTÖ Başkanı Azevedo konuştu


Maliye Hesap Uzmanları Vakfı (HUV) tarafından bugün Conrad Bosphorus Hotel’de gerçekleştirilen “Yeni Dünya Düzeninde Değişen Jeopolitik ve Ekonomik Dinamikler – Trump Politikalarının Türkiye’ye ve İş Dünyasına Etkileri” başlıklı panel, iş ve ekonomi dünyasının yoğun katılımıyla gerçekleştirildi.



Panel, HUV Başkanı Ahmet Eren’in sunuş ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın açış konuşmaları ile başladı. Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başkanlık seçimleri sonrası yeniden gündeme gelen Trump politikalarının, Türkiye ekonomisi ve küresel ticaret dengeleri üzerindeki etkilerine dikkat çeken bir konuşma yaptı. Johnson’ın ardından, Eski Dünya Ticaret Örgütü Genel Direktörü, Büyükelçi Roberto Azevêdo söz aldı. Azevêdo, küresel ticaretteki güç dengeleri, sürdürülebilirlik ve yeni ekonomik yol haritaları üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Panelin moderatörlüğünü ise enerji politikaları uzmanı Mehmet Öğütçü üstlendi.

“Saygın bir ekolün temsilcileri oldular”

Panelin sunuş konuşmasını yapan HUV Başkanı Ahmet Eren, 29 Mayıs 1945’ten bu yana geçen 80 yıllık süre zarfında, güçlü bir mesleki geleneği temsil eden ve köklü bir mirasa sahip olan Maliye Hesap Uzmanları Kurulu mensuplarının, Türkiye’nin birçok kurum ve kuruluşunda önemli roller üstlendiğine işaret etti. Eren, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

“Bu etkinliğin mimarı, Türkiye’nin köklü kurumlarından biri olan Maliye Hesap Uzmanları Vakfı (HUV). Artık yalnızca teknik uzmanların değil, Türkiye’nin ve dünyanın stratejik akıllarının buluştuğu bir düşünce platformuna dönüşmüş durumda. Her yıl İstanbul’da, Türkiye’nin entelektüel kapasitesini harekete geçiren, stratejik vizyonu güçlendiren toplantılar düzenliyoruz. Sessiz ama derin etkisiyle, bu organizasyonları yalnızca birer etkinlik olmaktan çıkarıp birer entelektüel zemin inşasına dönüştürüyoruz.”

“Ortak aklın simgesi oldular”

Hesap Uzmanları Kurulu mensuplarının, yalnızca bir meslek birliğinin değil; aynı zamanda kamu yönetiminin, ekonomi yönetiminin, denetim anlayışının ve ortak aklın simgesi haline gelen saygın bir ekolün temsilcileri olduğunu da ifade eden Eren, “Ne yazık ki; 2011 yılında yayımlanan bir Kanun Hükmünde Kararname ile Kurulumuz kapatılmış; Devlet Planlama Teşkilatı, Maliye Teftiş Kurulu ve Gelirler Kontrolörlüğü gibi devletin hafızası niteliğindeki kurumlarla birlikte faaliyetlerine son verilmiştir. Ancak, mensupları hem bireysel başarıları hem de kamuya ve özel sektöre katkılarıyla bu kurumun değerlerini yaşatmayı sürdürmektedir. Camia olarak bizler; ilkelerimiz, etik prensiplerimiz, liyakate dayalı anlayışımız ve kamu yararını esas alan yaklaşımımızla, farklı kurumsal yapılarda ve görevlerde olsak da aynı vizyonla çalışmaya devam ediyoruz. Bir yandan Maliye Hesap Uzmanları Vakfı, diğer yandan Maliye Hesap Uzmanları Derneği çatısı altında, bilimsel, kültürel ve toplumsal faaliyetlerimizi sürdürüyor; ülkemize katkı sunmaya kararlılıkla devam ediyoruz” dedi.

“Türkiye’nin idari, ekonomik ve siyasal hayatında etkili roller üstlendiler”

Kurulun yetiştirdiği mensupların, Türkiye’nin idari, ekonomik ve siyasal hayatında etkili roller üstlendiğine de vurgu yapan Eren, “Mensuplarımız bakanlık, milletvekilliği, belediye başkanlığı, üst düzey kamu yöneticiliği görevlerinde bulunmuş, ayrıca akademik dünyada ve iş dünyasının lider pozisyonlarında da başarıyla faaliyet göstermişlerdir. Bu bağlamda, geleneklere ve etik değerlere sahip bu gibi yapıların korunması, kamu yönetimimizin sürdürülebilirliği ve kurumsal hafızanın yaşatılması açısından son derece önemlidir” dedi.

“Bizler, adı ne olursa olsun, bu yapının gelecekte daha güçlü bir şekilde yeniden yapılandırılacağına ve Türkiye’nin kalkınma sürecine yeniden katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz” diyen Eren, bu konuda “Maliye Hesap Uzmanları Vakfı olarak her yıl bu özel tarihte düzenlediğimiz panellerle, güncel ekonomik gelişmeleri kamuoyunun dikkatine sunuyor; küresel düzeyde etkili isimlerle bu gelişmeleri değerlendirme imkânı sağlıyoruz” şeklinde açıklamada bulundu.

“Türkiye, ekonomisiyle yatırımcılara büyük bir potansiyel sunmaktadır”

Panelin açış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ise küresel ölçekte belirsizliklerin ve güç rekabetlerinin derinleştiği bir dönemde bugün düzenlenen panel gibi fikir alışverişlerinin her zamankinden daha değerli olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, son dönemde yaşanan küresel ticaret savaşları, yeniden şekillenen uluslararası ticaret ve küresel tedarik zincirleri ile petrol başta olmak üzere emtia fiyatlarındaki gerilemenin Türkiye için bazı yeni fırsatları da beraberinde getirdiğini vurgulayarak "Türkiye stratejik konumu, genç ve dinamik nüfusu, nitelikli iş gücü, 1,3 trilyon dolar büyüklüğüne ulaşmış ekonomisiyle yatırımcılara büyük bir potansiyel sunmaktadır. Özellikle 'friend-shoring' denen dost ülkelerle veya 'near-shoring' denen komşularla, yakın ülkelerle yatırım kararlarının da etkili bir şekilde alındığı bir dönemde, bir konjonktürde Türkiye'nin sahip olduğu avantajlar öne çıkmaktadır." değerlendirmesini yaptı.

"Türkiye giderek daha cazip bir alternatif haline gelmektedir"

Yılmaz, kararlılıkla uyguladıkları ekonomi programının başarılı sonuçlar ürettiğini, yatırımcı güvenini arttırdığını, Türkiye'nin üretim ve yatırım üstü konumunu güçlendirdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:

"Ticaret politikalarındaki değişim sadece ticareti etkilemiyor. Lojistikten tedarik zincirlerinin yeniden şekillenmesine, yatırım kararlarına varıncaya kadar birçok ekonomik değişkeni etkiliyor. Dolayısıyla ticareti tartışırken sadece ticareti değil, bütün bu farklı unsurları da tartışmak durumundayız. Bu süreçte artan üretim maliyetleri nedeniyle merkezlerini farklı ülkelere taşımayı değerlendiren büyük teknoloji firmaları için Türkiye giderek daha cazip bir alternatif haline gelmektedir. Planlı sanayi alanlarımız, güçlü AR-GE ve inovasyon ekosistemimiz, yatırımcı dostu teşvik yapımız, nitelikli insan kaynağımız ve stratejik lojistik bağlantılarımız sayesinde ülkemiz yeni nesil üretim üssü olma yönünde önemli bir konumdadır."

Yılmaz, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır'ın açıklamalarını takip ettiğini aktararak yürürlüğe giren yeni yatırım teşvik sisteminin hayırlı olması temenni etti.

Küresel gelişmeler ve ülke içerisinde geliştirilen politikalara dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti:

"Türkiye 2024 yılında küresel doğrudan yatırımların genel olarak azaldığı bir ortamda artış kaydeden nadir ülkelerden biri olmuştur. Küresel FDI akımları geçen yıl yüzde 8 gerilerken, Türkiye'ye gelen UDY yüzde 5,6 oranında artış göstererek 11,3 milyar dolara ulaşmıştır."

"İstikrar içinde ve sürdürülebilir şekilde büyümemiz lazım"

Yılmaz, temel önceliklerinin enflasyonu aşağıya doğru düşürmek olduğunun altını çizerek "Geçen yıl mayıs ayında 75,5'lere kadar yükselmişti. En son geldiğimiz noktada 37,9 gibi bir rakam geldi. Bu önemli bir gerileme ama yetmez etmez elbette. Daha düşük oranlara gelmemiz gerekiyor. İstikrar içinde ve sürdürülebilir şekilde büyümemiz lazım. Sosyal refahı da kalıcı bir şekilde arttırmamız lazım. Aldatıcı, geçici, gösterişe dayalı birtakım söylemler yerine esaslı, kalıcı, uzun vadeli birkaç teklifle hareket etmemiz lazım. Bu çok önemli diye düşünüyorum. Burada belli bir yere gelmiş durumdayız, yıl sonu itibarıyla da 20'li rakamlardan bahsedeceğimizi tahmin ediyoruz." diye konuştu.

“İnanılmaz altyapı yatırımları var”

Türkiye'nin altyapı yatırımlarını öven Birleşik Krallık eski Başbakanı Boris Johnson "Türkiye altyapıya yatırım yaptı. Birleşik Krallık bundan çok muzdarip." dedi.

Boris Johnson, konuşmasında, Trump dönemi politikalarının küresel ekonomi üzerindeki etkilerini tarihsel ve güncel veriler ışığında analiz ederek, Türkiye’nin bölgesel güç olarak nasıl bir rol üstlenebileceğine dair görüşlerini paylaştı.



Johnson, Türkiye'nin bilhassa altyapıya yatırım yaptığını, Birleşik Krallık'ta bunun çok sıkıntı yaratan bir durum olduğunu belirtti.

Birleşik Krallık'ta pek çok önemli projeyi özellikle İngiltere'nin kuzeyindeki projeleri iptal etmeleri gerektiğini kaydeden Johnson, "Fakat Türkiye'de havalimanları inşa ediliyor. İnanılmaz altyapı yatırımları var ve yüksek hızlı tren yatırımları var. Balkanlara bağlanıyor tren hatları ve bu, bizim aslında almamız gereken bir ders." diye konuştu.

Johnson, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Londra'da çok şey inşa ettik. Nehir geçişleri ve köprülerimiz vardı Birleşik Krallık'ta. Kabul etmeliyiz ki Türkiye'nin istekleri gerçekten ilham veriyor ve değişimin hızına, ölçeğine baktığınızda bizi geride bırakıyor. İlk kez Türkiye'ye geldiğimden beri değişimin muazzam ve baş döndürücü olduğunu görüyorum. Türkiye dünya sahnesinde daha önemli bir rol üstlendi. Doğu ve Batı üzerinde gerçekten köprü oldu. Bir yandan da NATO üyesi ve Suriye ile sınırı var. Türkiye, çok önemli şeyler yaptı. Bu anlamda barış ve istikrarı sağlayacak bir ülke."

İngiltere ve Türkiye'nin birlikte çok güzel bir yol haritası olduğunu söyleyen Johnson, "Dünyaya güvence vermek konusunda yapılması gereken ilk husus öncelikle Ukrayna'daki savaşa son vermek. Türkiye'nin çabalarını görüyorum, barış getirme konusunda Türkiye ara buluculuk görevini de üstlendi. Ukraynalılar da hiçbir zaman Moskova'nın boyunduruğuna girmeyecek. Bu bir bağımsızlık savaşı. Bir şekilde bitti bu iş. Washington ve Beyaz Saray bunu yavaştan anlamaya başlıyor." dedi.
Johnson, Ukrayna'nın bu savaşı başlatmadığını bunu herkesin bildiğini söyledi. Beyaz Saray'ın artık bunu anladığını dile getiren Johnson, "Son birkaç aydır olup bitenler ABD Başkanı Donald Trump için artık daha net bir hale büründü." diye konuştu.

Johnson, "Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin üzerinde gerçek baskı uygulamaya başlayacak. Trump'ın Ukrayna'daki geçmişini hatırlayalım. Önümüzdeki birkaç hafta içinde ikinci yaptırımlara dair bir geçiş göreceğiz." açıklamasında bulundu.

“İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan sistem çözülüyor”

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) eski Genel Direktörü Roberto Azevêdo, küresel ticaret sistemine ilişkin dikkat çekici tespitlerde bulundu. “Hâlâ aynı dünya düzeni içinde miyiz?” sorusunu soran Azevêdo, “Eğer değilsek, bu geçiş sürecinde neleri kaybettik ve neleri kazanabiliriz?” diyerek uluslararası sistemin dönüşümüne dikkat çekti.



Azevêdo’ya göre sistemin temelindeki çatlak, bizzat kurucularından olan Amerika Birleşik Devletleri’nde. “Amerika artık kurallara dayalı ticaret sisteminden memnun değil. GATT ve DTÖ gibi kurumları kuran ABD, bugün bu yapıların kendi ticaret gücünü sınırladığını düşünüyor,” dedi.

ABD’nin, bazı ülkelerin “gelişmekte olan ülke” statüsünü suiistimal ettiğini düşündüğünü belirten Azevêdo, “Amerika, DTÖ kuralları nedeniyle ticaret gücünü masaya koyamıyor. Bu yüzden Trump döneminde tarifeler ‘İngilizce'deki en güzel kelime’ ilan edildi,” dedi.

Çin’in 2001’de DTÖ’ye kabulünün, küresel dengeleri derinden sarstığını hatırlatan Azevêdo, “Çin sadece kapıyı çalmadı; Amerika o kapıyı ardına kadar açtı,” diyerek Batı’nın bu sürece siyasi öncelik verdiğini belirtti.

“Bugün artık 164 üyeli bir örgütte oybirliğiyle karar almak neredeyse imkânsız,” diyen Azevêdo, sözlerini “Ekonomik gerçekler, siyasi beklentiler ve kurumsal yapılar arasında derin bir uyumsuzluk var. Bu çatlağı onarmak, tüm dünyanın meselesi” şeklinde tamamladı.

Erdoğan: Faizsiz ekonomi özlemimiz varErdoğan: Faizsiz ekonomi özlemimiz var

 

Trump korkusu: Almanlar 1200 tonluk altının peşindeTrump korkusu: Almanlar 1200 tonluk altının peşinde

 

Trump'tan Çin'e tarife suçlamasıTrump'tan Çin'e tarife suçlaması

 

YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!