Sıcak paraya 'sıkı kontrol' kapıda
Küresel gevşek para politikalarının sağladığı küresel likidite, kan kaybeden dolara karşı alternatif arayışı ve artan risk iştahı derken gelişmekte olan piyasa varlıklarına olan ilgi bir anda arttı.
Uzaktan kulağa hoş gelen sıcak para girişi piyasaların reel anlamda da iyileşme kaydedebilmesi için gerekli olan en önemli kanadını yani uluslararası ticarette rekabet gücünü sakatladı. Çünkü gelişmekte olan piyasaların (GOP) varlıklarına artan ilgi, doların hızlı değer kaybıyla da birleşince bu yıl Rus Rublesi, Brezilya Reali, Şili Pesosu gibi yerel para birimleri yüzde 10'un üzerinde değerlendi. Pahalanan para birimleri ise GOP'un uluslararası ticarette mevzi kaybetmeye başlamasına neden oldu. Bu durumdan endişe eden GOP ise kolları sıvamaya hazırlanıyor. Gündemde şimdi "sermaye kontrolü dalgası" var. İlk adım bu ayın 20'sinde Brezilya'dan geldi. Alınan karara göre Brezilya'nın hisse senetleri ve tahvil piyasalarına yatırım yapmak isteyen yabancılar "Tobin vergisi" olarak da bilinen yüzde 2'lik bir vergi ödeyecek. Uzmanlar ise Brezilya'yı başka ülkelerin de takip edeceğini düşünüyor. Ancak sıcak paranın geri dönüşünü engelleme riski bulunan sermaye kontrollerine Türkiye ve Rusya gibi bazı ekonomiler şimdilik sıcak yaklaşmıyor.
Birçok ekonomi ise para birimlerini ucuzlatabilmek piyasaya sözlü müdahaleden tahvil alımlarına kadar birçok yönteme başvurdu. Çin dışında Asya ekonomilerinde para birimlerinin değerini düşürmek için hükümetin attığı adımlar sonucu sadece üçüncü çeyrekte bile toplam döviz rezervi büyüklüğü 70 milyar dolara fırladı. Şu ana kadar bir sermaye kontrolüne gitmeseler de Körfez ülkelerinden de bu yönde bir adım geleceği iddiaları var. Uzun bir süredir döviz piyasasına müdahalede bulunan Rusya'da döviz rezervi büyüklüğü ekim ortası itibariyle 420 milyar dolara ulaştı. Ancak rublede sene başından beri yaşanan aşırı değerlenmeye rağmen Rus hükümeti halen sermaye kontrolünün söz konusu olmadığı yönünde açıklamalar yapıyor. Aynı şekilde Brezilya'nın sermaye kontrolüne gitmesinin ardından açıklama yapan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası da geçtiğimiz günlerde bu tip bir kontrolün söz konusu olmadığını vurgulamıştı. Şimdi gözler yeni kontrollerin hangi ülkelerden geleceğinde. En yüksek ihtimal ise Latin Amerika ve Asya'daki ülkeler için veriliyor. Şili ve Tayvan en çok ismi geçenler arasında.
ŞİLİ DE VERGİYE SARILABİLİR
Latin Amerika ülkelerinin para birimleri 2009'un ilk çeyreğinden bu yana güçlü bir değerlenme sürecine girdi. Örneğin Şili Pesosu sene başından beri yüzde 19 değerlenince merkez bankası bu yıl sonuna kadar piyasaya günlük 50 milyon dolar satma kararı alarak pesonun değerini düşürme girişimlerini hızlandırdı. Ülkede sermaye kontrolü de gündemde. Şu anda dolar karşısında 530 seviyesinde olan Şili Pesosu 500 ya da 450 seviyesini görürse hükümetin yabancı sermaye girişine vergi uygulaması getirmesi gündemde. Kolombiya da kurdaki değerlenmeye karşı adım atacak ülkeler arasında gösteriliyor. Hükümet şimdilik sermaye kontrolünü son silah olarak düşündüğü için bunun yerine devlet tahvili alımına gidiyor. Son olarak Kolombiya Merkez Bankası ayın 23'ünde dolar ve pesoya dayalı 1.6 milyar dolarlık devlet tahvili alacağını duyurdu. Böylece pesonun değerinin düşürülmesi hedefleniyor.
ASYA'SA SÖZLÜ MÜDAHALE BEKLENİYOR
Asya'da bir çok ülke kurunun değerlenmemesi için müdahalelerde bulundu. Hatta Çin dışındaki Asya ekonomilerinde para birimlerini ucuzlatmak için atılan tahvil alımı gibi adımlarla rezerv büyüklüğü üçüncü çeyrekte 70 milyar dolar ile rekora bile ulaştı. Önümüzdeki dönemde 330 milyar dolarlık döviz rezervine sahip olan Tayvan'da sermaye kontrolü beklentisi yüksek. Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda'da da "sözel müdahaleler" bekleniyor. Çin'in yuanı da ABD'nin baskılarının etkisiyle değerlenmeye başladı. Çin'in önümüzdeki dönemde sermaye kontrollerini daha da sıkılaştırması bekleniyor. Güney Kore'nin sermaye kontrolü yerine sermaye girişlerine ilişkin düzenlemeleri gözden geçireceği tahmin edilirken, sermaye kontrolü uygulamasını gerçekleştiren Hindistan'ın yabancı kurumsal yatırımcılara ve dışarıdan borçlanmalara daha sıkı kontroller getirmesi de gündemde.
SERMAYE KONTROLÜNÜN RİSKLERİ
Sermaye kontrolleri "cezalandırıcı" adımlar olarak algılandığı için merkez bankalarının kredibilitesini sarsabiliyor.
Yerli işletmelerin yurtdışından yaptıkları dış borçlanmaların maliyeti artıyor.
Yerel para birimlerindeki değerlenmeler daha çok yurtdışı kaynaklı ise sermaye kontrolleri paranın değerini düşürmede işlevsiz kalıyor.
Sermaye kontrolleri kurda geçici bir düşüş sağlayabiliyor, zamanla bu kontroller ihlal edilmeye başlanıyor.
Kontroller kaldırıldığında ise güvenini kaybeden yabancı sıcak paranın o ülkeye dönüşü çok zor oluyor.