| Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
|---|---|---|---|
| AKBNK | 71,75 | 0,84 | 373.100.000.000,00 |
| ALBRK | 8,27 | 0,49 | 20.675.000.000,00 |
| GARAN | 142,00 | -1,11 | 596.400.000.000,00 |
| HALKB | 35,62 | -0,28 | 255.921.793.856,04 |
| ICBCT | 13,72 | 0,44 | 11.799.200.000,00 |
| ISCTR | 14,03 | 0,14 | 350.749.579.100,00 |
| SKBNK | 8,16 | 0,62 | 20.400.000.000,00 |
| TSKB | 13,01 | -0,61 | 36.428.000.000,00 |
| VAKBN | 30,62 | -0,52 | 303.625.517.034,26 |
| YKBNK | 36,84 | -0,75 | 311.189.369.302,56 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Dünyanın önde gelen yönetim danışmanlığı firmalarından The Boston Consulting Group (BCG) tarafından yayınlanan ve bankacılık sektörünün ekonomide zor dönemlere yönelik altyapılar oluşturabilmesi amacını
taşıyan Bankacılıkta Operasyonel Mükemmellik (Operational Excellence in Banking) isimli araştırma, sektör için kritik bir öneme sahip olan konulara uzman bir bakış açısı getiriyor. Kuzey Amerika, Güney
Amerika, Avrupa ve Asya Pasifik bölgelerinin en önemli bankalarından alınan görüşler ve bu pazarların analizini içeren çalışmada, 2011 yılında operasyonel verimlilik açısından daha iyi performans
sergileyen bankaları öne çıkaran faktörler vurgulanıyor. Çalışmayı değerlendiren BCG Türkiye Genel Müdürü ve Yönetici Ortağı Burak Tansan, Operasyonel Mükemmellik stratejisi doğrultusunda
özellikle müşteriye odaklılığı alternatif dağıtım kanallarının etkin kullanımı, şube ağının esnek bir şekilde adaptasyonu, organizasyonel verimlilik ve basitleştirilmiş verimli süreçler gibi kavramların
önümüzdeki dönemde çok daha ön planda olacağını belirtiyor.
Tansan: "Türk Bankaları birçok açıdan dünya standartlarının üstünde - sırada Operasyonel Mükemmellik ve Alternatif Dağıtım Kanalları var"
BCG İstanbul Yönetici Ortağı Burak Tansan'a göre, Türk Bankaları, özellikle bireysel bankacılık alanında, birçok açıdan dünya standartlarının üzerinde. Bugün Türkiye'de bireysel bankacılık ürünlerindeki çeşitlilik, hizmet kalitesi ve yenilikçiliğin dünyadaki birçok ülkenin ilerisinde olduğunu açıklayan Tansan, sektörün
özellikle son 10 senede kendini çok geliştirdiğini ve ekonomik büyümenin arkasındaki motor görevini üstlendiğinin altını çiziyor. Türkiye'nin 2008 - 2009'da yaşanan global ekonomik çalkantıyı çok
iyi bir şekilde atlatıp hızlı bir şekilde büyümesinde bankacılık sektörünün sağlıklı olması ve kuvvetli bir öz kaynak yapısına sahip olmasının büyük bir payı olduğunu belirten Tansan, 2011 yılı başından
itibaren faiz marjlarındaki daralma ve diğer faktörlerin, sektörün maliyet verimliliği üzerinde baskı oluşturmaya başladığını ve bunun sonucunda, BCG'nin çalışmasında vurgulanan Operasyonel Mükemmellik
araştırmasının Türk Bankalarının da 2012 ve 2013'de en öncelikli konularının başında yer alacağını belirtiyor. Operasyonel modelini iyileştiren bankaların yalnızca maliyet baskılarını yenmekle kalmayıp, genel performanslarını da dalgalanan piyasa koşulları karşısında geliştirerek özellikle hizmet kalitesi,
yeni müşteri kazanımı ve mevcut müşterilerde derinleşme gibi çok kritik alanlarda da rakiplerinden farklılaşmalarını sağlayacağını sözlerine ekleyen Burak Tansan, Türkiye'de bu konunun artan öneminin,
son dönemde bankacılık sektöründe oluşan temel göstergelerde ve gelişmelerde belirgin olarak gözlemlendiğini söyledi. Burak Tansan, son dönemde Türk bankacılık sektöründe belirgin
olarak gözlemlenen gelişmeler hakkında aşağıdaki noktaların altını çizdi. " Türk Bankacılık sektörü, sağlıklı yapısını devam ettirmesine rağmen, önemli bir karlılık baskısı ile karşı karşıya. Sektördeki
aktif karlılık oranı, 2010 yılında %2.5 iken 2011 yılında %1.7'ye gerilemiş durumda.
" Karlılığı etkileyen en önemli faktörlerden birisi olan operasyonel verimliliğin temel göstergesi maliyet - gelir oranında da benzer bir resim ortaya çıkıyor. 2009 yılında %37 ile en iyi seviyesine ulaşan sektörün maliyet/gelir oranı, 2011 yılında %45'lere ulaşmış durumda. Dünya'da bu oranda ortalama performans seviyesi %48 - %54 bandı iken en iyi uygulamalarda %30'lu oranlara ulaşıldığı görülebiliyor.
" BCG raporunda belirtilen temel operasyonel iyileştirme alanları, Türk Bankaları için de öncelikli alanların başında geliyor. Bunlar, alternatif dağıtım kanallarının etkin kullanımı, şube ağının esnek bir şekilde adaptasyonu, organizasyonel verimlilik ve basitleştirilmiş verimli süreçler. " Türkiye'de internet ve teknoloji kullanımının artması ve bankaların geleneksel kanallar dışındaki kanalları hem maliyet hem de hizmet çeşitliliği öncelikleriyle geliştirmeye başlamaları, internet bankacılığını ciddi anlamda büyütmekte: o 2007 yılında 4 milyon olan aktif bireysel internet kullanıcısı sayısı, 2011 sonunda tam 2 katına yani 8 milyon'a ulaşmış durumda. o İnternet bankacılığı işlem hacimlerinde ise daha da yüksek bir büyüme oranı gözlemlenmekte.
o Penetrasyon açısından Avrupa ile yarışan cep telefonları da önemli bir bankacılık kanalı haline gelmiş durumda. o "Cep bankacılığı" son dönemde gelişmeye başlasada büyüme hızı olarak internet bankacılığını bile geride bırakmış durumda. o Aktif cep bankacılığı kullanıcı sayısı, sadece 12 ay gibi kısa
bir dönemde 2011 yılı sonunda yarım milyon kullanıcıya (2010 Aralık ayındaki aktif cep bankacılığı kullanıcı sayısının tam 2.5 katına) ulaşmış durumda. " Alternatif dağıtım kanallarının bu kadar hızlı gelişmesi, bankacılıkta ana dağıtım kanalı olmaya devam eden şubelerle ilgili geleceği de yakından ilgilendiriyor.
o Türkiye'de, 1 milyon kişiye yaklaşık 150 şube düşüyor. Bu oranın AB'de yaklaşık 500, Doğu Avrupa'da ise 180-350 arasında olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye hala şube penetrasyonu açısından
olması gereken noktanın gerisinde. o Ancak, İstanbul başta olmak üzere (1 milyon kişiye düşen şube
sayısı 235), büyük şehirlerimiz ve ana turizm merkezlerimiz, şube sayısı olarak doygunluğa ulaşmak üzere.
o BCG'ye göre Türkiye'de şube sayısı seçici olarak artmaya devam edecek ama şubelerin gerek işlevlerinde gerekse şube türlerinde çok sayıda yenilikçi uygulama gözlemlenecek. Bu konuda yurt dışında pek çok başarılı uygulama hayata geçirilmiş durumda.
Bankacılık Sektöründe Yapılması Gerekenler Bankacılık sektörü yeni bir yapılanma gerektirmektedir. Bunun bugün başlaması ise şarttır. Öncelikle banka ortaklık yapıları daha uygun hale getirilmeli ve devletin bankacılık sektöründeki ortaklığı sonlandırılmalıdır. Vakıf, Halk, Ziraat ve hatta personeli ve CHPnin de ortak olduğu İş bankası da bu kapsamdadır. Sonra da bankacılık üç sınıfa ayrılmalıdır; 1-Perakende bankacılık; Perakende ve toptan çalışan sektöre firmalar ile bireysel bankacılık işlemleri yapan bankalar olup, mevduat ve katılma hesabı açan bankalardır. Bu bankalar kullandırabildiği ticari niteliğe sahip nakdi kredilerde 24 taksitin üzerine çıkamamalıdır. Kredi kartlarında ise bu maksimum 12 taksit olmalıdır. Mevduatlar ise minimum 3 ay, maksimum 5 yıla kadar çıkabilmelidir. Bu mevduatlar aslında yatırım bankacılığında da hisseleri/ortaklığı olan perakende bankaların, yatırım bankacılığına da fon aktarımına imkan tanımalıdır. Örneğin 4 yılda tamamlanacak bir otoyol projesine perakende bankacılık mudilerinden ortaklık yapmak isteyenlere özel fon havuzları oluşturulup, bu projelere dönük 10 yıla varan vadelerde iyi karlılıkla ortaklık imkanı sağlanırken bu oranlar yatırım bankacılığı gereği çok da yüksek olmamalıdır. Asıl özelliği ise param seni neyapayım diyenlere iyi ve karlı bir yatırım sunabilme olmalıdır. Yine perakende bankalar kendilerinin finanse ettiği perakende ve toptan sektörüne yönelik kredilerine ilişkin de kağıtlar çıkartıp fon sahiplerine hem yatırım bankacılığı projelerinden hem de perakende sektöründen oluşturulacak türev enstümanlar ile iyi bir karlılık sağlanabilir. Burada karlılık her zaman makul olmak zorundadır ki süreklilik arz etsin. Banka da bu işi kendi lehine fazla kar sağlayacak şekilde yapmamalıdır. 2-Yatırım bankacılığı; halen ülkemizde birkaç aktif yatırım bankacılığı bulunmakla beraber bunun en aktifi Eximbank olarak gözükmektedir. Bu sektöre diğer perakende bankaların aktif hissedar olabileceği ve kısmende devletin teşvik amaçlı ortak olacağı yatırım bankaları oluşturularak, Türkiyenin bütün organize sanay bölgeleri ABD oduğu gibi Silikon vadileri aline getirilmelidir. Bunu yaparken üniversitelerden sanayi bölgelerine ar-ge desteği sınırsız sağlanabilmeli, teşvik edilmelidir. Yatırım bankaları bu ciddi ar-ge çalışmalarını da destekleyebilmeli ancak ar-gedeağırlıklı teşvik devlet kanalı ile olmalıdır. Devletin teşviklerin önemli bir kısmını ar-ge ayrıması şart olduğu gibi, ciddi laboratuvarlar da bu kapsamda hızla kurulmalıdır ve buralar çok gizli olmalıdır. Bu bankaların minimum vadeleri 36 ay olurken, maksimum 15-20 yıla varan büyük projelerin finansmanına mutlaka imkan sağlanmalıdır. Bu bankalar tamamen üretim, ar-ge ve ihracata dönük kredilerde yer almalıdır. İhracat kredilerinde ise vade şartı olmamalıdır. 3-Mortgage bankacılık; bu bankacılık da her ülkede olduğu gibi inşaat sektörüne dönük olmalıdır. Hem işyeri ve AVM tarzı inşaatlar ile hem de konut projelerin finansmanına dönük bankacılık yapılmalıdır. Burada vadeler ise 6 ay dan-180 ay a kadar çıkabilmelidir. Yine burada da perakende bankacılık yapan bankalar hissedar olabildiği gibi bu sektöre dönük trev enstrümanlar ile de fon toplama imkanları olabilecektir. Bu ayrımların sayesinde bankacılık da daha düzenli hale gelecek, mevduatlar daha düzenli ve nerelerde kullandırıldığı daha takip edilebilir olacaktır. Artık, iç içe geçmiş acaip finansman vadelerinden de bir bakıma kurtulunacak ve daha kontrollü hareket edilecektir. İçinden çıkılmaz halde olan bankacılık sektörümüz de devlete para satıp uyduruk bir bankacılıktan kar yazmayı bırkacak, ülke içinde toplanan fonlarda daha uygun maliyetlerle kullanılabilecek, iki de bir kur riski alınıp yurt dışından sendikasyon alınmayacaktır. Bu risk hiçbir ülke tarafından taşınamazdır. Bu ABD için bile böyle iken bizim bu tarz bir finansmanı seçmemiz çok yanlıştır. Yine bu bankalara yurt dışından da ciddi ortaklar sağlanabilir. Ama bankacılık sektöründe karın %20sinden fazlasını dışarı çıkartılmasına müsaade edilmemeli ve sermayeye ilave edilmesi sağlanmalıdır.
Hakan Aran: İşletmelerimizde %20 verimlilik artışı olduğunu görüyoruz
Aran: Bu zorlu dönemin nasıl geçtiği unutulmamalı
Yapı Kredi, CDP 2025'te Global A Listesi'nde
BDDK, katılım esaslarına ilişkin usul ve esasları düzenledi
Garanti BBVA, kasım ayı kart verilerini açıkladı: E-ticaret harcamalarında %47’lik artış
Kredi kartı limitleri harcamalardan daha hızlı büyüdü
Eximbank'tan 500 milyon euroluk kredi anlaşması
Bankacılık sektörünün mevduatında artış
KKM’den çıkış hız kesti! Bakiye 12 milyar TL'nin altına
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.