Borsada kar satışlarına dikkat!
Hisse seçimi bir yıl öncesine göre oldukça zor ve bilanço tahmini gerektiriyor. İşte yeni yatırım stratejisi
Geçen hafta ABD şirketlerinden ilk çeyrek bilançoları gelmeye başladı. 2008 yılında krizi en ağır şekilde hisseden ABD finans sisteminin en güçlülerinden beklentilerin üstünde gelen kar rakamları dünya piyasalarının güven oluşumunda önemli bir katkıda bulundu.
Bu olumlu gelişmeye rağmen borsalarda çok önemli ataklar yaşanmadı. Zira beklentilerin daha önceden satınalınması ve endekslerin doyum noktalarına yaklaşmaları kar satışlarını da beraberinde getiriyor.
Hafta içinde ABD'nin ikinci bankası konumunda bulunan JP Morgan'ın birinci çeyrekte beklentilerin üstünde 3,3 milyar dolar kar elde etmesi, dünyanın en önde gelen çip üreticisi İntel'in olumlu bilançosu önümüzdeki haftada devam edecek bilanço akışı öncesi beklenti oluşturuyor. Ancak 'beklentiyi al gerçeği sat' psikolojisi iyi gelen kar rakamlarına rağmen hisse fiyatlarını şimdilik daha ileri götüremiyor.
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası dış borsalardaki gelişmeleri takip ederek rekor seviyelerinden bir miktar geriledi. 60 bin psikolojik sınırında zorlanan endeks kısa vadede yeni bir taban arayışı içinde hareket ederek 56-60 bin puan aralığında dalgalanması söz konusu olabilir.
Mart ortasında başlayan yükseliş hareketi yine bankacılık hisseleri öncülüğünde gerçekleşti. Sanayi hisselerinin bir bölümü ise bu yükselişe yeni yeni katılmaya başladı. Daha önceleri yaptığımız analizlerde artan hammadde fiyatlarından 2010 yılında bilançoları olumlu etkilenecek demir-çelik sektörü hisseleri önemli artışlar yaşarken, perakende ve bilişim sektöründe önemli artışlar oluyor. 2009 yılında spekülatif bir şekilde aşırı değer kaybeden hisse fiyatları artık eskisi kadar ucuz değil. Hisse seçimi bir yıl öncesine göre oldukça zor ve bilanço tahmini gerektiriyor.
Artan emtia fiyatlarının bilançolara olumlu katkı yapacağı sektörler 2010 yılında öne çıkacak sektörler olmaya aday gözüküyor. Mayıs ortasında gelmeye başlayacak bilançolar sonrası bazı hisseler yükselişe devam ederken diğer bölüm hisselerde ise kayıplar kaçınılmaz olacaktır.
Borsada fiyatlar pahalandı. Ancak halen defter değerine göre ucuz kalmış hisseler bulunmakta. 2010 yılında ortaklık görüşmeleri yapacak bazı şirketlerin yanı sıra 2008-2009 yıllarında üretimi durma noktasına gelerek zarara geçen sanayi şirketlerinde ilk çeyreklerde gelecek olumlu bilançolar, hisse bazında hareketliliğin devamını sağlayacaktır.
Endeksin teknik değerlemesine geçecek olursak 60 bin puan sınırına yaklaştıkça gelen satış baskısı hareketli ortalamaların aşağı dönmesine yol açtı. Banka hisselerindeki geri çekilme hareketi sürüyor. Endeksin 5 günlük ortalaması 58.700 puanda bulunuyor. 57 bin 700-56 bin 300 düşüşte kritik noktalar. Düzeltme şiddetlenirse 55.500 puan dikkatle takip edilmesi gereken ana destek noktası. Yükseliş senaryosunda ise öncelikle 60 bin puanın geçilmesi gerekiyor.
2010 yılına girilirken analizlerimizde endeksin bu yıl içinde 60-70 binleri görebileceğini ancak yılın ikinci yarısından itibaren temkinli olunmasını vurgulamıştık.
Şu ana kadar piyasalarda beklentiler doğrultusunda hareketler yaşanıyor. Ancak hemen belirtmeliyim ki dünya borsalarındaki hareketler Türk piyasaları kadar dinamik değil. Geçen ay yabancı yatırımcılar, net 576 milyon dolarlık alımın ardından nisan ayında şu ana kadar alımlarını sürdürüyorlar.
Altın fiyatlarının uzun vadede düşmesi zor
Dünyada altın fiyatlarını belirleyen faktörlerde bir değişiklik olmadığı sürece kısa vadeli düşüşleri bir yana bırakırsak altın ons fiyatının uzun vadede düşmesi zor. Altın ons fiyatı son yıllarda zayıflayan ABD Doları ve Çin, Hindistan ve petrol zengini ülkelerin artan talebiyle önce 1.000 dolara daha sonra 1.215 dolara yükselerek güvenli liman olma özelliğini sürdürdü. 2010 yılına geldiğimizde toparlanmaya başlayan dünya ekonomilerini bekleyen bir tehlike altın fiyatlarındaki muhtemel düşüşü frenledi. Zira 2009 yılında dünya ekonomilerini uçurumun kenarından alan likidite önlemleri başta Avrupa ekonomilerinin bütçelerine büyük açıklar verdirirken başta Euro olmak üzere önemli para birimlerinin güvenilirliğini zedeledi. IMF zora düşen ülkelere para bulmak için altın satışı yaptığında eskiden olduğunun aksine altın fiyatları yükseldi. Zira Çin ve Hindistan gibi yüksek dolar rezervi olan ülkeler, merkez bankalarındaki şişikliği altın alarak gidermeye çalışıyorlar. Bu alımlar sürdüğü ve rezerv para sorunu devam ettiği sürece altın fiyatlarının önemli ölçüde gerilemesi zor gözüküyor. AB ve ABD ekonomilerinin gelişmekte olan ülkelerin büyümesine ayak uyduramadığı sürece uzun vadede ne petrol fiyatları ne de altın fiyatları eski dip fiyatlarına gerilemez. Orta vadede ise ekonomilerdeki toparlanma sürecinde faiz oranlarındaki artışın başlayacağı sinyallerinin alınmasıyla ABD Doları değer kazanmaya başlarsa altın 1.030 dolara doğru bir geri çekilme yaşayacaktır.
SELİM IŞIKLAR-ZAMAN