ERTAN FIRAT: SİGORTA ASIL ŞİMDİ LAZIM

Kriz dönemlerinde yüz yüze kalınan kayıpları yerine koymanın çok daha zor olduğunu dile getiren Aviva Sigorta Genel Müdürü Ertan Fırat, işletmelerin risklerini doğru analiz ederek sigorta yaptırmaları gerektiğini söyledi. Aviva Sigorta Genel Müdürü Ertan Fırat, dünyada yaşanan ekonomik krizin Türkiye’yi de etkilemeye başladığını ve böyle dönemlerde ayakta kalabilmek için işletmelerin mutlaka sigorta yaptırması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin ve sigorta sektörünün kendisini doğru konumlandırsa bile, krizin etkilerinden kaçamayacağını dile getiren Fırat, “Benim tahminim önümüzdeki birkaç çeyrekte Türkiye ekonomisi negatif büyüyecek. Türkiye ekonomisinin negatif büyümesi, çok kötü bir etki yaratacaktır. Hem bireylere, hem firmalara. Biz yaklaşık beş, altı senedir ortalama yüzde 5’lerin üzerinde büyüdük. 2008’in son çeyreği ile 2009’un ilk çeyreğinde negatif büyüme olasılığını yüksek görüyorum. Bunun üç, dört çeyreğe çıkması çok ciddi problem yaratacaktır. İşsizlik artacaktır -ki bunun sinyallerini görüyoruz piyasalarda- ve bunlar tabii ki sigorta sektörünü olumsuz etkileyecektir” dedi. SİGORTANIN ÖNEMİ Sigorta konusunda Türkiye’de yanlış bir algılama olduğunu dile getiren Fırat, “Aslında kriz dönemleri sigortanın değerinin ve anlamının daha da arttığı dönemlerdir. Kriz dönemlerinde eğer sigortanız yoksa ve bir takım kayıplarla yüz yüze kalıyorsanız bunları yerine koymak daha zordur. Zaten çark kimi zaman aksak işliyor, bir de buradan bir darbe yediğiniz takdirde o işletmeyi veya o hane halkını ayağa kaldırmak çok daha zordur. Bizim sosyal dokumuz ile hane halkına bir takım alanlarda destek, yardım, birbirini kollama tarzı alışkanlıklarla kriz dönemi belki yönetilebilir, ama işletmeler açısından böyle dönemler sigorta için daha duyarlı olmaları gereken dönemdir” değerlendirmesi yaptı. Sigortanın maliyetini sorun eden işletmelerin risk analizlerini çok iyi hesaplamaları gerektiğini belirten Ertan Fırat şu örneği verdi: “Somut bir örnek vermek gerekirse, maliyet ve fayda analizine bakmak lazım. Ben mesela, bir birey olarak bugün doktor masraflarını veya muayene ücretlerini kendim karşılayabilirim. Ama ben çok ciddi bir hastalık sonucu olabilecek ameliyat masrafını, ne bileyim çok uzun süreli bir bakım ve tedavi giderini karşılayamayabilirim. Mal varlığımı satmam gerekebilir. Sigorta daha büyük, benim açımdan ekonomik gücümü aşacak, beni çok daha büyük problemlerle karşı karşıya bırakacak alan için düşünmemiz gereken bir şeydir. Onun için sağlık sigortalarında ayakta tedaviyi almadan sadece yatarak tedavi alarak daha az maliyetli bir poliçe oluşturabilirim. Ama o güvencem durur, başıma bir şey geldiğinde ben bir şeyler satmak zorunda kalmam.” MUAFİYETLİ SİGORTA ÇÖZÜMÜ İşletmelerin de risk analizlerini yaparak sigorta maliyetlerinden tasarruf edebileceğini ifade eden Fırat, muafiyetli sigorta poliçelerinin bu konuda önemli bir çözüm olduğunu kaydetti. Türkiye’de işletmelerin maliyetleri düşürmek adına eksik sigorta yaptırmak gibi bir yanlışa düştüklerini ve hasar durumunda hasarın eksik karşılandığını dile getiren Fırat şunları söyledi: “Bundan kurtulmanın yolu, maliyeti ucuzlatarak bu riskten kurtulmanın yolu, riskin belli bir bölümünü sigortalının üstünde taşıması. Biz buna muafiyet diyoruz. Kendisine dokunmayacak, yani bir işletme için yüz bin, iki yüz bin YTL’lik zararlar eğer o işletmenin genel bilanço dengesine negatif bir etki etmiyorsa, bu riskleri kendi üzerinde tutarak çok ucuz sigorta çözümlerine sahip olabilir. Böyle bir muafiyet konseptiyle primi ucuzlatmaları mümkündür. İşletmelerin buna dönmesi, ama sigortadan asla vazgeçmemesi lazım.” ‘SİGORTACILARA FIRSAT OLABİLİR’ Yaşanan sürecin sigortacılar açısından bir fırsata dönüştürülebileceğini de dile getiren Ertan Fırat, “Refleks olarak bütün işletmeler bugün Türkiye’de önünü çok iyi göremediği için, 2009’da çok sıkıntılı bir konjonktür beklediği için, herkes maliyetlere odaklanmış durumda. Ama ilk çizilen, ya da ilk vazgeçilen maliyet kalemi sigorta olmamalı, yanlış tercih o. O zaman onu ucuzlatmanın yöntemleri aranmalı, bunun için de bizlerin doğru bilgi setini, doğru yönlendirme ve danışmanlık setini o insanlara sunuyor olmamız gerekir. Aracılara iş düşüyor, sigorta şirketlerine iş düşüyor burada. Dolayısıyla bu anlamda bir fırsat, sigorta yaptırmamış insanlar bile düşünebilir sigorta yaptırmayı. Çünkü başına bir şey gelirse bittiği andır, bir daha belini doğrultamaz. Buna böyle bakmak gerekir, fırsat dediğimiz alanlar ancak böyle doğabilir” şeklinde konuştu. ‘2009’U İYİ YÖNETMELİYİZ’ Genel Müdür Ertan Fırat Aviva Sigorta’nın 2008 yılı performansı ve 2009 yılı beklentileri konusunda şunları söyledi: “Şirketin 2008’e ilişkin performansından şu ana kadar memnunuz. Bir önceki seneye göre karlılığımızda da bir artış söz konusu. Hem sektörün üzerinde büyümek, hem bir önceki yıla göre kar oranını artırmak önemli. Aviva Sigorta açısından 2008 iyi geçmiştir diyebilirim. Dünya konjonktür etkilerinin bize de gelebilecek olası olumsuzluklarını da dikkate aldığımızda 2009 yılını çok iyi yönetmemiz gerektiğini düşünüyorum. 2009 maliyetlere odaklanmamız gereken bir yıl olacak. Zaten bunların tüm alt yapısını şirkette oluşturduk. İş süreçlerimizi daha verimli, daha etkin, daha maliyet avantajı yaratacak tarzda geliştirmek bizim önceliklerimiz arasında. Özellikle aracılarla olan, bize iş yapan iş ortaklarımızın sesini daha fazla dinlemeye yönelik, onların ihtiyaçlarına daha fazla çözüm üretmeye yönelik altyapı çalışmalarımız da var. Büyüme hedefimizin yüzde 15’ler seviyesinde olacağı 2009 yılını en verimli şekilde geçirmeye çalışacağız.” PİYANGO BİLETİ ALIYORSAK, SİGORTA DA YAPTIRMALIYIZ Sigorta şirketlerinin ve acentelerin önümüzdeki dönemde müşteriye daha yakın durması gerektiğini ifade eden Aviva Sigorta Genel Müdürü Ertan Fırat, konuyla ilgili olarak piyango örneğini verdi: “Milli Piyango bileti alıyoruz; olasılık konseptini düşündüğümüzde almamamız gerekir. O kadar düşük ki size çıkma olasılığı. Eğer bir Milli Piyango bileti alıyorsanız sigortanızı da yaptırmalısınız. İyi olasılığı düşünüp eğilim gösteriyorsunuz, ama kötü olasılığı düşünüp o riski üstünüzden atmıyorsunuz. Milli Piyango’da ikramiye çıkma oranı milyonda birle ölçülürken sigortada bu oran yüzdeyle ölçülüyor. Kaskodaki olasılık yüzde kırklarda, gidiyorsun Milli Piyango bileti alıyorsun, ama kasko yaptırmıyorsun. Bunu anlatabiliyor olmamız lazım tüketiciye, bu konuda karar veren adama dokunabiliyor olmamız lazım, fark yaratıyor olmamız lazım, bu benim en önemli tavsiyemdir acentelere. Bunu tüketicilere anlatsınlar. Milli Piyango’da umut var, burada ise felaket var, bir riske dayalı. Üstelik bunun olasılığı daha yüksek.”