Suudi Arabistan ile İran arasında başgösteren gerginlik ve hemen arkasından
Çin’den gelen veriler, yılın ilk günlerinde piyasalarda stres ve tansiyonun fırlamasına neden oldu. Cuma günü ABD’de açıklanan tarım dışı istihdam verisi ile bir kez daha hareketlenen piyasalarda gözler dolar kurunda idi.
Kur şimdilerde 3.004 sınırında hareket ediyor. Beklentiler ise zirve seviyesi 3.07’lerin test edileceği yönünde. Hatta şimdiden 3.15-3.20’lerin üzeri telaffuz edilmeye başlandı.
Küresel kaygılar
Peki kur bu seviyeleri görebilir mi? Küresel kaygıların korunması kuru yukarı doğru iter. Mevcut koşular korunursa tarihi zirve test edilerek geri çekilme yaşanır. Yaklaşık bir aylık bir süreyi bu seviyelerde geçirebiliriz.
ABD’de açıklanan aralık ayı tarım dışı istihdam verisi 292 bin artışla beklentinin çok üstünde geldi. İstihdam verisi beklentilerin üzerinde gelmesine rağmen, ortalama saatlik kazançlar beklentilerin altında kaldı. Bu da çalıştığı ücretten memnun olmayanların sayısının fazlalığına işaret ediyor. Saatlik kazançlar, istihdam verisini desteklemese de ABD istihdam piyasasında ivme korunuyor.
Dolar kuru orta vadede yükselen trendini koruyacak. Ancak yükseliş ivmesi içerisinde dalgalanmalar yaşanacak. Dalgalanmaların etkisini fiyat hareketlerinde de görüyoruz. Dolayısıyla yukarı sert hareketlerde satışların geldiğini görebiliriz.
Dolar, 2.95-3.05 bandında bir ay dalgalı bir hareket izleyecek. Buna bağlı olarak hisse senedi piyasasında da volatilite artacak.
Çin faktörü ise bu yıl ciddi anlamda yatırımcıların başını ağrıtacağını hissettiriyor. Hem ABD, hem de Çin açısından yaşanan gelişmelerin bir süreç olduğu ve bunun yansımalarının piyasalarda aşırı volatil hareketleri getireceğini göz ardı etmemeli.
Güvenli bir liman arayışı
24 Aralık’ta 15,31 seviyesinde olan VIX Endeksi, şimdilerde 23,93 seviyesine çıktı. Piyasalardaki stresin artış ve azalışını ölçen VIX Endeksi, piyasa profesyonellerinin yakından takip ettiği bir gösterge. VIX Endeksinin yükselmesi piyasalardaki panik ve korkunun arttığının göstergesi niteliğinde. Böylesi ortamlarda para güvenli liman arayışına girerken altın ve dolar öne çıkmakta.
Borsada dipte oluşan dar marjlı hareketlerde günlük hareketler kayıpları getirebilir. Ancak fiyatlar düşerken teknik göstergelerden gelen işaretler farklılaştı. Şimdilerde göstergelerde olumlu işaretler gözleniyor. Yaşanan olumsuz gelişmelere rağmen
bist 100 Endeksi’ndeki değer kaybının sınırlı kalmasını bu seviyelerde taban oluşumu çabasına işaret olarak algılayabiliriz. Bu çabanın güçlenmesi neticesinde endekste yükseliş gerçekleşecektir.
2016’da döviz nasıl yol alacak?
Prof. Dr. Targan Ünal (Okan Üniversitesi, Finansal Riskleri Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü )
“2015 yılında oldukça dalgalı bir seyir izleyen döviz piyasalarında, 2016’da dalga bandının daralması beklenebilir. Para politikalarındaki ayrışmayla beraber, dolarda bir miktar daha güçlenme öngörüyoruz. 2016’da euro/doların gerilemesini, buna paralel olarak dolar endeksi DXY’nin 102 seviyelerine yükselmesini beklemekteyiz. TL’de ise 2015’teki yüzde 25’lik değer kaybının ardından göreli ılımlı bir değer kaybı sonucu 2016 sonu $/TL 3.15 seviyesine yaklaşacaktır.”

Borsadaki düşük fiyat temettüyü öne çıkardı
Borsa İstanbul’da yabancılar geçen yıl 2.5 milyar dolar ile 2000 ve 2008 krizinden sonraki en yüksek satışı gerçekleştirdi. Dolar kurundaki yükseliş, yabancıların hisse senedi pozisyonlarını azaltmalarına neden oldu. Yabancı satışları ve kur artışı ile birlikte Borsa İstanbul’daki firmaların piyasa değeri 2014 sonunda 269 milyar dolar iken 2015 sonunda 190 milyar dolara geriledi. Temettü verimi ise aynı tarihlerde sırasıyla 1.54’ten 2.84’e çıktı.
Yabancı yatırımcının Borsa İstanbul’daki payı şimdilerde yüzde 62.09 seviyesinde bulunuyor. 2007’nin aralık ayında ise bu oran yüzde 72.37’lere kadar çıkmış ve sonrasında da bir daha bu seviyelere ulaşmamıştı. Borsa İstanbul’un temettü verimliliği oranı yüzde 1.5 ile 2.5 arasında gidip geliyor. Borsadaki büyük satış dalgalanmalarında temettü verimliliklerinin cazip hale geldiği gözlenirken büyük alım dalgalanmalarında da oran düşük kalmakta.
Ters orantı var
Temettü verimliliği; şirketlerin verdiği kâr payının o günkü piyasa değerlerine bölünmesiyle elde ediliyor. Bunun anlamı piyasa değeri arttıkça, başka bir söylemle hissenin fiyatı arttıkça temettü verimliliği düşüyor. Tersi durumda da piyasa değeri düşerken yani fiyatlar gerilerken de temettü verimliliği artmakta.
Borsada işlem gören bütün şirketler nazara alındığında 2007 yılı aralık ayından bu yana temettü verimliliğinin ortalama yüzde 2.32 seviyesinde bulunduğu söylenebilir. Şimdilerde ise bu oran 2.84 seviyesine çıkmış durumda.
Bu orana teknik açıdan bakıldığında direnç seviyesinin üzerine çıktığından bahsetmek mümkün. Nedeni ise artan temettüden ziyade düşen piyasa değeri. Yani şirketlerin düşen fiyatı temettü verimliliği oranının yükselmesine ve geçmiş rakamların üzerine çıkmasına neden olmuş görünüyor. Sonuçta temettü verimliliği oranında düzeltme ve tekrar eski kanalına dönecek olmasıdır. Bu da beraberinde piyasa değerinde artışı gündeme getirecektir.
Yüksek faiz ve döviz ortamında hem şirketlerin kârlılığı düşüyor, hem de dağıttıkları temettü miktarı azalıyor. Firmalar bir yıl büyürken ertesi yıl küçülebilmekte. Bu da dalgalanmaların devam edeceği olasılığını gündemde tutmakta.
BİST’te beklentiler
Endeks 70.000’in üzerinde tutunma çabasında. Hisse senetlerinde aşağı doğru kaymalarda panik satışları gelir.Yılın ilk haftası BİST 100 Endeksi, yüzde 1.55 değer kaybetti. BİST 100 Endeksi 69.191 ile geçen yıl en düşük seviyesini 14 Aralık günü görmüştü. Dolar aynı gün 2.99’u test etmişti. Şimdi dolar 3.004 seviyesinde bulunmasına rağmen BİST 100 Endeksi, 70.613 seviyesinde. Bu da diplerde alımların geldiğini gösteriyor. Endeks 69.191’in üzerinde tutunursa ikili dip oluşacak. Endekste güçlü destekler 69.500 ve 69.000 seviyelerde bulunuyor. İlk direnç ise 72.200’de yer alıyor. (ZEYNEP AKTAŞ / MİLLİYET)