FINANSINGUNDEMI.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
2008 Küresel Finans Krizi öncesinde yaptığı kritik uyarılar göz ardı edilen Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), küresel piyasalar için bir kez daha alarm verdi. Financial Times yazarı Martin Wolf kurumun kamu borçları ve güncel küresel finans yapısı konusundaki eleştirilerine dikkat çekiyor.
Artan kamu borcu ve mali tehditler
Martin Wolf, yazısında BIS Genel Müdürü ve İspanya Merkez Bankası eski başkanı Pablo Hernández de Cos’un geçtiğimiz hafta yaptığı "değişen küresel finansal sistemdeki mali tehditler" konulu konuşmasına işaret etti.
BIS Genel Müdürü konuşmasında gelişmiş ekonomilerdeki kamu borcunun gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranına dikkat çekti. Zira kamu borçlarının GSYH’ye oranları İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki en yüksek seviyelere tırmanmış halde.
Wolf bundan sonraki süreçte yapay zekâ kaynaklı olağanüstü bir ekonomik büyüme gibi bir gelişme yaşanmadığı sürece, bu oranların artmaya devam edeceği görüşünü paylaşıyor.
Devletlerin borç yükünü artıran temel faktörlerse şöyle sıralanıyor: yeni ekonomik şok ihtimalleri, yaşlanan nüfus, göç karşıtlığı ve artan savunma harcamaları. FT yazarı siyasetçilerin mali açıkları dizginleme konusundaki isteksizliğinin de tabloyu daha karamsar hale getirdiğinin altını çizdi
Banka dışı finansal araçların yükselişi
Wolf’a göre endişenin asıl sebebi sadece borcun miktarı değil, aynı zamanda nasıl finanse edildiğiyle ilgili. Küresel finansal varlıklar içinde bankaların payı sürekli olarak düşerken, "banka dışı finansal aracıların" (NBFI) yükselişi ise dikkat çekiyor. Veriler çarpıcı: 2008-2023 yılları arasında banka dışı aracıların finansal varlıklarının küresel GSYH'ye oranı 74 puan arttığı aynı dönemde bankalarda ise artışın sadece 17 puanda sınırlı kaldığı görülüyor.
Hernández de Cos konuyla ilgili kritik bir uyarıda bulunuyor: Artan tahvil arzı ile bankaların bu piyasayı destekleme kapasitesi arasındaki makas açılıyor.
FT yazarı ise bu noktada yatırımcıları ikiye ayırıyor: Emeklilik fonları gibi "gerçek para" sahipleri ve kaldıraçlı işlem yapan spekülatörler (hedge fonları). Özellikle emeklilik fonlarının tahvil varlıklarını artırması ve kur riskine karşı "swap" işlemlerine aşırı bağımlı hale gelmesi büyük bir risk unsuru olarak görülüyor.
Kaldıraçlı işlemler ve denetim boşluğu
Finans yazarına göre, banka dışı kurumların risk kapasiteleri ve bilanço kısıtlamaları da dikkat çekici. Finans yazarı, İngiltere’de 2022’de yaşanan tahvil şokunu hatırlatarak, likidite sıkışıklığının ani satış dalgalarına yol açabileceğini belirtiyor.
En yeni risklerden biri ise hedge fonlarının agresif kaldıraç stratejileri. Wolf, bu fonların neredeyse sıfır teminat kesintisiyle, piyasa değerinin üzerinde borçlanabildiğine dikkat çekiyor. Hernandez de Cos bu durumu bir mevzuat eksikliği olarak nitelendiriyor. Bu denetimsiz ortam, bazı oyuncuların "diledikleri kadar kaldıraçla" işlem yapmasına olanak tanıyor ve BIS Genel Müdürü’ne göre bu durumun mutlu sonla bitmesi de pek mümkün görünmüyor.
Yeni bir finansal krizin yaşanması hiç şüphesiz tüm ekonomi için tam bir kâbus olur. FT yazarına göre çözüm bankaların eski rollerine dönmesini beklemek değil. Asıl sorumluluksa mali yapılarını daha güvenli ve sürdürülebilir hale getirmesi gereken hükümetlerde.
İngiltere’de işten çıkarmalar artış gösteriyor
ABD’nin kamu borcunda tarihi rekor
Yazdır
