Borsalarda risklerin son durumu
Gelecek 10 ay içinde finans piyasalarını etkileyebilecek iç ve dış olası gelişmeler görebildiğim kadarıyla aşağıdadır;
1-Tüm dünya ülkelerindeki büyüme sorunları.
2-İsrail-İran olası savaşı(Abd körfez civarı ülkelere savunma füzeleri satışı yapmakta ve konuçlanma açıklaması geçen hafta basında çıktı).
3-Dünya ülkelerinde yüksek devlet ve kişisel borçluluğun yükselmesi.
4-Bizde en geç 2011 baharında seçim.(sonucu bu günden tam olarak belli değil)
5-Geçen hafta yargıtay başsavcısının parti kapatmaya dair ilginç demeci.
6-İrlanda,İspanya,Portekiz ve diğer AB ülkelerinde olası yeni krizlerin hızlanması.
7-Abd'nin Tayvan'a 9 milyar dolarlık yeni silah satış kararı sonrası Çin'in verdiği ve vereceği askeri ve ekonomik tepkiler.
8-Obama'nın yeni oluşturduğu bankacılık yasasında ,artık bankaların borsa ve riskli işlemlere son verecek olması ile ,Fed'in karşılıksız bastığı paraların dağıldığı ülkelerde yoğun satış yapıp geri dönerken yerli paralardan çıkarak dolar talep edip doları yükseltmesi ve sonrası faizlerde yükselme başlaması.
8-Obama yasasında hedge fonların bankalardan kredi ile işlem yapması yasaklanacağından ,hedge fonlarının kaldıraçlı işlemlerinin azalması ile borsalarda gerçek fiyatlamalara dönüş.
Ve daha bir çok bilinmezler yıl içinde fiyatlanacaktır.
Özellikle son hafta gündeme gelen Abd'nin Tayvan'a silah satışından dolayı Çin'in karşı misillemesinin ne olabileceği de iyi takip ister bence.Hala Çin 'in elinde 700 milyar doları abd hazine tahvili olmak üzere 2.4 trilyon dolarlık rezervinin bir silah olarak kullanılması ve abd'yi ekonomik yönden sıkıntıya sokabilecek(ithalat kısıtlaması ve vergi arttırımları v.b)değişik uygulamaların tüm finans ve emtia piyasalaında etkileri olabileceği tahmin edilebilinir.Çin,Hindistan ve Brezilya'nın aldığı ve alabileceği banka kredilerini kısıtlama ,sıcak dövize vergi getirme uygulamalarının yayılması özellikle finans-borsa-emtia üçgenini şeytan üçgeni haline de getirebilecek özellikte risklere tabii tutabilir.
Bu arada Fed Bşk.Yardımcısı D.KOHN;Fed'in Mortgage destekli menkul kıymet alımını mart'ta sona erdirecek olmasıyla ,mortgage faizlerinin yarım puan kadar yükselebileceğini söylemesi,Fed'in para politikalarını sıkılaştırmada ise ters repo ya da dönemsel mevduat ile çektiği rezervlere ödeyeceği faizleri arttırmanın veya bilançodaki varlık satışlarıyla olabileceğini belirtmesi de mart ayını piyasalar için dikkatle takibi gerektirmekte bence.
FDIC'in geçen cuma 6 bankayı daha kapatmasıyla toplam kapanan banka 146'ya çıkmış olup,gelişmeler daha fazla sorunlu bankanın olabileceğini de gösterebilir.Abd'de bazı uzmanlar borsada %25-50 arası düzeltme tahmin etmekteler(dfa ceo'su D.Deighan-csca ceo'su B.spiropulos).Çin ve brezilya borsalarında ise geri çekilmeler hala sürmekte.
BDİ(kuru yük)endeksi hala 3000'li seviyelerde bulunmakta ve abd-ab havzasında önemli bir büyüme hareketliliği olmadığını yansıtmakta.Abd'de son açıklanan büyüme verisinin ise yıllık küçülmenin 2.4 ile 1946 sonrasının en büyük daralmasına işaret etmektedir.Son ay gelen 5.7 lik büyümenin ise mali teşvik programının ve mevsimsel stok yenileme(soğuk geçmekte olan kış) çalışmasıyla olduğu söylenmektedir.Ancak 6 ay sonra teşviklerin kaladırılmasıyla birlikte Fed'in faiz arttırımına başlaması denk düşerse,eğer obama bankalar yasası da onaylanmış ise abd borsalarında önemli geri çekilmelerin biz dahil dünya borsalarında etkileri olacaktır kanısındayım.
Bizde ise imf belirsizliği bir şekilde artık bitince ve her şekilde borsada aşırı satın alınmış bu beklentinin bitişiyle realizasyonlar yaşanmasını tüm uzmanlar beklemekte.Euro bölgesinde ise işsizliğin aralıkta 10 seviyede gelmesi,en büyük ihracat pazarımızında iş ve büyümenin zayıf kalması halinde ihracatımızın eğer diğer dünya bölgelerine yayılamaz isek önemli işsizlik artışları ve ciro kayıplar sorunları ile karşılaşılabilir özellik taşıyacaktır bence.Bu konuda Dünya Bankasının aralık 2009 ülke ortaklık stratejisi ilerleme son raporu şöyle diyor;
DB-UNİCEF'in birlikte İst.,Ank.,Ad.,İzmir ve Kocaeli'de refah izleme araştırmasına göre,yoksulluk oranı global krizden önce %17 iken 22'lere çıkmış olup(%30 ),en büyük pay %46 ile kayıt dışı(tarım hariç)sektörlerde oluşmuş.Diğer yandan hane başı halkın borçlanma oranı 7 yıl öncesine göre 5-6 kat artmış durumda,gelirlerin ve tüketiminin azalımı ile ters orantılı artması,tüketim eğer arttırılamaz ve de üretim de bununla ilişkili arttırılamaz ise,ihracatımızın iyi gelişmemesi durumunda diğer dış dünya risklerinin de fazlalaşması durumunda enerji faturamızın ve diğer zorunlu ithalatın finansmanındaki döviz ihtiyacı kurlarda baskı yaratabilir.Tüm bu ve diğer olumsuz faktörler yöntimin çok ciddi çalışmasını gerektirmekte bence.Yani herşey pembe olmayabilir bu yıl ve eğer seneye de seçim yaklaşıyor ise.
Borsamıza gelince;malum mart 2009'dan beri % 100 üzeri primlenen endeks-100,bu günlerde 8 kez satın aldığı imf haberlerinin gerçekleşmesini beklemekte ve yabancıların hareketleriyle (bence)tutunmaya çalışmaktadır.Ancak son 3 yıllık 100 endeks analizine baktığımda gördüğüm özellikle 3 yıllık 44.000 endeks civarları tutunma düzeyi olarak belirleniyorEğer iyi beklentiler olmuş ise(veya beklenti yaratılmış ve satın alınmış ise)44.000 üzeri işlemler yapılmakta,beklentilerin bittiği yerlerde aşırı alınmış ya da dış dünya kaynaklı olumsuzluklar yaşanmış ise 44.000 altında önemli sarkmalar olmuş görülmektedir.Bu nedenle halen imf beklentileri ve not arttırma gerçekleri(henüz yatırım yapılabilir notumuz yoktur ve zaten budur önemli olan)yine bence dış dünya gerçeklerinden uzak regülasyonlarla aşırı satın alınmış ise olası gerçekleşmelere de dikkat edilmelidir.Sonuçta çok sayıda iç ve dış analistler özellikle dış kaynaklı risklerin varlığına işaret etmekte ve dikkatli olmayı önermektedir .
NEHİR ER
MALİ ANALİST,BROKER