BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 58,30 -0,68 303.160.000.000,00
ALBRK 7,53 -2,46 18.825.000.000,00
GARAN 129,20 -0,23 542.640.000.000,00
HALKB 26,98 -1,10 193.845.311.573,16
ICBCT 13,36 -0,67 11.489.600.000,00
ISCTR 12,32 -0,73 307.999.630.400,00
SKBNK 8,10 -4,59 20.250.000.000,00
TSKB 11,73 -2,17 32.844.000.000,00
VAKBN 26,80 0,30 265.746.696.816,40
YKBNK 31,96 -0,19 269.967.759.036,64

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiYurtdışında şirket alma zamanı----

Yurtdışında şirket alma zamanı

Yurtdışında şirket alma zamanı
16 Ocak 2011 - 02:12 www.finansingundemi.com

Dünyada 2010 yılında 2,4 trilyon dolarlık şirket devralma ve birleşme işlemi yapıldı.

Bu rakam, rekor yılı olan 2008'in hemen hemen yarısına tekabül ediyor ancak 2009 yılına göre de yüzde 20'nin üzerinde önemli bir artışı da içeriyor.

 

Daha önemlisi, 2010 yılında yapılan toplam dünya işlem hacminin üçte biri gelişmekte olan ülkelerde gerçekleşti. Bunun sayesinde, gelişmekte olan ülkeler Avrupa'daki işlem hacmini geçti ve ABD'ye yaklaştı. Asıl büyüme de gelişmekte olan ülkelerden kaynaklandı. Zira bu ülkelerdeki işlemler yüzde 76 oranında artarken ABD'de yüzde 14, Avrupa'da ise yüzde 11 oranında arttı.

Türkiye'ye de şirket devralmaları 2010 yılında hızlı büyüdü. Deloitte isimli danışmanlık kuruluşu, her sene yaptığı araştırmayı bu yıl da yeniledi. Sonuçlarına göre Türkiye'de geçen sene toplam 29 milyar dolarlık işlem gerçekleşti. Bu önceki yıl gerçekleşen rakamın beş katına denk. Türkiye'deki işlemlerin yüzde 50'si özelleştirmelerden kaynaklandı. Özelleştirme dışı işlemler 2010 yılında 10 milyar dolar (yüzde 268) arttı.

Birleşme ve devralmalar neden arttı? Birincisi bazı şirketlerin işi iyi giderken diğerleri krizden etkilendi. Bu bazılarının diğerlerini alma fırsatını doğurdu. İkincisi, kriz sonrası pazar durumu için hazırlık yapıldı. Üçüncüsü, likidite yani finansman, iyi projeler için boldu.

2009 yılında 2010 için beklediğimiz gibi, şimdi de 2011 için birleşme-devralma faaliyetlerinin artmasını bekliyoruz. Zira koşullar benzer. Yılın iki haftasında gelen bilgiler bu öngörünün ve tutabileceğini ve geçen seneki momentumun devam edeceğini gösteriyor; yılın ilk 10 gününde 83 milyar dolara ulaşan birleşme-devralma duyurusu yapıldı.

Küresel trendler yurtdışında şirket alımı yapma şansına sahip Türk şirketleri için bir uyandırma alarmı görevi görür sanırım. Ekonomik topoğrafya değişirken yurtdışında, özellikle Avrupa ve yakın coğrafyamızda, Türk şirketlerinin yayılma stratejilerini gözden geçirmeleri gerekiyor. Bazı Türk şirketleri oldukça likit. Dahası, bankalar da öyle. Bu, krizin vurduğu ülkelerde şirketlerin karşı karşıya olduğu durum göz önüne alındığında yurtdışında alım yapmak için elverişli bir dönemde olduğumuzu gösteriyor.

Sözün özü, ununu eleyip bağcılık-şarapçılık yapmaya başlayan sermayedarlarımıza oyunun devam ettiğini ve emeklilik için erken olduğunu hatırlatalım: Küçük ama güçlü ekipler kurun ve yurtdışı fırsatları yakından izleyin.

Makine imalatçılarına Halkbank desteği

Sanayi Stratejisi'nin açıklanmasının hemen sonrasında Halkbank'tan makine sektörüne önemli bir haber geldi. Halkbank, gerektiğinde artırılmak üzere makine sektörüne 500 milyon TL tutarında kredi sağlayacak. Bu kredi hem doğrudan makine imalatçılarına hem de sektörün müşterilerine kullandırılacak. Satılan makineler leasing'de olduğu gibi kredi teminatı olarak kabul edilecek. İhracat alacakları da finanse edilebilecek. Kredi Garanti Fonu (KGF) imkanları da güçlendirilecek.

Halk Bankası'nın KOBİ'lerle uzun yıllara dayanan ilişkileri var. Dolayısıyla müşterisini yakından tanıyan bir banka. Doğtaş gibi firmaları daha KOBİ seviyesindeyken kredilendirmiş bir banka. Müşterisinin moralitesini, becerilerini yakından biliyor. Dolayısıyla "doğru" müşteriyi fonlayacak.

Bana kalırsa bu yeni krediyi diğer bankalar yakından izleyecek ve kısa sürede benzerleri ortaya çıkacak. Halk Bankası, önemli bir alanda öncülük görevi görmüş oluyor.

Bu arada bu kredi ürününün Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından teşvik edildiğini öğrendim. Banka yöneticileri kadar Başbakan Yardımcısı'nı da tebrik etmek gerekiyor.

Rıza Kadılar: Karbon Fırsat mı, Tehdit mi?

Bankacı Rıza Kadılar'ın Destek Yayınları'ndan Karbon: Fırsat mı Tehdit mi? kitabını, karbon piyasasını anlamaya çalışanlara tavsiye ediyorum. Kitapta karbon ticareti konusundaki uluslararası düzenlemeler ve mekanizmalar, pazar yapısı kolay okunur şekilde yazılmış.

Sanayiciye kamu alımları yoluyla destek ve Milli Eğitim Bakanlığı'na soru

İstanbul'da metrobüs sistemi ulaşımda müthiş bir rol oynuyor. Ancak bir otobüs cenneti olan Türkiye'de, metrobüslerin Hollanda'dan ithal edilmesi anlaşılır gibi değil. Hollanda'dan ithal edilenlerin Türkiye'de imal edilebileceklere göre ne üstünlüğü vardır bilmiyorum. Ancak bu kamu alımı önceden planlanıp duyurulsaydı Türk firmaları rahatlıkla aynı özelliklere sahip ürünü imal ederlerdi.

Yaşı 40'ın üzerinde olanların hatırlayacakları "yerli malı" hassasiyetini sanayiye uygulamamız gerekiyor. Ulaştırma Bakanlığı'nın bu konuda hassas olduğunu biliyorum. Marmaray gibi yeni projelerde Tüvasaş, Tülomsaş gibi şirketlere önemli roller veriliyor. Bu "bilincin" Sağlık Bakanlığı'ndan Çevre Bakanlığı'na diğer bakanlıklara da yayılması gerekiyor.

Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni lanse ettiği Fatih projesinde 1,5 milyar TL'lik bilgisayar ve diğer donanım alımı yapılacağı anlaşılıyor? Bu ekipman acaba Türkiye'de mi imal edilecek?

[email protected] murat yülek zaman

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!