Hisse | Fiyat | Değişim(%) | Piyasa Değeri |
---|---|---|---|
AKBNK | 69,55 | -1,14 | 361.660.000.000,00 |
ALBRK | 8,55 | -0,35 | 21.375.000.000,00 |
GARAN | 142,30 | 0,28 | 597.660.000.000,00 |
HALKB | 27,20 | 1,72 | 195.425.962.742,40 |
ICBCT | 15,55 | 0,58 | 13.373.000.000,00 |
ISCTR | 14,89 | -0,40 | 372.249.553.300,00 |
SKBNK | 6,99 | -2,65 | 17.475.000.000,00 |
TSKB | 13,52 | -0,29 | 37.856.000.000,00 |
VAKBN | 27,92 | 0,36 | 276.852.528.922,16 |
YKBNK | 34,20 | -0,18 | 288.889.153.912,80 |
E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.
Geçen zaman içinde aynı kredi derecelendirme kuruluşu Türkiye'nin kredi notunu IMF ile anlaşması olmaksızın yükseltmek zorunda kaldı. Birçok ülke 2008 ve 2009 yılında IMF ile anlaşmasına rağmen huzur bulamadı. Hatta bazılarının kredi notları düşürülürken iç karışıklıklara yol açan kararlar söz konusu oldu. Türkiye'nin iç dinamiklerinde herhangi bir sorun olmadığı sürece IMF ile anlaşmasına gerek yok. Hatırlarsak 1999 yılında IMF ile 3 yıllık bir program üzerinde anlaşılmasına ve IMF korumasında olmasına rağmen 2001 Şubat'ında gecelik faizler yüzde 7 binlere ulaşmış, dolar bir gecede 3 kat yükselmişti. O halde IMF ile anlaşmak krizi önlemek için yeterli değil. Siyasi istikrar olmadığı sürece IMF ile anlaşmanın kısa süreli heyecan dalgasından ibaret olduğunu 2001 yılında anlamış olmalıydık. Ayrıca büyümeye pozitif etkisi olacağı söylenen anlaşmanın piyasalarda bir rahatlamadan çok gerilim etkisi oluşturacağı zira IMF'nin Batı'da harcamaları artırın mesajları verirken Türkiye'ye farklı bakması ayrı bir konu. Aslında IMF ile ocak ayı başında anlaşılıyor izlenimi verilmesine rağmen ekonomi kurmaylarının mayıs ayını işaret etmesi, bu yöndeki beklentileri azaltmıştı. Hafta içinde anlaşmanın olmayacağının anlaşılmasının ardından piyasalar herhangi bir panik yaşamadılar. Borsa risk iştahının azalmasıyla dış borsalardan ayrışan bir görüntü çizmesine rağmen haftayı hafif kayıplarla tamamlarken, tahvil ve döviz fiyatlarında herhangi sürpriz bir atak yaşanmadı. Yabancı yatırımcıların böylesi bir kararı bekledikleri, açıklamalarından belli olduğu kadar yaptıkları işlemlerden de anlaşılıyor. Ancak genelde IMF çıpasının terk edilmesinin ardından 'Türkiye'nin kendi programını başarılı bir şekilde yürütüp yürütmediği sorgulanacaktır' görüşleri ağırlık kazanıyor. Benim kanaatim, eğer IMF ile anlaşma yapılmış olsa dahi, herhangi bir siyasi krizde bunun etkisinin olmayacağı yönünde. Bu durumda piyasalar önümüzdeki dönemde dünya piyasalarındaki gelişmelere göre dalgalanmasını sürdürecektir. Ayrıca kredi derecelendirme kuruluşları seçimlere kadar kredi notunda herhangi bir artış öngörmüyorlar. Bunun anlamı, seçimlere kadar hükümetin kendi programıyla hareket etmesi en doğal hakkı. Türkiye ekonomisi her şeye rağmen krizde güven verdi. Önümüzdeki süreçte bazı çalkantılar yaşansa bile olumlu yönde yol alacaktır. Para ve sermaye piyasalarının 2009 yılındaki gibi rahat olmasını kimse beklemesin. Zira dipten yukarı öyle bir hareket oldu ki piyasaların aynı ivmeyi yakalaması için yeni bir dibe ihtiyacı olabilir.
Rüzgar tersine mi dönüyor? 2009'un Kasım ayında 1,5137 seviyesinde başlayan düşüş trendi Euro/dolar paritesini 23 Şubat 2010 tarihinde 1,3497 seviyesine kadar getirmişti. Bu düşüşün arkasında AB'ye üye Yunanistan, Portekiz ve İspanya gibi ülkelerin aşırı borç yükü ile karşı karşıya olmaları ve özellikle Yunanistan'ın durumunun belirsizliği vardı. Ama aynı zamanda 2008 yılındaki çöküşün ardından piyasalara akıtılan dolar rezervlerinin faizlerin yükselmesiyle birlikte geri çekilmesiyle ABD Doları'nın teknik yükseliş baskısı da söz konusuydu. Geçen hafta açıklanan önemli verilerden Euro Bölgesi'nde ocak ayı sanayi üretiminin beklentilerin üstünde gerçekleşmesi, hafta içinde 1,3540 seviyelerine kadar gerileyen Euro/dolar paritesini cuma günü 1,3760'a kadar taşıdı. Parite halen alçalan trendi göstermekle beraber 1,3768-1,38 seviyesinin kırılması durumunda durum değişebilir. Haftanın ikinci günü ABD Merkez Bankası (FED) faiz kararının ardından durum netleşecektir. Şu an göstergeler kısa vadede paritedeki yükselişi destekliyor. Orta vadede ise göstergeler halen ABD Doları'nın yükselişini sürdüreceğine işaret ediyor. Selim Işıklar / Zaman
|
Finansingundemi.com’da yer alan bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. Burada yer alan bilgiler, güvenilir olduğuna inanılan halka açık kaynaklardan elde edilmiş olup bu kaynaklardaki bilgilerin hata ve eksikliğinden ve ticari amaçlı işlemlerde kullanılmasından doğabilecek zararlardan www.finansingundemi.com ve yöneticileri hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir. Burada yer alan görüş ve düşüncelerin www.finansingundemi.com ve yönetimi için hiçbir bağlayıcılığı yoktur. BİST isim ve logosu “koruma marka belgesi” altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BİST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BİST’e ait olup, tekrar yayınlanamaz.