Altının onsu en az 6.670 dolar olmalı!
Dünya Altın Konseyine (World Gold Council-WGC) göre yıllık altın üretimi, 2000li yıllarda 2.500 tona yükselmiş durumda. Çin, geçen yıla kadar Güney Afrikada olan en büyük üretici unvanını ele geçirmiş durumda. Bu ikiliyi ABD, Endonezya ve Peru takip ediyor.
Altının çıkarma maliyeti doğal olarak derinliğe, cevher içindeki altın miktarına ve kullanılan tekniğe göre değişmekle birlikte yine WGCye göre 2006 ortalaması 371 dolarmış. Buna amortisman, fonlama faizleri gibi sair maliyetler de eklendiğinde rakam 401 dolara yükseliyor.
Asıl ilginç olanı yeryüzündeki altın stoğu. Yine 2006 rakamlarına göre yeryüzündeki altın miktarı 158 bin ton civarındaymış. Bunun dağılımına gelince;
Son üç yılda da 7.500 ton yeni altın çıkarıldığını varsayarsak dünyadaki toprak üzerindeki altın stoğu 165.500 tona ulaşıyor. Bu kadar gürültü koparılan altının parasal değerini hesaplamadan önce altın fiyatlarının son dönemdeki artış sebeplerine bir bakalım:
* Sıfır faiz ile gevşek para politikasının yaratacağı enflasyona karşı en iyi korunma aracı olduğu düşüncesiyle artan talep. (Altın ve şeker hariç hiçbir emtia yeni zirve görmedi!)
* Kağıt paralara olan güvenin kaybolması ile geleneksel değer saklama yöntemi olan altına geri dönüleceği düşüncesi.
* Değeri yerle yeksan olmuş olan doların altın fiyatlarını matematiksel olarak yükseltmesi. (Diğer emtialar neden benzer bir reaksiyon göstermiyor?)
* Trend oluşumlarını izleyen ve özel bilgisayar algoritmaları kullanan hedge fonların sayılarının artması, fütursuzca yapılan ve artık manipülasyon boyutuna geçen spekülasyon. (147 dolardaki petrole benzer bir durum.)
Spekülasyonun beslendiği sebepleri şimdilik bir tarafa bırakıp, para birimlerine olan güven kaybı senaryosuna yakından bakıldığında ilginç bir durum ortaya çıkıyor: Paraların yerini yeniden altın alacak, Bretton Woods öncesine dönülecek deniyor. Peki bu mümkün mü?
Basit bir hesap yapalım: 165.500 ton altın 5.321 milyon troy ons yapıyor. (1 ton= 32.151 troy ons) Ons fiyatını 1.100 dolar kabul ettiğimizde yeryüzündeki altının parasal değeri 5.8 trilyon dolara denk geliyor. Kriz sırasında 4 trilyon dolar harcama yapmayı göze alan, 14.4 trilyon dolarlık GSMHye sahip ABDnin bile tek başına bu kadar küçük bir rakamın içine sığması mümkün değilken tüm dünya nasıl sığacak bu rakamın içine?
Altın standardına geri dönüleceği varsayımında; merkez bankalarının para arzlarına bakmak gerekiyor. Tüm merkez bankaları yerine sadece dünya ekonomisinin yüzde 62sine denk gelen ABD, AB ve Japonya MBnın para tabanları dikkate alındığında Eylül 2009 sonu itibariyle 4.415 trilyon dolarlık bir toplama ulaşılıyor.
Üç ülkenin merkez bankaları dünya resmi altın rezervlerinin yüzde 69unu elinde bulunduruyor. Yeryüzündeki toplam altından ve yukarıdaki tablodaki dağılımdan yola çıkıldığında ellerinde olması gereken tutar 20.6 bin ton (165.5 bin tonun yüzde 18inin yüzde 69u) yapıyor. Bu durumda yaratılmış olan para tabanın, bu kadar altına karşılık gelebilmesi için; altının ons fiyatının bugün en azında 6.670 dolara çıkması gerekiyor.
Altın fiyatlarında bugün itibariyle böylesi bir sıçrama olsa, sizce taş taş üstünde kalır mı?
Bir not: 1980deki altın fiyatı, enflasyonla bugüne getirilerek değişik fiyatlar hesaplanıyor. Nedense hiç kimse o günkü fiyatların Hunt biraderlerin gümüşteki şuursuz spekülasyonu nedeniyle o denli fahiş yükseldiğini hatırlamıyor!
ALİ AĞAOĞLU-VATAN