Euro-dolar 1.54'ü kırarsa, 1.60'ı görür
Uluslararası ekonomi çevrelerinin en hararetli tartışma başlıklarından birisini Ne olacak bu doların hali' oluşturmakta. Euro-dolar paritesi 1.53-1.54 bandını kırarsa; uzmanlar, önceki rekor seviyesine doğru yükselişin süreceğini öngörüyorlar.
Başkan Obama, ABD Merkez Bankası (FED) Başkanlığı görevi için yeniden Ben Bernanke'yi aday gösterdiğinde, Bernanke açısından bunun iyi mi, yoksa kötü mü bir gelişme olduğunu sorgulamıştık. Çünkü ABD'nin "1929 Krizi"ndekine benzer bir buhran sürecine girmesini engellemek adına, FED Başkanı Bernanke iyi bir strateji takip etmiş olsa da ciddi bir likidite genişlemesi yaşamış olan doların değerini korumak ve aynı anda ABD'nin büyüme ve istihdam beklentilerine destek vermek, Bernanke'nin ikinci görev dönemi açısından, "finansal sanat" kapmasına girecek. Bernanke'nin ikinci görev döneminde hem doların değerini korumada hem de aynı anda büyümeye destek olmada başarısız olması halinde, ciddi bir itibar kaybı yaşayacağı aşikar. Nitekim bu endişenin bir doğal uzantısı mıdır bilinmez, Bernanke, giderek sıklaşan doların değerine yönelik sorularda, ısrarla ABD Hazinesi'ni işaret ediyor.
Dolara muhalefet artıyor
Doların uluslararası ticaretteki temel para birimi olarak iktidarına ilk muhalefet, yaz aylarında Rusya ve Çin'den gelmişti. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ise doların en güçlü para olduğu dönemlerin geride kaldığını belirterek, uluslararası para sisteminin yeniden yapılandırılmasına vurgu yapmıştı. Dolara ilişkin tartışmalar, iki hafta önce, İngiliz gazetelerinde yer alan haberlerle yeni bir boyut da kazandı. Kaleme alınan dedikodulara göre, Körfez ülkeleri de artık dolarla alışveriş etmeye sıcak yaklaşmıyor. Hatta Rusya, Çin, Brezilya ve Fransa'nın petrol ticaretinde doların yerini alacak yeni bir döviz birimi kullanılması konusunda gizli görüşmeler yürüttüğü iddiaları ortaya atılıyor.
Uzmanlar, doların değer artışı hızlandığında, tartışmaların alevlendiğini hatırlatmaktalar. Çünkü petrol ihraç eden ülkeler sattıkları petrol karşılığında dolar alıp, bu paraları ABD'de değil, Avrupa ve Asya'da yatırıma dönüştürmekteler. Doların değeri düştüğünde, elinde dolar bulunduranların satın alma gücü de azalıyor. Uzmanlar, bu tartışmaların bir uzantısı olarak, uzun vadede doların yerini başka bir para birimine bırakması söz konusu olabilse de kısa vadede bu tür bir senaryoyu pek gerçekçi bulmamaktalar.
Dolar likiditesi azaltılmalı
Dolardaki değer kaybının hızlanabileceği riskini önceden hissetmiş olan önde gelen merkez bankaları, G-20 Liderler Zirvesi'yle eş zamanlı olarak, krizin etkisini azaltmak izin piyasalara sürdükleri doları çekeceklerini açıklamışlardı. FED, 2010'un ilk aylarından itibaren kısa vadeli nakit ihalelerini azaltacağını açıklarken, Avrupa Merkez Bankası (ECB), İsviçre ve İngiltere merkez bankaları da dolar likiditesi sağlamak için aldıkları önlemleri azaltacaklarını duyurmuşlardı. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner ise kısaca "TARP" olarak bilinen 700 milyar dolarlık "Sorunlu Varlıkları Kurtarma Programı"nın bir kısmını sona erdireceklerini belirtti.
ABD hükümeti olarak, kriz önlemlerinin bir bölümünü geri çekebilecek aşamaya geldiklerini belirten Geithner, yine de ekonomik iyileşmeyi desteklemeye odaklanmayı sürdüreceklerini de ifade etti. ABD'nin işsizlik rakamlarındaki artışın durması ve gerilemeye başlaması halinde, ABD Merkez Bankası'nın piyasadaki likiditeyi geri çekme yönündeki adımları hızlanabilir. Buna karşılık, kimi ABD'li iktisatçıların belirttiği gibi, işsizlik oranı yüzde 10,4'e kadar yükselişini sürdürürse, gerek FED gerekse ABD Hazinesi'nin doların değerini korumak adına atacakları adımlar sınırlı kalacaktır.
Parite 1.53 doları test edebilir
Uzmanlar, euro-dolar paritesinde 1.4920 doların kırılması sonrasında, paritenin 1.53-1.54 dolara kadar tırmanışını sürdürmesini beklemekteler. Paritenin 1.53-1.54 dolar aralığını kırması halinde ise 15 Temmuz 2008'deki rekor seviye olan 1.6038 dolar düzeyine doğru yeni bir hareketin başlayabileceğinden söz ediliyor. İlginçtir, Temmuz 2008'de 1.60 doları aşan euro, ekim 2008'de 1.2330 dolar seviyesine kadar gerilemişti. Son 14 ayın en yüksek değerinden işlem gören euro, dolar karşısında 1.53 seviyelerini test ederse, 8 Ağustos 2008'den bu yanaki en yüksek değerini yakalamış olacak. Bu yükselişte, uzmanlar 1.5163 dolar çıtasının geçilmesine dikkat edilmesini tavsiye ediyorlar.
Doların değer kaybında, ABD ekonomisinin temel sorunlarının etkisi büyük. Emlak piyasasının çökmesi, ABD hanehalkının aşırı borç yükü, işsizliğin artarak 80'li yıllardan bu yana en üst seviyesine ulaşması, bu sorunlardan bazıları. Devasa boyutlardaki konjonktür paketlerinin nasıl finanse edileceği de ayrı bir tartışma konusu. FED'in bilançosunun 800 milyar dolar düzeyinden 2 trilyon doları aşması ise cabası. ABD'de bütçe açıkları 2009 yılında GSYH'ye oran olarak yüzde 10'a ulaştı. Bu ve benzeri makro sorunlar, küresel yatırımcıları ABD'nin bu sorunları toparlayamayabileceği veya bütçe açığının finanse edilemeyeceği noktasında endişeye sevk ediyor. Uzmanların ortak görüşü, doların itibarı tehlikede ve dünya ekonomisinin rezerv para birimi olarak geleceği de FED'in ve ABD Hazinesi'nin küresel yatırımcıların güvenini yeniden kazanıp kazanamayacağına bağlı. KEREM ALKİN-REFERANS