Borçlar Kanunu'nda iyi lobi yapamadık

Yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenecek. Sözleşme ile kararlaştırılan oranın yüzde 50'den fazlasını aşamayacak. Ekonomik kriz dönemleri gibi olağanüstü durumlarda, sözleşmeler değişen koşullara göre uyarlanabilecek. Kefil olma durumunda da eş rızası aranacak. İsviçre'nin Davos şehrindeki Dünya Ekonomik Forumu'na katılan Garanti Bankası Genel Müdürü Ergün Özen, konuyla ilgili açıklamada bulundu. Bankacılık sektörünün kanunla ilgili yeterli düzeyde lobi yapamadığının altını çizen Özen, "Bankacılık sektörü bu konularda dinlenmiyor. Kanunla ilgili çok haklı taleplerimiz var. Bankacılar bir şey istiyorsa bu halkın aleyhinedir gibi bir kanaat var, bu açıdan kurban gittik. Her zaman ceza bize kesilir." dedi. Merkez Bankası'nın son dönemde attığı adımları olumlu bulan Ergün Özen, 'faiz indirirken zorunlu karşılıkları artırma' politikasının piyasada sağlıklı sonuçlar doğurduğunu ifade etti. Üst yöneticiye göre, kısa vadede kredi hacimlerinde daralma gerçekleşecek. Merkez Bankası'nın 'kredilerin yüzde 20-25 büyümesi' talebi üzerine, bankalar bütçelerini yüzde 25-30'dan yaptı. Bu durumda gerekli olursa bankalar bütçelerini aşağı doğru revize edebilirler. Ancak orta ve uzun vadede ise kredilerin milli gelire oranının yüzde 45'ten yüzde 55'e çıkması gerekiyor. Merkez Bankası kararlarının birbirine tezat oluşturduğu görüşüne katılmayan Özen, faiz indirimiyle zorunlu karşılıklarının artmasının ikilem gibi görünse bile piyasadaki yansımalarını şu şekilde sıraladı: "Piyasada faizler inince kur çıktı, bunun cari açığa olumlu etkisi, kredilerin olumsuz etkisinden çok daha fazla. Bu kur artışı enflasyona da yansıyacaktır. MB döviz alımlarına 50 milyon dolar olarak devam ediyor, kurun nereye gideceği hepimiz için risk."