Eylül ayına kadar para nereye yatırılmalı?

12 / 13

---

Eylül ayına kadar para nereye yatırılmalı?

İŞ PORTFÖY: Bu belirsiz ortamda yatırımcıların varlıklarını çeşitlendirerek risklerini sınırlamalarını öneriyoruz. Bu yaklaşım doğrultusunda; yüzde 50 Özel Sektör Borçlanma Araçları Fonu, yüzde 20 Hisse Senedi Fonu ve yüzde 30 Gelişmiş Ülkeler Hisse Senedi Fonu'ndan oluşturulan bir portföy riskin dağılımını sağlar.

AK PORTFÖY: Gelişen ülkelere göre ucuz kalması nedeniyle portföylerde yatırımcının risk algısına bağlı olarak bir miktar hisse senedi pozisyonu bulundurula­bilir. Ayrıca, mevcut iç verim düzeyleri tahvil-bono yatırımlarını anlamlı kılıyor. Ancak yatırımcıların portföylerinde döviz cinsi varlık bulundurmaları makul bir yöntem olacaktır. Bu tür bir yatırımı ise yurtdışı tahvil, eurobond, yurtdışı hisse ve emtia fonu gibi dövizin seyrine duyarlı ancak ilgili varlığın fiyat gelişiminden de etkilenen bir yatırım aracını öneririz. Özet olarak İçinde bulunduğumuz süreç, varlık sınıfları ile çeşitlendirilmiş ve döviz de barındıran portföy stratejilerini öne çıkarıyor.

TEB PORTFÖY: Bu ortamda hisse senedi piyasasında yatırımcıların hızlı aşağı çekilen piyasada alıcı yönde olmalarını tavsiye ediyoruz. Bu anlamda BIST-100 endeksinde 70 binli seviyeler kollanmak Faiz tarafında ise kısa vadede yüzde 10 üzerindeki seviyeler, 10 yıllık kağıtta ise yüzde 9.5 üzeri cazip olabilir. Yatırımcının döviz iştahı hala canlı olsa da sepetin 2.90 TL üzerinde seyrettiği bu dönemde euro satıp dolar alınabilir. Ancak TL mevduattan dolara geçişi tavsiye etmiyoruz. Tavsiyemiz, mevduat, 10 yıllık bono ve endeksin biraz daha gevşemesi halinde hisse senedinin yatırımcılar için dengeli bir dağılım olacağı yönündedir.

ING PORTFÖY: Önümüzdeki döneme dair yatırımcıların volatilitenin görece olarak yüksek olduğu hisse senetleri ve uzun vadeli tahvillerde daha temkinli bir yaklaşım izlemelerini öneriyoruz. Belirsizliğin fazla olduğu yakın dönemde kısa vadeli tahvil bono fonları, likit fonlar ve mevduat gerekli korumayı sağlayabilecek enstrümanlar. Ancak piyasada yaşanması muhtemel olumsuzluklar faizde yükselişlere, hisse senedi piyasasında ise geri çekilmelere neden olabilir. Bu dönemler ise yatırımcılara kendi risk toleransları çerçevesinde hem vade yapılarını uzatmak, hem de hisse senedi pozisyonlarını artırmak konusunda yeni fırsatlar sunabilir. Bu açıdan bakıldığında eylül sonuna kadar tek bir portföyden daha ziyade, kademeli olarak riski artırılan bir portföy oluşturmak daha doğru olabilir.

GEDİK PORTFÖY: Her olasılığı düşünerek dengeli bir portföy oluşturmakta yarar var. Portföyün yüzde 50'si mevduat ya da özel sektör tahvil fonları gibi sabit getirili enstrümanlara ayrılmalı. Yüzde 25-30'u hisse fonlarına, kalan ise dolar ve euro ağırlığı eşit olmak üzere döviz veya yabancı para bazlı menkul kıymet yatırım fonlarına yatırılabilir. Bu oranlar piyasanın aşırı hareketlerine karşı yeniden dengelenerek sürdürülebilir."

DENİZ PORTFÖY: Eylül sonuna kadar portföyün yarısının aylık mevduat ve kalan kısmın döviz ve mevcut fiyatların ucuz kaldığını düşündürten defansif  hisselere paylaştırılması, beklentilerimize

uygun bir strateji olarak şekilleniyor. Siyasi riskleri dengelemek açısından dövize yatırım yapacakların ise döviz portföylerinde euro ve dolara eşit ağırlık vermesini tavsiye ediyoruz.

FİNANS PORTFÖY: Yatırımcıların portföylerini oluştururken baktıkları iki temel göstergeyi öne çıkarabiliriz: Risk ve yatırım süresi. Eğer yatırımcı uzun dönemli ve risk toleransı yüksek ise hisse senetleri global borsalara göre oldukça ucuz ve son derece cazip. Tahvil getirilen ise enflasyona nazaran çok büyük bir artı getiri sağlamıyor, bu açıdan tahvile yatırım yerine mevduata yatırım daha cazip görünüyor. Bununla birlikte eğer koalisyon hükümeti kurulabilirse özellikle 10 yıllık tahvillerin yatırımcısına büyük kazanç sağlayacağını unutmayın. Riskten kaçınmak isteyenler ise dolar ve altın fonlarına yatırım yapabilir.

FOKUS PORTFÖY: Hem yurtiçi, hem yurtdışı piyasalarda taşlar yerine oturana kadar nötr fonlar ve likit varlıklar daha güvenli bir yatırım seçeneği oluşturuyor. Bu çerçevede önümüzdeki üç ay için yatırımcılara dolar, kısa vadeli tahvil/mevduat ve piyasa korelasyonu düşük varlıklardan oluşan bir portföy öneriyoruz.

ATA YATIRIM: Her yatırımcı uzun vadede portföyünün yüzde 20-30'unu hisse senedinde tutmalı. Küçük yatırımcılar için doğrudan hisse alımı yerine hisse fonlarını daha fazla öneriyoruz. Kısa vadeli düşünenler ise mevduata yatırım yapabilir. Özellikle faizli enstrümanları düşünenler için mevduat alternatifsiz. Döviz yatırımı ise önermiyoruz. Hisse senedi piyasasında daha fazla bir düşüş beklemiyoruz.