Satış usul usul geliyor
2010da iki sert düzeltme bekliyoruz. Bu kriz anlamına gelmiyor. Aksine yıllarca süreceğini düşündüğümüz bir boğa piyasası içinde düzeltme bekliyoruz. Satış baskısı önümüzdeki dönemde kuvvetlenerek devam edecek...
GEÇEN haftaki Satış zamanı yaklaştı başlıklı yazımızdan alıntı yaparak başlıyoruz:
Bundan yaklaşık 8 ay önce finansal piyasalarda büyük çöküş yaşanırken, kapitalizmin sembolü yatırım bankaları kağıttan kuleler gibi yıkılırken, 3 çeyrek sonrası için bizim gibi büyüme öngörüsünde bulunanlara aklını yitirmiş gözüyle bakılırken de bugünküne benzer bir yazıyı kaleme almıştık. Şubat sonu ve mart başındaki değerlendirme notlarımızda bugün önereceklerimizin tam tersini önermiştik. O dönemdeki yazılarımızda merkez bankalarının ve hükümetlerin devreye soktuğu mali ve parasal teşviklerin 2009'un yaz aylarında dünya ekonomisinin resesyondan (daralma süreci) kurtulmasını sağlayacağını ve finansal piyasaların da bu gelişmeyi 4-5 ay öncesinden satın almaya başlayacağını düşünerek, hisse senedi alımı, euro/dolar paritesinde dolar lehine pozisyon açılmasını, dolardan TL'ye geçilmesini ve petrol kontratı satın alınmasını önermiştik.
Öngörülerimiz büyük ölçüde haklı çıktı. Dünya ekonomisi 2008in dördüncü çeyreği ile 2009un ilk çeyreğinde uçurumdan aşağı yuvarlanırmışçasına tarihte emsali görülmemiş düzeylerde daralma yaşadı. Uzmanların büyük çoğunluğu aksini savunurken, ikinci çeyrekte daralmanın şiddetinde ciddi derecede azalma yaşanacağını yani ekonomik aktivitenin ikinci türevinin pozitife döneceğini savunuyorduk. Tüm dünyada daralma oranları ikinci çeyrekte azaldı. Finansal piyasalar bu gelişmeyi yeşil filizlerin belirmesi olarak nitelendirdi.
Uzmanların büyük çoğunluğu daralmanın 2010a kadar devam edeceğini tahmin ederken dünya ekonomisinin üçüncü çeyrekte büyüme dönemine gireceğini yani ekonomik aktivitede ikinci türevden sonra birinci türevin de pozitife döneceğini öngörüyorduk. Nitekim Avrupadan ABDye dünya ekonomilerinin ana motorları üçüncü çeyrekte büyüme dönemine girdi. Finansal piyasalar bu gelişmeyi de yeşil filizlerin fidanlaşması olarak nitelendirdi.
ALTIN ÖNGÖRÜMÜZ ÇIKMADI
Reel ekonomik aktiviteye yönelik öngörülerimize dayanarak finansal piyasaların da bu gelişmeleri 4-5 ay öncesinden (şubat sonu mart başı gibi) satın alacağını düşünerek, yaklaşık 8 ay önce Varlık satın almanın tam zamanı temalı yazılarımızla hisse senedi alımını, euro/dolar paritesinde euro lehine pozisyon açılmasını, dolardan TL'ye geçilmesini ve petrol kontratı satın alınmasını önermiştik. Bu görüşlerimizde haklı çıktık. Dolar/yen paritesinin yükseleceğini ve altın fiyatlarının düşeceğini öngörmüştük. Ancak doların dünyanın fonlama kaynağı rolünü geçici bir süreliğine birkaç ay üstleneceğini öngöremedik. Dolar/yen paritesi beklentimizin aksine yükselmedi, yerinde saydı. Altın fiyatlarının da düşen enflasyon, düşen enflasyon beklentileri, yavaş ama kalıcı bir şekilde iyileşen kredi piyasası şartları beklentimiz doğrultusunda düşeceğini öngörmüştük. Ama yanıldık; altın işler karışıkken sığınılacak liman işleviyle yükseldi, işler düzelmeye başladıktan sonra da yükselen kamu borçluluğu ve değer yitiren dolar kaygılarıyla prim yaptı. Özetle her şey altına yaradı; altın öngörümüz tutmadı.
O dönemden bu döneme Dow Jones endeksi 6 bin 500'den 10 bin 300'e, İMKB-100 endeksi 23 binlerden 52 binlere, petrol fiyatları 33 dolar düzeylerinden 80 dolar seviyelerine yükselirken, dolar kuru da 1.80'lerden 1.45'lere kadar geriledi. Tahminlerimiz büyük ölçüde tuttu. Yukarıda belirttiğimiz gibi beklentimizin aksine altın ve yen güçlü kaldı.
Bugünse 8 ay önce önerdiklerimizin tam tersini önereceğiz. Son dönemde, finansal varlık fiyatlarındaki yükselişlerin reel sektördeki toparlanmanın çok önünde gitmeye başladığını düşünmeye başladık. Finansal piyasalardaki iyileşmenin reel sektör gelişmelerinin (konsensüse kıyasla 2009un dördüncü çeyreği, 2010un ilk çeyreği ve 2010un ikinci çeyreğinde daha yüksek büyüme beklentimize rağmen) ima ettiğinden çok daha fazla olduğuna inanmaya başladık. Fiyat/geleceğe yönelik kar oranlarının hisse senetlerini pahalı düzeylere getirdiğini düşünmeye başladık. Bu nedenle de önümüzdeki 3 aylık süreçte hisse senedi fiyatlarında düşüş, dolar kurunda yükseliş, petrol fiyatlarında düşüş ve euro/dolar paritesinde dolar lehine kuvvetli bir eğilimin başlamasını bekliyoruz.
Bu beklediğimiz hareket, zamanlama olarak önümüzdeki günlerde başlayabileceği gibi, yıl sonuna doğru hatta hemen önümüzdeki yılın başında da başlayabilir. Zamanlamayı kestirmenin zorluğu kriz sırasında büyük darbeler yemiş fonların yılın son çeyreğinde varlık fiyatlarını suni bir şekilde mümkün mertebe yüksek tutma dürtüsünden kaynaklanıyor.
Ancak zamanlama bizce çok önemli olmayacaktır. Çünkü satış önümüzdeki günler yerine yeni yılın başında başlasa bile varlık fiyatlarında mevcut düzeylerin çok üstüne çıkılabileceğini düşünüyoruz. Bu bağlamda Dow Jones'ta 10 bin 300-10 bin 500 ve İMKB'de 50-52 bin aralığında, petrolde 80 dolar düzeylerinde satış yapılmasını, dolar kurunda da 1.45-1.465 aralığında TL'den dolara geçiş tavsiye ediyoruz.
Bu görüşümüz eski kabus dolu günlerin yaşanmasını beklediğimiz şeklinde yorumlanmamalı. Daha önce de belirttiğimiz ve ABD üçüncü çeyrekte resesyondan resmen çıktı, ya sonrası? başlıklı analizimizde aktardığımız gibi, ileriye dönük olarak özellikle de içinde bulunduğumuz çeyreği kapsayan 3 çeyrekte konsensüsten daha yüksek büyüme öngörüyoruz.
SERT DÜZELTME BEKLİYORUZ
Konsensusa kıyasla daha yüksek büyüme öngörmekle beraber 2010 yılında iki sert düzeltme dalgası yaşanmasını bekliyoruz. Birini ekonomik aktivitenin "soft patch'e girmesinin suni büyüme sonrası faaliyetlerde gevşemenin" tetiklemesini diğerini de parasal gevşemeden çıkış sinyallerinin kuvvetlenmesinin tetiklemesini bekliyoruz. Bunlardan ilkine zamanlama olarak olmasa da seviye olarak oldukça yakın olduğumuzu düşünüyoruz. Yanlış anlaşılmasın, finansal piyasaların eski günlerine dönmesini beklediğimizi söylemiyoruz. Aksine, yıllarca süreceğini düşündüğümüz boğa piyasası içinde düzeltme beklemekteyiz. Beklentimiz boğa piyasasının yerini ayı piyasasına bırakması değil. Sadece beklenenden daha uzun süreli ve daha sert geçeceğini düşündüğümüz bir düzeltme için yeter derecede malzeme biriktiğini (yukarıda belirttiğimiz dürtülerle göz ardı edilen) ve düzeltmeye başlangıç seviyelerine yakın olduğumuzu düşünüyoruz.
Kalın tırnaklar içinde belirtilen bölüm, tamamen geçen haftaki yazımızdan alıntı. Önceki hafta cuma gününden beri "fiyatlanmayan kötü ekonomik veriler" kümesine;
1. Beklenenden çok kötü gelen kasım ayı tüketici güven endeksi,
2. Beklenenden kötü gelen ekim ayı çekirdek perakende satışlar,
3. Beklenenden kötü gelen ekim ayı sanayi üretimi,
4. Beklenenden çok çok kötü gelen ekim ayı konut başlangıçları eklenmişti...
Gene önceki hafta cuma gününden beri "fiyatlanmayan kötü gelişmeler" kümesine ise;
1. FED'in iskonto penceresinden borçlanma vadesini düşürmesi (ultra para politikasından ilk çıkış işaretleri),
2. Geçen cuma günü de Avrupa Merkez Bankası'nın FED' inkinden daha kuvvetli çıkış sinyali vermesi eklenmişti...
Ancak bu kötü veriler ve gelişmeler fonların dördüncü çeyrek karlarını maksimize etme güdüsüyle varlık fiyatlarını mümkün mertebe yukarı çekme arzularından dolayı fiyatlanamıyordu. Görünen o ki haftanın son iki gününde fonlar karlarını realize etmeye başladılar ve dünya genelinde satış baskısı başladı.
Satış baskısının önümüzdeki dönemde kuvvetlenerek devam etmesini bekliyoruz...
Son söz: İstediğin olmuyorsa olanı iste.
(Arap anonimi)
ERKİN ŞAHİNÖZ / PARA DERGİSİ