BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 71,95 -1,30 374.140.000.000,00
ALBRK 8,05 -3,01 20.125.000.000,00
GARAN 142,40 -1,11 598.080.000.000,00
HALKB 37,48 3,71 269.285.481.014,16
ICBCT 13,38 -0,52 11.506.800.000,00
ISCTR 13,89 -1,21 347.249.583.300,00
SKBNK 7,79 -0,76 19.475.000.000,00
TSKB 12,84 -0,85 35.952.000.000,00
VAKBN 30,92 -0,45 306.600.293.491,16
YKBNK 36,76 -1,29 310.513.605.199,84

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaBankacılık'Basel III 2019'a kalır'----

'Basel III 2019'a kalır'

'Basel III 2019'a kalır'
04 Aralık 2010 - 17:55 www.finansingundemi.com

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, kriz öncesinden daha da yüksek kredi derecelendirme oranlarına ulaşıldığını söyledi

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, küresel krizden gelen rüzgarların, finansal sistemin direnciyle ve makro politikalarla biraz daha itelendiğini belirterek, ''Beklendiği gibi, ekonominin büyüme oranında önemli bir düşüş olsa da, finansal istikrarda büyük bir zarar söz konusu olmadı ve bunun sonucunda kriz öncesinden daha da yüksek kredi derecelendirme oranlarına ulaşarak, krizden çok daha hızlı bir şekilde çıktık'' dedi.
Yılmaz, Uluslararası İşbirliği Platformu'nun düzenlendiği Boğaziçi Bölgesel Ortaklık Zirvesi'nin ''Bankacılık ve Finans'' başlıklı oturumunun açılışında konuştu.
Türkiye'nin gelişmekte olan piyasalar arasında son derece yüksek volatiliteye sahip bulunduğunu ve 1990'ların, 2000'lerin başında küresel risklere açık bir ülke olduğunu dile getiren Yılmaz, ''Ancak bu sefer küresel krizden gelen rüzgarlar, finansal sistemin direnciyle ve de makro politikalarla biraz daha itelenmiştir. Beklendiği gibi, ekonominin büyüme oranında önemli bir düşüş olsa da, finansal istikrarda büyük bir zarar söz konusu olmadı ve bunun sonucunda kriz öncesinden daha da yüksek kredi derecelendirme oranlarına ulaşarak, krizden çok daha hızlı bir şekilde çıktık'' dedi.
Yılmaz, birçok faktörün bu farkı yarattığına işaret ederek, aşırı borçlanma olmamasının önemli bir kilit nokta olduğunu, Türkiye'deki kaldıraç oranlarının, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında daha ortalama düzeyde kaldığını ve Türkiye'deki bankaların düzenlenmiş olması ve Merkez Bankası'nın ihtiyatlı politikaları sonucunda bunun gerçekleştirildiğini anlattı. Durmuş Yılmaz, şunları söyledi:
''2010'un başından bu yana dış talepte büyümeye bağlı olarak cari dengelerde bozulma söz konusu oldu. Ancak burada yine de dış ticaretteki bir boşluk söz konusu ve gelişmekte olan piyasalara sürekli bir sermaye akışı olması sonucu ki Türkiye de buna dahil, iç ve dış talep arasındaki farkı biraz daha açacak bir potansiyel söz konusu. Eğer bu görüntü, hızlı bir şekilde kredilerin genişlemesiyle ve de cari hesaplardaki dengelerin bozulmasıyla beraber bir mali istikrar endişesine sebep olabilir. Bu sebeple daha fazla finansal yeni aracın kullanılmasına gerek olacaktır.''
Bugünün zorlu finansal ortamına bakıldığında, Merkez Bankası'nın çeşitli prensipler ortaya koyduğunu ve bu prensiplere bağlı olarak finansal istikrarı korumak için bir para politikası yerleştirileceğini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:
''İlkine baktığımız zaman, aşırı kaldıracı engellemek ve kurumsal sektördeki borç oranlarını daha orta düzeylerde tutmaktı ve bunun için, bankacılıkta daha iyi bir likidite sistemi sağlamak için faiz oranları teknik bir düzenlemeye tabi tutulacaktır.
İkinci prensibe baktığımız zaman, bu da özel ve kamu sektörü için borçlanma süresini genişletmek olacaktır. Buna menkul kıymetler de dahil olacaktır. Vadelerin süresi uzatılacaktır, zorunlu karşılık oranları da sene sonuna kadar bir yıllık veya daha uzun vadelere genişletilecektir.
Üçüncü prensip de aynı zamanda döviz işlemleri (fx=forign exchange transactions)) pozisyonlarını genişletmek, daha güçlendirmek için de gerçekleştirilen bir prensip. Bu hem kamu hem özel sektör için geçerli olacak. Yeni bir rezerv toplama mekanizmasını zaten ekim sonunda açıklamıştık. Biz, yine özel şirketlerin, Türkiye'deki borsadan, bu piyasadan daha geniş oranda faydalanmalarının altını çizmiştik. Bahsettiğimiz farklı farklı prensipler, Merkez Bankası'nın önümüzdeki dönemdeki çalışmalarını içerecektir.''

-YENİ KÜRESEL FİNANSAL YAPI İÇERİSİNDE NELER YAPILABİLİR?-

Yılmaz, yeni küresel finansal yapı içerisinde neler yapılabileceği konusuna değinirken, yeni finansal sistemi tekrar yapılandırmak için bir gündemin söz konusu olduğunu, burada daha iyi fonksiyon gösteren bir mali sistemi acil bir şekilde ortaya koymanın son derece önemli olduğunu, bunu yaparken de finansal istikrarın sağlanması gerektiğini söyledi.
Yılmaz, ''Bu reformlara birçok farklı konu dahil. Bunlar; yeni sermaye ve likidite standartları olacak. Etkin bir izleme metodu ortaya koymak ve yine sınırlar arası bir düzenleme mekanizması ortaya koymak, türev piyasaların sürekli risk ortaya koymasını engellemeye çalışmak, piyasadaki etkinliği ve güvenilirliği sağlamak, küresel standartları ortaya koymak...'' diye konuştu.
Küresel ve iç düzenlemelerin uyumlu hale getirilmesi konusunda bir fikir birliği olduğunu ifade eden Durmuş Yılmaz, bütün ülkelerin hem iç düzenlemeler hem de küresel kurallar arasında bir uyum sistemini ortaya koyması gerekeceğini vurgulayarak, ''Çünkü bunun sonunda keyfi düzenleme sistemleriyle devam edilmesin'' dedi.
Basel Komitesi'nin gerçekleştirdiği bütün çabaları memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Yılmaz, bu komitenin küresel finansal sistem için küresel standartları ortaya koyduğunu hatırlattı.
Basel III'ün, bankaların daha yüksek kaliteli sermayeye sahip olmasını ve daha çok likit varlıklara sahip olması gerektiğini ortaya koyduğunu ifade eden Yılmaz, ''Bu gerekliliklere baktığımız zaman bunların kaldıraç oranlarını biraz sınırlandıracaktır. Bir de stres dönemlerinde kullanılabilir, bir bakıma, sermaye tamponuna sahip olmanızı sağlayacaktır'' şeklinde konuştu. Yılmaz, Basel III sürecinin henüz bitmediğini anımsatarak, belki de tüm bu paketin 2019'un başına kadar gerçekleştirilemeyebileceğini kaydetti.
Durmuş Yılmaz, ''Bu ilk yıllarda bazı ulusal ekonomilerin daha iyi bir şekilde değerlendirilmesi, bankaların bilançolarını tekrar gözden geçirmesi gerekecektir. Merkez bankaları finansal istikrarı korumak konusunda geçmişte son derece önemli bir göreve sahiplerdi ve gelecekte de aynı şey geçerli olacak'' diye konuştu.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!