Faizler düşmeyecek, iyisi mi ev alın!

"Gayrimenkul sektöründe bayağı bir canlanma var" deyince Şevket Ağabey eni konu kızdı: "Ne canlanması varmış bakalım? Bizim bir arkadaşın İstanbul Maltepe'de bir yıldır satmaya çalıştığı üç tane dairesi var. Yepyeni dairelere dönüp bakan bile yok... Bu mu konut satışlarındaki canlanma?" "Valla Şevket Ağabey" dedim. "Ben değil, rakamlar söylüyor. İşte son haftalar içinde bankalar tarafından verilen konut kredilerinde ciddi bir artış olmuş. Toplam konut kredisi stoku 38 milyar TL'den 40 milyar TL'ye çıkmış (yüzde 5 artış). Halbuki yıl başından, hatta geçen yılın ortasından beri konut kredilerinde hiç artış yaşanmıyordu. Demek ki bir hareket var..." Ama Şevket Ağabey ısrarcı. Nasıl olmasın ki! Fiilen yaşadığına mı inansın yoksa sayılara ve gazetelerde yazılanlara mı? Ben de açıklamaya sıvandım: "Şevket Ağabeyciğim, şu anda ev satın alanların çoğu oturmak için ev satın almıyorlar. Hazinenin, dolayısı ile bankaların mevduata ödediği faiz oranı iyice düşünce, herkes seçenek yatırım alanlarına bakmaya başladı. Döviz geberik; tamam borsa yükseliyor (zaten nedeni de yeni paranın borsaya gelmesi); ama öyle bilmeden borsaya gelirsen seni yıldırım gibi ‘çarparlar'! Eh başka da doğru dürüst bir yatırım alanı kalmıyor ki! Bu durumda üç beş kuruştan biraz fazlaca parası olanlar gayrimenkul olanaklarına bakmaya başladılar. Kaldı ki hala özellikle yeni yapılan (geliştirilen) projelerde fiyatlar oldukça düşük ve makul. Üstelik site mantığı ile yapılan yeni projelerde hemen her türlü sosyal olanak (açık kapalı havuz, tenis kortu, spor salonu, çocuk bakım ünitesi, sauna...) da oluyor. Bu nedenle site mantığındaki yeni projeler tamamlandıktan sonra hızla prim yapıyor. Halbuki mahalle arası dediğimiz evlerde bu türlü olanaklar hemen hiç yok. O nedenle de insanlar iki yüz, üç yüz bin liraları bu türlü sadece 'evlere' vermek istemiyorlar." Bilmiyorum Şevket Ağabey tatmin oldu mu? *** Cumartesi-pazar günü özellikle HÜRRİYET ve SABAH gazetelerine bakanlar zaten bu anlattıklarımızı aşağı yukarı görüyorlardır. İki gazete de hafta sonu yeni konut projelerinin ilanlarından geçilmiyor. Hatta yeni olmayan ama satışları tamamlanmamış projeler bile kendilerini "yeni proje gibi lanse etmeye" çalışıyorlar! Peki bu eğilim daha sürecek mi? Yani hem konut fiyatları düşük kalacak hem de banka kredi faizleri düştüğü için kredi ile konut satın almak kolaylaşacak mı? Talep arttığı için "biti kanlanan!" inşaatçılar şimdiden zamlardan söz etmeye başladılar bile! Aslında hala inşaat maliyetleri düşüyor. Örneğin TÜİK verilerine göre üçüncü üç ayda inşaat maliyeti yüzde 4 düşmüş. Bankalardan da çok iyi haberler gelmiyor aslında. Tamam, hala bankaların ellerindeki aşırı likiditeyi plase edecekleri doğru dürüst olanaklar yok. Ama geçen hafta Hazine ile piyasa yapıcı bankalar arasında yapılan toplantı piyasalara pek de ümit vermedi. Hazine 2010 yılında daha çok borçlanacağını söylemiş ve bankalardan destek istemiş. Bu haber piyasalara yayılınca hemen faizlerde yukarı doğru bir kımıldanma oldu. Öte yandan faizin yönünü bizce, IMF ile anlaşma yapılıp yapılmayacağı belirleyecektir. Eğer IMF ile bir anlaşma olursa, faizler daha da aşağı iner. Örneğin o durumda, konut kredilerinde rahatlıkla aylık yüzde 0,80'leri görürüz. Yok eğer IMF ile bir anlaşma olmazsa, yani Türkiye'ye yurtdışından para akışı yavaşlarsa, o zaman ciddi bir faiz indirimini beklemek gerçekçi olmaz. Yani konut kredileri bugünkü dizeylerinde (aylık yüzde 1 gibi) kalır. Yine de ben "malcıyım". Yani her zaman satın alınan maldan yanayım. Para bankada durdukça harcanması kolaydır. Şeytan dürter harcarsın! Halbuki yatırımlar gayrimenkule giderse, uzun süreli refaha dönüşür. Her ne kadar gayrimenkul yatırımı ekonominin geneli için "ölü bir yatırım" olsa da sanki bugünlerde bireysel yatırımcı için en iyi seçeneklerden biri konut satın almakmış gibi geliyor bana... Artık gerisine siz karar verin!