BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,70 1,31 362.440.000.000,00
GARAN 137,40 1,33 577.080.000.000,00
HALKB 26,76 -0,59 192.264.660.403,92
ICBCT 15,67 0,64 13.476.200.000,00
ISCTR 14,11 1,73 352.749.576.700,00
SKBNK 6,94 -3,61 17.350.000.000,00
TSKB 13,17 1,31 36.876.000.000,00
VAKBN 27,60 0,44 273.679.434.034,80
YKBNK 32,08 0,63 270.981.405.190,72

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara Piyasa'Yön bulmak zorlaşıyor'----

'Yön bulmak zorlaşıyor'

'Yön bulmak zorlaşıyor'
12 Kasım 2011 - 16:11 www.finansingundemi.com

Ekonomi gündemini yorumlayan ING Bank Baş Ekonomisti Sengül Dağdeviren “Dış belirsizlikler devam ederken yön bulmak zorlaşıyor” dedi.

Avrupa ekonomilerinde yaşanan ekonomik kriz karşısında Euro Bölgesi dağılma tehdidiyle karşı karşıya. ING Bank Baş Ekonomisti Sengül Dağdeviren, Türkiye ve dünyada ekonomi gündemine ilişkin beklentileri ve gerçekleşmeleri yorumladı:
Ekim ayı AB’nin Yunanistan’ın borç sorunu ve bankaların yeniden sermayelendirilmesi, Avrupa Finansal İstikrar Fonu’nun müdahale gücünün artırılması vb temel konularda çözüm odaklı bir yaklaşıma döndüğü sinyalleri ile uluslararası piyasalarda risk iştahının toparlandığı Türkiye’de de yurtdışı yerleşiklerin portföy satışlarının azaldığı bir ay oldu. Son dönemde A.B.D.’de açıklanan ekonomik veriler yılın ikinci yarısında ekonomik aktivitede beklenen iyileşmeyi teyit ederken temel yapısal sorunlara dair (istihdam yaratılmaması vb) ise umut vermekten uzak kaldı. Kasım başında ise Yunanistan’dan gelen referandum açıklaması ile artan siyasi gerilim hükümet değişimini ve erken seçimi tetiklemiş gibi görünüyor ve daha da önemlisi siyasi gerginlik İtalya’yı da ipotek altına almış durumda.
En kötü görülmeden liderler birlikte hareket etmeyecek
Kasım başındaki G20 zirvesi de dünya liderlerinin ne yazık ki en kötü görülmeden birlikte hareket etme reflekslerinin çok güçlü olmadığını gösterdi. Siyasi gerilim ve çözüm üretmedeki zorluklar AB’de euro bölgesinin büyüklüğünün de tartışmalara girmesine neden olmuş gibi görünüyor. Dolayısıyla bu çözümsüzlük ortamında Euro bölgesi için 2012’de pozitif büyüme öngörmek tamamen gerçekçiliğini yitirmiş durumda. Nitekim ING olarak bu yılın ikinci yarısında Euro bölgesinde kendisini gösteren durgunluğun 2012’in ilk çeyreğinde de devam edeceği beklentisi ile 2012 büyüme öngörümüzü %0,5’ten %0’a çektik. İngiltere’de de büyüme görünümünün ciddi anlamda zayıfladığı düşünülürse önümüzdeki dönemde özellikle merkez bankaları üzerindeki baskı devam edecek gibi görünüyor (çünkü maliye politikaları borç sürdürülebilirliğine odaklanmak zorunda).
Avrupa Merkez Bankası’nın yeni başkanının ilk toplantısında sürpriz bir şekilde faiz indirmesinin ardından yeni indirimler görebiliriz. Fed ise şimdilik sözel müdahale ile yetiniyor ancak yeni bir parasal genişleme, zamanını tahmin etmek kolay olmasa da, hala yüksek bir olasılık.
Merkez Bankası, krizi esnek bir yapıda yönetiyor
Bu ortamda Türkiye’de 2011’de büyümenin %7,5 ile yılı kapatacağı (2012’de %4 olacağı) varsayımı ile Orta Vadeli Program (OVP) dâhilinde bütçe hedeflerinde iyileşme öngörülse de kısa vadede bütçede bir gevşeme olacağının sinyali verildi. Sürpriz ÖTV zamları ise yüksek büyüme-yüksek cari açık sarmalında baskı altında kalan kurun yarattığı enflasyon baskısıyla birlikte para politikasında ibrenin enflasyona yönelmesine neden oldu.
Daha genel bir bakış açısıyla ise aslında Merkez Bankası’nın (MB) esnek bir yapıda kriz yönetimi süreci işlettiğini söyleyebiliriz. Yurtdışında belirsizlikler devam ettiği sürece de bu yaklaşım korunacak gibi görünüyor. Tüm tartışmalı yanlarını bir yana bırakacak olsak dahi bugün Türkiye’de uygulanan ekonomi politikalarının en önemli eksikliğinin net bir sinyal vermekten uzak, çoklu sonuca odaklı bir yapıda yönetilmesi olduğunu söyleyebiliriz. Bu bağlamda ne yazık ki MB’nin orta vadeli enflasyon tahminlerinin veya OVP’de öngörülen hedeflerin de bu boşluğu doldurmadığını söylemek gerekiyor. Ancak TL’nin MB’nin 20 Ekim’de başlayan esnek sıkılaştırma politikası ile birlikte istikrar kazanmasından da görüleceği üzere kriz yönetiminde yerel otoritenin politika gücü var, ama bunun Türkiye’de sürdürülebilir büyüme için yeterli olup olmayacağı tartışılabilir. Nitekim MB son dönemde iç ve dış talep arasındaki ayrışmanın hafiflediği konusunda güvenli konuşsa ve Türkiye’de sorunun yüksek büyüme değil yüksek borçlanma olduğunu vurgulasa da yüksek cari açık baskısının kısa vadede hızla azalmayacağı anlaşılıyor. Enflasyon cephesinde de stresin 2012’nin ilk yarısında devam etmesi olasılığı güçlü. Dolayısıyla MB kısa vadede TL’yi korumak ve enflasyon beklentilerini kontrol altında tutmak için en azından mevcut sıkılaştırmayı devam ettirmek zorunda gibi görünüyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!