BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 58,40 -0,51 303.680.000.000,00
ALBRK 7,64 -1,04 19.100.000.000,00
GARAN 129,50 0,00 543.900.000.000,00
HALKB 27,18 -0,37 195.282.267.181,56
ICBCT 13,40 -0,37 11.524.000.000,00
ISCTR 12,37 -0,32 309.249.628.900,00
SKBNK 8,17 -3,77 20.425.000.000,00
TSKB 11,84 -1,25 33.152.000.000,00
VAKBN 26,86 0,52 266.341.652.107,78
YKBNK 32,10 0,25 271.150.346.216,40

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaMakro EkonomiTürkiye, 2030'da İspanya'yı geçecek----

Türkiye, 2030'da İspanya'yı geçecek

Türkiye, 2030'da İspanya'yı geçecek
23 Haziran 2012 - 19:51 www.finansingundemi.com

ING Grubu Amsterdam Ekonomi Bölümü, Türkiye’nin potansiyelini anlatmak için “Türkiye Ekonomisi: Boğaziçi’nin İncisi” adlı bir rapor yayınladı

Türkiye ile Hollanda arasındaki diplomatik ilişkilerinin 400. yılı, ticari ilişkileri geliştirmeye yönelik ziyaret ve etkinliklerle devam ediyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Nisan ayında düzenlenen kapsamlı Hollanda gezisinden sonra geçtiğimiz hafta da Hollanda Kraliçesi Beatrix Türkiye’deydi. Her iki ülkenin de en üst seviyede sahiplendiği 400. yılda ING Bank, gerek kültür ve sanat etkinlikleri gerekse ticari temaslar çerçevesinde aktif rol üstleniyor. Geçtiğimiz hafta sonlanan Sabancı Müzesi’ndeki “Rembrandt ve Çağdaşları” sergisinin ana sponsorluğunun yanı sıra 17 Nisan’da Amsterdam’da düzenlenen Hollanda-Türkiye İş Forumu’nun sponsorluğunu üstlenen ING Bank, forumda iki ülke arasındaki işbirliğinin artırılmasına yönelik çeşitli paneller düzenlemişti.
ING Grubu Amsterdam Ekonomi Bölümü tarafından hazırlanan “Türkiye Ekonomisi: Boğaziçi’nin İncisi” raporuyla ise Hollandalı işadamlarına Türkiye ekonomisinin potansiyelini çarpıcı rakamlarla anlatmaya devam ediyor.
ING Grubu Amsterdam Ekonomi Bölümü yöneticilerinden Rob Rühl tarafından hazırlanan “Türkiye Ekonomisi: Boğaziçi’nin İncisi” raporu, Türkiye ekonomisinin 2001 krizinden bu yana yaşadığı muazzam gelişmelere yer verdikten sonra Hollandalı yatırımcıları, Türkiye’de yükselen ve önümüzdeki dönem potansiyeli daha artacak olan sektörlere yatırım yapmaya davet ediyor.
Raporda 2011 yılında USD cinsinden GSYİH miktarı açısından dünya genelinde Hollanda’nın hemen arkasından 18’inci sırada yer alan Türkiye ekonomisinin, 2014 yılında daha yüksek seyreden büyüme oranları sayesinde Hollanda’yı geçeceği vurgulanıyor. Başarı hikâyesinin temelinde 2001 krizi sonrası hayata geçirilen reformların, 75 milyonluk oldukça genç nüfusun ve stratejik konumun etkili olduğunun belirtildiği raporda, Türkiye’nin 2011-2020 yılları arasında ortalama yüzde 5’in üzerinde büyüyeceğini öngörüyor. Dolayısıyla göreli büyüme avantajı sayesinde 2030 yılı itibarıyla Türkiye ekonomisinin İspanya ekonomisinden daha büyük olacağını ve İtalya’nın ardından Avrupa’da beşinci sıraya yükseleceği vurgulanıyor.
10 yıl öncesine kadar yüksek riskli ülkelerden biri olarak kabul edilen Türkiye’nin son IMF programının Mayıs 2008’de sona erdiğine de dikkat çeken rapor, 2013 ilk yarısına kadar IMF’ye olan tüm borçların ödenmiş olacağını vurguluyor.
TÜRKİYE GİRİŞ KAPISI
Avrupa Birliği 2000 yılında Türkiye ihracatının yüzde 56’sınıoluştururken 2010-2011 yıllarında bu oran yüzde 46’ya geriledi. Bu düşüşte Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkeleri ile yaptığı ihracatı artırması önemli rol oynadı. 2000 yılında bu bölgelerin Türkiye’nin ihracatındaki payı yüzde 13’ken 2010-2011 yıllarında yüzde 26-27’ye yükseldi. Rapor, Türkiye’nin çok rahat bir şekilde ulaşabildiği ve hızla büyümekte olan bu bölgede siyasi olaylar yatışır yatışmaz ihracattaki olumlu seyrin güçleneceğini belirtiyor.
Avrupa ve Asya arasındaki stratejik konumu ve AB ile Gümrük Birliği üyeliğinin Türkiye’yi cazip hale getirdiğinin altını çizen rapor Türkiye’nin Hollandalı şirketler için hızla büyüyen Orta Doğu ve Kuzey Afrika pazarlarına girişte önemli bir geçiş rolü üstlenebileceğini belirtiyor.
HOLLANDALI YATIRIMCI TÜRKİYE'Yİ CİDDİYE ALMALI
Rapor, bu gelişmeleri göremeyen Hollandalı yatırımcıların 2016 yılına kadar tahmini 4 milyar Euro’luk ihracat potansiyelini kaçırdığına vurgu yaparak “İki ülke arasındaki ticari ilişkilerin gelişmesi ile Türk ve Hollandalı ihracatçılara çok değerli fırsatlar sağlanacak” değerlendirmesinde bulunuyor.
Türkiye’nin üretim profilini de değerlendiren rapor, hükümetin teşvikleriyle, üretim profilinde yavaş bir ilerleme kaydedildiğini belirtiyor. Önümüzdeki dönem üretimde yaşanacak değişimi ise şöyle özetleyerek Hollandalı yatırımcılara yol gösteriyor:
• Önümüzdeki on yılda tarım, ormancılık, balıkçılığın ve madenciliğin GSYİH içersindeki payları azalmaya devam edecek. Bu alanlarda büyüme oranları verimlilik artışlarındaki kısıtlar nedeniyle, genel ekonomide beklenen yüzde 5’lik ortalama büyüme oranının altında seyredecek.
• Aynı dönemde inşaat sektöründe göreli güçlü bir performans izlenecek. Yurtiçine yönelik büyük projelerin yanında Türkiye dışındaki inşaat çalışmaları bu sektörü son yıllarda daha da üst düzeye taşımış durumda.
• İmalat sanayiinde ara malları üretimi diğer endüstriyel sektörleri geride bırakacak. Bu kategoride yer alan kimyasal, ana metal ve metalik olmayan mineral sektörleri büyüyen diğer sanayi sektörlerinin faydasını görecek.
• En hızlı büyüyen sektörler arasında ara mallarının arkasından yatırım ürünleri gelecek. Her iki kategorideki büyüme, GSYİH’deki büyümeden daha hızlı olacak. Bu sektördeki büyüme ile yerel üretim kapasitesi daha da gelişecek.
• Tüketici malları kategorisinde ise en hızlı büyüme dayanıklı tüketim malları üretiminde gözlemlenecek.
• Türkiye, Avrupa’nın önemli otomotiv üretim lokasyonlarından biri olma yolunda devam edecek.
• Ülkede başlıca hizmet sektörleri arasında yer alan finans, ticaret, ulaşım ve lojistik hizmetler ve konut kiralama hizmetleri gelecek yıllarda da GSYİH içindeki oran açısından önemlerini koruyacak. Özel emeklilik sistemindeki değişimler/teşvikler banka/sigorta sektörü için daha fazla iş hacmi yaratacak. Uluslararası ticaretin genişlemeye devam etmesine paralel olarak artan ihtiyaçların karşılanabilmesi için ticaret ve lojistik hizmet faaliyetlerindeki artış da sürecek.
Ekonomik büyümenin getirdiği refahın, daha çok orta yaşlı tüketicilere doğru kayma eğilimi gösterdiği, bunun da özel tüketimi artırarak tüketim yapılarında değişiklik meydana getirdiği belirtilen rapora göre, yaş grupları arasındaki alım gücü en yüksek grup olan orta yaşlı (40-64 yaş) yetişkinlerin sayısı 2011 itibarıyla 19,4 milyona yükselmesiyle hizmet, tüketim malları, sağlık ve lüks tüketimdeki artışın artacağına dikkat çekiliyor. 9-19 yaş arası gençler ve 20’li yaşlarındaki nüfusun artan talebine bağlı olarak eğitim harcamalarının hızla arttığı dile getirilen rapora göre, 30 yaş üstü nesil ise genel olarak ev sahibi olma, çocuklarının eğitimi ve ev eğlence sistemleri odaklı harcamalar yapıyor.
GELİŞMESİ GEREKEN YÖNLER
Türkiye’deki yatırım ortamında birçok gelişme kaydedilmesine rağmen hâlâ gelişime açık alanlar bulunduğunu da kaydeden raporda, bu konular ise şöyle sıralanıyor:
• Altyapı geliştirmelerine devam edilmeli.
• Dünya Bankası’nın iş yapma kolaylığı derecelendirmesindeki sıralama geliştirilmeli. Türkiye halen maliyet yaratan ve zaman alan çeşitli prosedürler nedeniyle 181 ülke arasında 71’inci sırada bulunuyor. Türkiye’de sözleşmelerin yürürlüğe koyulması yavaş ve maliyetli bir süreç ve bu da iş yapma açısından başka bir engel teşkil ediyor.
• Genel olarak yargı sisteminde daha fazla güvenirliliğin tesis edilmesi gerekiyor.
• Dış finansmana bağlılık ihtiyaçları ele alınması gereken diğer bir konuyu oluşturuyor.

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!