FINANSINGUNDEMI.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ
Her ne kadar ABD ve Çin arasında bir uzlaşma sağlanmış olsa da, tarife stratejisinin küçük ölçekli işletmelere büyük zarar verdiği düşünülüyor.
Finansingundemi.com’un derlediği bilgilere göre, Beyaz Saray, ‘fırsatları ortaya çıkarma' ve ‘büyüme yanlısı' gümrük vergileri konuşmalarıyla Ulusal Küçük İşletme Haftası (National Small Business Week) zafer turunu tamamlamış gözüküyor. Ancak mesele şu: Son beş yılda gerçekten bir işletme yönetenleri bu kavramların gerçeklerle örtüşmediğini biliyor.
Tarifeler küçük işletmeleri cezalandırıyor
George Kailas’ın Fortune’da yer alan makalesi, gümrük vergilerinin küçük işletmeleri korumadığını, aksine onları sessizce, istikrarlı bir şekilde ve bileşik etkiyle cezalandırdığını öne sürüyor. Kailas, ABD’nin dikkatiminin bu büyüyen işletmelerin öneminden uzaklaşmaması gerektiğini vurguluyor ve küçük işletmeleri ekonominin omurgası olarak nitelendiriyor.
Gümrük vergileri, oyun alanını eşitlemek için akıllıca bir araç değil; özellikle yükselen maliyetler, bozulan tedarik zincirleri ve iş gücü baskısı gibi bir mayın tarlasında ilerleyen küçük işletmeler için her şeyi daha da zorlaştıran sessiz bir vergi. Siyasi liderler ekonomik canlanmanın resmini çizerken vitrinden görünen manzara çok farklı. Fiyatlar yükseliyor; tedarik zincirleri belirsizlik içinde ve marjlar daralıyor. Şimdi ise federal hükümet, onu absorbe etmeye en az donanımlı olan insanlara bir vergi daha yüklediği için alkış istiyor.
Ek maliyet ithalatçılara biniyor
Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu'nun (National Bureau of Economic Research - NBER) yaptığı bir çalışma, gümrük vergilerinden kaynaklanan ek maliyetin tamamen ABD ithalatçılarına aktarıldığını ortaya koyuyor.
Bu, yükün yabancı rakiplere değil, özellikle daha ince marjlara ve daha az kaldıraca sahip olan daha küçük Amerikan işletmelerine düştüğü anlamına geliyor. Çoğu küçük firmanın yedek tedarikçileri, küresel pazarlık gücü veya bu şokları absorbe edecek finansal pisti yok.
Gümrük vergileri stratejik değil, yapısal bir sabotaj mı?
Gümrük vergilerinin ardındaki mantık her zaman aynı: “Haksız dış ticaret uygulamalarını cezalandırmak, yerel endüstriyi korumak ve yerel büyümeyi teşvik etmek.” Yönetimin argümanı, gümrük vergilerinin ‘işleri ABD’ye geri getireceği’ ve ‘dış bağımlılığı azaltacağı’ yönünde.
Teoride belki bu doğru olabilir ancak pratikte, gerçekten yapılan şey, tedarik zincirlerinde kaos yaratmak, üretimi geciktirmek ve işletme sahiplerini imkansız seçimler yapmaya zorlamak. İşletmeler ise şu ikilemi yaşamak zorunda: “Fiyatları artırmak ve müşteri kaybetme riskini almak mı? Yoksa masrafları üstlenip bir çeyrek daha hayatta kalmayı mı ummak mı?”
Bu bir fırsat değil, bir tuzak
İronik bir şekilde bu, söz konusu politikaların kontrol ettiğini iddia ettiği büyük şirketlere yarıyor. Çünkü Amazon maliyet artışlarını yutabiliyor ya da Walmart yükleri yeniden yönlendirebiliyor ancak rekabette kalmak için ithal ekipmana ihtiyaç duyan aile işletmeleri bu süreçten net şekilde zararlı çıkıyor.
Tarifeler adaleti sağlamakla da ilgili değil. Tarifeler özellikle yerden kalkmaya çalışan küçük işletmeler için türlü engeller yaratıyor.
Erken aşamadaki şirketler için tarifeler sadece kâr marjını etkilemiyor. Girişimcilerin ekonomide sistemik bir risk olduğunu hissettiği herhangi bir durumda, çek defterlerini açmalarını sağlamak daha zor oluyor. Girişimlerin birçok sermaye turuna ihtiyacı bulunuyor ve gelecekteki turların elde edilmesinin zor olacağı algısı hakimse, yatırım yapmak için daha fazla inanca ihtiyaçları oluyor.
Ancak tarifelerle, kârlılığı modelleme konusundaki bilinmezliği de hesaba katmak gerekiyor. Bu işletmelerin, herhangi biri için uzun vadeli maliyetler bilinmediğinde, ham madde gerektiren herhangi bir tüketici ürününü nasıl rahatça finanse edebilirsiniz? Ya da işletmenin artı yönünün bir kısmı uluslararasıysa, talep potansiyelini nasıl değerlendirmeniz gerekir?
Küçük işletmelere nasıl destek olunur?
Politika yapıcıların, gerçekten küçük işletmeleri güçlendirmek istiyorlarsa, küçük işletme sahiplerinin gerçekten ne istediğine odaklanması gerekiyor.
Daha düşük girdi maliyetleri: Bu daha az gizli vergi anlamına geliyor.
Güvenilir tedarik zincirleri: Vatanseverlik kisvesi altında kesintiye değil, altyapı yatırımına ihtiyaç bulunuyor.
Uygun fiyatlı krediye erişim: Faiz oranları yüksek ve sermaye kısıtlı. Bu nedenle bu yolla girişimcilerin büyümesi mümkün değil.
Politika istikrarı: Kurallar her iki haftada bir değişirken bir ürün lansmanı planlanamaz veya bir kira sözleşmesi imzalanamaz.
Asıl yapılması gerekenin ise küçük işletme sahiplerini politika yapımına dahil etmek olduğu görülüyor. Amerikan girişimciliğini koruma hedefini Amerika'da bir işletmeyi sessizce daha pahalı hale getirerek yapamazsınız; girişimcileri daha azı için daha fazla ödemeye zorlayarak da yapamazsınız; ve kesinlikle maliyet enflasyonunun bir kazanç olduğunu iddia ederek de yapamazsınız.
Tarifeler siyasi puan kazandırabilir ancak bunlar vatansever ambalajlara sarılmış bir politika başarısızlığıdır ve savunduğunuzu iddia ettiğimiz kesimleri zayıflatır.
ABD'de küçük işletmelerin ekonomiye güveni azaldı
İsviçre’de dönüm noktası: ABD-Çin tarifelerine geçici ateşkes
Dolara 'tarife' anlaşması dopingi!