BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,75 -0,85 362.700.000.000,00
ALBRK 8,64 0,70 21.600.000.000,00
GARAN 142,20 0,21 597.240.000.000,00
HALKB 27,44 2,62 197.150.309.472,48
ISCTR 14,99 0,27 374.749.550.300,00
SKBNK 6,98 -2,79 17.450.000.000,00
TSKB 13,55 -0,07 37.940.000.000,00
VAKBN 28,02 0,72 277.844.121.074,46
YKBNK 34,20 -0,18 288.889.153.912,80

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaYALANCI BAHAR MI KRİZDEN ÇIKIŞ MI? ----

YALANCI BAHAR MI KRİZDEN ÇIKIŞ MI?

YALANCI BAHAR MI KRİZDEN ÇIKIŞ MI?
15 Nisan 2009 - 02:08 www.finansingundemi.com

En geç mayıs ayı içinde imzalanması beklenen IMF anlaşması nedeniyle piyasada 40 milyar dolara yakın bir kaynak beklentisi hakim. Ekonomist Dergisi'nin haberinde bu beklentinin piyasalar üzerindeki etkisi araştırılmış.

IMF ANLAŞMASI YALANCI BAHAR MI KRİZDEN ÇIKIŞ MI? En geç mayıs ayı içinde imzalanması beklenen IMF anlaşması nedeniyle piyasada 40 milyar dolara yakın bir kaynak beklentisi hakim. Anlaşma beklentisine bağlı olarak bir bahar havası yaşayan piyasalarda, bu havanın imzalar atılana kadar devam etmesi bekleniyor. Analistler anlaşmayla birlikte borsada 30.000’lerin üstünün, dolarda 1.50’nin ve faizde ise yüzde 13’lerin altının görüleceği kanısında. Sonrası ise açıklanacak kaynak miktarı ve yurt dışı piyasalardaki seyre bağlı olacak. Yerel seçimler öncesinde hükümetin IMF konusunda ‘yolumuza kendi kaynaklarımızla, kendi irademizle yine devam ederiz’ söylemi geçmişte kaldı. Şimdi Türkiye yine yeni bir IMF anlaşmasının arifesinde bulunuyor. Çünkü Türkiye’nin cari açığındaki hızlı daralmaya karşın dış finansman ihtiyacı hala yüksek ve bunun 20 milyar dolar civarında olduğu ifade ediliyor. Hazine’den sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ise son yaptığı açıklamada IMF’den sağlanacak kaynağın dış açığı karşılayacak boyutta olduğunu ifade etti. Öte yandan bu anlaşmanın getireceği güven etkisinin de özel sektöre finansman akışı için ‘katalizör’ vazifesi göreceği de belirtiliyor. Piyasada IMF’den sağlanacak kaynağın, nisan ayı başındaki G-20 zirvesinde IMF kaynaklarının artırılmasının ardından 30-40 milyar dolar civarında olabileceği düşünülüyor. Tarih olarak ise en geç mayıs ayında anlaşmanın imzalanacağı yönünde bir beklenti mevcut. İşte son dönemde piyasalara bu beklenti yön veriyor. Hem kaynağın bir ay öncesine göre daha yüksek olabileceği beklentisi, hem de yakında imzalanacağı ayrıca Türkiye’nin kredi notunun da artabileceğine yönelik beklentiler, piyasalarda bir bahar havasına neden oluyor. Piyasaların tepkisi Bu beklentiler ve küresel risk iştahındaki artış, İMKB’yi geçen hafta 28.500’ün üzerine taşıdı. Döviz likiditesi sorununun çözülmesi halinde kurun rahatlayacağı varsayımıyla dolarda 1.70’ten 1.51-1.57 bandına sert bir hareket oluştu. Bono faizi ise son dönemde MB’nin belirlediği gecelik faizden bağımsız hareket etmeye başlamıştı. Ancak anlaşma beklentisi, MB’nin yeniden referans alınmasını sağladı. Bileşik faizler yüzde 13’lerin altına geldi. IMF tarafındaki anlaşma ihtimalinin ülkenin döviz rezervlerini rahatlattığını söyleyen Anadolubank Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan, “Sonuçta tüm finansal enstrümanlarda rahatlama oldu” diyor. Son günlerde yurt dışındaki kar satışlarına rağmen İMKB-100’ün IMF beklentisiyle tutunduğunu ifade eden Meksa Yatırım Araştırma Müdürü Tuncay Turşucu, bu nedenle borsadaki düşüşleri alım fırsatı olarak görüyor. Analistler yukarı yönlü eğilim korunduğu sürece 25.500’deki trend desteğinin trade amaçlı alım fırsatı olarak kullanılmasını tavsiye ediliyor. Dövizde belirleyici olan… Döviz piyasasında ise kur üzerinde orta vadede dış piyasalar belirleyici oluyor. Ancak bununla birlikte G-20 zirvesinde gelişmekte olan ülkelere bakışın iyileşmesinin, TL’nin dolar karşısında güçlenmesini sağladığı görülüyor. IMF beklentisi devam ettiği sürece TL’nin güçlü kalmayı sürdüreceğini ifade eden Recep Atakan, IMF haberlerinin netleşmesiyle dolarda 1.51-1.50 bandına kadar gerileme olabileceğini söylüyor. Faiz cephesinde ise yerli yatırımcıların yanı sıra geçen hafta yabancı alımlarının da olduğu gözlendi. Ancak analistler, yüzde 13’ün altını test eden faizdeki düşüşün, daha ne kadar devam edeceğine yanıt vermekte zorlanıyor. İmza en geç mayısta Analistler, IMF’ten kaynak miktarının beklentiler dahilinde olması durumunda piyasalardaki iyimserliğin artacağı görüşünde. Bu durumda İMKB’nin 30.000’i zorlayacağı düşünülüyor. Dolar kurunun ise 1.50’ye inebileceği, faizde de bir miktar daha düşüşten sonra yukarı eğilim olabileceği ifade ediliyor. Ancak bunlar için tabii ki global olarak risk iştahının da devam etmesi gerekiyor. Kaynak miktarının piyasa beklentilerini karşılamaması halinde ise borsada yurt dışına da bağlı olarak ciddi kar satışı, kurda ve faizde ise yükseliş olası beklentiler arasında. Bu arada Mehmet Şimşek’in açıklamalarına ve piyasa beklentilerine göre IMF ile anlaşma en geç mayıs içinde imzalanacak. Ekonomi ve piyasalar için büyük önem taşıyan bu anlaşmanın daha fazla bekletilmeden bir an önce imzalanması gerektiği konusunda hemen herkes hemfikir. Biriken sorunlar Çünkü sorunlar giderek birikiyor. Finansbank Başekonomisti İnan Demir, yılbaşından bu yana kamunun iç borç çevirme oranının Hazine’nin 2008 sonunda öngördüğü yüzde 78 düzeyinin çok üzerinde seyrettiğine dikkat çekiyor. IMF’den gelecek kaynağın Hazine’ye aktarılması sonucunda, Hazine'nin borçlanma ihtiyacının azalmasının, reel kesime bir miktar kredi akışı sağlayacağı düşünülüyor. HSBC Bank Stratejisti Fatih Keresteci, IMF'den gelecek kaynağın bir kısmının Kredi Garanti Fonu tarzı bir yapıya aktarılmasının da benzer bir etki doğuracağı görüşünde. İş Yatırım Kıdemli Ekonomisti Burcu Ünüvar ise IMF anlaşmasının asıl öneminin finansmandan çok orta vadeli reformlar olduğuna dikkat çekiyor. Paketin büyüklüğü IMF’den gelecek kaynağın miktarına bakıldığında ilk etapta beklentiler 15-20 milyar dolar seviyelerindeydi. Ancak Türkiye’nin artırılan kotasının yanı sıra IMF’in geçtiğimiz günlerde kabul ettiği yeni borçlanma politikası, gelecek kaynak miktarının artmasına olanak sağlıyor. Bu noktada miktarın 30-40 milyar dolar seviyelerinde olabileceği konuşuluyor. Hatta rakamın 45 milyar dolar olabileceği yönünde yorumlar da yapılıyor. Analistler azalan cari açığın Türkiye’nin finansman ihtiyacını azalttığını belirtiyor. Buna rağmen Burcu Ünüvar, kaynak miktarının beklentilerin altında gelmesinin piyasalarda hayal kırıklığı yaratabileceğine dikkat çekiyor. Ancak buna rağmen anlaşmanın varlığının da risk primini düşürme adına faydalı olacağı için mutlaka genel etkisinin olumlu olacağını söyleyen Ünüvar “Ekonomide ise kısa vadede bir mucize beklememek gerek” diyor. 2001 krizinde IMF anlaşmasının piyasaya etkisi Türkiye’de piyasalar açısından IMF anlaşması büyük önem taşıyor. Son olarak gündemde olan anlaşma ise en çok 2001 krizinin ardından 15 Mayıs 2001’deki anlaşmayla karşılaştırılıyor. 2001’deki anlaşmaya bakıldığında borsa, dolar ve tahvil’de şöyle bir tablo ortaya çıkıyor: Borsa: IMF anlaşmasından önce borsa 7.000 seviyesinden 13.300 seviyesine yükseliyor, yüzde 90 prim söz konusu. Anlaşma sonrasındaki dört ayda ise yüzde 48 düşüyor. Dolar: Anlaşmadan önce yüzde 16 düşüyor. Anlaşma sonrasındaki üç ayda ise yüzde 40 yükseliyor. Tahvil: Anlaşma öncesi yüzde 276 seviyesinden anlaşma gününe kadar yüzde 72 düşüyor. Anlaşma sonrası yüzde 77’den yüzde 100 seviyesine kadar yükseliyor. Anadolu Yatırım Teknik Stratejisti Halil Reçber tarafından hazırlanmıştır. “Olumlu etki için kaynak miktarı önemli” İnan Demir (Finansbank Başekonomisti) “IMF anlaşması için geç kalınıp kalınmadığı sorusuna da aslında Hazine’nin borçlanma ihtiyacındaki artış ve özel sektörün dış borç çevirme oranlarındaki düşüş yanıt veriyor. Türkiye sonbahar aylarında IMF ile anlaşmış olsaydı iç borçlanmadaki artışın faizler üzerindeki baskısı ve dış finansman akşındaki sorun daha az hissedilecekti. Tabii ki Türkiye ekonomisinin büyüme cephesine ödediği bedel de daha düşük olacaktı. Piyasaların IMF anlaşmasının mahiyeti konusundaki beklentisi, IMF’in yeni oluşturduğu kredi imkanları değil alışıldık bir stand-by anlaşması olması yönünde. Başbakan Erdoğan daha önce 20-40 milyar dolar aralığında bir paketten bahsetmişti ve piyasalar da daha ziyade bu aralığın alt sınırına odaklanmıştı. Son G-20 zirvesinde IMF kaynaklarının artırılmasının ardından piyasa beklentisi paketin 20 milyar dolardan daha büyük olması yönünde şekillendi. Bu nedenle IMF anlaşması gerçekleştiğinde piyasalar üzerinde belirgin bir olumlu etkisinin olabilmesi için kaynağın başbakanın sözünü ettiği aralığın da üzerinde olması gerekecek.” Talip Yılmaz-Behiye Selin Taner/ EKONOMİST
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!