Yılın kaybedeni Avrupa

Küresel ekonomik krizin patlak verdiği 2008'den bu yana bir türlü toparlanamayan Avrupa ekonomisindeki kara tablo 2011 yılına da damgasını vurdu. Euro Bölgesi'ndeki istikrarsız ve karamsar tablo, küresel ekonomiyi de olumsuz yönde etkiledi. 2011'i mali kriz, artan işsizlik ve bütçe sorunlarının gölgesinde geçiren Avrupa'nın dev ekonomilerine karşın aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan ülkeler, çizdikleri başarılı grafikle küresel ekonomideki ağırlıklarını iyice hissettirmeye başladı. İflastan kurtulmak için tıpkı 2010'da olduğu gibi 2011'de de mali destek alan Euro Bölgesi ülkelerine ise ne Uluslararası Para Fonu (IMF) ne de Avrupa Merkez Bankası (ECB) çare olabildi. Tüm yardım ve kemer sıkma önlemlerine karşın çok sayıda Avrupa ülkesi 2011'e dair ekonomik hedeflerini tutturamadı. Yunanistan ile birlikte İrlanda, Portekiz, İspanya ve İtalya'nın durumu yıl boyunca piyasaları kaygılandırdı. Ülkelerin sahip olduğu borç rakamları tehlike sinyallerinin boyutunu göstermeye yetti. Öyle ki IMF Başkanı Christine Lagarde, küresel ekonominin kayıp 10 yıl riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu. Portekiz'in de kurtarma yardımına başvurmasının ardından Euro Bölgesi'nin üçüncü büyük ekonomisi İtalya ve dördüncü büyük ekonomisi İspanya'nın borçlanma maliyetlerinin artması, bu ülkelerin krizin yeni kurbanları olacağı endişelerini artırdı. Derinleşen borç krizinin aşılması için Avrupalı hükümetlerin aralık başında Brüksel'de düzenlediği zirveden radikal kararlar çıktı. Zirvede varılan anlaşmayla, 27 üyeli AB'de İngiltere'nin dışında kalacağı yeni bir Avrupa'nın temellerinin atılmasının yolu açıldı.
Halk sokaklara döküldü
Avrupa ve ABD ekonomisinin içinde bulunduğu kriz halkı sokaklara döktü. Yunanistan başta olmak üzere Euro Bölgesi ülkelerinde 2011 grev ve protesto gösteriyle geçti. ABD'de ise 17 Eylül'den bu yana süren "Wall Street'i işgal et" eylemleri 2011'e damgasını vurdu.
Notlar 'çöp' seviyesine indi
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Standard & Poor's (S&P), Moody's ve Fitch, Euro Bölgesi'ndeki borç krizinin etkilerini gerekçe göstererek birçok ülkenin kredi notunu 'çöp' seviyesine indirdi. 2011'de notu düşen ülkeler arasında Yunanistan, Güney Kıbrıs, Portekiz ve İrlanda yer aldı. S&P, kredi notu 'AAA' olan 15 ülkenin notunu negatif izlemeye aldı.
Liderler koltuklarından oldu
Avrupa'da ki kriz beş lideri koltuğundan etti. İrlanda ve Portekiz'den sonra krizdeki Yunanistan'ın başbakanı Yorgo Papandreu görevini bırakmak zorunda kaldı. İtalya'da ise Başbakan Silvio Berlusconi baskılar üzerine istifa etti. İspanya'da da son seçimde aday olmayan Başbakan Jose Luis Zapatero'nun Sosyalist İşçi Partisi hezimete uğrayarak iktidarı kaybetti.
IMF taciz skandalıyla sarsıldı
Uluslararası Para Fonu (IMF) eski Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın cinsel taciz suçlamasıyla görevinden istifa etmesinin ardından 28 Haziran'da Fransa Maliye Bakanı Christine Lagarde, IMF'nin ilk kadın başkanı oldu. Avrupa Merkez Bankası (ECB) başkanlığı görevini yürüten Jean Claude Trichet ise görevini 1 Kasım'da İtalya Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'ye devretti.
ABD'nin notu ilk kez düştü
ABD'nin 2011'de yaşadığı mali sorunlar Avrupa'dan çok da faklı değil. ABD Kongresi'nde 14.3 trilyon dolar olan federal borçlanma tavanının artırılmasına ilişkin uzlaşmada yaşanan kriz son anda çözülse de S&P, ABD tarihinde ilk kez ülkenin 'AAA' olan uzun vadeli kredi notunu 6 Ağustos'ta 'AA+'ya düşürdü. Kredi notunun görünümü ise negatif olarak belirlendi.