Bu rekabetten tüketici kazanır
Bankaların 2010da IMF ve ekonomiye ilişkin gelişmelere hassas olacağı kesin ama kredi politikalarında esas belirleyici rekabet olacak. Faiz artırım sürecine girilmesi beklenen 2010da rekabet, kredi faizlerinde sürpriz indirimler getirebilir. Kredi karşılık oranlarının düşürülmesine yönelik...
Mine Zeybekoğulları / Ekonomist
2010 yılına şubelere getirilmesi planlanan harçlar nedeniyle sıkıntılı başlayan bankalar, zorunlu karşılıkların sıfırlanması imkanı veren tasarıyla krediler tarafında rahatladı. Tasarının yasalaşması halinde bankaların geniş oranda bu uygulamadan yararlanması beklenirken, kredi maliyetlerinde bu sayede yaşanacak düşüşün kredi faizlerine yansıması ise aynı ölçüde gerçekleşmeyecek gibi görünüyor. Bankacılar uygulamanın hayata geçmesinin, geçmişteki benzer uygulamalar gibi kaynak aktarımı ve kredi arzını olumlu yönde etkileyeceği konusunda hemfikir.
Kredi faizlerinde benzer bir etkiden çok bahsedilmezken, bu yıl için belirlenen hedeflerde bu uygulamanın getireceği katkı şu an hesaplara katılmıyor. ING Perakende Bankacılık Yönetim Kurulu Başkan Vekili Vincent van den Boogert, Bu uygulama, rekabetin de etkisiyle, faiz oranlarında aşağı yönlü etki yapacak. Ayrıca kredi kullandırımlarını da olumlu yönde etkileyecek. Ancak bu durum makro ekonomideki diğer gelişmeler dikkate alınarak değerlendirilmeli diyor.
Kredi faizlerinin genel durumu için her zaman olduğu gibi konjonktürel koşullara bakılması gerektiğini söyleyen Şekerbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Abdurrahman Özciğer de, Elbette kredi faizlerinin düşmesi yönünde olumlu bir etki yapacaktır. Ancak unutulmamalı ki bu kısmi bir etkidir diyor.
Taşıtta daralma bekleniyor
Bankaların 2010 için kredi iştahının devam ettiği ve krediler genelinde olumlu beklentilerin ağır bastığı söylenebilir. Segment bazında beklenti ve hedeflerine bakıldığında ise taşıt kredilerinin ayrıştığı görülüyor. 2009da bu pazarda yaşanan tablo, bir bakıma bankaların bu yılki beklentilerine ayna tutuyor. Geçen yıl otomotiv sektöründe yapılan ÖTV indirimini, şirketlerin bu indirimi bünyelerinden karşıladıkları kampanyalar izlemişti.
Bunlara karşın geçen yıl toplam taşıt kredileri pazarında yüzde 25lik bir daralma yaşandığını söyleyen Yapı Kredi Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer, bu yıl 2009daki gibi özel destekleme projesi yapılmazsa pazarda yüzde 10 civarında küçülme beklendiğini aktarıyor.
Somer, bu yıl özellikle nisan-mayıs ayları, yeni model yılı nedeniyle ağustos-eylül, yıl sonu nedeniyle de kasım-aralık aylarının hareketli geçmesini öngördüklerini, taşıt kredisi kullandırımının da buna paralel seyredeceğini belirtiyor.
Canlanma 2011de
Akbank Bireysel Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Galip Tözge ise Taşıt pazarında canlanmanın 2011 yılında, hurda yasası ve altyapısının oluşturulması ile realize olacağını düşünüyoruz diyor. 2010 taleplerinin bir kısmının öne çekilmesi nedeniyle 2010da taşıt pazarında yüzde 20ye kadar daralma beklendiğini ifade eden Tözge, buna paralel olarak taşıt kredi pazarının ise yüzde 5 daralmasının öngörüldüğünü söylüyor.
2010 yılında bankaların kan kaybettikleri taşıt kredilerinde toparlanmaya çalışacaklarını ifade eden Eurobank Tefken Genel Müdürü Mehmet Sönmez, buna karşın Talep tarafında sıkıntının ve pazarda küçülmenin devam edeceğini düşünüyoruz diyor. Sönmez ayrıca, bankaları burada en çok zorlayacak olan konulardan biri olarak halen en yüksek sorunlu kredi oranının taşıt kredilerinde olmasını gösteriyor.
Finansbank Perakende Pazarlama Grup Yöneticisi Erkin Aydın ise IMF ile anlaşmanın yapılması halinde yayılacak iyimser dalgayla otomobil kredilerinde talep artışı yaşanmasının beklenebileceğini söylüyor. Aydın, yılın ikinci yarısında bu iyimserliğin mevsimsel talep artışıyla destekleneceği de düşünülürse, taşıt kredilerinde 2009dan daha iyi bir yıl olabileceğine dikkat çekiyor.
Konutta hareketli bir yıl
Bu yıl konut kredilerinde ise geçen yıl son çeyrekten itibaren başlayan hareketliliğin sürmesi bekleniyor. Anadolubank Hazine ve Perakende Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakana göre, bu durum IMF anlaşmasından bağımsız olarak, tüketicilerdeki ertelenmiş konut talebinden ve arz fazlalığından kaynaklanacak. Atakan, olası IMF anlaşması ve bir kriz beklentisinin azalmış olmasının bu hareketliliği artıracağı kanısında. Yapı Kredi Perakende Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nazan Somer ise IMF anlaşmasının devreye girmesiyle piyasalar üzerindeki dış finansman gereksiniminin azalacağını söyleyebiliriz. Ancak, bunun yanında faizler üzerinde aşağı doğru büyük bir etki yaratacağını öngörmüyoruz diyor.
Kredi faizlerinde gelecek 6-8 ay boyunca hatırı sayılı bir düşüş beklemediklerini söyleyen Citibank Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Kutay, konut kredisi faiz oranlarında para politikası faizi ile piyasada belirlenen devlet tahvili faizlerindeki beklentilerin etkili olacağını belirtiyor.
Kutaya göre, Bireysel yatırımlardaki alışık olunan faiz getirilerinin düşmesi nedeniyle emlak piyasasında bir kıpırdanma ve buna bağlı olarak konut kredilerinde, diğer kredi gruplarına oranla daha hızlı bir artış beklenebilir.
Uzun vadede gevşeme sınırlı
Öte yandan, IMF anlaşmasının sağlayacağı iyimserliğin, özellikle uzun vadeli krediler için çok uzun sürmeyeceği de belirtiliyor. Finansbanktan Erkin Aydın, maliyetlerin kısa süreli bir gevşemeden sonra tekrar şu anki seviyelerine gelmesinin beklendiğini söylüyor.
Denizbank Perakende Bankacılık Grubu Genel Müdür Yardımcısı Gökhan Ertürk de, IMF anlaşmasının devreye girmesi, daha önceden satın alınmış ve fiyatlara yansıtılmış; kredi faizlerini çok fazla etkileyeceğini düşünmüyoruz. Ancak yaratılan olumlu hava sonucu kredi faizlerinde yeni bir düşüş gerçekleşir mi bunu hep birlikte göreceğiz diyor. Ertürk, mevcut faiz seviyelerinde konut fiyatlarının da henüz yeterli seviyede artış göstermemiş olmasını alım için uygun dönemin halen devam ettiğinin en önemli göstergesi şeklinde nitelendiriyor.
KOBİ kredileri geçen yıl artan takipteki krediler içinde en büyük payı aldı ancak 2010dan itibaren ekonomiye ilişkin olumlu beklentilerle birlikte reel sektörde ve KOBİlerde toparlanma yaşanacağı düşüncesi güçlü. Bankaların da KOBİ segmentinde büyüme istekleri azalmak bir yana artıyor. Bankacılar, bu yıl KOBİ segmentinde rekabetin artacağını sıklıkla dile getiriyor. Bu rekabetin, kredi arzı ve faizler üzerinde etkisini göstermesi bekleniyor.
Varacağımız nokta birebir bankacılık
Bilgehan Kuru (Halkbank Bireysel Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı)
Genelde bireysel krediler, özelde konut kredilerinde hacmimizi artırmak ve bunun pazar payımızdaki olumlu yansımalarını görmek, 2010 hedeflerimiz arasında. 2010 yılı Halkbank olarak araç kredilerinde pazar payımızı artırmayı istediğimiz ve bu yönde sektöre yönelik yeni projeler ve kampanyalar geliştireceğimiz bir yıl olacak.
Taşıt kredilerinde bayi, birey ve bankayı bir araya getirerek şubelerimize uğramalarına gerek kalmadan müşterilerimizin ayağına hizmet götüreceğiz. Artık çağdaş bankacılık, pazarlama ve satışı da içeren süreç yönetimine evriliyor. Müşteri ilişki yönetimi her geçen gün önemini daha da artırıyor. Müşteride ihtiyacının karşılandığı hissini uyandırmak günümüz bankacılığında daha da önem kazanıyor. Müşteri sayısının 5 milyonu geçtiği bir bankada bire bir bankacılık varacağımız nokta olacaktır. Bankamızın geleceğini planlarken bu önemli ayrıntıyı sürekli dikkate alıyoruz.