BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 67,60 -0,52 351.520.000.000,00
ALBRK 8,28 2,10 20.700.000.000,00
GARAN 137,40 0,73 577.080.000.000,00
HALKB 26,14 -0,23 187.810.098.017,88
ICBCT 16,11 -1,17 13.854.600.000,00
ISCTR 13,94 0,87 348.499.581.800,00
SKBNK 6,78 -1,02 16.950.000.000,00
TSKB 12,92 0,16 36.176.000.000,00
VAKBN 27,36 0,15 271.299.612.869,28
YKBNK 32,06 0,44 270.812.464.165,04

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaYıl sonu hareketlerine dikkat!----

Yıl sonu hareketlerine dikkat!

Yıl sonu hareketlerine dikkat!
26 Kasım 2010 - 20:22 www.finansingundemi.com

Likidite artışını engelleyecek bir gelişme olmadığı sürece borsalardaki her geri çekilme alım fırsatı yaratıyor.

Bankalarımızın F/K oranları ve bilanço yapıları da endeksin yükselişini destekliyor. Dolardaki olası çıkışlarsa satış için değerlendirilebilir...

 

 

2010 sonu yaklaştıkça geleneksel yıl sonu yükselişi namı diğer “Noel Baba rallisi” beklentileri de yavaş yavaş dillendirilmeye başlıyor. ABD ara seçimleri, FED’in parasal genişleme planı, G-20 liderler zirvesi gibi önemli gelişmeleri önemli bir yol kazasına uğramadan atlatan borsalarda yıl sonu rallisi beklentileri daha da arttı. Aralık ayı öncesinde kasımın en azından ilk yarısında alışılagelmiş şekliyle kararsız ve hafif aşağı yönlü seyirler tekrarlanıyor. Bu durum, aralık ayında başlayacak yeni bir ralli öncesi güç toplama çalışması olarak yorumlanıyor.

 

NOEL BABA YİNE BOŞ GEÇMEYECEK

Hemen her kurumun elinde bulunan varlıkların fiyatlarının yükselmesi yıl sonu bilanço performansı açısından önemli. Başta büyük yatırım fonları olmak üzere diğer kurumların da yıl sonu bilançolarında zararların düşük ya da karın yüksek görünmesi ellerindeki varlıkların yıl sonu değerine bağlı. Yani yıl sonunda varlıkların fiyatlarının yükselmesi herkesin işine geliyor. Bu da neredeyse her yıl sonunda görmeye alıştığımız yıl sonu rallisinin temel nedenini oluşturuyor.

Bu yıl söz konusu durumu destekleyecek bir gelişme de küresel likiditedeki artış oldu. Reel ekonomiyi canlandırma adına başta FED’in attığı adımlar olmak üzere piyasalara sağlanan likidite ilk durak olarak sermaye piyasalarını seçmiş durumda. Bu gelişme borsalarda yeni zirve oluşumlarını desteklerken, yaşanan olumsuzlukların çabuk atlatılmasını da sağlıyor. Son dönemdeki yazılarımızda sıkça dile getirdiğimiz gibi, likidite artışını engelleyecek bir gelişme olmadığı sürece borsalardaki her geri çekilme alım fırsatı yaratıyor.

 

DİKKAT GEREKTİREN 3 RİSK

Şu anda piyasaların ve dolayısıyla yatırımcıların uykusunu kaçırabilecek en büyük risk, Avrupa’nın sorunlu çocukları... Yılın ilk aylarının kabus gibi geçmesine neden olan PIIGS (Portekiz, İrlanda, İtalya, Yunanistan ve İspanya) ülkelerinin yaşadığı sorunlar yeniden gündemde. O dönemin en sorunlu ülkesi Yunanistan’da beklenen toparlanma olmasa da sular yavaş yavaş durulmaya başlamış görünüyor. Ancak bölgenin diğer problemli ülkelerinden İrlanda’da işler yine çıkmaza girmiş durumda. Geçen haftalarda CDS primleri zirve yapan ülkenin tahvilleri çöp tahvil seviyesine geldi.

Şu an için İrlanda’da olası en kötü senaryonun dahi Türkiye’yi çok fazla etkilenmesini beklemiyoruz. Ancak Avrupa’daki bu sıkıntının İrlanda’yla sınırlı kalmaması ve diğer ülkelere de sıçraması yeni bir panik yaşanmasına neden olabilir.

Özetle, tek başına İrlanda gerek Türkiye gerekse global piyasalar için çok büyük sorun teşkil etmese de bulaşmanın boyutu ve hızı dikkatle takip edilmeli. İrlanda AB’nin yardım tekliflerini bayram öncesi dönemde geri çevirmişti. Ancak çok fazla direnemeyeceğini ve AB desteğini kabul etmek zorunda kalacağını düşünüyoruz.

Piyasaların görünen iki numaralı riski, ABD’de Bush döneminde çıkarılan vergi teşviklerinin aralıkta sonlanıyor olması. ABD’deki ara seçimlerin ardından Obama bu teşviklerin süresinin uzatılacağını açıkladı. Ancak ara seçimlerden güçlenerek çıkan Cumhuriyetçilerin sert muhalefetiyle karşılaşabilir. Senatoyu elinde bulunduran Demokratların bu teşviklerin süresini uzatmaları mümkün. Yine de verebilecekleri tavizler piyasaları tedirgin edebilir.

Üç numaralı riskse Çin’in ekonomiyi soğutma adına atacağı adımlar. Bu yazının yazıldığı günlerde Çin Merkez Bankası henüz bir faiz artırımı ya da munzam karşılıklarda bir artış yapmamıştı. Çin’in olası agresif bir faiz artışı dengeleri değiştirebilir ve sert satışlara neden olabilir.

Çin Merkez Bankası’nın 25 ya da 50 baz puanlık bir artışla yetinmesinin baz senaryoyu değiştirmeyeceğini, ancak kısa vadeli sert hareketlere neden olabileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle böyle bir karar sonrası borsalarda olacak geri çekilmeler alım fırsatı yaratabilir.

 

MACERAYA GEREK YOK

Olası bir yıl sonu rallisinde hisse bazlı arayışlara girmek yerine endekste ağırlığı yüksek olan hisselerin seçilmesinin daha doğru bir strateji olacağını düşünüyoruz. Seçilecek hisselerin hem endekste ağırlığı olmasına hem de zirve seviyelerine uzaklıklarına dikkat edilmeli. Zirve seviyelerine daha uzak kalmış endeks hisselerinin olası bir yukarı yönlü harekete uzak durmalarının çok mümkün olmayacağını düşünüyoruz. Bu nedenle özel durumları haricinde son birkaç aylık zirve seviyelerinin uzağında kalan hisseler seçilebilir. Yalnız bu hisselerin en azından 2009 başında başlayan ana yükselen trendlerini koruyor olmasına dikkat edilmeli. Trend değişimi olan hisselerdense uzak durulmalı.

 

İMKB PAHALI DEĞİL!

Yurtdışı piyasalarda yıl sonu rallisi ihtimali konuşulsa da içeride yatırımcıların çoğunda, İMKB’nin çok fazla yükseldiği ve fiyatların bir balon oluşturduğu inancı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle aşağıdaki grafiği sizlerle paylaşmayı uygun gördük.

 

Grafikte, seçilmiş ülkelerin piyasa değerine göre en yüksek 5 bankasının ortalaması ile Türkiye’de İMKB’de işlem gören en yüksek piyasa değerli 5 banka (Garanti Bankası, Akbank, Türkiye İş Bankası, Yapı Kredi ve Türkiye Halk Bankası) ve tüm bankaların fiyat/kazanç oranlarının ortalamasının karşılaştırması var. Burada bazı ülkelerde normalizasyonu sağlayabilmek için, piyasa değeri yüksek olmasına rağmen F/K’sı çok uç değerler alan bazı bankaları çıkararak ardından gelen bankaları listeye dahil ettiğimizi ve en önemlisi bu rasyoların ülkelerin sektörünün tamamını yansıtmadığını baştan belirtelim. Ancak piyasaya yön vermeleri açısından ilk 5’er bankanın iyi birer gösterge olacağını düşünüyoruz.

Grafikteki veriler 12-13 Ekim tarihlerine ait. Bazı değişiklikler olsa da genel görünümü değiştirecek boyutta değil. Grafiğe baktığımızda, Türkiye’deki bankaların dolayısıyla da endekslerin aşırı yüksek fiyatlarla değerlendirildiğini söylemenin yanlış olacağını düşünüyoruz. İlk 5 banka bazında baktığımızda, Türkiye’deki bankaların F/K’sının genel ortalamanın çok altında kaldığı dolayısıyla prim potansiyeli devam ettiği gerçeği göz önünde bulundurulmalı. başta bankalar olmak üzere İMKB’deki hisselere avantaj sağlayacak etkenleri şöyle sıralayabiliriz:

* Karların artış eğilimi azalsa da devam ediyor.

* Bilanço kalitesi yüksek.

* Riskli varlıkların toplam portföy içindeki payı düşük.

* Bankacılık sektörü, ülke ekonomisine paralel yüksek büyüme potansiyeli taşıyor.

* Ülkeyle birlikte sektördeki bankaların da not artışı beklentisi yüksek.

* Siyasi istikrar ve devamlılık sağlanmış durumda.

* Global ölçekte likiditedeki ve risk iştahındaki artış devam ediyor.

* Grafikte de görüldüğü üzere emsal olabilecek ülkelere göre daha düşük fiyat/kazanç oranları söz konusu...

Bu veriler ve öngörüler ışığında, global ölçekte başlayacak bir yıl sonu rallisinde Türk bankalarının fiyat performansının geride kalmayacağını düşünüyoruz.

 

DOLAR/TL’DEKİ ARTIŞ SATIŞ FIRSATI

Döviz kurları açısından, global ölçekteki likidite ve risk iştahındaki artış devam ettiği sürece Türkiye’nin pozitif yönde ayrışmasının korunacağını öngörüyoruz. Özellikle Avrupa’da PIIGS sorunundan kaçan ve gelişmekte olan ülkelerin bazılarında başlayan sıcak paraya vergi ya da sınırlama uygulamalarından rahatsız olan sermayenin akacağı ülkelerden birinin de Türkiye olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle artan cari açığa karşılık, sermaye girişini sekteye uğratacak bir gelişme olmadığı sürece kurda yukarı yönü hareketlerin satış fırsatı olarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz.

Bu kapsamda TCMB’nin gecelik borçlanma faiz oranlarında yaptığı şok indirim sıcak para girişini azaltsa da tek başına bu girişi tamamen strelize etmeye yetmeyecektir. Teknik olarak önümüzdeki haftalarda 1.4775 civarına doğru bir hareket potansiyeli var. Ancak bu seviyenin üzerinde kalıcı bir hareket oluşmasını beklemiyoruz. Bu nedenle olası bir yukarı yönlü harekette bu seviyelerin dolardan TL’ye geçmek için fırsat yaratacağını düşünüyoruz.

 

FAİZLERDEKİ ÇIKIŞ GEÇİCİ

Faizlerde yüzde 7.5 civarından kısa vadede bir miktar yukarı yönlü hareket söz konusu. Ancak bu hareketin sınırlı kalmasını bekliyoruz. Enflasyondaki artışın geçici olduğu ve manşet enflasyonun aksine çekirdek enflasyonda artışın risk oluşturmadığı kanaatindeyiz. Bu durum ilerleyen aylar için daha düşük enflasyon rakamları olasılığını canlı tutmamızı sağlıyor. Bu nedenle yıl sonuna çok sert hareketler beklemesek de faizlerde kısa vadede olası ani gelişmelere bağlı hızlı çıkışların DİBS (devlet iç borçlanma senetleri) alımı için uygun fırsatlar oluşturacağını düşünüyoruz. Bu doğrultuda Ağustos 2012 vadeli gösterge tahvilde yüzde 8 civarındaki oranlar alım için uygun seviyeler oluşturabilir.

 

İBRE HALA EURO LEHİNE

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi İrlanda’nın sıkıntıları euro’nun değer kaybetmesine neden oluyor. Ancak ibrenin hala euro lehine olduğunu düşünüyoruz. Buna karşılık paritede ilk destek olan 1.37 civarı bayram öncesinde test edildi. Bu seviyenin altındaki kapanışlar, düzeltmenin sonlanmasını beklediğimiz 1.3350 civarına kadar yeni bir geri çekilmeye daha neden olabilir. Ancak şu an için bu seviyelerin altına inilmesine oldukça düşük ihtimal veriyoruz. Bu nedenle paritede olası geri çekilmelerin euro lehine alım fırsatı yaratacağını düşünüyoruz. Yıl sonu kapanışının ise 1.42-1.45 aralığında gerçekleşmesini bekliyoruz.

Üzeyir Doğan / Para dergisi

 

ETİKETLER :
YORUMLAR (1)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!