Mevduat vadesi hemen uzamaz

TBB Başkanı Hüseyin Aydın, tasarrufların özendirilmesini değerlendirirken, “Yılların alışkanlığını kısa sürede değiştirmek kolay değil. Yüksek enflasyonda günlük yaşamaya alışmış Türkiye’nin uzun vadeli tasarrufa geçişte sosyolojik süreye ihtiyacı var” dedi. İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de, “Yüksek enflasyon hafızalardan silinmedikçe mevduat vadesi zor uzar” diye konuştu.
TÜRKİYE Bankalar Birliği (TBB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, tasarrufların artırılması, mevduat vadesinin uzaması için hükümetin yaptığı hazırlıklara değinerek, “Finansal İstikrar Kurulu ve ekonomi yönetimi nezdinde gereken katkıyı veriyoruz. Vadelerin uzaması için vergiyle ilgili bazı düzenlemeler de düşünülüyor. Ancak, bundan 9-10 yıl önceye uzanan yüksek enflasyon döneminde hep günlük yaşadık. O alışkanlıkların ortadan kalkması için bir ‘sosyolojik süre’ye ihtiyaç var” dedi. TBB Yönetim Kurulu Üyesi ve İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali de, “Yüksek enflasyonun izi hafızalardan silinmedikçe mevduatların vadesinin uzaması kolay değil. Vatandaş düşük enflasyonun istikrarlı şekilde süreceğine inandığı zaman tasarruf alışkanlıkları değişmeye, mevduat vadesi uzamaya başlar” diye konuştu.
Her duruma hazır tercih
Hüseyin Aydın başkanlığındaki Türkiye Bankalar Birliği (TBB) yönetimi düzenlediği sohbet toplantısında sektörün geçen yılki performansını değerlendirip, 2012 beklentilerini paylaştı. Başkanvekili ve TEB Genel Müdürü Varol Civil’in de katıldığı toplantıda TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin, yaptığı sunumda tasarrufların özendirilmesini beklediklerini vurguladı. Konuyla ilgili soruyu yanıtlayan Adnan Bali ise şu değerlendirmeyi yaptı: “Tasarrufların, örneğin banka mevduatlarının vadesinin uzamasına kafa yorarken işin psikolojik yönünü unutmamak gerekir. Türkiye, uzun yıllar yüksek enflasyonlu ortamda yaşadı. Fiyatları bile takip etmekte zorlandığı dönemler oldu. Bu nedenle vatandaşlar mevduatlarını bankalarda değerlendirirken her duruma hazır tercihler oluştu. Bu alışkanlıkların değişmesi kolay olmayacak. Mevduatta uzun vadenin teşvik edilmesini Finansal İstikrar Komitesi’nde de konuştuk. Tahvilde vadeyi uzatmış olsak da mevduatta kırık vadelerle paranın bankada kalış süresini uzatmaktan öteye geçemedik.”
Yavaşlama var
TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin, geçen yıl yapılan düzenlemelerle bankalara 8.5 milyar liralık ek yük getirildiğini belirterek, şunları anlattı: “Söz konusu ek yükü de hesaba katınca bankaları kurumlar vergisi oranı bir anlamda yüzde 50’ye çıkmış oldu. Bu durum kredi faizlerinin yönünü de yukarı çevirdi. Neyse ki son günlerde yön yeniden aşağı dönmeye başladı. Şu anda mevduat artış hızında, bir yavaşlama söz konusu. Yine de her şeye rağmen dünyada pek çok ülke Türk bankacılık sektörünün sağlam yapısına gıpta ile bakıyor. Türk bankacılık sektörü bazı yönleriyle G-20 ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. 75 milyar dolarlık özkaynak, Türk bankacılık sektörünün gücünü ortaya koyuyor.”

Operasyon giderimizin yüzde 51’ini alıyoruz

TBB Yönetim Kurulu Üyesi ve Yapı Kredi Genel Müdürü Faik Açıkalın, bankaların müşteriye hizmet için operasyonel giderlerinin oluştuğuna dikkat çekerek, “Bugün söz konusu giderlerin ancak yüzde 51’ini müşteriye yansıtabiliyoruz. Oysa dünyada yüzde 100’ünün müşteriye yansıtıldığı örneği çok. Geçmişte gecelik faizler çok yüksekken, müşterinin parasının bir gece bile bankada kalmasının bankaya bir getirisi olurdu. Şimdi bu olanak ortadan kalkmış durumda. Dolayısıyla gerek kredi kartı, gerekse bankacılık işlemlerinde hizmet giderlerini müşteriye yansıtmak durumundayız.”
Yönetime bağımsız üye koyalım derken bankalara halel gelmesin
TBB Başkanı Hüseyin Aydın, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) halka açık şirketlerin yönetimine bağımsız üye alınmasına dönük kararını şöyle değerlendirdi: “SPK, bu lararı reel sektör için hemen devreye alırken, bankalara 1 yıllık geçiş süreci tanıdı. TBB olarak bu konuda sektörümüzün endişelerini SPK Başkanı’na aktardık. SPK, öncelikle bu kararı alırken, sektörümüzün asıl otoritesi olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’yla (BDDK) birlikte çalışmalıydı. Ayrıca, mevcut haliye bankalara bağımsız üye bulmak pek kolay olmayacak. Her ne kadar SPK’nın bu kararının asıl hedefi bankalar olmasa da bağımsız üye uygulamasının sektörümüzün performansına halel getirmemesi gerekir. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde bağımsız üye konusu bankaların inisiyatifine bırakılmıştır. Otorite sadece, ‘Ya bağımsız üye kuralına uy, ya da uymadığını kamuoyuna açıkla’ der o kadar. Kısacası SPK’ya tereddütlerimizi bildirdik. SPK Başkanı aktardığımız tereddütleri haklı buldu. Yani, 1 bağımsız üye, 9 üyeye bedel olmamalıdır. Bağımsız üyeye özel statü verilmesini doğru bulmuyoruz.”
Çeki kabul ederken kredi gibi inceleyin
TBB Başkanı Hüseyin Aydın, karşılıksız çekte hapis cezasının çağdaşlıktan uzak bir uygulama olduğunu belirterek, şunları dile getirdi: “Hapis cezasının kalkması bizce de iyi oldu. Ancak, bizim yükümlülüğümüz arttı. Biz bankalar olarak çek defteri verdiğimiz müşteriyi çok sıkı inceleriz. Çeki kabul edenler, çeki verene kredi kullandırıyormuş titizliğinde inceleme yapmasında yarar var.”
Bankaların bedava hizmet lüksü yok
TÜRKİYE Bankalar Birliğ (TBB) Başkanı Hüseyin Aydın, kredi kartı ücretleriyle ilgili açılan davalarda kararın genelde müşteri lehine çıktığına dönük bir soru üzerine şu değerlendirmeyi yaptı: “Burada asıl olan bankaların önceden kart ücretini müşteriye bildirmiş olmasıdır. Sektörümüzde bu konuda yoğun rekabet var. Kredi kartı müşterisi isterse en düşük ücret uygulayan bankayı seçebilir. Ancak, bankaların bedava hizmet verme lüksü yoktur. Bankaların para kazanması, kâr etmesi de kötü birşey değil. Bankaların güçlü olması, kâr edebilmesi, ekonomiye katkı oranını yukarı taşır. Nitekim global krizde Türk bankalarının sağlam durabilmesinde bunun büyük rolü var.”
Türkiye’de banka almaya gelen de olur, bizden dışarıda alım yapan da
TBB Başkanı Hüseyin Aydın, bir soruyu yanıtlarken şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’de bankacılık açısından hâlâ gidilecek çok yol var, pazarın büyüyeceği çok alan söz konusu. Bu nedenle yurtdışından yatırımcıların Türk bankacılık sektörüne ilgisi sürecek. Nitekim bunu görüyoruz. Ayrıca, Türk bankacılık sektörünün global krizde sağlam durabilmesi, yurtdışına dönük adımlar atabilmesine fırsat tanıdı. Türk bankaları da yurtdışında banka alımı konusunda istekleri davranacaktır diye düşünüyoruz.”