BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 67,70 -0,37 352.040.000.000,00
ALBRK 8,23 1,48 20.575.000.000,00
GARAN 137,30 0,66 576.660.000.000,00
HALKB 25,88 -1,22 185.942.055.726,96
ICBCT 16,02 -1,72 13.777.200.000,00
ISCTR 14,03 1,52 350.749.579.100,00
SKBNK 6,76 -1,31 16.900.000.000,00
TSKB 12,88 -0,16 36.064.000.000,00
VAKBN 27,26 -0,22 270.308.020.716,98
YKBNK 32,34 1,32 273.177.638.524,56

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara Piyasa'Türkiye'ye sıkı mali politika lazım'----

'Türkiye'ye sıkı mali politika lazım'

'Türkiye'ye sıkı mali politika lazım'
30 Eylül 2010 - 09:41 www.finansingundemi.com

Eski IMF Başkan Yardımcısı Anne Krueger, cari açık riskine karşı mali disiplinden ve temkinli para politikasından taviz verilmemesi gerektiğini söyledi

Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) eski başkan yardımcısı Anne Krueger, Türkiye'nin cari açığı yüksek olduğu için mali disiplinden ve temkinli para politikasından taviz vermeden yoluna devam etmesinin enflasyon riskini azaltmak için önemli olduğunu söyledi. İstanbul'da düzenlenen Global Ekonomi Sempozyumu'na katılan Krueger, ''Türkiye'nin cari açığının olması şaşırtıcı değil. Ama bunun ne seviyede olması gerektiği başka bir konu. Türkiye daha fazla yatırım ve içeride tasarrufun artmasının yararını görebilir. Ama benim görüşüm mali politikanın çok gevşemesinin enflasyon sorununu yeniden gündeme getireceği yönünde. Enflasyon görece yüksek seyretmeye devam ediyor. Bu nedenle mali politika ve para politikasında tedbiri elden bırakmamak lazım'' dedi. Milliyet gazetesinde yer alan habere göre, Krueger, cari dengenin tüm ulusal ekonomiler için bir sorun olduğunu belirtirken, ''Bence yapılması gereken sürdürülebilir cari açık veya fazlası olmayan ülkeleri cezalandıracak uluslararası bir mekanizma kurmak'' dedi. Krueger, böyle bir uygulamayı hayata geçirmenin çok zor olduğunu da sözlerine ekledi. Türkiye'nin IMF ile standby anlaşması yürüttüğü 2001-2006 döneminde kuruluşun birinci başkan yardımcısı olarak görev yapan Krueger, mali kuralın her ülke için reçete olamayacağını, bu konuda kararın hükümetlere ait olduğunu belirtti. Ekonomist, ''Her hükümet mali disiplini için neyi uygun görüyorsa o yöntemi kullanabilir. Eğer mali politikanızı gelişmelere göre ayarlayarak bir miktar bütçe fazlası sağlayabiliyorsanız bu da tercih edilebilir. Örneğin Şili mali kural uyguladı. Şu anda gayrı safi yurtiçi hasılanın yüzde 0.5'i kadar yapısal fazla vermeyi hedefliyor. Bu sayede Şili kriz öncesi elinde biriken kaynakla kriz döneminde mali politikada gevşemeye gidebildi. Öte yandan Kanada da mali kural uygulamamasına rağmen krizden fazla etkilenmeyen bir ülke oldu'' dedi. Uluslararası finans mimarisinde büyük değişikliklerin yapıldığı bir dönemden geçtiğimizi vurgulayan Krueger, 2004-2006 döneminde küresel ekonomi hızla büyürken IMF'nin misyonunu tamamladığını söyleyenlerin haksız çıktığını ve yeni mimaride IMF'ye önemli sorumluluklar düştüğünü söyledi. Gelişmekte olan ülkelerin IMF'nin yönetiminde gelişmekte olan ülkelerin etkinliğinin artmasını desteklediğini de sözlerine ekledi. Johns Hopkins Üniversitesi'nin kıdemli öğretim üyesi olan Krueger, küresel ekonominin gidişatına ilişkin ise, görünümün çok da olumsuz olmadığını, 2011 yılı için küresel ekonomide 2004-2006 dönemiyle kıyaslandığında mütevazı sayılsa da büyüme beklediğini söyledi. Krueger, ''Benim öngörüm küresel ekonominin gelecek yıl yüzde 2-3 büyüyeceği yönünde. Çin ve Hindistan'ın başını çektiği gelişen piyasa ekonomileri büyümenin lokomotifi olur. Ama onun yanı sıra örneğin Almanya fena gitmiyor, Avustralya ve Yeni Zelanda da...'' diye konuştu. Brezilya Maliye Bakanı Guido Mantega'nın uluslararası ''kur savaşları''nın başladığına ilişkin sözlerini de değerlendiren Krueger, bu ifadeyi abartılı bulduğunu belirtirken, ''Ama yuan'ın değer kazanmasına izin vermesi Çin'in yararına olur. Yine de bunun tüm sorunun tamamını çözeceğini sanmıyorum. Çin'in esasen iç tüketimi artırması gerekiyor. İç tüketim şu anda GSYH'nin yüzde 40'ı seviyesinde ve bu çok düşük'' dedi. ABD'nin de cari açık sorununu düşük dolarla çözemeyeceğini, mutlaka tasarrufların artması gerektiğini belirten Krueger, Brezilya ve Şili gibi Latin Amerika ülkeleri için ise ''Bu ülkeler para birimlerinin değeri yüksek diye endişe etmeleri yersiz çünkü emtia fiyatları yüksek seyrediyor. Üstelik bu ülkeler Avrupa Birliği'ne (AB) önemli miktarda ihracat yapıyor. Euro'nun değeri de zaten yüksek seyretmekte'' değerlendirmesini yaptı.
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!