BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 67,40 -0,81 350.480.000.000,00
ALBRK 8,21 1,23 20.525.000.000,00
GARAN 136,80 0,29 574.560.000.000,00
HALKB 26,02 -0,69 186.947.924.652,84
ICBCT 16,08 -1,35 13.828.800.000,00
ISCTR 13,97 1,09 349.249.580.900,00
SKBNK 6,79 -0,88 16.975.000.000,00
TSKB 12,93 0,23 36.204.000.000,00
VAKBN 27,24 -0,29 270.109.702.286,52
YKBNK 32,12 0,63 271.319.287.242,08

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaG20'de başka içeride başka----

G20'de başka içeride başka

G20'de başka içeride başka
12 Kasım 2010 - 10:09 www.finansingundemi.com

FED'in yaptıklarına kızıyoruz ama sonuçlarından kaçınmak için hiçbir şey yapmıyoruz.

 

Başbakan Erdoğan G20 toplantısına gitmeden önce, ABD Merkez Bankası FED’in uygulamaya koyduğu ikinci faz parasal gevşeme kararına itiraz etti. Bunu tehlikeli bulduğunu, gelişmekte olan ülkelerin zarar göreceğini ifade etti. “Bu adil bir yaklaşım değil ve Türkiye böyle bir şeyi kabul etmez” dedi.
Başbakan’ın bu sözlerinde yanlış olan herhangi bir unsur yok. FED’in yürürlüğe koyduğu bu karardan biz de etkileneceğiz. Ama bu karar ufukta görünürken de şimdi de bizim attığımız adımlar, yaptıklarımız tutarlı mı? Değil.
Saptama doğru ise ekonomi politikasında buna uygun davranıp davranmadığımızı sorgulamamız gerekir. Bakın o da neden sorunlu? 

Gevşeme kararı yeni alınmadı
ABD Merkez Bankası ikinci faz parasal gevşetme kararını yeni almış değil. Ağustos ortasından bu yana bu konunun iletişimini, sadece ABD’de değil küresel boyutta yürütüyor. Yani ağustos ayından bu yana ikinci faz parasal gevşetmeyi ‘sağır sultan’ bile duydu. Tabii ki olası sonuçlarını da kısa vadede borsaların yükseleceğini, orta vadede doların değer kaybedeceğini, gelişmekte olan ülkelere daha fazla dolar akacağını. 

Gelişmeleri seyrediyoruz
Peki, ülkemizdeki ekonomi politikası yürütücüsü hükümet ile para politikasını yürüten Merkez Bankası buna uygun mu davrandı? Hayır. Tersine, ‘tribün’ baskısı ile döviz kurunu biraz tutmak için yakın zamanda yüklü döviz alımlarına yönelim oldu.
Peki, ne yaptık? İşte o değersizleşen, parasal gevşeme ile orta vadede daha da değersizleşecek olan ABD dolarlarını, geçmişte ‘kaşıkla’ alırken şimdi ‘kepçeyle’ Merkez Bankası kasalarına doldurmaya başladık. Ne oldu, işe yaradı mı? Hayır. 

Dolar alım zararı vergiden
Dolar hem uluslararası piyasalarda hem de iç piyasada düşmeye devam etti. Daha fazlası, Merkez Bankası bu dolarlardan dolayı zarar etti. Gelecekte de devam edecek. Vergi ödeyen mükelleflerin cebinden karşılanacak. Kayıt dışı olanlar için sorun yok; ‘Merkez daha çok alsın’ diyecekler!
FED’in karar alacağı çok belli iken döviz rezervlerinin arttırılmasını isteyen ‘gönlümden 100 milyar dolar geçiyor’ diyen Başbakan Erdoğan, bugün G20’de bu itirazını dile getirse demezler mi; madem öyle neden bu paraları biriktiriyorsunuz diye? 

Reformsuz ‘fırsatçılık’
Reform yapmadan, ‘anlık zaferler’ ya da gündelik çözümler peşinde koşarak sorunların çözülemeyeceğine iyi bir örnek bu yaşadıklarımız. Ekonomi politikasının ‘akışına’ yürütüldüğünün, hiçbir stratejik çerçevesinin de olmadığının iyi bir göstergesi.
Döviz kuru dışında, asıl kendi kontrol alanımızda olan rekabet gücümüzü arttıracak reformlar, son 4 yıldır askıda. Bu kararların Meclis’ten geçirilmesi ertelenip duruyor. Hükümet bunu hâlâ ‘muhalefetin engellemesine’ bağlıyor. Oysa çoğunlukçu bakış açısından kurtulamayan Hükümet. Ayrıca, tek başına istediği Anayasa değişikliğini yaparken ne kadar kararlı olduğuna yakın zamanda tanık olmadık mı?
2008’de küresel krizin ilk dalgası geldiğinde ‘krizi fırsata çevireceğiz’ biçiminde yaklaşan Hükümetin, son iki yılda ülkenin rekabet gücünü uzun vadeli olarak yükseltecek herhangi bir reforma girişmemesi oldukça manidar.

UĞUR GÜRSES/ RADİKAL

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!