| Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
|---|---|---|---|
| AKBNK | 69,25 | -0,07 | 360.100.000.000,00 |
| ALBRK | 8,37 | -0,12 | 20.925.000.000,00 |
| GARAN | 140,20 | -0,28 | 588.840.000.000,00 |
| HALKB | 36,54 | -2,61 | 262.531.789.654,68 |
| ICBCT | 13,74 | -1,08 | 11.816.400.000,00 |
| ISCTR | 14,24 | -0,63 | 355.999.572.800,00 |
| SKBNK | 7,73 | -0,90 | 19.325.000.000,00 |
| TSKB | 12,92 | -1,60 | 36.176.000.000,00 |
| VAKBN | 30,32 | -2,32 | 300.650.740.577,36 |
| YKBNK | 36,10 | -1,20 | 304.938.551.352,40 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Türkiye'nin nüfus artış hızının son yıllarda belirgin biçimde yavaşlaması, ülkenin demografik yapısında köklü ve kalıcı değişimlere yol açabileceği endişesini beraberinde getiriyor.
Doğurganlık hızındaki gerilemenin uzun vadede sadece nüfus artışını yavaşlatmakla kalmayacağını savunan uzmanlar, işgücünün azalması, sosyal güvenlik sistemine yük binmesi, sağlık ve bakım harcamalarının artması gibi pek çok sorunla karşı karşıya kalınabileceğine dikkati çekiyor.
Doğurganlık hızı 2014'ten itibaren aralıksız düştü
TÜİK'in yaptığı araştırmaya göre, "toplam doğurganlık hızı", 2001'de 2,38 çocukken 2014'ten itibaren aralıksız düşüş eğilimine girdi. Bu doğrultuda, 2014'te 2,19 olan sayı, 2015'te 2,16'ya, 2016'da 2,11'e, 2017'de 2,08'e ve 2018'de 2'ye kadar geriledi.
2018'den itibaren ise toplam doğurganlık hızı 2'li rakamların altında kaldı. Doğurganlık hızı, 2019'da 1,89'a, sonra sırasıyla 2020'de 1,77'ye, 2021'de 1,71'e, 2022'de 1,63'e, 2023'te 1,51'e ve son olarak 2024'te 1,48'e düştü. Bu durum, nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,1'in altında kaldığını gösterdi.
Uzmanlar, bu eğilimin devam etmesi halinde Türkiye'nin, AB ortalamasının da altına düşebileceği uyarısında bulunuyor.
Türkiye'nin yaşadığı bu dönüşümü değerlendiren Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkan Yardımcısı Furkan Metin, doğurganlık hızı oranının 1,4'e düşmesiyle "yüksek alarm" seviyesine gelindiğini söyledi.
Metin, Türkiye'nin geçen yıl itibarıyla "çok yaşlı ülkeler" sınıfına dahil olduğunun altını çizerek, gelecek 25 yılda yaşlı nüfus oranının yüzde 25'in üzerine çıkabileceğini kaydetti.
"Türkiye, 1990'lı yıllarda 20 yaşındaki genç gibiydi"
Yaşanan bu düşüşe paralel olarak ortalama yaşın hızla arttığına dikkati çeken Metin, "Türkiye, 1990'lı yıllarda 20 yaşındaki genç gibiydi. Doğurganlıktaki düşüş, bu şekilde devam ederse yaklaşık 40 yıl içerisinde ortanca yaşımız 45'in üzerine çıkabilir. 45 yaşındaki Türkiye'nin enerjisiyle, 1990'lı yıllarda 20-25'li yaşlarda olan Türkiye'nin enerjisi bir olmayacak." ifadelerini kullandı.
Mevcut durumda çok ciddi nüfus krizinin yaşandığını kaydeden Metin, doğurganlık hızındaki düşüşlerin 10 yıl daha devam etmesi durumunda, geri dönüşü olmayan bir yola girileceğine dikkat çekti.
Yaşlı nüfus oranının artmasının sosyoekonomik sorunları da beraberinde getirebileceğini aktaran Metin, sosyal güvenlik sisteminin mevcut haliyle devam edemeyeceğini söyledi.
"Türkiye, sezaryen doğum oranlarında dünyada ilk sırada"
Metin, "Türkiye, sezaryen doğum oranlarında dünyada ilk sırada. İnsanlar hem geç evleniyor hem sezaryenle çocuk sahibi oldukları için arzu etseler de 2 ve 3 çocuğun üzerine çıkmakta zorlanıyorlar." değerlendirmesini yaptı.
Tek çocuk sahibi olanları veya evlenmeyenleri ileride yalnızlığın beklediğini söyleyen Metin, şunları kaydetti:
"Avrupa'da birçok ülkenin yaşlanmayla ilgili yaşadığı sorunları Türkiye'de görmeye başlayacağız. Şu anda kapısını çaldığımız her 5 hanenin 1'inde yalnız biri yaşıyor. Bu yalnız yaşayanların da yüzde 35'ini 55 yaş üstü kadınlarımız oluşturuyor. Dolayısıyla ailenin önemi ilerleyen yaşlarda ortaya çıkıyor. Ancak o ilerleyen yaşlardaki çocuk yapma pişmanlığı fayda vermiyor. Ülke olarak bu eşiği maalesef şu an kaçırıyoruz."
"Şu anda Türkiye gittikçe yaşlanan bir ülke"
Milli Savunma Üniversitesi (MSÜ) Deniz Harp Okulu Dekanı Prof. Dr. Cemalettin Şahin de ülkede yaşanan nüfus krizinin yeni olmadığını, son 20 yıldır devam ettiğini söyledi.
Cumhuriyet'in ilan edilmesinden sonra devlet politikalarıyla nüfusun artırılmak istendiğini anımsatan Şahin, "Atatürk'ün 100 milyonluk Türkiye hayali var. Bunlar hatıratlarda mevcut. 1930'da çıkan Hıfzıssıhha Kanunu'nun bir maddesiyle 6 ve daha fazla çocuğu olan annelere madalya verildi, maddi yardımda bulunuldu. Ayrıca keyfi düşükler yasaklandı. Dolayısıyla biraz başarı elde edildi." dedi.
Şahin, 1950'lerin sonlarına doğru nüfusu düşürmek için gazeteler öncülüğünde kampanyalar başlatıldığını vurgulayarak, "Bu kampanyaya dışarıdan vakıflar ve dernekler de müdahil oldu. Türkiye'nin nüfusunun planlanmasına yönelik çalışmaları oldu. 1963'te Sağlık Bakanlığına bir rapor hazırlandı, 2 sene sonra Nüfus Planlaması Kanunu çıkartıldı. Türkiye nüfusunu azaltmak için bütün imkanlar kullanıldı." diye konuştu.
"Topyekun bir seferberlik lazım"
Nüfus planlamasında yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Şahin, "Konut mimarisi yeniden ele alınmalı. 1+1 ve 2+1 evler çocuklar için adeta hapishane durumunda. Konut kültürümüzün değişmesi lazım." dedi. Şahin, "Eğitim sürelerinin kısaltılması lazım. Eğitimi tekrar elden geçirmeliyiz." ifadesini kullandı.
Halkta, ekonomik kaygılardan dolayı nüfusun artmadığı yönünde ön yargının bulunduğunu dile getiren Şahin, "Bu doğru değil. Bunu söylediğimiz zaman tepki gösteriyorlar. Eğer öyle olsaydı şu anda İsveç, Norveç, İngiltere ve Almanya'nın nüfusu artardı. Şu anda zengin olan ülkelerin nüfusu artmıyor. Bu kültür işidir. Sınırsız çoğalalım demiyoruz. Şu anda Türkiye gittikçe yaşlanan bir ülke. Bugün Türkiye, kendi fındığını, pamuğunu, çayını toplayacak insan gücünden maalesef mahrum durumda. Dolayısıyla gelecek çok iyi görünmüyor, topyekun bir seferberlik lazım." ifadelerini kullandı.
Vatandaş için en büyük sorun ne?
Dünyada emeklilik için en iyi ülkeler sıralandı: İşte 2026 listesi
2026’nın favori meslekleri belli oldu
2025’te ultra zenginler parayı en çok nereye harcadı?
UBS raporu: Türkiye, dolar milyoneri artışında dünyada açık ara birinci
ABD şirketleri fiyatları sabit tutmak istiyor
Bankalardan 67 milyar dolarlık yapay zekâ hamlesi
THE açıkladı! İşte ilk 500'e giren 4 Türk üniversitesi
Ünlü pazarlamacı Seth Godin'den patronlara kritik öneriler
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.