FINANSINGUNDEMI.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Bitcoin ve diğer kripto varlıkların çevresel etkisini değerlendiren yeni bir rapor, özellikle Bitcoin’e sert bir şekilde ışık tutuyor.
Finansingundemi.com’un derlediği bilgilere göre, raporda, tek bir Bitcoin işleminin, Birleşik Krallık’taki ortalama bir evin üç haftada tükettiği kadar elektrik tükettiği iddia ediliyor.
Bitcoin'in çevresel etkisi
Beincrypto’dan Landon Manning’in haberine göre, küresel hash oranındaki yenilenebilir enerji kaynakları ve karbon dengelemeleri önemli ölçütler olmakla birlikte, tam olarak ölçülmeleri zor olabiliyor. Şu anda, elektrik maliyetleri bir blok zincirinin çevre dostu kimliğini ölçmenin en güvenilir yolu gibi görünüyor.
Bitcoin'in ilk günlerinden bu yana kripto paraların çevresel etkisi, özellikle siyasi tepkiler için bir paratoner olması nedeniyle, sektörde uzun süredir devam eden bir endişe kaynağı olarak kabul ediliyor. Her türden Web3 firması, çevre dostu varlıklarını sık sık pazarlasa da, bunu doğru bir şekilde ölçmek zor olabiliyor; bu nedenle araştırmacılar kapsamlı bir çalışma yürütüyor.
Rapor, özellikle Bitcoin eleştirisiyle öne çıkıyor ve kritiklerini bir bütün olarak İş Kanıtı (Proof of Work) blok zinciri protokollerine dayandırıyor.
Rapora göre bu protokoller, diğer kripto varlıklara kıyasla kat kat daha yüksek bir çevresel etkiye sahip. Tek bir Bitcoin işlemi, ortalama bir İngiliz hanesinin üç haftada tükettiğinden daha fazla elektrik tüketebiliyor.
Ancak, ham elektrik tüketimi buradaki tek önemli ölçüt değil. Yenilenebilir enerji Bitcoin madenciliğini desteklese de, kömür de küresel hash oranına önemli bir katkıda bulunuyor. Benzer şekilde bazı firmalar karbon dengeleme alımlarının reklamını yapsa da, birçok bilim insanı artık bu ölçütün son derece hatalı olduğuna inanıyor.
En düşük enerji tüketenler
Bu belirsizliklerden dolayı, Bitcoin'in gerçek çevresel maliyetini değerlendirmek oldukça karmaşık bir iş olarak kabul ediliyor. Rapor, yalnızca birkaç kripto varlığın kredi kartları gibi TradFi ödeme platformlarıyla rekabet edebileceğini belirliyor ve bu varlıklar arasında Solana, Algorand ve NANO’yu özellikle öne çıkarıyor.
“En çevreci kripto paralar: En düşük enerjiyi hangi kripto paralar tüketiyor? (The Greenest Cryptos: Which Coins Use the Least Energy?) isimli raporun yazarı Paul Holmes, “Bu ağları kendim test ettiğimde, sayıları karşılaştırdığımda bir sorun varmış gibi hissettim. Bir Bitcoin işlemi göndermek ile Solana üzerinden bir işlem göndermek arasındaki fark, Atlantik ötesi bir uçuşu ışık hızıyla karşılaştırmak gibiydi” diyor.
Bu ağlar, minimum elektrik kullanarak mümkün olduğunca ‘hafif’ olacak şekilde tasarlanmış durumda. HBAR ve Cardano gibi birçok proje bu yapıyı karbon dengelemeleriyle tamamlıyor ancak bunların etkinliğini nesnel olarak değerlendirmek kolay değil. Yakın tarihli bir örnek, önceden blok zinciri verimliliğinin neden bu kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Telafisi mümkün değil
Ethereum'un eskiden Bitcoin ile karşılaştırılabilir bir çevresel etkisi vardı ancak 2022'deki ‘birleşme’ (merge) enerji tüketimini yüzde 99'un üzerinde azalttı. Bu durum, Proof of Work (İş Kanıtı) ve Proof of Stake (Hisse Kanıtı) blok zincirleri arasındaki farkı vurgulayarak Bitcoin’in modası geçmiş gibi görünmesine neden oluyor.
Ancak bu büyük gelişmeye rağmen Ethereum her zaman verimliliğe odaklanan blok zincirlerinden çok daha fazla karbon salımına neden oluyor. Pratikte ise Solana, TradFi ödeme platformlarının enerji tüketimiyle güvenilir bir şekilde rekabet edebilen en büyük ‘ultra hafif’ protokol olarak öne çıkıyor.
Rapordaki verilere rağmen Bitcoin'in hala birçok farklı kullanım alanı bulunuyor ancak çevresel etkisi muhtemelen telafi edilemiyor.
Bitcoin’in geleceği için kuantum bilgisayar tehdidi!
JPMorgan: Kurumsal yatırımcılar Bitcoin’e geçebilir
Trump'ın oğlundan Bitcoin için dev tahmin
Ethereum, Bitcoin'e meydan okuyor
Yazdır
