Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 69,30 | 2,36 | 360.360.000.000,00 |
ALBRK | 8,47 | 2,67 | 21.175.000.000,00 |
GARAN | 139,60 | 1,68 | 586.320.000.000,00 |
HALKB | 26,02 | 0,54 | 186.947.924.652,84 |
ICBCT | 16,01 | -0,06 | 13.768.600.000,00 |
ISCTR | 14,36 | 2,35 | 358.999.569.200,00 |
SKBNK | 6,97 | 3,11 | 17.425.000.000,00 |
TSKB | 13,38 | 3,80 | 37.464.000.000,00 |
VAKBN | 27,54 | 0,88 | 273.084.478.743,42 |
YKBNK | 33,70 | 4,21 | 284.665.628.270,80 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan ile Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "Ürün Güvenliği Haftası Açılış Konferansı"na katıldı.
Kacır, Ticaret Bakanlığı'nda, Abdulkadir Uraloğlu, İbrahim Yumaklı, Vedat Işıkhan ile Ömer Bolat'ın katılımıyla düzenlenen, "Ürün Güvenliği Haftası Açılış Konferansı"nda konuştu.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak, sürdürülebilir ve güvenilir bir e-ticaret ekosistemi oluşturmak için Ticaret Bakanlığı ile iş birliği içinde çalıştıklarını belirterek, "Bakanlık olarak, 81 il teşkilatımız ve 1200'e yakın denetçimizle vatandaşlarımızın, müteşebbislerimizin kaliteli ve güvenli ürünlere erişimini güvence altına alıyoruz." dedi.
Dünyanın, çok katmanlı ve derin bir dönüşüm sürecinden geçtiğini anlatan Kacır, küresel refahın temel dayanağı olarak kabul edilen serbest ticaret anlayışının terk edilerek, tercihlerin yerinde üretim, dost ve müttefiklerden tedarik tarafına kaydığını söyledi. Gümrük tarifelerinin yanında, teknik gözetim ve denetimlerin, yerli üretimi, iç pazarda kalite ve güvenilirliği korumak üzere aktif kullanıldığını aktaran Kacır, "Böyle bir tabloda, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, AR-GE'yi ve katma değerli üretimi önceleyen bir yaklaşımla, nitelikli insan kaynağına yaptığımız yatırımla, ülkemizi dünyanın önde gelen üretim ve teknoloji geliştirme merkezleri arasına taşıdık. Güneş panelinden ticari araçlara, beyaz eşyadan demir çeliğe pek çok alanda, Avrupa değer zincirlerinin önemli oyuncusuyuz." ifadelerini kullandı.
Kacır, Türkiye'nin Çin'den sonra, Orta Avrupa'ya kadar uzanan geniş kuşakta, en fazla çeşit ürünü rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen ülke olduğuna dikkati çekti. Üretim gücüyle Türkiye'nin, küresel tedarik zincirlerinin güvenilir halkası olduğunun altını çizen Kacır, şöyle konuştu:
"Özel sektörümüz bünyesindeki 1600'ü aşkın AR-GE ve tasarım merkezinde görev yapan nitelikli mühendis ve teknisyenlerimiz, yüksek katma değerli üretimi mümkün kılan yenilikçi teknolojiler geliştiriyor. Teknoloji odaklı kalkınma vizyonumuza, güç katıyor. Sayıları 107'yi bulan teknoparklarımızda, 11 bin 500'den fazla firmamız, inovasyon odaklı çalışmalar yürütüyor. Bu tarihi başarı, üretimde her koşulda en yüksek kaliteyi hedefleyen vizyonun eseridir. Girişimcilerimizin küresel pazarlardaki rekabet gücünü ve ülkemiz sınırları içinde adil ticareti güvence altına alan güçlü bir ürün güvenliği altyapısını da bu vizyonun temel yapı taşlarından biri olarak konumlandırıyoruz. Bakanlık olarak, 81 il teşkilatımız ve 1200'e yakın denetçimizle vatandaşlarımızın, müteşebbislerimizin kaliteli ve güvenli ürünlere erişimini güvence altına almaya katkı sağlıyoruz."
Sanayi ürün grubunda 37 binden fazla denetim yapıldı
Kacır, piyasa gözetimi ve denetimi açısından en fazla ürün grubundan sorumlu kurum olarak motorlu kara yolu araçları, asansörler, elektrikli ekipmanlar ve makinalar başta olmak üzere pek çok sanayi ürün grubunda geçen yıl 37 binden fazla denetim yaptıklarını hatırlattı.
Güvenlik açısından risk oluşturan ürünlerin, piyasadan toplatılmasını ve çekilmesini sağladıklarını bildiren Kacır, "Ulaşım, enerji, elektroteknik, yapı malzemeleri, kimya ve gıda gibi pek çok sektörün ihtiyaç duyduğu ileri düzey test altyapılarını bünyesinde barındıracak Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Ankara Kalite Kampüsünü, yakın zamanda hizmete alıyoruz. Deney, test ve kalibrasyon altyapısıyla yalnızca ülkemizin değil, yakın coğrafyamızın da ihtiyaçlarına cevap verecek bu yatırım, TSE'yi küresel uygunluk değerlendirme pazarında güçlü ve etkili bir bölgesel oyuncu haline getirecek. Yerli üreticilerimizin rekabet gücünü yükseltecek. Mevzuatımıza uygun olmayan veya düşük kaliteli ürünlerin ülkemize girişini engelleyecek, denetimlerin daha etkin biçimde yürütülmesi için gerekli altyapıyı sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Kacır, küresel trendler, gelişen teknoloji ve piyasa koşulları doğrultusunda, ürün güvenliği modelini geleceğe hazırladıklarını ve araçlarda akıllı hız destek sistemi, sürücü dalgınlık ve dikkat uyarı sistemi, olay veri kaydedicisi, alkol kilidi kurulum ön hazırlığı, gelişmiş sürücü dikkat dağınıklığı uyarı sistemi kullanımında uyulacak kuralları Avrupa Birliği (AB) standartlarıyla uyumlu şekilde belirlediklerini anımsattı.
Vatandaşların can ve mal güvenliğini korumak, sürdürülebilir ve güvenilir bir e-ticaret ekosistemi oluşturmak için Ticaret Bakanlığı ile işbirliği içinde çalıştıklarını dile getiren Kacır, "İnternet satış ilanları vasıtasıyla, piyasaya arz edilen ürünlerin imalatçı ve ithalatçı bilgilerini, uygunluk işaretlerini takip etmemize imkan tanıyan 'Uzaktan İletişim Araçları Yoluyla Piyasaya Arz Edilen Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği' yürürlüğe girdi. Böylelikle, e-ticaret platformlarında kayıt dışı ve uygunsuz ürünlerin önüne geçerek, vatandaşlarımız için daha güvenli ve standartlara uygun bir alışveriş ortamı sağlayacağız." diye konuştu.
Siber güvenlik standartlarının çerçevesini çizen düzenleme hayata geçirilecek
Kacır, siber güvenliğin ekonomik, sosyal, toplumsal ve milli güvenliği doğrudan etkilediğini vurgulayarak, bireyleri ve ülkeleri koruyacak önlemler geliştirmenin, tehditlere karşı dayanıklı bir sistem inşa etmenin önemine işaret etti.
İhracatının yüzde 40'ından fazlasını AB'ye yapan Türkiye'nin, AB'nin 2028'de tüm bileşenleriyle uygulamaya alacağı Siber Dayanıklılık Yasası'nı yakından takip ettiğini belirten Kacır, şunları kaydetti:
"Vatandaşlarımızın ve kişisel verilerin güvenliğini sağlamak üzere, beyaz eşya ve ev aletlerinin iletişimi ve güvenliğine dair yeni uygulamaları da hayata geçireceğiz. Yazılım ve donanım dahil, dijital ürünlerin tasarımı, geliştirilmesi, üretimi ve piyasaya arz edilebilmesinde gerekli siber güvenlik standartlarının çerçevesini çizen düzenlemeyi, ülkemiz mevzuatına kazandıracağız.
Sürdürülebilir kalkınma yaklaşımımızla uyumlu olarak, yeşil dönüşümü ürün güvenliği politikalarımızın merkezine alıyoruz. Enerji Etiketlemesi ve EkoTasarım Tebliği ile sanayimizin enerji verimliliği odaklı üretim yetkinliğini artırdık. Ayrıca vatandaşlarımızın çevreye duyarlı, tasarruflu ürünlere erişimini güvence altına aldık. İnanıyorum ki ürün güvenliği mevzuatımızın AB standartlarıyla uyumlaştırılması, uluslararası kabul gören standartların TSE vasıtası ile Türkçe'ye çevrilmesi, gerekli durumlarda ülkemize özel standartların belirlenmesi, belgelendirme konusunda önemli rolü olan onaylanmış kuruluşların ülke içinde yetkilendirilmesi, TSE ve TÜBİTAK bünyesindeki test ve laboratuvar altyapımızın sanayicimizin, girişimcilerimizin ihtiyaçlarına uygun olarak geliştirilmesine dönük bütüncül yaklaşımımız ülkemizde ürün güvenliğini ileriye taşıyacak, ticaret dengemize olumlu bir katkı sağlayacak."
Ticaret Bakanı Ömer Bolat: Hızlı, hedefe odaklı ve önleyici denetimler gerçekleştiriyoruz
Ticaret Bakanı Ömer Bolat, e-ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli "proaktif denetim" yaklaşımını hayata geçireceklerini belirterek, "Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak." dedi.
Bakan Bolat, ürün güvenliğinin, yalnızca teknik ve idari bir konu değil, güçlü, kapsayıcı ve güncel mevzuatın günlük hayata yön verdiği bir alan olduğunu söyledi.
Bu alanda sadece kamu kurumlarının değil, özel sektörün ve tüketicilerin de etkin rolünün bulunduğuna dikkati çeken Bolat, güvenli ve mevzuata uygun üretim yapan firmaların emeğinin karşılığını alabildiği, kuralları ihlal edenlere ise gerekli müdahalenin uygulandığı ve tüketicilerin gönül rahatlığıyla alışveriş yapabildikleri yapıyı oluşturmanın temel sorumlulukları olduğunu anlattı.
Bolat, Dış Ticarette Risk Esaslı Kontrol Sistemi'nin (TAREKS) devreye alındığı 2011'den bu yana ithalatta toplam 49 milyar sanayi ürününün denetlendiğini, uygunsuz bulunan 424 milyon ürünün ülkeye girişinin engellendiğini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bugüne kadar tarım ürünlerinde 31 milyar ürün ticari kalite standartlarına uygunluk açısından denetlenmiş ve yapılan denetimler dış pazarlarda Türk malı imajının korunması hedefimize doğrudan katkı sağlamıştır. Bu denetimlere ek olarak, iç piyasada yerli ve ithal tüm ürünlere yönelik 2009'dan bu yana yapılan denetimlerde 708 milyon adet uygunsuz ürün bulunmuştur. Yapay zeka destekli yeni sistemlerimizle, hem denetim kapasitemizi artırıyor hem de kaynaklarımızı daha verimli kullanarak daha hızlı, hedefe odaklı ve önleyici denetimler gerçekleştiriyoruz."
"TAREKS'i baştan sona yeniliyoruz"
Ürün Güvenliği Haftası'nın bu yılki konusunu "e-Ticaret Ürün Güvenliği" olarak belirlediklerini dile getiren Bolat, vatandaşların güvenle alışveriş yapabilmeleri için sadece mevzuatla değil, altyapı ve denetim sistemleriyle de kendilerini sürekli yenilediklerini söyledi.
Bolat, ürün güvenliğini doğrudan güçlendirecek bazı yeniliklere dair de şu bilgileri verdi:
"Ürün güvenliği denetimlerinin dijital kalbi konumundaki TAREKS'i baştan sona yeniliyoruz. Sistem kurulduğu günden bu yana sayısız başarıya imza attı. Ancak zamanla sistemin yenilenmesi zorunlu hale geldi. Yapay zekanın üretim süreçlerine dahil olduğu bu yeni dönemde, ithalat denetimleri sistemimizde, uygunsuz ürünlerin piyasaya arzını engelleme misyonumuzu dijital dönüşüm hedefleriyle harmanlayarak yapay zeka destekli yeni bir yapı tasarladık. Yeni sistemimizde, yapay zeka tabanlı, skor bazlı bir risk analizi modeline geçtik."
Yeni yapıyla riskli ürün getiren firmalar üzerinde daha çok yoğunlaşılmasını, bu sayede güvenli ve yasalara uygun ürün ithal eden firmaların haksız rekabetten daha iyi korunmalarını sağlayacaklarını dile getiren Bolat, hedef odaklı denetim gerçekleştirip denetimlerde daha yüksek oranda uygunsuzluk tespit etmeyi ve böylece denetim kaynaklarını daha etkin kullanmayı amaçladıklarını ifade etti.
Bolat, yeni TAREKS'in sadece daha akıllı değil, aynı zamanda daha kolaylaştırıcı olduğuna dikkati çekerek, eskiden noter kanalları ve fiziksel belgeler üzerinden yürütülen firmaların TAREKS üzerinden yetkilendirme sürecinin, MERSİS, ESBİS ve KPS entegrasyonları sayesinde dijitalleştiğine işaret etti.
Bir diğer yeniliğin ise yeniden yapılandırılarak ihracatçıların kullanımına sunulan "Ticarette Teknik Engeller Platformu" olduğunu bildiren Bolat, yeni platformla artık ihracatçıların, tüm ülkelerde mevcut olan teknik engellere ve o ülke pazarlarına girişte talep edilen belge ve bilgilere tek elden ulaşabileceklerini anlattı.
Bolat, söz konusu platform sayesinde, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) üyesi ülkelerin ürünlere ilişkin mevzuatlarında yapmayı öngördükleri değişiklik ve düzenlemeleri, henüz planlama aşamasında iken ihracatçılarla paylaşabileceklerini belirterek, bu sayede, ihracatçıların sahada daha fazla yer alabileceklerini ve hedef pazarların tüm süreçlerine daha güçlü etki edebileceklerini bildirdi.
"Yapay zeka temelli proaktif denetim yaklaşımını hayata geçiriyoruz"
Öte yandan, e-ticarette de yeni bir denetim dönemini başlatacaklarını kaydeden Bolat, "e-Ticaret platformlarında satılan ürünlerin güvenliğini doğrudan hedef alan, yapay zeka temelli 'proaktif denetim' yaklaşımını hayata geçiriyoruz. Vatandaşlarımızın sanal ortamda da fiziki mağaza kadar güvenle alışveriş yapabilmesini sağlıyoruz. Bu yeni dönem, ürün güvenliğinde dijital çağa uygun bir denetim kültürünün de başlangıcı olacak. Adil rekabetin teminatı etkin denetimdir." diye konuştu.
Her gün binlerce ürünün, fiziksel mağazalar yerine çevrim içi platformlar üzerinden evlere ulaştırıldığını dile getiren Bolat, bu doğrultuda, e-ticarette ürün güvenliğini temin etmek amacıyla, kapsamlı ve güçlü mevzuat altyapısı oluşturduklarının altını çizdi.
Bolat, yeni mevzuatla, vatandaşların çevrim içi alışverişlerini güven içinde yapabilmeleri için satış ilanlarında açıklık ve sorumluluğun esas alındığına dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Düzenlemeyle, yurt dışı kaynaklı internet sitelerinden doğrudan ülkemize satışa sunulan ürünler için Türkiye'de yerleşik bir iktisadi işletmeci bulunması zorunlu hale getirildi. e-Ticaret platformlarının 'ürün güvenliği temas noktası' belirlemesi zorunlu tutulmuştur. Bakanlık olarak bu mevzuatın etkin şekilde hayata geçirilmesini sağlamak için Avrupa Birliği (AB) destekli bir proje başlattık. Projeyle internet üzerinden satılan güvensiz ve mevzuata aykırı ürünleri tespit edebilmek için yapay zeka destekli bir tarama yazılımı geliştirdik, sistemle platformlardaki riskli içeriklere hızlı ve proaktif müdahale imkanı oluşturmayı hedefliyoruz."
"Ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacak"
AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilcinskas da son zamanlarda yapay zeka ve dijital çözümlerin oldukça önemli hale gelmeye başladığını belirterek, hem AB'de hem de Türkiye'de e-ticaret hacminin kayda değer artışlar yaşadığını ifade etti.
Bu artışın tüketici güvenliği ve siber güvenlik gibi hususları gündeme getirdiğini bildiren Vilcinskas, "Gelecekte artan rekabet gücü, dijital çözümlerin benimsenmesi, araştırma, inovasyon ve güvenli ürünler alanında AB'nin desteğine güvenebilirsiniz. Bu haftanın ve projenin, harika işbirliğini geliştirmemize, ekonomik ve ticari ilişkilerimizi güçlendirmemize yardımcı olacağını umuyorum."dedi.
Ticaret Bakanlığı Ürün Güvenliği ve Denetimi Genel Müdürü Hakkı Karabörklü de uluslararası ticaretin hem anahtarının, hem de kilidinin ürün güvenliği olduğuna dikkati çekerek, ürün güvenliğinin can, mal ve çevrenin korunması, verimliliğin sağlanması ile haksız rekabetin önlenmesi gibi fonksiyonlarıyla sürdürülebilir kalkınma bakımından büyük önem oluşturduğunu dile getirdi.
Bakan Uraloğlu: Modern altyapı yatırımlarımızla, ürün güvenliği zincirinin her halkasını güçlendiriyoruz
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, akıllı ulaşım sistemleri, lojistik izlenebilirlik çözümleri ve modern altyapı yatırımlarıyla, ürün güvenliği zincirinin her halkasını güçlendirdiklerini söyledi.
Ürün güvenliğinin, yalnızca tüketicilerin sağlığı ve güvenliği için değil, aynı zamanda ülkenin ekonomik rekabet gücü, ticari itibarı ve uluslararası arenadaki saygınlığı için vazgeçilmez bir kriter olduğunu bildiren Uraloğlu, piyasadaki ürünlerin güvenliği ve teknik mevzuatlara uygunluğunun, kamu tarafından yapılan denetimlerle sağlandığını bildirdi.
Uraloğlu, Bakanlık olarak gezi tekneleri, gemi teçhizatı ve taşınabilir basınçlı kapların denetiminden sorumlu olduklarını aktararak, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun da telsiz ve telekomünikasyon terminal ekipmanlarının denetimini gerçekleştirdiğini belirtti.
Ürün güvenliği konusunun lojistik ve altyapı boyutuna da önem atfettiklerini dile getiren Uraloğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ürün güvenliği zincirinin her halkasında kaliteyi artırmak için katkı sağlamaya çalışıyoruz ve titizlikle çalışmalarımızı yürütüyoruz. Çünkü ürünlerin güvenle tüketicilere ulaşması veya sunulması, yalnızca üretim süreçleriyle sınırlı değildir, bu sürecin aynı zamanda etkin, hızlı ve güvenilir bir lojistik ağıyla destekleniyor olması gerekiyor. Üretim yaptınız ama tüketiciye ulaştıramadınız, orada biz devreye girip katkı sağlamaya gayret ediyoruz. Ulusal ve uluslararası anlamda bunu sağlayabilmek için Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, son 23 yılda ülkemizin ulaştırma ve haberleşme alanında yaklaşık 300 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Bu vesileyle altyapımızı dünya ticaretinin ve lojistiğinin kalbi olma noktasında ciddi güçlendirdik."
Dijital ürünlerin yerli yazılımlarla siber güvenliği sağlanıyor
Uraloğlu, ülkenin dört bir yanına yayılmış modern kara yolları, demir yolları, havalimanları, limanlar ve haberleşme ağıyla, ürünlerin güvenli şekilde taşınmasını ve tüketiciye ulaşmasını sağlamak için gayret içinde olduklarını anlattı.
Attıkları adımlarla 2002'de 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol ağını 29 bin 771 kilometreye çıkardıklarını, sadece 6 il birbirine bağlıyken bugün 77 ili bölünmüş yollarla birbirine bağladıklarını belirten Uraloğlu, "O gün Türkiye'de 8,5 milyon araç vardı ve şehirlerarasındaki ortalama hız sadece saatte 40 kilometreydi. Şimdi araç sayımız 32 milyonu geçti ve şehirlerarasındaki ortalama hız 90 kilometrelere çıktı. Ülkemizde kara yolunda doğu-batı ekseninde 5 ana aksı, kuzey-güney yönünde 18 ana aksı tespit ettik. Bunları da yüzde 92 seviyelerinde bitirerek ülkemizin ulaşımına katkı sağlıyoruz." diye konuştu.
Uraloğlu, 11 bin kilometre olan demir yolu uzunluğunu, 2 bin 251 kilometresi yüksek hızlı tren (YHT) olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre ekleyerek 14 bin kilometreye çıkardıklarını bildirdi.
Demir yolu ağını 2028'de 17 bin 500 kilometreye, 2053'te de 28 bin 500 kilometreye çıkaracaklarını aktaran Uraloğlu, böylece ülkenin tamamının 48 saatte YHT ağlarıyla gezileceğini söyledi.
Uraloğlu, ürünlerin güvenli yollarla tüketiciye ulaşması için dijital dönüşümün getirdiği yenilikleri ve teknolojileri etkin şekilde kullandıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:
"Akıllı ulaşım sistemlerimiz, lojistik izlenebilirlik çözümlerimiz ve modern altyapı yatırımlarımızla, ürün güvenliği zincirinin her halkasını güçlendiriyoruz. Ayrıca siber güvenlik alanında çok mesafe kat ettik. Ülkemiz dünyada rol model gösterilen ülkelerden biri. Her türlü dijital ürünü ve sistemi korumak için yerli yazılımlarla siber güvenliğimizi sağlıyoruz."
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: 2007-2024 yılları arasında toplamda 20 bin 218 ürün denetimi gerçekleştirdik
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "2007-2024 yılları arasında toplamda 20 bin 218 ürün denetimi gerçekleştirdik. 2024'te bin 21 ürün denetlenmiş ve bu ürünlerin 273 tanesinin, güvensiz ve uygunsuz olduğu tespit edilmiştir. 2025'te de aynı kararlılıkla bu denetimlerimize devam ediyoruz." dedi.
Işıkhan, burada yaptığı konuşmada, üretimde, ticarette, denetimde öncelik verdikleri öznenin insan olduğunu belirterek, insan sağlığını, can ve mal güvenliğini, ahlaklı ve adil ticareti merkeze alan her girişimi ve her düzenlemeyi sonuna kadar desteklediklerini söyledi.
Kaliteli iş gücü olmadan kaliteli üretimin ve güvenli ürün üretmenin mümkün olmadığını vurgulayan Işıkhan, "İşte bu noktada mesleki yeterlilik politikalarımız devreye giriyor. Biz, her mesleğin kendine özgü bilgi ve beceri setine sahip olduğunu biliyor, bu mesleklerin standartlarını belirlemek amacıyla da yoğun bir çaba sarf ediyoruz. Ulusal Meslek Standardı ve Ulusal Yeterliliklerin hazırlanmasında Mesleki Yeterlilik Kurumumuz, ilgili paydaşlarla işbirliği içerisinde, şeffaf ve katılımcı bir süreç yürütmektedir." diye konuştu.
"Donanımlı insan kaynağını sahaya kazandırıyoruz"
Vedat Işıkhan, halihazırda yürürlükte olan e-ticaret kategori sorumlusunun meslek standardı ve yeterliliği bulunduğunu, yeni meslekler üzerinde de çalışmalarını sürdürdüklerini aktardı.
Amaçlarının, sahada görev alacak her bireyin bilgi ve beceriyle donatılması olduğunun altını çizen Işıkhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün burada konuşulan her teknik başlığın arkasında bir insan emeği, bir eğitim ihtiyacı ve bir yeterlilik zorunluluğu bulunmaktadır. Ürün güvenliği zincirini, kalıcı hale getiren şey, işte bu nitelikli beşeri sermayedir. Biz İŞKUR aracılığıyla yürüttüğümüz 'Nitelikli İşgücü Yetiştirme Programı (NİYEP)' ile hem dijital hem de yeşil dönüşüm alanlarında sektöre özel eğitimler açıyor, eğitici ücret tavanını artırarak en yetkin uzmanları sistemin içine çekiyoruz. Teorik eğitimle yetinmiyor, 9 aya varan uygulamalı eğitimlerle e-ticaret ve dijital denetim alanında donanımlı insan kaynağını sahaya kazandırıyoruz. Geleceğin meslekleri listesini sürekli güncelliyor, sektör temsilcileriyle birlikte bu meslekleri eğitim kurumlarımızın gündemine taşıyoruz."
Işıkhan, Bakanlığın, kişisel koruyucu donanımlara ilişkin mevzuatı hazırlamak ve uygulamak konusunda yetkili olduğuna, bu ürünlerin piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerini yürüttüğüne işaret ederek, şunları kaydetti:
"Bu hususlarda usul ve esasları belirleme görevi, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğümüze tevdi edilmiştir. 2007-2024 yılları arasında toplamda 20 bin 218 ürün denetimi gerçekleştirdik. 2024'te bin 21 ürün denetlenmiş ve bu ürünlerin 273 tanesinin, güvensiz ve uygunsuz olduğu tespit edilmiştir. 2025'te de aynı kararlılıkla bu denetimlerimize devam ediyoruz."
Artık bir adım daha ileri gitmek, e-ticaretten kimyasala, yazılıma kadar her alanda insan kaynağını güçlendirmek zorunda olduklarını belirten Işıkhan, "Bu anlamda Ticaret Bakanlığımızın öncülüğünde düzenlenen bu konferansın, kamu kurumları arasındaki koordinasyonu artıracağına, ürün güvenliği politikasının ülkemizde daha etkin uygulanmasına katkı sağlayacağına tüm kalbimle inanıyorum. Ürünün de emeğin de güvenli olduğu bir Türkiye için Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde çalışmaya devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı: 1 Ocak'tan bu yana 640 bin gıda denetimi gerçekleştirdik
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 1 Ocak'tan bu yana 640 bin gıda denetimi gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bu denetimlerin sonunda 14 bin 706 uygunsuzluk tespit ettik, 352'si hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunduk, yaklaşık 1,4 milyar lira civarında da idari para cezası uyguladık." dedi.
Birleşmiş Milletler verilerine göre dünya nüfusunun yüzde 55'inin kentlerde yaşadığına, Türkiye'de bu oranın yüzde 77'ye ulaştığına işaret eden Yumaklı, bu demografik değişimin, daha fazla üretme ve tüketme ihtiyacını oluşturduğunu bildirdi.
Yumaklı, dünyadaki gelişmeleri takip ederek, risklere ve yeni süreçlere karşı sektörün dayanıklılığını artırmak amacıyla çalışmaya devam ettiklerini aktararak, güvenilir, sağlıklı ve kaliteli gıda üretmek ve altyapıyı güçlendirmek için çalıştıklarını anlattı.
Bu kapsamda, kırsal kalkınma destekleri, organize tarım bölgeleri, su ve sulama yatırımları ve regülasyon faaliyetleri başta olmak üzere güvenilir gıdayı temin için birçok başlıkta faaliyet yürüttüklerini bildiren Yumaklı, gıda zincirinin ilk aşaması olan üretim sürecinde de aktif şekilde sahada olduklarını ifade etti.
"Şu ana kadar 640 bin gıda denetimi gerçekleştirdik"
Yumaklı, sağlıklı gıdanın temeli olan bitki ve hayvan sağlığına yönelik son iki yılda 100'e yakın uygulamayı hayata geçirdiklerini söyledi.
Gıda ürünlerinin satış ve toplu tüketimine dönük denetimlerinin sürdüğüne işaret eden Yumaklı, şöyle devam etti:
"Vatandaşlarımızın sağlığıyla oynayanların hiçbir şekilde gözünün yaşına bakmayacağımızı, bunun kırmızı çizgimiz olduğunu ifade ettik. Yıllık denetim planlarımız, rutin denetimlerimiz var. Her türlü iletişim vasıtasıyla bizlere iletilen şikayetler var. Hiçbir tanesini ıskalamadan mutlaka üzerine gidiyoruz. Sahada gıda denetimi yapan 8 binden fazla arkadaşımız var. Bu güçlü altyapıyla 2024'te 1,3 milyon denetim yaptık. 1 Ocak'tan bu yana 640 bin gıda denetimi gerçekleştirdik. Bu denetimlerin sonunda 14 bin 706 uygunsuzluk tespit ettik, 352'si hakkında savcılıklara suç duyurusunda bulunduk, yaklaşık 1,4 milyar lira civarında da idari para cezası uyguladık."
Yumaklı, bütün denetim sonuçlarını şeffaf şekilde, anlık olarak vatandaşlarla paylaştıklarını, bununla ilgili de karekod uygulamasını hayata geçirdiklerini belirtti.
Bu kapsamda işletmelerin uygunsuzluk oranını düşürmeyi hedeflediklerine dikkati çeken Yumaklı, "Karekod uygulamasında 28 Temmuz, işletmelerimizin uyum sağlaması için son tarih. Artık bundan sonra firmaların buna uyum sağlamasını da takip etmiş olacağız." diye konuştu.
"Eylem planlarımızı sahaya aktaracağız"
Yumaklı, ürün güvenliği konusunun 4. Tarım Orman Şurası'nda da yoğun şekilde ele alınan başlıklardan olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:
"Burada güvenilir gıdaya ilişkin birçok konu konuşuldu, bunlara ilişkin eylem planlarımızı oluşturup en kısa zamanda sahaya aktaracağız. Güvenilir gıdayı, gıda arz güvenliğimiz ve rekabet gücümüzün en önemli anahtarı olarak görüyoruz. Üretim, satış ve toplu tüketimde, halkımıza uygun şekilde hizmet veren bütün üretici ve işletmelere teşekkür ediyorum. Bu alandaki çalışmalarımıza, paydaşlarımız ve vatandaşlarla katkı vermeye devam edeceğiz."
Haziranda e-ticaret rekor kırabilir: 350 milyar TL’lik hareket bekleniyor
E-ticarette yeni dönem: Satıcılar için kimlik doğrulama süreci başladı
Bakanlık e-ticaretteki mağduriyetleri mercek altına aldı
E-Ticarette yeni dönem: Ürün güvenliğine sıkı denetim!
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.