BANKA HİSSELERİ
Hisse Fiyat Değişim(%) Piyasa Değeri
AKBNK 69,75 -0,85 362.700.000.000,00
ALBRK 8,64 0,70 21.600.000.000,00
GARAN 142,20 0,21 597.240.000.000,00
HALKB 27,44 2,62 197.150.309.472,48
ISCTR 14,99 0,27 374.749.550.300,00
SKBNK 6,98 -2,79 17.450.000.000,00
TSKB 13,55 -0,07 37.940.000.000,00
VAKBN 28,02 0,72 277.844.121.074,46
YKBNK 34,20 -0,18 288.889.153.912,80

E-posta listemize kayıt olun, en son haberler adresinize gelsin.

Ana SayfaPara PiyasaPARAYI NEREYE YATIRMALI?----

PARAYI NEREYE YATIRMALI?

PARAYI NEREYE YATIRMALI?
25 Mayıs 2009 - 06:29 www.finansingundemi.com

Tasarruf etme imkanı olanlar, bu soruyu son zamanlarda giderek daha sık sormaya başladılar kendilerine: Acaba tasarruflarımı hangi yatırım aracına yönlendirsem?

Eskiden daha kolaymış gibi geliyordu. Faizler yüksekti, gerçi enflasyon da yüksekti, ama en azından mevduat sahibi, bankada müşteri temsilcisinin karşısına geçince bir aylık mevduata yüzde 40, yüzde 50, hatta bazen yüzde 80 faiz alacağını duyduğunda suratı gülüyordu. Gerçi sadece yüksek olmayıp, aynı zamanda oynak olan enflasyon çoğu kez alınan faizi reel anlamda vade tarihine kadar sıfırlıyordu veya eksiye döndürüyordu (yani bir dönem tüketim yapmamayı göze alarak, parasını bankaya yatıranlar, faizlerini aldıktan sonra, alımını erteledikleri mal ve hizmetlerin fiyatlarının aldıkları faizden daha çok arttığını görüyorlardı); ama yine de bir ayda tasarrufların yüzde 3-5 nemalanacağını duymak hoş bir duyguydu. Mevduat faizi düştü 2001 krizinin ardından yavaş yavaş daha düşük faizlere alıştık. Ama mevduat faizleri şimdiki kadar düşük olmamıştı. Bugünlerde bankalarda müşteri temsilcisinin önüne gidenler aylık mevduatına ancak yüzde 11-12 faiz alabileceğini duyuyor. Stopaj sonrası ele geçen para yüzde 1'den daha düşük kalıyor böylece. Yıllardır ayda yüzde 3-5 kazanmaya alışmış, son yıllarda yüzde 2'lere yakın faizler kazanmış mudi için adapte olması kolay olmayan bir durum bu. Bazı mudiler kendilerine düşük faiz önerilmesini hakaret olarak bile algılayabiliyor; hesabını kapatıp başka bankaya gitmeye karar veriyorlar. Ama manzara orada da çok değişmiyor. Peki, böyle bir ortamda tasarrufları nereye yönlendirmek uygun olur? Öncelikle iki önemli noktayı gözardı etmemekte fayda var: Birincisi, düşük faiz ortamı devam edecek; dolayısıyla, mudilerin kendilerini bu düzeylerdeki faizlere alıştırması gerek. İkincisi, dünya çok derin bir krizin içinde. Şirketlere yardım ediliyor Bu ortamda, şirketler mümkün olduğu kadarıyla stoklarını eritmeye, borçlarını ödemeye çalışıyor. Dünyadaki pekçokları gibi, bizim ekonomi yönetimi de bu zorlu süreçte şirketlere yardımcı olmaya çalışıyor. Hükümet bazı vergi oranlarını geçici olarak indirirken, Merkez Bankası da, diğer ülkelerdeki merkez bankaları gibi, bir taraftan faizleri indirip finansman maliyetini düşürürken, diğer taraftan da sisteme likidite vererek, para piyasalarını rahatlatmaya çalışıyor. Faiz indirimi ile geçici vergi indirimleri, insanların tüketimlerini öne almalarını teşvik için yapılıyor. Yani ekonomiyi yönetenler, bizlerin sonra değil, şimdi tüketmemizi istiyor. Tabii ki bu teşvik işgüvenliği olmayan, gelecek dönemdeki gelir akışı konusunda ciddi soru işaretleri olanlar, servetleri bu krizde erimekte olanlar ve borçlular için bir teşvik değil. Ama belli bir geliri olup, iş güvencesine sahip olduğunu düşünen, döviz borcu olmayan ve belli bir düzeyde tasarruf edebilenler için geçerli. Satın almak daha cazip Şirketlerin satışı desteklemek için sağladığı iskontolar ile vergilerin indirilmesinden kaynaklanan fiyat düşüşleri yüzde 20'leri bulabiliyor bazı sektörlerde. Bu indirimlere ve yüzde 11-12'lik faizlere bakınca, eğer ihtiyaç varsa o ürünleri satın almak daha cazip gözüküyor. Yinelemekte fayda var: fiyatlar üzerinde yapılan indirimler ancak gelirleri düşmemiş, işgüvencesi olan ve tasarruf yapabilenler tarafından değerlendirilebilecek bir imkan. Borcu olanlar, işgüvencesine sahip olmayanlar, fiyat indirimleri ne kadar olursa olsun çok dikkatli harcama yapmaya her zamanki gibi özen göstermeliler. Peki, çok gerekli olan daha önce ertelediğimiz ihtiyaçların bir kısmını karşıladıktan sonra daha yüksek getiri için kalan tasarruflarımızı nereye yönelendirebiliriz? Akla hemen borsa, yatırım fonları, bono ve tahviller ile döviz geliyor. Dövizden para kazanmak zor Önce dövizden başlayalım. Döviz yatırımından para kazanmak her zaman çok zordur. Bir yıl sonra doların 1.75'ten işlem görüp görmeyeceğini kimse bilemez. Demek ki, mevduat kadar getiri elde etmek, yüzde 10-12 kazanmak için, alıp satmak gerekiyor. Bu da, sabahtan akşama kadar ekranın önünde oturup, piyasada işlem yapanlar için bile çok zor bir işken, günde bir kere kur kaç lira olmuş diye televizyona bakarak dövizalıp satarak para kazanmak çok daha zor. Öncelikle, kurlara ilişkin öngörü yapması çok güçtür. İkincisi, döviz alış kuru ile satış kuru arasındaki fark para kazanmayı zorlaştırmaktadır. Üçüncüsü, genellikle döviz almaya kolay karar verilir; ancak iş kur yükselince satmaya gelince o karar çok kolay alınamaz ve kur tekrar düşer, fırsat kaçırılmış olur. Portföylerde bir miktar döviz bulundurmak uygun olabilir ama gidip de o dövizi dolar kuru 1.65'e gelmişken almanın pek bir anlamı da yok. Devam edeceğiz... BATURALP CANDEMİR/REFERANS
ETİKETLER :
YORUMLAR (0)
:) :( ;) :D :O (6) (A) :'( :| :o) 8-) :-* (M)
DM TV YAYINDA! ABONE OL!