Paramı nereye yatırayım?

Dünya, yaklaşık altı aydan beri Yunanistan'ın borç kriziyle yatıp kalkıyor.
Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin liderlerinin onlarca defa geniş katılımlı toplantıları sonrası, 27 Ekim'deki toplantıda Yunanistan'ın kamu borcunun yeniden yapılandırılması konusunda anlaşıldı. Yunanistan'ın 350 milyar Euro'luk borcundan 100 milyar Euro'sunun silinmesi kararıyla dünya piyasaları derin bir nefes aldı. Ancak, Yunan halkı yapılan anlaşmayı bir yaptırım olarak algıladı. Toplumun değişik kesimlerinden protestolar oldu. Başbakan Yorgo Papandreu'nun söz konusu borcun kendisinden önceki döneme ait olduğu düşüncesiyle referanduma gideceğini açıklaması AB ve dünya piyasalarına bomba gibi düştü. Son olarak Yunan hükümeti parlamentodan güvenoyu istedi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) da yeni Başkanı Mario Draghi başkanlığındaki ilk toplantısında faiz oranını 25 baz puan indirerek, yüzde 1,25'e çekti. Bütün bu gelişmeler sırasında spekülatörler boş durmadı. Paritelerde, altın ve gümüşte spekülatif fiyat dalgalanmaları oldu.
Komşudaki tedirginliğin bize yansımaması mümkün değil. Ancak buna karşı ekonomi yönetimi ve Merkez Bankası, yeni eylem plânlarıyla düşük enflasyon hedefinden taviz vermeden, dövizde fiyat ve ekonomide finansal istikrarı koruyor. Bu konuda da oldukça hassas davranarak uygulamalarını, sık sık bankacılık ve finans kesimiyle bir araya gelerek paylaşıyor.
Yunanistan'la ilgili olumsuz gelişmeler; iç piyasada, Borsa endeksinin gerilemesine, faiz oranları, döviz fiyatları ve altın fiyatının geçici de olsa yükselmesine neden oluyor. Para piyasalarındaki fiyat hareketleri mevduatı veya iş dünyasında birikimi olan insanımızı ve sade vatandaşı tedirgin ediyor. Acaba Avrupa'daki finansal kriz bize de yansır mı? Türk Lirası'ndan (TL) çıkıp, döviz veya altın mı alsam? Hisse senedi olanlar, acaba endeks daha da düşer mi? Hisseleri satıp, döviz veya altına mı yönelsem? Bankacılar 'Altın yükselecek size altın fonu verelim. Hatta anapara korumalı olanından alırsanız para kaybetmezsiniz' diyor. Ancak, anapara korumalı altın fonunda, altın fiyatı düşünce zarar edilmiyor ama, faiz de işlemiyor. Bu sorular son günlerde sıkça sorulmaya başladı. Katıldığım televizyon programlarında da vatandaşın buna benzer sorularına muhatap oluyorum.
Finansal krizin etkisinden kurtulmaya çalışan Avrupa ülkeleri, harcamalarını kısarak tasarrufa yöneliyor. Bu nedenle dünyada ve bizde 2012 yılında daralma bekleniyor. Hammadde ihtiyacı ve enerji kullanımı da azalacağından fiyatlar düşüş trendine girecek. Altın ve gümüş fiyatlarının kısa ve orta vadede bu gelişmelerden olumsuz etkilenmesi bekleniyor. Kısacası dünyada para daha kıymetli olacak. Bizim gibi gelişen ülkelerde de yerel para birimleri dövize göre daha kıymetli olacak. Bu gerekçelerle TL cinsi yatırım araçlarının getirisinin daha iyi olması bekleniyor. Döviz kısa vadede dalgalanabilir. Piyasanın içinde olanlar becerebilir ve hızlı hareket edebilirlerse fiyat hedefi koyarak, çok kolay olmasa da günlük veya haftalık al-sat yapabilir. Küçük tasarruflar ise; beş-on yıllık vadede her ay bir çeyrek altın veya cumhuriyet altını alarak yatırılabilir. Bunun dışında birikiminde iki üç kilo altını olan, bugünkü fiyatlardan konut veya arsa gibi menkul kıymetlere yatırım yaparsa üç beş yıl sonra, bu yatırımların fiyatı sabit kalsa bile sattığı altının en az bir katı fazlasını alabilir. Kısacası dünyada çok olağanüstü bir gelişme olmaması ve Türkiye'de siyasi ve ekonomik istikrarın sürdürülmesi koşuluyla döviz, altın veya gümüşün getirisi, TL cinsi yatırımların getirisinden daha düşük olacak görünüyor
M.Ali Yıldırımtürk/ ZAMAN