Uluslararası çağrı
Brian Caplen'in The Banker Dergisi'indeki Suriye'deki bankacılıkla ilgili yazılan bir analizi.
ORTADOĞU | SURİYE
ULUSLARARASI ÇAĞRI
Suriyenin bankacılık sektörü son yirmi yıl içinde müthiş bir atak yaptı ancak ağırlık halen küçük yerel bankalarda. Bugün ise hükümet ekonomiyi şaha kaldırmak için büyük global isimlerin arayışı içinde.
YAZAR Brian Caplen
Suriye son yirmi yıldır, özellikle de bankacılık sektöründe, ekonomisini istikrarlı bir şekilde liberalleştiriyor. Ekonominin devlet mülkiyetindeki altı bankanın hegemonyasında olduğu günler geride kaldı ve bankacılık arenasında artık dizginler özel bankaların elinde. Bugün hükümet, büyük bir uluslararası bankayı kendi topraklarına gelmesi için cezbetmeyi ümit etmekte ve ekonomiyi yeni bir çağa doğru ateşlemek için, yabancı mülkiyeti ile sermaye zorunluluklarının limitlerini arttırmayı hedeflemekte.
Suriye Merkez Bankası (CBS) Başkanı Adib Mayaleh, geçen ay İstanbulda gerçekleştirilen IMF/Dünya Bankası toplantısında verdiği bir röportajda, Suriye eskiden Sovyetler tarzı devlet kontrolünde bir emir-komuta ekonomisine sahipti. Ancak Suriye ekonomisi yirmi yıl önceden dışa açılmaya başladı. Daha sadece beş yıl önce bankacılık sektöründe sadece devlet bankaları vardı. 2005 yılından başlayarak yabancı yatırımcılara yüzde 49luk hisse sahibi olma hakkı veren özel bankacılık dönemine geçtik diyor.
Bugün gelinen noktada ise bankaların üç yıllık bir geçiş döneminde uyum sağlamalarını şart koşacak şekilde bu oranın yüzde 60 seviyesine ve minimum sermaye gereksiniminin de mevcut olanın iki katına yani 200 milyon dolara çıkarılması kararlaştırılmış durumda.
BÜYÜK İYİDİR
Şu an itibariyle yabancı sermayeli bankaların çoğu Bahreyn, Kuveyt, Ürdün ve Lübnan gibi bölgesel ortaklara sahipler. Mayaleh, Aslında biz büyük sermayelere sahip uluslararası bankaları cezbetmek istiyoruz diyor ve ekliyor: Mevcut şartlara göre ekonomimizi istediğimiz gibi kalkındıramayız. Kendi bankalarımızın ölçeği bir hayli küçük ve ekonomimizi ayağa kaldırmak için uluslararası büyük bankaların desteğine ihtiyacımız var.
SURİYE EKONOMİSİNİ TAM İSTEDİĞİMİZ GİBİ KALKINDIRAMIYORUZ. BANKALARIMIZ ÇOK KÜÇÜK VE EKONOMİMİZİ DESTEKLEMEK İÇİN BÜYÜK ÇAPLI ULUSLARARASI BANKALARA İHTİYACIMIZ VAR.
Adib Mayaleh
Yapılan onca reforma rağmen devlet mülkiyetindeki bankaların ülkedeki tüm varlıkların yüzde 80inden fazlasına ve toplam mevduatın yüzde 75ine sahip olduğu bu ekonomide böylesi bir adımın özel bankacılığın gelişmesine devasa bir katkısı olacağına hiç şüphe yok.
Mayaleh, Doğu Avrupa ekonomilerinde devlet kontrolünde denenen ve tartışmalı büyük patlama uygulamasına alternatif olarak, Suriyede kademeli bir liberalleşmenin taraftarı. IMFnin kademeli reformlar üzerine yaptığı son yorumuna atıfta bulunarak, Bu zaten IMFnin en yeni önerisi. Bu konuda bana katıldıkları için şahsen çok mutluyum diyor.
Aslında o da işgücü sorunlarının ve devasa yeniden yapılandırma gereksinimlerinin olduğu diğer sektörlere kıyasla, Suriyede bankacılık sektöründe reformlar yapmanın göreceli olarak daha kolay gerçekleştirilebileceği fikrine katılıyor. Zira Suriyede özel bankacılık oluşumu son derece yeni (özel bankalar 1963 yılında yasaklanmıştı) ve sıfırdan kurulabilir.
Faiz oranları ile döviz kurları da liberalleştirilmiş durumda. 2005-2010 arası dönemi kapsayan 5 yıllık kalkınma planında en önemli iki hedef olarak, parasal sektörün genişletilmesi ve CBSnin tam bağımsızlığının sağlanması ile menkul kıymetler piyasasının devreye sokulması ve bankacılık ile finans sektörünün geliştirilmesi bulunuyor. Şam Hisse Senetleri Borsası, ağırlıklı olarak banka hisselerinin işlem görmesiyle geçen mart ayında faaliyete geçti.
BASİT BİR YAPI
Suriye Merkez Bankası Başkanı Mayaleh, 2005 yılında faiz oranlarıyla ilgili tam dört sayfalık bir mevzuat olduğunu ancak bugün sadece dört satıra indirgendiğini söylüyor. Suriyede bir zamanlar 17 farklı döviz kuru kullanılırdı ama bugün tek bir döviz kuru geçerli ve ülke içine ve dışına para aktarmak artık çok daha kolay.
CBS tarafından yayınlanan ve 2005den 2009un ikinci çeyreğine kadar olan dönemi kapsayan Parasal Politikalarda Dört Yıllık Reform başlıklı bir politika beyanında şöyle deniliyor: CBS, parasal politika reformları anlamında oldukça uzun bir yol katetti. Bilhassa döviz kuru sistemi ve döviz kuru politikası açısından bu reform sürecinde Suriyenin politik istikrarından bir kaldıraç olarak faydalanarak hem parasal hem de bankacılık sektörlerinin gelişiminde dönüm noktası sayılabilecek adımlar attı.
Ekonomi açısından olumsuz bir gelişme ise bu ülkenin 2006 yılında net bir petrol ithalatçısı olmasıydı. Toplam yıllık çıktının 1996daki 590 bin varilden bugün 385 bin varile düşmesiyle, gayri safi milli hasıla içindeki petrol gelirlerinin payı yüzde 17den yüzde 4e inmiş durumda.
Suriyede tarım da önemli bir sektör ancak Başkan Mayalehin de ifade ettiği üzere bu büyük ölçüde hava koşullarına bağlı. Turizm ise aksine onun kelimeleriyle Suriyenin tarihi zenginliğini görmek isteyen ziyaretçiler sayesinde yepyeni bir petrol kuyusu olmuş durumda. Suriyede dünyanın tarihini görebilirsiniz, olağanüstü zengin hazinelerimiz var diyor.
Dow Jones haber kanalının raporlarına göre Suriye, altyapı ve enerji projeleri için uluslararası piyasalardan kredi bulma planları yapıyor. Bu rapora göre, Avrupa Yatırım Bankasının oluşturduğu konsorsiyumdan 2 milyar dolar tutarında bir borçlanmaya gidilecek.