'Munzamların azaltılmasını bekleriz'

Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan, ''Eğer küresel koşullar devam ederse biz bankalar olarak Merkez Bankası'ndan zorunlu karşılık oranlarının bir miktar azaltılmasını bekleriz'' dedi.
Aslan, İstanbul Finans Zirvesi kapsamında gerçekleştirilen ''Bankacılar Forumu''nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin diğer ülkelerden siyasal ve ekonomik istikrar, güçlü bankacılık sistemi ve büyümesiyle ayrıştığını anlattı.
Bankacılık sektörünün de hızlı büyüdüğünü, bu yıl kredilerde yüzde 25 dolayında büyüme beklendiğini, batık oranının son derece düşük olduğunu hatırlatan Aslan, yine Türkiye'nin ayrıştığı bir konunun da bankacılık alanındaki düzenleme ve denetimleri olduğunu söyledi.
Türkiye'de bankacılık sektörünün likidite sorunu bulunmadığını, sektörün kriz tecrübesinin, risk yönetimi becerisinin bulunduğunu belirten Aslan, zayıf yönleri konusunda ise tasarrufların düşüklüğüne dikkati çekti.
Tasarrufların Türkiye'de çok gelişemediğini, devam eden ihtiyaçların, ertelenmiş taleplerin bunu mümkün kılmadığını anlatan Aslan, tüketimin tasarrufa nazaran ağırlıklı seyrettiğini kaydetti.
Vadelerin kısalığının da bankacılık sektörünün zayıf yönler arasında olduğunu dile getiren Aslan, bu aşamada otoritenin gerekli adımları atmasını beklediklerini ifade etti.
Aslan, her zaman daha iyisini istemenin mümkün olduğunu ifade ederek, kısa vade sorununa ilişkin Merkez Bankası'ndan beklenen başka adımların da olabileceğini söyledi. Aslan, şöyle devam etti:
''Türkiye'de herkesin gurur duyması gereken bir merkez bankacılığı sistemi var. Geçmişte sadece para politikası çerçevesinde, faiz oranları ağırlıklı bir enstrüman halindeydi. Mevcut Merkez Bankası yönetimimizin geçen 3-4 yıl içerisinde ortaya koyduğu başka bir anlayış var. Olaylar gelişmeden, sıkıntılar ortaya çıkmadan önleyici birtakım ilave kararlar almaları önemliydi. Geçtiğimiz yıl sonuna doğru zorunlu karşılık oranlarında önemli artışlar yaşandı. Bu gelecekteki beklentilerin bir yansımasıydı. Şu anda küresel sıkıntılar ve ikincil bir resesyon olasılığından bahsediliyor. Dolayısıyla eğer küresel koşullar devam ederse biz bankalar olarak Merkez Bankası'ndan buradaki zorunlu karşılık oranlarının bir miktar azaltılmasını bekleriz. Bu, ortamın iyileşmesi açısından bir fırsat olacaktır. Zaten BDDK'nın da benzeri adımları olduğunu görüyoruz. Bizim otoriteye güvenimiz tam. Bu noktada bir şeyi eksik yaptıklarını düşünmüyoruz. Zamanı geldiğinde herkesten önce adım atarak bunu bizlere gösterdi.''
Süleyman Aslan, şirketlerin finansmana daha kolay erişimi açısından fizibilite konusundaki eksiklikleri tamamlamaları gerektiğini belirterek, ''Disiplini elden bırakmamak, projeksiyonları yaparken muhafazakar yaklaşmak ve baştan belirlenmiş büyüklüklere riayet etmek lazım. Kısa vadeli fonlarla uzun vadeli projelere girmemelerini tavsiye ediyoruz'' diye konuştu.
Geçmişte uzun vadeli yatırım kredileri için daha çok yabancı para cinsinden finansman kaynaklarının tercih edildiğini ifade eden Aslan, faizlerin düşmesinin ardından finansman maliyeti düşük, ancak kur riski taşıyan bu enstrümanlar yerine artık firmaların TL cinsi yatırım kredilerine ilgi göstermelerini beklediklerini belirtti.
''BANKACILIK SEKTÖRÜ DÜNYADA HAYRANLIK DUYULAN BİR SEKTÖR HALİNE GELDİ''
Citibank Türkiye Genel Müdürü Serra Akçaoğlu ise dünyanın büyük bir değişimden geçtiğini, üç ana problemin kamu borçları, likidite ve sermaye yeterliliğinden kaynaklandığını anlattı.
Türkiye'de bankacılık sektörünün son derece güçlü bir fonlama kaynağına, sağlam sermaye yapısına sahip olduğunu dile getiren Akçaoğlu, ''Ülkemizde bankacılık sektörü geçmişten aldığı derslerle dünyada hayranlık duyulan bir sektör haline geldi'' dedi.
Bankacılık sektörünün gücünün devam etmesi gerektiğine işaret eden Akçaoğlu, bunun için yapılması gereken işler bulunduğunu, sektörün hep birlikte aktif-pasif uyuşmazlığını giderici önlem alması, likidite yönetiminin iyi yapılması, eski risk yönetim yöntemleri yerine farklı modellere yönelinmesi gerektiğini anlattı.
Dünyadaki trendlerin çok ciddi değişim gösterdiğini, Batıdan Doğuya doğru ciddi dış ticaret ve yatırımın kanalize olduğunu anımsatan Akçaoğlu, bu trendlerin iyi analiz edildiği takdirde Türkiye ve Türk Bankacılık sektörü için değişik bir dönem olacağını kaydetti.
Akçaoğlu, ''Bu trend değişimi ile birlikte bizim dünya piyasalarından daha fazla pay almayı hedefliyor olmamız lazım. Bunu hep birlikte yapabileceğimize inanıyoruz. Türkiye dünyanın radarında. Citi Grup da Türkiye'yi öncelikli ülkelerin başına aldı'' diye konuştu.
Serra Akçaoğlu, bankaların halihazırda finansman bulma sıkıntısı yaşamadığını ve çok iyi fiyattan finansman sağlayabildiğini belirterek, önümüzdeki dönemde, özellikle Türkiye'nin çok daha güçlü ortaya çıkmasıyla bunun devam edeceği öngörüsünde bulundu.