İMKB 40 BİNİ, DOLAR 1.50 TL'Yİ ZORLAYABİLİR

İMKB 40 bini, dolar 1.50 TL'yi zorlayabilir Kerem Alkin Gerek dünya ekonomisinin toparlanma sürecine, gerekse doların değerine yönelik birbiriyle zıt beklentiler, tahminler havada uçuşuyor. Yurtiçinde ise doların 1.50 TL'yi kırması yeni sıkıntıların habercisi olabilir. Görünen o ki ABD ve Avrupa Birliği (AB) cephesinin önde gelen finans kurumlarından veya reel sektör şirketlerinden birinin iflasına yönelik tatsız bir haber gelmezse, finans kurumlarının ve şirketlerin ikinci çeyrek karlarının gerekçesi ne olursa olsun, küresel yatırımcılar dünya borsalarına ralli yaptırmayı sürdürecek. Dow Jones Endeksi bir kez daha 8 bin 800 ile 9 bin puan aralığındaki banda geldi ve bir kez daha 9 bin puanı kırıp kırmayacağı dikkatle izlenecek. 9 bin puanın kırılması, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'na (İMKB) da yansıyacak bir gelişme. Küresel kriz öncesi Türk bankalarının 112 milyar dolar düzeyindeki piyasa değeri, küresel yatırımcıların aşırı reaksiyonu nedeniyle 31 Mart itibariyle 40 milyar dolara gerilemişti. Merkez Bankası'nın süregelen faiz indirimlerinin Hazine kağıtlarında oluşturduğu prim imkanlarına bağlı olarak, Türk bankalarının neredeyse 3. çeyrek karlılıklarını da garanti altına almış olmaları, doğal olarak Türk bankalarının hisse senetlerine yönelik küresel ilgiyi de güçlendiriyor. Endeks 40 bini dener mi? İddialı yorumlar, Türkiye, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir anlaşmaya varmasa dahi Türk bankalarının karlılıklarının devam edeceği gerçeğinden hareketle, Türk bankalarının hisse senetlerinde gözlenen küresel yatırımcı ilgisinin, İMKB-100 Endeksi'ni 38 bin 500-40 bin 500 bandına taşıyabileceğinden söz ediyorlar. Bu noktada, Dow Jones Endeksi'nin de 9000 puanı kırması, İMKB'yi rahatlıkla 40 bin puana taşıyacak bir koridorun açılmasını sağlayabilir. Nitekim, Reuters ve Bloomberg gibi uluslararası ekonomi haber kanallarının derledikleri veriler, son 3 ayda İMKB-100 Endeksi'nin yüzde 34 civarında prim gerçekleştirdiğini teyit ediyor. Oysa, aynı dönemde gelişmekte olan borsalar endeksi sadece yüzde 20 civarında prim gerçekleştirdi. İMKB-100 Endeksi'nin ortaya koyduğu bu performansta, İMKB Bankacılık Endeksi'nin yüzde 41'e yakın oranda değer kazanmış olmasının rolü büyük. Dünyanın önde gelen borsalarında, benzer bankacılık endekslerinde değer artışı yüzde 20'yi geçememişken, aynı dönemde Rusya 'da endeksin yüzde 10,2, Meksika'da ise yüzde 16 değer kazandığı dikkate alındığında, İMKB küresel yatırımcının ilgisini çekecek bir performans ortaya koymayı sürdürüyor. Nitekim BDDK verilerine göre bankacılık sektörünün ilk dört aylık net karı yüzde 30 artarak 7.2 milyar lira düzeyine ulaştı. Dolar 1.50 TL'yi kırmalı mı? Dolar-TL kuru, daha önceki yazılarımızda paylaştığımız bant çerçevesinde, şu anda 1.47-1.68 TL düzeyindeki hareketini sürdürüyor. Bununla birlikte, IMF ile bir anlaşma hala netlik kazanmamışken ve Ergenekon davasından Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yapacağı atamalarının gecikmesine, yargı sistemine yönelik gece yarısı düzenlemesinden askeri darbe iddialarına yönelik belgelere uzanan siyasi ortamda, dolar kurunun 1.56-1.62 TL bandında olması gerekirdi. Ancak 1.38-1.46 dolar bandında salınımını sürdüren euro-dolar paritesinin, şu an için 1.42 dolar düzeylerine yükselmiş olması, görünen o ki 1.52 TL'nin kırılmasına neden teşkil ediyor. Ayrıca, yurtdışındaki vatandaşlarımızın tatil amacıyla Türkiye'yi ziyaretleri, hareketli turizm mevsimi, "Ödemeler Dengesi Tablosu"nda "Net Hata ve Noksan" kaleminden giren döviz ve son olarak küresel yatırımcının Türk yatırım araçlarına olan ilgisi, dolar kurunu 1.47-1.52 TL bandına kaydırmış görünüyor. Ancak dünya ticareti hala can çekişirken ve Türkiye'nin ihracat hacmine 2009'un ikinci yarısında toparlanmak için bu kadar ihtiyacımız varken, dolar-TL kurunun 1.56-1.62 TL bandında olması gerekirken, neredeyse 1.50 TL'yi kırmayı deniyor olması, orta vadede, Türkiye'nin dış ticaret hadleri için ‘iyi sinyal' anlamı taşımıyor. TİM Başkanı Büyükekşi'den bir açıklama gelebilir. Dolar orta vadede güçlü Piyasa aktörleri ve spekülatörler, doğaldır ki dünya ekonomisinin toparlanma sürecine girdiğinden söz ederken, başta Prof. Roubini olmak üzere birçok iktisatçı, bu iyimserliği riskli görmekte ve toparlanmanın en erken 2010 ilk çeyreği sonunda başlayacağı görüşünü yenilemekteler. Ancak doların değeri açısından, euro karşısında yeniden güçleneceği beklentisi ağırlık kazanıyor. ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Bernanke'nin bu satırları yazdığımız zaman diliminde henüz gerçekleşmemiş olan ancak siz bu yazıyı okurken ilki tamamlanmış olacak iki günlük ABD Kongresi'ne yönelik konuşmalarını takip edin. Euro-dolar paritesinde, orta vade 1.38-1.30 dolar bandı olarak şekilleniyor.