Türkiye atağa geçti

FINANSGUNDEM.COM
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından bugün açıklanan Küresel Rekabetçilik Raporu’nda Türkiye’nin geçen yıla oranla atılım yaptığı gözlendi. Raporun en çok dikkat çeken yönü ise, ABD’nin gerilemeye devam etmesi oldu.
WEF sitesinde kamuoyuna açıklanan sıralamaya göre Türkiye rekabetçilikte 144 ülke arasında 43. sırada yer aldı. Bu sonuç, geçen yılki 59’unculuğa göre 16 basamaklık bir yükselişi ifade ediyor. Listede 4,45 puan alan Türkiye, “kalkınmada ikinci aşamadan üçüncü aşamaya geçmekte olan 21 ülke” arasında yerini aldı.
Küresel sıralamaya bakıldığında, ilk üç sırayı İsviçre, Singapur ve Finlandiya aldı. Onları İsveç, Hollanda, Almanya, ABD, İngiltere, Hong Kong ve Japonya takip etti. Geçen yıl beşinci olan ABD’nin, bu yıl yedinci sıraya gerilediği gözlendi.
Küresel listede Çin 26. basamakta yer alırken, Brezilya 53’üncü, Hindistan 56’ncı, Rusya 66’ncı ve Güney Afrika 52’nci oldu. Böylece Türkiye, “BRICS” olarak adlandırılan beş ülkenin dördünü geride bıraktı.
ALTYAPI SORUNLARINA DİKKAT
WEF raporunda, Türkiye’nin makroekonomik istikrarının güçlendiği, finans sektörünün daha güvenilir, şirketler için ise finansmana erişimin daha kolay hale geldiği belirtildi. Raporda, “Kurumsal çerçevedeki gelişmeler ve yerel piyasalarda gözlenen daha sıkı rekabet, ülkenin rekabetçi konumunu daha da güçlendirecektir,” denildi. Buna rağmen, altyapı alanında limanlar ve elektrik arzında iyileşmeye ihtiyaç olduğu, ayrıca daha iyi ilköğretim ve sağlık hizmetleri yoluyla insan kaynağı tabanının güçlendirilmesi gerektiği dile getirildi.
WEF, işgücü piyasasının etkinliğinin artırılması ve kamu kurumlarının verim ve şeffaflığının da artmasını önerdi.
Raporun sürdürülebilir kalkınma bölümünde ise, Türkiye’nin yüksek eşitsizlik, kırılgan istihdam ve büyük kayıtdışı ekonomisi nedeniyle sosyal sürdürülebilirlik açısından baskı altında olduğu belirtildi. Bu bölümde, yüksek hava kirliliği, tarımda aşırı su kullanımı, koruma altındaki toprak miktarının azlığı ve uluslararası çevre anlaşmalarına yönelik “düşük bağlılık düzeyi” de kaygı veren problemler olarak sıralandı.