Merkez'i bekleyen zor dönem

Merkez Bankası’nın (MB) fiyat istikrarından çok finansal istikrara odaklanmasıyla unuttuğumuz enflasyonu cuma günü hatırladık. Mayıs ayı enflasyon rakamları üzerine sayfalarca sürecek analizler yapılabilir. Ben kısa tutup 8 başlıkta toplamaya çalıştım.
1) Enflasyonda artış bekleniyordu, ama bu kadar değil. Enflasyon, piyasa profesyonelleri arasında yapılan anketteki en kötümser tahminden bile bir puan daha kötü geldi.
2) Genel enflasyonun yüzde 2.42 çıkmasında en büyük pay gıda fiyatlarının. Toplam harcama sepetinde yüzde 27 payı olan gıda, yüzde 4.7 gibi çok yüksek bir oranda arttı.
Merkez bile şaşırmıştır
3) Ama bu duruma bakıp enflasyon artışını tamamen gıdaya bağlamak, “sanki gıda olmasaydı enflasyon artmayacaktı” sanmak doğru değil.
4) Gıdayı, enerjiyi, tütünü, alkollü içecekleri ve altını hariç tutan çekirdek enflasyon aylık yüzde 1.8 gibi yüksek bir oranda artarken, yıllık çekirdek enflasyon ise yüzde 4.42’den 4.72’ye yükseldi. Yani rakamlara neresinden bakarsak bakalım, enflasyonun arttığını görüyoruz.
5) Merkez Bankası enflasyonun bu aylarda artacağını gördüğü için piyasaları ve halkı bu artışa hazırlamaya çalıştı. Merkez Bankası son Para Politikası Kurulu (PPK) Raporu’nda kısa vadede ‘temel enflasyon göstergelerinde sınırlı yükselişin’ süreceğini tahmin etmişti. Nitekim bu oldu. Ama sanıyorum ki, Merkez Bankası bile genel enflasyonda bu kadar sert bir artış beklemiyordu. PPK raporunda TCMB mayıs ayında enflasyonun yüzde 5.5’i aşabileceğini öngörürken, aklından geçenin yüzde 7.2 olduğunu sanmıyorum.
Merkez faiz arttırmaz
6) Buna rağmen Merkez Bankası’nın yakın gelecekte, yani ‘önümüzdeki birkaç’ PPK toplantısında faiz arttırmasını beklemiyorum. Bunu yaparsa önceki söylemlerine aykırı davranmış olur. Çünkü son dönemde yaptığı açıklamalar bize gösterdi ki, Merkez Bankası ekonomide aşırı bir ısınma olmadığını düşünüyor, maliye tarafında sorun görmüyor. O halde onun analizine göre ortada faiz arttırmasını gerektiren bir durum yok.
7) Enflasyon önümüzdeki birkaç ay daha yüksek seyredebilir. Bu da Merkez Bankası üzerinde baskıyı arttıracak, onun uyguladığı politikaların sorgulanmasına yol açacaktır. Nitekim mayıs verilerinin hemen ardından piyasada Merkez Bankası’nın faiz arttırımını öne çekmek zorunda kalacağı konuşulmaya başlandı bile. İşi zor, çünkü onu daha da zorlayacak başka gelişmeler olabilir. Mesela petrol fiyatlarındaki birikimli artışların yılın ikinci yarısında diğer fiyatlara yansımasını bekleyen, bizzat Merkez Bankası’nın kendisi. Seçim sonrası yapılacak zamlar da Merkez Bankası’nın işi zorlaştırabilir.
Mayıs rakamlarının ardından yılbaşında yaptığım yüzde 7-7.5 aralığındaki 2011 enflasyon tahminini hâlâ koruyorum.


Servet yildırım-radikal