Efsane marka halka açılıyor
Jet sosyetenin yakından takip ettiği taklitleri bile yüzlerce dolara satılan dev marka borsaya girme kararı aldı
Moda dünyasının efsane markası Prada halka açılmaya hazırlanıyor. Dedesinden kalan dükkanı işleten Miaccio ile provokatif girişimci Bertelli çiftinin aşkıyla doğan Prada'nın taklitleri bile yüzlerce dolara satılıyor.
Hollywood starları için kırmızı halıda salınırken, jet sosyete ve küçük burjuvalar içinse partilerde ego dopingi' etkisi yaratan İtalyan moda markası Prada halka açılmaya hazırlanıyor. Daha önce 2001, 2002 ve 2008 yıllarında halka arz olmayı planlayan ancak planları ertelenen Prada'nın hikayesi ise ilginç.
Bu moda imparatorluğunun hikayesi, 1977 yılında bir fuarda tanışan karı kocayla başlıyor. Kadın, dedesinin deri dükkanını naylondan yaptığı avangart çantalarla donatacak kadar çılgın bir tasarımcı; adam ise mağazaların vitrinine şişman gösteren aynalar koyacak kadar risk almaktan korkmayan bir provokatör'. Bu ikilinin özel hayattaki birliktelikleri iş hayatında da devam edince bugün, yıllık satışı 2.4 milyar doları bulan bir dev ortaya çıkıyor. Aralarında İstanbul'un da bulunduğu dünya çapında, San Francisco'dan Seul'e kadar 267 mağazaya sahip olan Prada'nın ürünlerinin yüzde 98'i İtalya'da üretiliyor. Miu Miu çantaların yarısına yakını Türkiye ve Romanya'da, Linea Rossa ayakkabıların yüzde 70'i Vietnam'da üretiliyor. Moda ikonunun İtalya'da 13 fabrikası ve 3 bin 500 çalışanı bulunuyor. Prada'nın halka arz edilmesi, Miaccio ile Patrizio'nun 30 yılı aşan birlikteliklerinin meyvelerini en iyi toplayacak dönemlerine girmelerini sağlayacak.
Statü sembolü haline geldi
Prada'nın başarı hikayesinin arkasında ataerkil bir İtalyan ailesinin çılgın torunu Miaccio ile henüz 17 yaşında ekmeğini taştan çıkarmayı öğrenmiş Patrizio'nun aşkı yatıyor. Dedesinin 1913 yılında Milano'da açtığı deri dükkanında çok daha ucuz olan su geçirmez kumaşlardan çantalar yapmaya başladığında Miaccio Prada'nın moda sektörüne ne kadar da avantgart' bir açılım getireceği o zamanlardan belliydi. Patrizio Bertelli ise kıvrak zekası, provokatif iş anlayışı ve risklere gözü kapalı girmesi sayesinde çok küçük yaşlarda tekstil sektörünün aranan isimlerinden biri olmuştu. İlk kez 1977 yılında Milan'da gerçekleştirilen bu ticaret fuarında tanışan ikili, o zamanlar bu karşılamanın hem hayatlarını hem de işlerini baştan aşağı değiştireceğini tahmin bile edemezdi. 1978 yılında şirketi 450 bin dolara yakın satış yaptığı sırada miras olarak tamamen devralan Miaccio, bundan sonra devreye tasarımcılığı ile girdi. Bertelli, Prada'nın beyni, Miaccio ise tasarımcı yönü oldu. Çift Jil Sander, Helmut Lang ve ayakkabı üreticisi Church&Co.'yu satın alarak Prada markasını dünyaca ünlü bir moda devine dönüştürdü. Öte yandan İkinci Dünya Savaşı sonrası değişen dünya düzeni, sermayenin artan gücü para, güç ve statü'yü toplumun yeni değerleri olarak biçmişti bile. Bu değişimle beraber artık Prada giymek de Prada'dan konuşmak da bir statü sembolü haline gelmişti.
Snopluk out, popüler kültür in
Uzmanlara göre, eğer Prada bugün olduğu konumdaysa, bunda en büyük pay sahibi olan kişi eşini sürekli cesaretlendiren Bertelli'nin ta kendisi. Bertelli'nin tavsiyelerini asla kulak ardı etmeyen Miaccio, İngiliz ürünlerini ithal etmeyi bıraktı, çanta ve bavul modellerini değiştirmeye başladı. Patrizio şimdi de Miaccio'yu artık snopluğu bir kenara bırakıp popüler kültür ikonu olmaya zorluyor. Wall Street Journal'a verdiği bir röportajda ise Miaccio kocasının kendisi ve Prada üzerinde nasıl bir etkisi olduğunu şu sözlerle açıklıyor: "İkimizin ünlü bir 3 kuralı' var. Eğer o, bir şeyi üç kereden fazla söylerse, o zaman konu üzerinde gerçekten düşünmem gerekiyor demektir. Bazen onun sözünü dinlemek istemem ama yine de dinlerim. Çok sıkı çalışırız. Her zaman gergin bir ilişkimiz vardır ve onunla çalışmak çok yorucudur. Her dakikamız çekişmeyle geçer. Buna rağmen ona hayranım ve fikirlerine saygı duyarım."
Dede şirkette kadın istememişti, Miaccio naylondan bir dev yarattı
Prada'nın ilk temeli İtalyan kardeşler Mario ve Martino tarafından 1913'te, İtalya'nın Milano kentinde açtıkları bir deri dükkanı ile atılmıştı. Dükkanda ilk başlarda deri ürünleri ile birlikte ithal İngiliz el çantaları ve kumaşları da satılıyordu. Ataerkil bir yapının hakim olduğu Prada ailesinin en büyük üyesi olan Mario, kadınların iş hayatında rol almaması gerektiğini düşündüğü için aile şirketi de olsa kız kardeşlerinin şirket yönetiminde yer almasını hiçbir şekilde istememişti. Ancak kader bu ki, Mario'nun işleri devretmeyi planladığı oğlu dükkan işine hiç de ilgi göstermemişti. Bu nedenle devreye giren kızkardeş Luisia Prada şirketin yönetiminin başına geçmiş, artık bir kadının yönetimde olduğu marka için işler de zaten bundan sonrasında açılmıştı. Prada'yı yaklaşık 20 yıl boyunca yöneten Luisia'nın ardından devreye giren kızı Miaccio ise Prada'nın kaderini değiştiren kadın oldu.
Şeytan Prada bile giydi, borsada şehir efsanesi türetildi
Prada markasının en fazla gündeme geldiği dönemlerden biri de Meryl Streep'in başrolünde oynadığı sinema filmi The Devil Wears Prada'nın (Şeytan Prada Giyer) vizyona girdiği 2006 yılı olmuştu. Hatta o dönemde Prada ile çalışan şirketlerin hisselerinde yaşanan düşüşle ilgili çeşitli şehir efsaneleri bile ortaya atılmıştı. Film, ABD'de yayımlanan Vouge dergisinin Prada ve Hermes'den başka marka giymeyen huysuz, hırslı ve acımasız genel yayın yönetmenini Anna Wintour'u anlatıyordu. İddialara göre filmde Prada da dahil olmak üzere ürünleri teşhir edilen tüm markalarla çalışan şirketlerin hisse fiyatları o dönem değer kaybetmişti. Bu düşüşün filmin laneti olduğu şeklinde yorumlar yapılmış ama elbette piyasa analistleri bunu, o dönemki artan doğalgaz fiyatlarına bağlamıştı.