| Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
|---|---|---|---|
| AKBNK | 71,95 | -1,30 | 374.140.000.000,00 |
| ALBRK | 8,05 | -3,01 | 20.125.000.000,00 |
| GARAN | 142,40 | -1,11 | 598.080.000.000,00 |
| HALKB | 37,48 | 3,71 | 269.285.481.014,16 |
| ICBCT | 13,38 | -0,52 | 11.506.800.000,00 |
| ISCTR | 13,89 | -1,21 | 347.249.583.300,00 |
| SKBNK | 7,79 | -0,76 | 19.475.000.000,00 |
| TSKB | 12,84 | -0,85 | 35.952.000.000,00 |
| VAKBN | 30,92 | -0,45 | 306.600.293.491,16 |
| YKBNK | 36,76 | -1,29 | 310.513.605.199,84 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Yayın yönetmenimiz Erdal Şafak, İrlanda'nın krize girmesinde bankaların rolünü, finans sektörüne uygulanan stres testlerinin ekonomiye sağlam raporu vermek için tek başına yeterli olmadığını yazdı... Biz de o noktadan devam edelim.
Türk bankacılık sektörünü 2011'de bekleyen fırsat ve risklere değinelim.
Tabii bunun için küresel bazda bankalara önerilen reçeteye bir bakmamız gerekiyor. Buna göre bankaların;
1- Asgari sermaye gereğinin takviye edilmesi
2- Geleceğe dönük karşılık ayrılması
3- Stres anlarında kullanılmak üzere tampon oluşturulması
4- Aşırı kredi büyümesinin frenlenmesi hayati önem taşıyor.
Bankacılık kesimindeki sorunların, güçlü gibi görünen ekonomileri kısa sürede tepetaklak hale getirdiği artık biliniyor. Hal böyle olduğu için, finansal sektörün sağlığına yönelik koruyucu hekimlik kriterlerini Türkiye'ye uyarladığımızda karşımıza şu tablo çıkıyor:
1- Sektörün sermaye yeterliliği yasal alt sınırın bile 2.5 kat üstünde
2- Bankacılar, kârın sermayeye eklenmesi yönündeki BDDK zorlamasını eleştirseler de haklılığı kabul etmekte
3- Stres durumlarına hazırlık hem Merkez Bankası hem de BDDK ekseninde sürmekte, bankalar da bünyesel önlem almakta
4- Kredi genişlemesinin sınırlanması, cari açık baskısının kırılması adına, bankaların likidite esnekliği azaltılmaktadır.
Türk bankalarının, 2001 krizinde uğradığı imaj kaybını güç de olsa telafi ettiğini söyleyebiliriz. "Yağmurlu havada şemsiye açmayan, kredileri erken çağıran, firmaları batıran banka" algısının büyük ölçüde kırıldığı bir gerçek. Nitekim, küresel krizin en ağır etkilerinin hissedildiği 2009'da bankalar, müşterilerin üzerine gitmek yerine, kredileri yüzdürmeye çalıştılar.
Geçen yıl belki yeni kredi verilmedi ama mevcut kredi portföyünün korunması esas alındı. 2010'da ise hızla toparlanan ekonomiye paralel olarak gerek ticari gerekse bireysel krediler yeniden açıldı. Ve o andan itibaren, ekonomiyi kontrol altında tutma operasyonu yine bankalar üzerinden başlatıldı. "Finansal sektörün likit varlıklarına set çekilmesi, kredi iştahının kesilmesi, kredi maliyetlerinin artırılması" gibi kararlar ekonomik istikrar için gerekli kabul edilebilir. Buna karşın, yapısal sorunların çözülmeyip, faturanın bankalara kesilmesinin yanlışlığı görmezden gelinemez.
Esasen, köklü reformların ertelendiği dönemlerde kısa vadeli çözüm bulmaya meraklı bürokrasimiz ya dolaylı vergilere yüklenir ya da bankaların kârlarına göz diker. Örneğin, 2000 yılında IMF destekli programa başlamadan önce enflasyonun ve faizlerin ani düşüş göstereceği varsayımıyla, bankaların elindeki devlet kâğıtlarının nispeten yüksek kalan faizlerine vergi konuldu.
İlk bakışta doğru görünen bu karar, bir yıl geçmeden bilanço sorunu yaşayan bankalar yüzünden kat be kat fazla bedel ödenmesine yol açtı.
Sözün özü...
1- Ekonominin sağlam olması dört şarta bağlıdır. "Siyasi istikrar, bütçe disiplini, güçlü bankacılık sektörü ve dinamik özel sektör." Türkiye'nin ayrıcalıklı pozisyonu bu uyumdan kaynaklanmaktadır.
2- Liyakat sahibi isimlerin uyarılarına - hoşumuza gitmese de- kulak vermeliyiz.
Bu yüzden BDDK Başkanı Tevfik Bilgin'in, "Daralan faiz marjları, rekabet, faizlerdeki artış beklentisi bankaların kârı üzerinde baskı yaratacak, küresel istikrarsızlık ortamı nedeniyle 2011 oldukça zorlu bir yıl olacak" uyarısını önemsemek durumundayız!
SABAH
Turkiye emerging piyasalardan biri olarak portfot yatirimlarinin aktigi ulkelerden biri. Bu paralar cari acigin kalitesiz de olsa finansmaninda cok onemli yer tutuyor ama zemini de kayganlastiriyor. Turk bankalari devletin borclanmasindan avantaj saglarken bilancolari korkunc boyutta vade uyumsuzlugu ve faiz riski tasiyor. Insallah olum iyiligi degildir bu durum.
Temassız rekor: Kartlı ödemeler kasımda 2,27 trilyon lirayı aştı
BDDK'dan enflasyon muhasebesi kararı
QNB Bank'tan 3.6 milyarlık takipteki alacak satışı
VakıfBank’tan bir yeni kredi daha: 300 milyon dolarlık fonlama sağladı
Goldman Sachs satın alma ve yatırımları büyütüyor
Ömer Aras, QNB Bank yönetim kurulundan ayrılıyor
Kredi kartı kullananlar dikkat: Son 10 gün!
TEB "Kaza veya Hastalık Sonucu Hastane Gündelik Teminatı"nı sunmaya başladı
DenizBank yurt dışından 400 milyon dolar tutarında kaynak temin etti
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.