BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,75 -0,85 362.700.000.000,00
ALBRK 8,64 0,70 21.600.000.000,00
GARAN 142,20 0,21 597.240.000.000,00
HALKB 27,44 2,62 197.150.309.472,48
ISCTR 14,99 0,27 374.749.550.300,00
SKBNK 6,98 -2,79 17.450.000.000,00
TSKB 13,55 -0,07 37.940.000.000,00
VAKBN 28,02 0,72 277.844.121.074,46
YKBNK 34,20 -0,18 288.889.153.912,80

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaTÜNELİN UCUNDAKİ IŞIK GÜNEŞ Mİ, ARABA FARI MI?----

TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIK GÜNEŞ Mİ, ARABA FARI MI?

TÜNELİN UCUNDAKİ IŞIK GÜNEŞ Mİ, ARABA FARI MI?
21 Haziran 2009 - 07:41 www.finansingundemi.com

İş dünyası Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın “tüneldeki ışık’ benzetmesiyle ihtiyat uyarısı yaptığını düşünüyor ama şu soruyu da sormadan edemiyorlar. Tüneldeki ışık belirsizse faizler neden indiriliyor?

Sanayiciler ve ticaret kesimi, işlerin son iki üç aydır yavaş yavaş açıldığını, son dönemdeki toparlanmanın moral verdiğini söylüyor. Gelişmeyi ekonomik göstergelerden takip eden iktisatçılar da dibin görüldüğüne dair işaretler olduğunu belirtiyor ancak ‘çıkış başladı’ yorumlarına ihtiyatlı yaklaşıyorlar Kriz öncesine dönüşün zaman alacağını hatırlatan iktisatçılar, Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın “tüneldeki ışık’ benzetmesiyle ihtiyat uyarısı yaptığını düşünüyorlar ama tartışma şurada: Başkan madem kaygılı, niye sürekli faiz indiriyor? İŞ ADAMLARI NE DİYOR? ‘Bizim sektörlerde de olumlu emareler var’ Ali Kibar / Kibar Holding Başkan Yardımcısı "Merkez Bankası Başkanı, mecazi bir anlamda sözü ifade etmiş. Yoksa tünelin ucundaki gün ışığıyla arabanın far ışığını karıştırmak mümkün değil. Hükümetten de 'Dibi gördük, bundan sonraki süreçte çok daha iyiye gideceğiz' gibi öngörüler var. Türkiye'de en önemli konu yıl sonunda oluşması beklenen bütçe açığının yönetilmesi. Burada sıkıntılar olabilir. Zannediyorum Merkez Bankası Başkanı da bunlara işaret etmek istedi. Bütçe açığını kapatacak plan, program ve tedbirlerin alınması lazım. Birtakım orta vadeli yurtdışı kaynaklara ulaşmaya gayret etmek lazım. Bizim sektörlerde de olumlu emareler var. Metal, demir çelik gibi bazı alanlarda ihracat siparişlerinde artışlar var. Bunlarda bazı sektörel artışlar, ticaret hacminde iyileşme temayülleri var. Bazı otomotiv şirketlerinin bölgesel ihracatlarında bir parça iyileşme oldu. Yaz dönemi nedeniyle sezonsal iyileşmenin olduğu inşaat işlerinin yapılmaya başlandığını görüyoruz. Bu süreç hassas dengeler üzerinde devam ediyor. Bir takım orta vadeli kaynakların temini oluşursa önümüzdeki yılı biraz daha sağlıklı geçirebiliriz diye düşünüyorum. Önümüzdeki yıldan itibaren dibe vurdu denilen ekonomilerdeki hareketlenmenin daha olumlu olmasıyla bölge pazarlarında da, ihracat pazarlarında da iyileşmeler yaşanacaktır diye tahmin ediyorum." ‘Piyasalarda yavaş yavaş toparlanma görüyoruz’ İzzet Karaca / Unilever Türkiye Başkanı "Dışarıya baktığımızda bilindiği gibi Dow Jones endeksi çok öncü bir gösterge. Bu endeks 9 Mart'ta endüşük seviyesine gelmişti. O günden bugüne bir artış içinde. Tabii ki her şey toz pembe değil. İnişler çıkışlar olacak ama dünyada artık o eski göstergelere dönmeyeceğimizi düşünüyorum. Bizim sektörde biz bir kriz yaşamadık. Hızlı tüketim mallarında zaten yüzde 15 oranında büyüme var. Dolayısıyla bizim sektörde tünelin ucu diye bir şey söz konusu değil, zaten biz ucundayız. Ya da uca çok yakın bir yerdeyiz diyelim. Az biraz büyümelerde düşme var ama gerçekten sektörde birçok kategoride lideriz. Bu nedenle fedekarlık yaptık. Zam yapmadık hatta bazı yerlerde fiyatları düştük. Promosyonlarımızı çok artırdık. Özellikle krizleri iyi çalıştık. Tasarruflarla karlılığımızı korumaya gayret ettik. Dow Jones endeksi artık sadece ABD'nin göstergesi değil. Bütün dünya piyasaları beraber hareket ediyorlar. Bizim borsamızda da yine benzer bir şekilde yükselişler görüyoruz. Borsayı piyasaların bir göstergesi ve öncüsü olarak görüyorum. Piyasalara baktığımızda da yavaş yavaş toparlanma görüyoruz." ‘Görünene titrek bir ışık demek daha doğru olur’ Aynur Bektaş / TOBB Kadın Girişimci Kurulu Başkanı "Ben yaşanan gelişmelere olumlu bakıyorum. İş çevresi olarak daha olumluyuz. Ben de tünelin ucundaki ışığı gün ışığı olarak görüyorum. Ama kendisinin de söylediği gibi çok temkinli davranmak lazım. Yani bir dalga gelir mi gelmez mi gerçekten insan korkuyor bu anlamda. Hakikaten 'titrek bir ışık' demek daha doğru olur. Ama arabanın farı olmadığını da düşünüyorum. Hazır giyimde haziranda olumlu gelişmeler bekliyordum. Artık çok kısa terminli siparişler gelmeye başladı. Zaten beklentimiz de buydu. Dünya da şaşkın. Mesela 1.5-2.5 haftalık mal talebi alıyoruz. Bunu yakalamaya çalışıyoruz. Mesela ağustos ayı için sipariş sorulmuyor. Avrupalı müşteri malı alıp satmak istiyor. Deposuna mal koymak istemiyor. Bu da bizim için büyük bir şans. Çünkü bu kadar kısa süreli siparişleri Çin'e veya başka bir ülkeye veremiyor. Şu anda bu tür siparişler çok fazla. Anadolu da çok hızlandı. Sektör kendi siparişlerinin fazlasını Ordu, Mardin, Bartın gibi Anadolu'daki atölyelere vermeye başladı. Oralarda da hareketlilik başladı. Sadece ihracat açısından bakmamak lazım. İç piyasa da çok önemli. Burada da bir kıpırdanma var. Bu da sevindirici. İç piyasa dinamiğimiz çok önemli. Bundan sonra biraz daha iyiye gider düşünüyorum. 2010 için de iyimserim. 2010'da büyümeye devam ederiz diye düşünüyorum." İKTİSATÇILAR NE DİYOR? Görünen gün ışığı ama çok zayıf, toparlanma yavaş olur Prof. Dr. Taner Berksoy Bana göre krizde dip görüldü ama toparlanma başka şey. Krizde dibin görülmesi üretim, istihdam ve buna benzer verilerde ortaya çıkan negatif katsayıların küçülmesi demek. Bu böyle olduğunda dip görülmüştür. Bütün dünyada da iki aydır böyle. Toparlanma, bu seviyelerden yukarı doğru hareket etmek demek. Küçülen negatifler bir miktar yukarı doğru gidiş olduğunu gösteriyor ama tam anlamıyla krizin aşıldığını söyleyebilmek için negatiflerin hepsinin pozitife dönmesi, üretimde, istihdamda, kapasite kullanımında, tüketici harcamalarında pozitif oranları görmek demek. Daha henüz bu aşamada değiliz. Tahminim sonbahardan sonra bu aşama gelir. Merkez Bankası Başkanı uyarıda bulunuyor, "Aman dikkat edin, karşıdan gelen bir arabanın far ışığı ise çarpar” diyor. Bu uyarıyı biz yapsak tamam olur da MB Başkanı'nın böyle bir uyarı yapma ihtiyacı hissetmesi biraz tuhaf. Çünkü MB Başkanı olan kendisi ve o zırıl zırıl faiz indiriyor, herhangi bir risk yokmuş gibi. Hem faizi indirip hem de 'Aman dikkat edin risk var' demesi çok tutarlı değil tabii. Başkan bunu genellikle yapıyor ama biraz iyi bir aile babası gibi uyarılar da yapıyor, gerçeği de bir miktar söylüyor. Bence görünen ışık gün ışığı, ama henüz çok zayıf. Hava çok aydınlık değil. Toparlanma yavaş olur. Hızlı toparlanma tek bir ekonomi krizdeyse olur. Dış piyasalar hareketliyse oralara yaslanarak hızlı kalkabiliyorsunuz. Ama bu sefer hem iç talep yok, hem dünya ekonomisi sıkıntılı. Sanıyorum en kötüyü gördük, şimdi kötüyüz Ercan Kumcu Haber Türk gazetesi yazarı Belirsizlikler var. Nereye doğru gittiğimizi henüz bilmiyoruz. Merkez Bankası Başkanı da bunlara dikkat çekmek istedi. Nasıl bir konjonktürde olduğumuzu söyleyebilmek mümkün değil. Ekonominin yönü için tahminde bulunabilmek zor diyor, bu da doğruydu. Tren miydi araba mıydı, işin fantezisi. Ancak madem ki Merkez Bankası Başkanı belirsizliklerin farkında ve kaygı duyuyor, o halde faizleri indirmede bu cesaret nereden geliyor? Bu sorulması gereken önemli bir soru. Evet birtakım veriler ekonomilerin eskiye göre daha iyi durumda olduğunu söyler durumda. Sanıyorum en kötüyü gördük ve daha iyi durumdayız ama bu içinde olduğumuz durumun harika olduğu anlamına gelmiyor. Yani daha kötüydük şimdi kötüyüz anlamında söylüyorum. Bundan sonraki gelişmeler kesinlikle yine bankacılık kesiminin içinde bulanacağı duruma bağlı. Şu anda evet dünya bankalarında geçen yıl yaşanan sorunların büyük kısmı yok gibi duruyor. Ama ABD, birtakım çözümlerle yola çıktı. Ondan sonra kriz şekil değiştirdiğinde düşünülen çözümler konmuyor ortaya. Oysa sorunlar devam ediyor. Üç ay önce bankaların elindeki zehirli varlıkları satın almak üzere Amerikan hazinesinin de ortak olacağı şirketler kurulacaktı. Ama sanki bu önlemler rafa kalktı. Oysa bu varlıklar hala zehirli. Önümüzdeki dönemde tüketici kredilerinde, kredi kartlarında batık krediler artacak. Dolayasıyla gerçekten sağlıklı projeksiyon yapmak çok kolay değil. Bu kriz değerlerine benzemiyor. Muhtemelen inişli çıkışlı seyir daha bir süre devam edecek. Artık eskiye dönüş olmaz. Krizden çıkış ‘V’ şeklinde değil ‘U’ şeklinde olabilir Prof. Dr. Erinç Yeldan (Bilkent Üniversitesi) Krizin dip noktasını tespit etmek çok güç. Fakat sanayi üretiminde yurtiçi tüketimin artmasına bağlı olarak bir canlanma olduğu görülüyor. Bu henüz güçlü bir sinyal değil. Dünya ekonomisi artık bu krizi atlatsa bile ne biçimde olursa olsun, 2007 öncesine dönmek mümkün değil. Bol ve ucuz döviz, ucuz kredi, geniş ithalat dönemi kapandı. O dönemin özelliği ABD ekonomisinin çok yüksek dış ticaret açığı vermesi ve bunu da finansal entrümanlarla karşılamasıydı. ABD bu kadar dış ticaret açığı veren bir ülke olmaktan çıkacak. İhracata yönelik bir büyüme değil iç talebe, tasaruflara, yatırımlara yönelik genişleme dönemi göreceğiz. Türkiye’nin krizi atlattık, yüksek faizler, düşük kur, döviz bolluğu ile devam edelim beklentisi gerçekçi değil. Bunun halka yansıması Türkiye’nin yurtiçi gelirlerini artırması, istihdamı artırması, orta sınıfların alım gücünü yükseltmesiyle mümkün. Doğrudan doğruya yurtiçi gelir düzeyininin yükselmesine, istihdamın artmasına dayalı bir genişleme konjonktürünün söz konusu olacağını düşünüyorum. 2010’un ilk yarısından başlayacağı tahmin ediliyor toparlanmanın. Türkiye benzeri ülkelere tavsiye edilen politikalar hala 2000 sonrasında devreye sokulan daraltıcı para, maliye politikaları. Bu olursa krizden çıkışın ana unsuru ücretleri düşürelim, maliyeyi daraltalım şeklinde olursa, halka yansıması elbette çok daha gecikerek olacak. Krizde bir dip noktayı görüp yükselişe geçmek ancak orta sınıfların gelirlerinin artması ve yurtiçindeki tasarruf ve tüketim olanaklarının genişlemesine bağlı. Eskiye dönüş söz konusu olsaydı V tipi bir toparlanmadan bahsedebilirdik, ancak artık geniş bir U’dan bahsetmek daha mantıklı. VATANDAŞ NE DİYOR? Ahmet Aksoy (Tuhafiyeci) 'Dünyada kriz var mı?' diye sorarsan, evet var. Ben normalde 4 bin dolara indirdiğim konteyneri şu anda 1000 dolara getiriyorum Çin’den buraya. Ama bence Türkiye’deki kriz spekülatif. Kriz olsaydı arabalar kuyruklarda satılmazdı. Yine de millette yoğun bir tedirginlik, bu tedirginlikten dolayı bizim işlerimizde düşme var. Ancak bu düşme o kadar da çok değil. Bence tünelin sonuna gelmiş olabiliriz. Tülin Turnaoğlu (Havlucu) Krizle aram kötü değil. Biz çalışan insanlarız. Ben kriz olduğuna inanmıyorum. Bana göre kriz yok çünkü herkeste para var. Satışlarımız gayet iyi hiçbir şey yok. Bence tünelin sonundaki kesinlikle gün ışığı. Ben çok iyimserim. İnsanları severim, hayatı severim. Tuncay Görgülü (Mefruşatçı) Kriz bizi çok kötü etkiledi. Ekonomik olarak iyi bir durumda değiliz. Bu, iki yıldan beri böyle... Eskiden kendi yağımızla kavrulurduk. Şimdi yağ kalmadı, tencerenin dibi tuttu. Merkez Bankası Başkanı burada sinyal vermiş ve "Üzerimize araba geliyor" demek istemiş. Yoksa böyle beyanat verir mi? Sultan Özer (Sağlık görevlisi) Ekonomik krizle aramız çok kötü. Çarşı pazara çıkıyoruz ama çok zor tabii. Piyasa uzun zamandır böyle kötü ve aynen devam ediyor. Bence görünen ışık üzerimize gelen otomobilin farı. Gönül Gülsoy (Ev hanımı) Kriz çok kötü. Ben düğün alışverişine çıktım, hiçbir şey alamadan geri dönüyorum. Çarşı pazarda dibe vurduk. Gelir olmayınca her şey dibe vurdu. MİLLİYET
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!