BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,30 2,36 360.360.000.000,00
ALBRK 8,47 2,67 21.175.000.000,00
GARAN 139,60 1,68 586.320.000.000,00
HALKB 26,02 0,54 186.947.924.652,84
ICBCT 16,01 -0,06 13.768.600.000,00
ISCTR 14,36 2,35 358.999.569.200,00
SKBNK 6,97 3,11 17.425.000.000,00
TSKB 13,38 3,80 37.464.000.000,00
VAKBN 27,54 0,88 273.084.478.743,42
YKBNK 33,70 4,21 284.665.628.270,80

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaSöylemek bir şey, yapmak başka bir şey----

Söylemek bir şey, yapmak başka bir şey

Söylemek bir şey, yapmak başka bir şey
09 Temmuz 2010 - 17:32 www.finansingundemi.com

FİNANSGUNDEM konuk yazarı Sarper Özten, ekonomideki son gelişmeleri mercek altına aldı

Ekonomi Politikaları:
Avrupa’da kaygılar hala belirgin oranda azalmadı; riskten kaçınma göstergesi VIX endeksi hala hem bir ay hem de bir yıl önceki düzeylerinin yaklaşık %17 üzerinde bulunuyor. Avrupa’da’  yatırım kredi derecesindeki borçluların iflas riskinin bileşik bir göstergesi olan iTraxx Europe endeksi de hem bir ay hem de bir yıl önceki seviyesinin %34 üzerinde bulunuyor. Yani Nisan ortasından beri olan gelişmeler, piyasalardaki iyimserlik dalgasını tamamen ortadan kaldırmış gibi görünüyor. Peki, bundan sonra ne olacak? Birçok Avrupa ülkesinde alınan ciddi önlemlere karşın borç sürdürülebilirliğine dair kaygılar büyük oranda devam ediyor. Borç kaygılarına, finans piyasalarındaki karşı taraf riski algısındaki kötüleşme eklenerek özellikle Avrupa’da likiditenin maliyetini artırdı. Fed veya ECB’den yakın dönemde faiz artışı beklenmemesine karşın para piyasalarında faizlerin hızla arttığını, ancak son dönemde istikrar kazanmaya başladığını gördük. İleriye baktığımızda genel olarak krizden çıkış politikalarının ve politika belirsizliklerinin temel kaygı olmaya ve toparlanma algısını gölgelemeye devam etmesi mümkün. Son yaşananlar maliye politikalarında sıkılaşmanın hızla öne alınmasına, para politikasında ise ötelenmesine neden oldu. Global enflasyon baskısı hala çok sınırlı, enflasyon sadece Asya ekonomileri ve Brezilya, Türkiye gibi hızlı toparlanan birkaç gelişmekte olan ülkenin problemi olmaya devam ediyor. Gelişmiş ekonomilerde Merkez Bankaları önümüzdeki 12 ayda daha çok varlık fiyatlarındaki olası bir şişkinliği önlemeye ve maliye politikalarındaki hızlı sıkılaştırmayla bankacılık reformlarının etkilerini dengelemeye odaklanmaya devam edecek. Sonuçta politika uygulamaları en önemli kırılganlık unsuru olmaya aday, bunun da 26-27 Haziran G20 Zirvesi’nde yeniden test edilmesi beklenebilir. Bu ortamda düşük kamu borç oranı, sağlam bankacılık sistemiyle Türkiye’nin Doğu Avrupalı rakiplerinden pozitif olarak ayrıştığı görülüyor. Mayıs’ta Meclis’e sunulan ve Temmuz’da 2011 bütçe çalışmaları başlamadan önce yasalaşması beklenen Mali Kural Yasa Tasarısı da Türkiye’nin yapısal kredi değerliliğini güçlendirecek. Tasarının açıklanması sonrasında gelen ilk sinyaller de bu beklentimizi destekliyor. Moody’s, tasarının onaylanması halinde Türkiye’nin kredi notunun artırılabileceğini belirtti, Temmuz’da bu kurumdan en azından görünüm değişimi görme olasılığımız güçlü. IMF heyetinin IV. Madde çalışmalarının geçici sonuç açıklamasında da tasarı olumlu görülürken, uygulama için ek mekanizmaların gereğine dikkat çekildi. Son dönemde sıkıntıya düşen Macaristan’ın Kasım 2008’de Mali Kural Yasası çıkardığı ve uygulamanın bağımsız bir konseyce izlendiği anımsanırsa, uygulamanın sözlerden daha değerli olduğu açık. Türkiye’nin bugün itibarıyla güçlü ekonomik yapısı ile mali sıkılaştırmayı kısa dönemde gerçekleştirmesi mümkün. Bunun gerçekleştirilmesi ise ülkenin yatırım kategorisinde kredi derecesine öngörülenden daha önce ulaşmasına destek olabilir.

EKONOMİK VERİLER
Enflasyon:
Mayıs ayında TÜFE, %0.36 azalarak bizim %0.19 ve piyasanın da %0.40 olan artış beklentisinin çok altında gerçekleşti. Böylece, Nisan ayında %10.19 ile çift haneye çıkan yıllık TÜFE artışı Mayıs ayında %9.10 ile tekrar tek haneye geriledi. MB’nin PPK toplantı notlarında da belirttiği gibi işlenmemiş gıda fiyatlarında yaşanan düşüş, Mayıs ayında enflasyondaki gerilemeye belirgin etkide bulundu. Benzer şekilde, Mayıs ayında tarım fiyatlarındaki düşüş, ÜFE’nin piyasanın %0.90 olan ortalama beklentiye karşın %1.15 gerilemesine neden oldu.
Sanayi Üretimi:
Nisan ayında toplam sanayi üretimi bir önceki yılın aynı dönemine göre (YY) %17 artarken, imalat sanayindeki YY büyüme %18.6 oldu. Kapasite kullanım oranında Nisan ayında uzun bir aradan sonra görülen ivmelenmenin de işaret ettiği gibi (endeks, Nisan ayında %67.9’den %72.2’ye yükselmişti), sanayi üretimindeki iki haneli güçlü büyüme düşük baz etkisi ve iç talep koşullarındaki düzelmenin desteğiyle devam etti. Takvim ve mevsimsel etkilerden arındırılmış sanayi üretim artışı ise önceki aya göre %0.8, imalat sanayindeki arındırılmış aylık büyüme ise %0.7 ile Mart ayı düzeylerinin kısmen altında kaldı.


Dış Ticaret:
Nisan ayında dış ticaret açığı beklentimize paralel gerçekleşerek US$ 5.5 milyar oldu. Nisan ayında talep koşullarındaki toparlanmanın devam etmesiyle ithalat yıldan yıla (YY) %47.4 artarak US$ 14.9 milyara yükselirken, ihracat YY %25.2 artarak US$ 9.5 milyara yükseldi. Böylelikle, 12 aylık kümülatif açık Nisan ayında US$ 49.4 milyara ulaştı.


Ödemeler Dengesi:
Mart ayında cari açık US$ 4.3 milyar ile US$ 3.4 milyarlık beklentimizin üzerinde gerçekleşirken, 12 aylık kümülatif cari açık bir önceki aya göre US$ 3.1 milyar artarak US$ 21.9 milyara ulaştı. Mart ayında, cari açığın en büyük kısmını oluşturan dış ticaret açığı US$ 3.5 milyar olurken, hizmet dengesi US$ 188 milyon fazla verdi. Aynı ay, gelir dengesindeki açık US$ 1 milyar olurken, doğrudan yatırımlarda görülen US$ 456 milyonluk çıkış cari açık öngörümüzdeki sapmanın önemli bir nedeni oldu. Hizmet dengesi içinde önemli paya sahip net turizm gelirlerinin de (US$ 560 milyon) Mart ayında giderlerden kaynaklanmak üzere beklentilerimizin altında olması, cari açığın genişlemesine etkili oldu.Mart ayında cari transferlerde ise US$ 106 milyonluk giriş yaşandı.
Merkezi Yönetim Bütçesi:
Merkezi yönetim bütçe açığı Nisan ayında bir önceki yıla göre %370’lik sert artış göstererek TL 4.5 milyar oldu. Mart ayında yılbaşından beri ilk defa açık veren faiz dışı denge ise Nisan ayında TL 2.6 milyar fazla verdi. Kümülatif olarak baktığımızda, Ocak-Nisan döneminde bütçe, bir önceki yıla göre daha iyi bir performans gösterirken, Nisan ayına kadar olan hedef gerçekleşmelerine baktığımızda bütçe hedeflerine 2010 yılında ulaşılmasının mümkün olduğunu düşünüyoruz. Nisan sonu itibarıyla bütçe açığı TL 15.8 milyar olarak, 2010 yıl sonu hedefinin %31.5’ine ulaştı. Faiz dışı denge ise aynı dönemde TL 6.3 milyar fazla verirken, IMF tanımlı faiz dışı fazla TL 2.2 milyar oldu.
Bütçenin alt kalemlerine incelediğimizde, Nisan ayında harcamalar YY %19.8 artarken, gelirler YY %3.3’lük sınırlı artış gösterdi. Nisan sonu itibarıyla, harcamalar hedefin %32.6’sına ulaşırken, gelirler %32.8’ine ulaştı.
Merkezi Yönetim Borç Stoku:
Merkezi yönetim toplam borç stokunun artışı Nisan ayında da devam etti. Toplam borç stoku YY %11.6 artarak TL 456.9 milyara yükselirken, iç borç stoku YY %15.2 artışla TL 343.2 milyara yükseldi. Dış borç stoku ise YY %9.8 artışla US$76.8 milyar oldu.
Sarper Volkan Özten
ING Bank Denetleme Kurulu Üyesi

ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!