Yazdır
FINANSINGUNDEMI.COM – DIŞ HABERLER SERVİSİ
Almanya’nın en büyük bankası Deutsche Bank, son dönemde yapay zekâ ve bulut bilişim alanındaki talebe ayak uydurmak için veri merkezlerine milyarlarca dolarlık kredi sağlamıştı. Ancak Financial Times’ın haberine göre, Deutsche sektördeki risklerini dengelemek amacıyla yeni stratejiler üzerinde çalışıyor.
Habere göre, bankanın üst düzey yöneticileri “hiper ölçekli” teknoloji şirketlerine yönelik kredi riskini nasıl yönetecekleri konusunda çeşitli yöntemleri değerlendiriyor. Bunun sebebi ise bu şirketlerin yapay zekâ altyapısı inşasına yüz milyarlarca dolar harcaması ve bu harcamaları yaparken giderek artan bir oranda borçla finanse edilmesi.
Alman banka, yapay zekâ alanındaki şirketlerin hisselerine karşı pozisyon almayı ve düşüş riskini azaltmak için bu şirketlerin hisselerinden oluşan bir sepete açığa satış işlemi yapmayı da seçenekler arasında değerlendiriyor. Ayrıca, türev ürünler aracılığıyla bazı kredilere temerrüt koruması satın almayı da düşünüyor. Bu tür işlemler, “sentetik risk transferi” (SRT) olarak biliniyor.
Deutsche Bank konuya ilişkin açıklama yapmadı.
Bankanın üst düzey bir yöneticisine göre, Deutsche’nin yatırım bankacılığı birimi veri merkezi finansmanında “büyük bir bahis” oynamış durumda. Ancak yapay zekâ altyapısına yönelik harcamaların boyutu, bazı çevrelerde bir balon oluştuğu yönündeki endişeleri artırıyor. Bu iyimserlik, dotcom çöküşü öncesindeki döneme benzetiliyor.
Sektöre şüpheyle yaklaşanlar, milyarlarca doların hızla değer kaybedebilecek varlıklara sahip ve henüz tam olarak test edilmemiş bir sektöre yönlendirildiğine dikkat çekiyor. Deutsche Bank’ın kredilerinin büyük bölümü, Alphabet, Microsoft ve Amazon gibi devlere hizmet veren veri merkezi işletmelerine verildi. Banka bu borçların, uzun vadeli sözleşmelerle teminat altına alınması yoluyla düzenli getiri sağlamayı hedefleniyor.
Son aylarda Deutsche, İsveçli EcoDataCenter ve Kanadalı 5C şirketlerine kredi finansmanı sağladı. Bu iki şirket birlikte 1 milyar dolardan fazla kaynak toplayarak büyüme planlarını hızlandırdı. Deutsche Bank, sektöre sağladığı toplam kredi miktarını açıklamasa da bunun birkaç milyar dolar düzeyinde olduğu tahmin ediliyor.
Ancak sektöre yönelik riskleri dengelemek kolay olmayabilir. Zira yükseliş eğilimindeki bir piyasada yapay zekâ hisselerine karşı pozisyon almak yüksek maliyet gerektiriyor. Öte yandan SRT işlemleri, derecelendirme alabilmek için çeşitlendirilmiş bir kredi havuzu gerektiriyor ve yatırımcılar muhtemelen temerrüt riskine karşı daha yüksek prim talep edecek.
Hiper ölçekli teknoloji devlerinin “üst düzey yapay zekâ” arayışı, bu altyapıyı oluşturacak sistemlere olan talebi de artırıyor. 2030’a kadar bu alandaki harcamaların 3 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Avrupa’da dijital altyapı alanında hızlı bir birleşme ve satın alma dalgası bekleniyor.
Deutsche Bank analistleri eylül sonunda yayımladıkları bir raporda, yapay zekâ balonuna ilişkin endişelerin abartıldığını savundu. Yıl başından bu yana İngilizce yayınlarda “AI bubble” (yapay zekâ balonu) ifadesinin ne sıklıkta geçtiğini analiz eden banka, şu sonuca vardı: “Bir yapay zekâ balonu çoktan patladı: Patlayansa ‘Bir balon var’ söylemiydi.”
Deutsche Bank’tan Türkiye yorumu: Faiz, tahvil, enflasyon...
Wall Street hava boşluğunda: Düzeltme kapıda mı?
Spekülatif hisseler çöküyor, yatırımcılar ‘nihayet’ diyor